Karabük Postası tarafından
28 Nisan, 2022 14:46 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Özer: “Karabük, Eğitimde Farkını Ortaya Koyuyor”

Bir dizi ziyaret ve değerlendirme toplantısı için Karabük'e gelen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Valilik ziyaretinde yaptığı açıklamada; "Karabük’ün bir eğitim şehri olarak yükseldiğini görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Temel eğitim, ortaöğretim, yüksek eğitimde son yıllarda farkını ortaya koyan şehrimiz" dedi. Pandemi konusunda da konuşan Bakan Özer; "Milli eğitim camiasını normalleştirmeden Türkiye’nin normalleşmesi mümkün değil. Onun için başta 6 Eylül tarihinden itibaren kararlı bir şekilde kesintiye hiç uğratmadan, ama sağlık tedbirlerine de riayet ederek bugünlere gelmiş olmanın büyük bir mutluluğunu taşıyoruz" dedi. Okulların  her zaman her olağanüstü koşulda ilk açılması ve en son kapatılması gereken yerler olduğunu ifade eden Bakan Özer; iki yılı aşkın süredir maske ile eğitim öğretim öğren öğrencilerin ve öğretmenlerin maske zorunluluğunun kaldırılmasıyla birlikte farklı bir deneyim yaşadığını belirterek, “Yaklaşık iki yıldan beri aslında iki yılı aşkın süreden beri öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz ilk kez bugün maskesiz bir şekilde eğitim öğretim geçirdiler. Yeni kararın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz gerçekten maskesiz bir şekilde eğitim öğretimlerine devam etmeyi çok büyük özlemle bekliyorlardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sağlık Bilim Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamayla artık kapalı mekanlarda maske kullanma zorunluluğu kaldırıldı. Bugün biz de ilk kez 18 milyon öğrencimizin, 1.2 milyon öğretmenimizin ve diğer idare personelimizin eğitim okul binasında maske kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırdık. Ve öğrencilerimiz çok rahat bir şekilde okullarına gittiler. Okullarında çok güzel bir gün geçirdiler. Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz için çok farklı bir deneyim oldu.” diye konuştu. “ALIŞKANLIKLARI TERK ETMEK KOLAY BİR ŞEY DEĞİL” 6 Eylül 2021 tarihinden itibaren yüz yüze eğitime geçildiğini aktaran Bakan Özer, milli eğitim camiasının önemine vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü: “Alışkanlıkları terk etmek kolay bir şey değil. Ama öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz uzun süreden beri çok büyük bir fedakarlıkla bu günleri bekliyorlardı. 6 Eylül 2021 tarihi itibariyle yeni eğitim öğretim yılına yüz yüze tüm eğitim kademelerinde devam etme irademiz, aslında bu sürecin tamamlanmasında çok büyük katkı sağladı. Çünkü milli eğitim camiası çok büyük bir camia. 18 milyon öğrenci ve 1.2 milyon öğretmenin ve diğer idarecilerin aktif olarak yer aldığı büyük bir aile. Milli eğitim camiasını normalleştirmeden Türkiye’nin normalleşmesi mümkün değil. Onun için başta 6 Eylül tarihinden itibaren kararlı bir şekilde kesintiye hiç uğratmadan ama sağlık tedbirlerine de riayet ederek bugünlere gelmiş olmanın büyük bir mutluluğunu taşıyoruz. Ve ilk kez hiç kesintiye uğramadan Covid-19 salgınında okulların da bu salgın sürecinde en güvenli ortamlar olduğunu göstererek aslında ülkemiz çok büyük bir güç kazandı. Çünkü yarın herhangi bir sıkıntı olduğu zaman başka olağanüstü koşullar olduğu zaman artık şunu gördük. Gerekli önlemleri alarak okullarımızı açık tutabiliriz. Yani okullar her zaman her olağanüstü koşulda ilk açılması ve en son kapatılması gereken yerlerdir. Tabi bu sürecin başarılı bir şekilde tamamlanmasında öğretmenlerimiz gerçekten günün kahramanlarıydı. Ben tüm öğretmenlerimize fedakarlıklarından dolayı emeklerinden dolayı tüm sağlık kurallarına riayet ederek aşılanma oranlarını toplumun çok üzerinde olduğunu göstererek sürece başarılı katkılarından dolayı en içten şükranlarımı sunuyorum. Okullarını 1.5 yıl aradan sonra özlemle bekleyen öğrencilerimiz de bu sürecin kahramanıydı. Onlar da Küçük yaşlarına rağmen maskeye, mesafeye, hijyene riayet ederek bugünleri kadar geldiler. Elbette maske zorunluluğu olmasa bile bundan sonra hijyen kurallarına azami riayet edeceğiz. Ben yeni dönemin hayırlı olmasını diliyorum. Öğretmenlerimiz sadece okullarda bu sürece katkı sağlamadılar. Aynı zamanda tüm illerimizdeki vefa gruplarında da aktif olarak vali ve kaymakamlarımızın hizmetinde vatandaşlarımızla hemhal oldular. İçişleri Bakanlığımıza çok teşekkür ediyorum. 81 ilde 922 ilçede süreçleri hep birlikte koordine ettik. Dün Bartın’daydık. Bugün Karabük’teyiz uzun yıllarımı geçirdiğim bu illere peş peşe ziyaret etmekten mutluluk duyuyorum. Bugün Karabük ilimizin eğitim yatırımlarını değerlendireceğiz. Mevcut eğitimini çok daha iyi noktalara taşıyabilmek için bakanlık alarak neler yapabiliriz? Bakanlık olarak hangi adımı atarız onları görüşeceğiz. Karabük’ün bir eğitim şehri olarak yükseldiğini görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Temel eğitim, ortaöğretim, yüksek eğitimde son yıllarda farkını ortaya koyan şehrimiz. Biz de bu güzel yolculuğunu çok daha güçlü hale getirebilmek için bakanlık olarak ne gibi destekler vermemiz gerekiyorsa her türlü desteği inşallah bu gün de daha önce sağladığımız gibi büyük müjdelerle desteğimizi sürdüreceğiz.” (İHA)

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
06 Mart, 2025 20:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

İl Tarım ve Orman Müdürlüğü: “Yağan kara güvenme, kokarcaya aman verme”

Samsun Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğü, "Yağan kara güvenme, kahverengi kokarcaya aman verme" ikazında bulundu.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, kahverengi kokarcayla ilgili açıklama yaptı. Kahverengi kokarcayla uğraşın devam ettiği belirtilen açıklamada, "İlimiz ziraî üretiminde başta fındık olmak üzere birçok eserde kıymetli ölçüde randıman ve kalite kayıpları meydana getirme riski olan, tahripkâr, istilacı ve polifag bir ziyanlı olan kahverengi kokarca ile gayret; bakanlığımız ‘Kahverengi Kokarca İle Gayret Hareket Planı’ yeterince; 2025 Yılı Bitki Sıhhati Uygulama Programı kapsamında Entegre Çaba Prensipleri doğrultusunda Kahverengi Kokarca Teknik Talimatına nazaran devam etmektedir. 2017 yılında birinci kere Terme ilçesinden vilayetimize giriş yapan, 2023 yılı Temmuz-Ağustos aylarında popülasyon artışının Terme-Çarşamba ilçelerinde kimi lokasyonlarda ekonomik olarak eserde ziyana yol açtığı, 2024 yılında ise popülasyonun artarak devam ettiği, bu süreçte ise il/ilçe tarım orman müdürlüklerimizin ihtar ve ikazlarını dikkate alarak uygulayan üreticilerimizin eserlerini müdafaaya yönelik çabalarında muvaffakiyete ulaştığı tespit edilmiştir. Kahverengi kokarca zararlısının tanınması ve ziyan boyutu ile kamuoyunun bilgilendirilmesi çalışmalarımız ziyanlı vilayetimize giriş yapmadan başlamış, hala bugün de il/ilçe uyum konsey toplantıları, il/ilçe bölüm toplantıları, kurum ve kuruluşlar ile istişare toplantıları, biyosidal uygulama eğitim programları, çiftçi eğitim ve yayım çalışmaları, proje çalışmaları, tarla okulları, örnek uygulama eğitimleri, uğraş takvimi duyuru ve ilanları üzere bütün argümanlar kullanılarak devam etmektedir. Bunun yanında bakanlığımızca tahsis edilen ödenekler ve yerelden temin edilen kaynaklar ölçüsünde sahipsiz alanların kışlak gayretinde kullanılmak üzere biyosidal ilaç alınması ve bu alanların ilaçlanması, kışlak öncesi ve kışlak sonrası feromon tuzaklarla cezbet-öldür yönergesi kapsamında kullanılmak üzere feromon tuzak ve etrafında yapılacak ilaçlamalar ile ilgili bitki muhafaza eserleri alımı, dağıtımı ve alanda aktif kullanımı, ilaçlamalarda kullanılmak üzere alet ekipman alımı, dağıtımı ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir" denildi.

2025’te artarak ve yayılarak devam etmesi öngörülüyor
Kahverengi kokarcanın 2025 yılında da artarak ve yayılarak devam etmesinin öngörüldüğüne dikkat çekilen açıklamanın devamında şu tabirlere yer verildi: "2025 yılında ise polifag, istilacı ve tahripkar bir ziyanlı olan kahverengi kokarca popülasyonunun artarak ve yayılarak devam etmesi öngörülmekte olup önlemlerimizin de artarak ve Kahverengi Kokarca ile Uğraş Hareket Planı doğrultusunda üreticilerimiz başta olmak üzere bütün dal paydaşları ile birlikte seferberlik ruhu içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Kahverengi kokarca biyolojisi gereği sıcaklık ortalaması 15-16 dereci altına inmeye başladığında kışlamak için amaç gayret alanlarımız olan konut, ahır, boş depo ve çatı ortaları üzere barınma alanlarında kışlama eğilimi göstermektedir. Kış boyunca yaklaşık 4-5 ay bu kışlaklarda kışı geçirip sıcaklık ortalaması 12,5 dereceye ulaştıktan sonra kışlaklardan çıkışlar başlayıp çıkışlar 16 dereceye kadar devam etmekte ve ortalama 17 dereceyi geçtikten sonra büyük oranda sonlanmaktadır. Bu sene geçen kış kaidelerinin korunaklı alanlarda kışlayan böcek popülasyonu üzerinde bir tesiri olmayacağı öngörülmektedir. Kışlak gayreti ise öncelikle mekanik çaba (toplanıp imha edilerek) yapılarak, ulaşılamayan alanlarda ise Sıhhat Bakanlığı’nca ruhsatlandırılmış biyosidal eserleri kullanılarak çaba yapılmalıdır. Kışlak uğraşında katiyen (BKÜ) bitki muhafaza eseri kullanılmamalıdır."

Seferberlik ruhu içerisinde mücadele
Seferberlik ruhu içerisinde çaba edilmesi gerektiğini vurgulayan Tarım ve Orman Vilayet Müdürü İbrahim Sağlam ise "Kahverengi kokarca; kışlaklardan sıcaklık ortalaması 12,5 dereceyi ulaştığında çıkışlara başlayıp sıcaklık ortalaması 17 dereceyi bulana kadar periyodik olarak çıkışlarını sürdürmektedir. Karadeniz Bölgesi’nde rakımsal ve bölgesel sıcaklık farklılıkları da dikkate alındığında referans tarihi olarak 2-10 Nisan ortası baz alınarak kullanılan ruhsatlı biyosidal eserlerin uygulama yüzey alanlarında kalma mühleti, büyükşehirlerde uygulama yapılması gereken alanlarında da büyüklüğü ve çokluğu dikkate alındığında 1-10 Mart tarihi prestiji ile kışlak alanlarda biyosidallerin uygulamaya başlanmasına, 15 Nisan tarihinde ise sonlandırılmasının uygun olacağı önerilmektedir. Kışlak alanlarda zararlının hareketsiz olacağı ve kimyasalla temasının zahmeti üzere etkenler de baz alındığında çıkış yapmak için hareketlenmelerin olduğu bu tarihlerin baz alınması kışlaklardan çıkış basamağında gerek ziyanlı ile temasın gerekse de yapılacak gayrette muvaffakiyet bahtını ve oranını arttıracaktır. Gerek kışlak gayreti gerekse cezbet-öldür yolu ile çaba ve eser bazında kimyasal gayret takvimi hususlarında il/ilçe tarım ve orman müdürlükleri ile irtibatlı olunması ve takip edilmesi, yapılan tertiplere dayanak olunması, seferberlik ruhu içerisinde gayret çalışmalarına kişisel ve toplumsal olarak sürat kesmeden devam edilmesi ilimiz ziraî üretimi için son derece önemlidir" dedi.
Ayrıca kışlaklardan çıkış için uğraşa 1-10 Mart’ta başlanması, 15 Nisan’a kadar devam edilmesi öneriliyor. Öte yandan kullanılan biyosidal eserlerin kalıcılık müddeti baz alındığında Nisan sonuna kadar tesirlerinin devam edeceği belirtildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.