Karabük Postası tarafından
03 Eylül, 2014 11:33 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Tıklanma Sayısı: 100
Yorum Sayısı: 0

“Ölüm Yolu”nda Çalışmalar Hız Kesmeden Devam Ediyor

ZONGULDAK ’ın Kilimli ilçesine bağlı Türkali ile Göbü köyleri arasında kalan ve adı ölüm yoluna çıkan karayolunda, yol genişletme çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Yüklenici firma tarafından geçtiğimiz Ağustos ayında başlatılan yol yapım çalışmalarında iş makineleri yardımıyla kayalıklar traşlanarak yol genişletmeye çalışılıyor. Geçtiğimiz günlerde Zonguldak il merkezinde, ilçelerinde, beldelerinde ve köylerinde vatandaşlara yolun 8 gün trafiğe kapatılması duyurusu yapıldıktan sonra karayolu sabah 08.30-12.00 ile 13.00-16.00 saatleri arasında trafiğe kapatılıyor. Yüklenici firma sahipleri çalışmaların son süratle devam ettiğini belirtti. Türkali ile Göbü köyü arasında kalan ve bu yolu sık kullanan vatandaşlardan Ali Rıza Güçlücan, “Öncelikle sabah akşam halkımıza tren verdiklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Bu trenlerin sabah saat 09.00’dan akşam saat 17.00’ye kadar sefer yapmaması bizim için çok zor. Bu trenlerin öğle arası çalışması gereklidir” dedi.

blank
blank
Mustafa AKAY tarafından
06 Ocak, 2025 11:13 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Tıklanma Sayısı: 25
Yorum Sayısı: 0

SİYASETTE EN KOLAY MALZEME DİN

MUSTAFA AKAY

Çok partili sisteme geçildikten sonra ülkemizde, din en çok kullanılan bir unsur oldu. Çünkü, kolay bir malzeme idi. Yüzyıllarca hurafelere mahkûm edilmiş toplum, geçmişten gelen alışkanlıklarından kolay kurtulamadı.


Din ve inanç özgürlüğü bir toplumun temel taşlarından birisidir. İsteyen istediğine inanır, istemediğine inanmaz. Bu aynı zamanda laikliğin de özünü oluşturur. Kaba tabirle laiklik “devlet işiyle dini ayırmak” olarak da anlatılsa, özünde din, inanç ve vicdan özgürlüğü vardır. Laiklik, bir ulusun birleştirici gücüdür. Ayrışmayı önler, birlik ve beraberliği tesis etmeye çaba gösterir. Ulus devletlerin en büyük şansıdır.
Laikliğin, dine karşı olduğu Atatürk döneminden beri ileri sürülür. İlk mecliste de bu konu çok tartışılmıştır. Mecliste bulunan din âlimleri de laikliğe karşı çıkan tavır takınmışlardır. Yüce Atatürk, bunlardan birsinin laikliği anlamadığını söylemesi üzerine, “Laiklik adam olmaktır Hocam” diyerek yerine oturtmuştur.
Evet, laiklik adam olmaktır. İnsan olmaktır. Uygar olmaktır.


Gerici ve bölücü takımı laikliğe hep karşı çıkmışlardır. Çünkü, onların malzemesi din kullanıldığında çok daha kolaydır. Dinine ve inancına sağlam bir şekilde bağlı olanları kandırmak, yoldan çıkarmak ve sonuçta da oylarını almak için çok fazla çabaya gerek yoktur.


Onun için, dinin arkasına sığınarak siyaset yapanlar, bu alanda istismarı hep ön plana çıkarmışlardır. İrticaya kadar uzanacak bir yol, dini istismarla açılmıştır.


Dini istismar edenlerin en büyük mottolarından birisi “Din elden gidiyor” şeklindedir. Dini bütün gözükerek, saf ve inançlı insanları kandırmanın en büyük yollarından birisi budur.


Türk Halkı, inancına sağlam iken bu tür yobazlar yüzünden yolundan sapmalar göstermiştir. Bol bol cami yapmakla Müslüman olduklarını topluma gösterme çabalarında bilimi hep ikinci plana atmışlardır. Günümüzde teknolojinin en yenilerini kullanarak, dini istismarlar sürdürülmektedir. Şeyhler, şıklar, mollalar halkı hem beyin hem de maddi olarak sömürmektedirler. Halka, yoksulluğun kutsallığını anlatırlarken kendileri varlık içinde yüzmektedirler.


Seçimlerde, en kolay malzemelerden bir tanesi ise karısındakini “dinsiz” olarak yaftalamaktır.
Halkımız, görünürde inançlı gibi ancak, perde arkasında her türlü ahlaksızlığı yapan, haram yiyen, yolsuzluk, hırsızlık yapan bu tür siyasetçilere zaman zaman inanmakta ve tercihini ona göre yapabilmektedir. Elbette, sonuç hüsrandır.


Bunların alnı secdeye değiyor, çalmazlar, çırpmazlar, yetim hakkı yemezler denilenlerin yıllardır, ne haltlar karıştırdıklarını görüyoruz. Bunların tümü her şeyi paradan ibaret görürler. Dinin emrettiği hiçbir kuralı uygulamazlar. İsraf, hırsızlık en büyük hastalıklarının başında gelir. Materyalistlerden de bile maddecidirler. Her şey bizim olsun isterler. Komşusu açken, tok yatan bizden değildiri çoktan unutmuşlardır. Halka cenneti vaat edelerken, kendileri dünyanın cennetinde bir eli yağda bir eli balda yaşam sürerler.
Malzemeleri kolay olduğu için seçimleri de kazanırlar. Ancak, halkın gönencinin artması yolunda değil, yandaşların somurmaları için çalışırlar.


Kısacası, söyledikleriyle yaptıklarında büyük bir çelişki vardır. Tam anlamıyla takiye yaparlar,
Onun için de Atatürk’ü, Cumhuriyeti, laikliği sevmezler. Sevmezler ne kelime, bunlara düşmandırlar.
Geri kalmış ülkelerde siyasetin ana malzemelerinden olan din ticaretinin önündeki set, laikliktir.
Laiklik, din, inanç ve vicdan özgürlüğüdür. Kimseyi kimseye boğdurmaz. Gelişmiş ülkelerin kalkınma nedenlerinden birisisidir laiklik.


Türk Halkı, laikliğe sıkı sıkıya sarılmalıdır. Özellikle, kadınlarımız laikliğin kendilerinin koruma zırhı olduğunun bilincine varmalıdırlar.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.