Ihlas Haber Ajansı tarafından
07 Mart, 2025 20:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Öğretmenliktin vazgeçti, av köpeği eğitiyor

Tokat’ta yaşayan Hüseyin Bulut, çocukluk tutkusunu mesleğe dönüştürerek Türkiye’nin dört bir yanından gelen av köpeklerini eğitiyor.
Tokat’ta yaşayan 41 yaşındaki Hüseyin Bulut, çocukluk yıllarında başlayan avcılık tutkusunu mesleğe dönüştürdü. 2006 yılında Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Otomotiv Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olan Bulut, öğretmenlik yapmak yerine cet topraklarına dönerek avcılığa devam etme kararı aldı. Küçük yaşlardan itibaren dedesi, babası ve amcalarıyla ava giden Bulut, avcılıktaki tecrübesini geliştirerek av köpeği eğitmenliği alanında uzmanlaştı.
Av köpeği eğitmenliğini mesleğe dönüştürdü
Pointer cinsi bir köpeği eğiterek avlara çıkmaya başlayan Hüseyin Bulut, köpeğinin başarısıyla kısa müddette etrafındakilerin dikkatini çekti. Arkadaşlarının köpeklerini eğitmesiyle başlayan süreç, talebin artmasıyla mesleğe dönüştü. Vakitle av köpeği eğitmenliği evrakı alan Bulut, Türkiye’nin dört bir yanından gelen köpekleri eğiterek sahiplerine teslim ediyor.
Köpekleri 15 günde eğitiyor
Av köpeklerine temel avcılık eğitimi veren Bulut, 15 gün süren programlarla köpeklerin avcıya uyumlu hale gelmesini sağlıyor. Kokuya ferma verme, aport eğitimi, kuşlara ziyan vermeden avcıya getirme üzere hünerler kazandıran Bulut, ayrıyeten silah sesinden korkan köpeklerin bu dehşetlerini yenmesine de yardımcı oluyor.
Sokağa bırakılan köpekleri avcılığa kazandırıyor
Her yıl yaklaşık 150 köpeğe eğitim verdiğini belirten Bulut, sokağa ya da barınaklara bırakılan köpekleri de eğiterek avcılarla buluşturuyor. "Bazı köpeklerin avcı olamayacağı düşünülerek sokağa bırakıldığını görüyoruz. Lakin hakikat eğitimle bu köpekleri avcılığa kazandırabiliyoruz" diyen Bulut, mesleğini tutkuyla sürdürdüğünü tabir etti.
Av köpeği eğitmenliğiyle isminden kelam ettiren Hüseyin Bulut, toplumsal medyada paylaştığı av görüntüleriyle da büyük ilgi görüyor.

Sevgi Özdemir tarafından
23 Nisan, 2025 16:56 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Faturalarımız tam, hizmet yarım

Bugün İstanbul bir kez daha sallandı. Kandilli Rasathanesi'ne göre 6.2 büyüklüğündeki deprem kısa sürdü ama etkisi derin oldu. Panik, endişe ve en önemlisi iletişimsizlik. Deprem olur olmaz herkes telefonu eline aldı, sevdiklerine ulaşmak istedi. Ama çoğumuz, sevdiklerimizi aradığımızda telefonlarımızda sadece sessizlikle karşılaştık. GSM operatörleri yine sınıfta kaldı.

Her ay düzenli olarak ödediğimiz yüzlerce liralık fatura, yalnızca konuşma ve internet değil, ihtiyaç anında çalışacak bir sistemin bedeli olmalı. Ama bugün gördük ki, o sistem en gerekli anda iflas ediyor. Bu sadece birkaç dakikalık bir kesintiden ibaret değil; milyonlarca insanın aynı anda sessizliğe mahkum edilmesi demek. Afet anında en çok ihtiyaç duyulan şey iletişimken, sesimizi duyuramamak demek yalnızca teknik bir sorun değil, bu yaşama tutunmaya çalışan insanların hayati bir bağdan koparılması demek.

Hatırlarsanız 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde de aynı sorunu yaşadık. O gün yüz binlerce insan enkaz altında sevdiklerine ulaşmaya çalıştı. O gün de aynı tablo karşıladı bizleri. Yani bu bir ilk değil, ama ne yazık ki hâlâ bir son da değil.

6.2 büyüklüğündeki bugünkü depremde iletişim altyapısı bu kadar kolay çöktüyse, olası büyük İstanbul depreminde neyle karşılaşacağız?

Uzmanlar yıllardır bu depremin 7’nin üzerinde olacağını söylüyor. Durum böyleyken, GSM operatörleri hâlâ bu yükü kaldıramıyorsa, esas felakette sistem tamamen devre dışı mı kalacak? O zaman sadece binalar mı yıkılacak, yoksa iletişimsizlik yüzünden umutlarımız da mı enkaz altında kalacak?

Devamlı artan fiyatlar, paketlere eklenen "katma değerli hizmetler", 5G vaatleri… Hepsi güzel. Ama bu hizmetlerin en temel işlevi, acil durumlarda çalışması değil mi? İletişimin en çok gerektiği anda yok oluşu insanların can güvenliğine karşı işlenmiş ciddi bir ihmaldir.

Bu saatten sonra "yoğunluktan dolayı hatlar kilitlendi" bahanesi kimseyi tatmin etmiyor. Çünkü biz bu yoğunluğun ne zaman geleceğini biliyoruz: her depremde, her afette, her kriz anında. Bilinmeyen değil, beklenen bir senaryoya karşı hazırlıksız olmak, affedilir bir şey değildir.

Reklam filmlerinizdeki "gelecek burada" sözleriyle değil, kriz anlarında göstereceğiniz dayanıklılıkla güven kazanın. Çünkü biz artık her ay farklı bahanelerle artan fatura değil, karşılık istiyoruz.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bu web sitesinde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezler kullanılmaktadır. Detaylar için Gizlilik Politikamızı inceleyebilirsiniz.