Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) 78. şubesi Karabük’te törenle açıldı. Daha sonra Yenişehir Büyük Kulüp’de Gala Programı yapıldı.
MÜSİAD Karabük’ün açılış ve gala programına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Kalkınma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Karabük Valisi Orhan Alimoğlu, AK Parti Karabük Milletvekili Osman Kahveci, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, MÜSİAD Genel Başkan Yardımcıları Abdurrahman Kaan, Kemal Yamankaradeniz, İşadamı Remzi Gür, Kardemir Yönetim Kurulu Başkanı Muthullah Yolbulan, MÜSİAD YK Üyeleri, MÜSİAD Karabük Şube Başkanı Ahmet Nur, Şube Başkanları, üyeler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Açılış sonrası düzenlenen gala programında ilk konuşmayı MÜSİAD Karabük Başkanı Ahmet Nur yaptı. Nur yaptığı konuşmasında MÜSİAD Karabük’ün nasıl oluştuğuna değinerek, Karabük ekonomisinden bahsetti. Ahmet Nur ayrıca Karabüklü işadamlarını MÜSİAD çatısı altına davet etti.
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak yaptığı konuşmada "Bu yıl gerçekleştireceğimiz, IBF ve Uluslararası MÜSİAD Fuarı'mız, kendi kategorisinde en başarılı etkinliklerimizden birisi. 2012 yılında, 92 ülkeden 5.200 yabancı işadamını ağırladığımız fuarımızda, bu yıl, 102 ülkeden, 7.000 yabancı iş adamını ağırlayacağız. 45.000 m2 alandaki fuarımızı, bu yıl 100.000 m2’ye çıkardığımız gibi. Geleneksel olarak, Sayın Başbakanımızın açılışımızı yaptığı, Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde olan ve 26-30 Kasım tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz 15. MÜSİAD Uluslararası Fuarı'nda, teknolojiye verdiğimiz önemi daha da arttırarak, ‘High Tech Port’ konseptiyle, başlı başına bir hol ayırdık. Türkiye’nin teknoloji üretim devlerini, proje sahiplerini; yurtiçinden ve yurtdışından gelen yatırımcılar ile buluşturmak üzere, bir ‘High Tech Port Fuarı' fikrini hayata geçirdik. Sizleri, fuarımıza, yani fuarınıza davet ediyorum" dedi.
2013 yılında; ekonomik, sosyal ve siyasal alanda birçok gelişmeye şahit olunduğunu belirteen Olpak, "IMF ile biten borç ilişkisi, Dev Yatırımlar, yıllar sonra Türkiye’nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye çıkarılması, ilk akla gelenler. Yılın ikinci yarısındaysa, aslında aynı ekonomik başarı sürerken, daha çok siyasetin konuşulduğu bir dönem yaşandı. Gezi ile başlayan, 17 ve 25 Aralık ile devam eden süreçte, BIST100 endeksi, Mayıs 2013’te 93.000’in üzerine çıkarak rekor kırmışken, yılı yüzde 27 kayıpla kapattı. Aynı süreçte, TL/Dolar kuru yüzde 18 değer kaybetti. Tüm bu koşullara rağmen, Türkiye 2013 yılında yüzde 4 büyüyerek, bizi mutlu etti. Küresel krizin etkilerinden kurtulmaya çalışan Avrupa'da yüzde 0,5’lik büyüme gerçekleşirken, bu büyüme manidardır. 2014 yılına da, pek çoklarınca felaket senaryolarının çizildiği, büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize edildiği bir ortamla girdik. Biz ise, ısrarla, elimizdeki rakamların hiç birinin büyümemizi aşağı yönlü revizeyi gerektirmediğini ve yüzde 4 büyümeyi yakalayabileceğimizi ifade ettik. Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2014 yılı ilk çeyreğindeki yüzde 4,3’lük büyüme, MÜSİAD olarak ne kadar isabetli olduğumuzu ortaya çıkardı. Ülkemiz, 18 çeyrektir aralıksız büyümeye devam etmiştir. Şüphesiz, ilk çeyrek büyümesine en önemli katkının ihracattan gelmesi, sevindirici. Son 2 çeyrektir büyümeyi olumsuz etkileyen yurtdışı talep, ilk çeyrekte, yüzde 11,4 artarak, büyümenin lokomotifi oldu.
"Merkez Bankası’nın faiz kararı özel sektör yatırımlarını yavaşlatmıştır” diyen Olpak sözlerine şöyle devam etti: "Büyümeyi son 2 çeyrektir olumlu yönde etkileyen özel sektör yatırımları ise, yüzde 1,3 düşmüştür. Bunun sebebinin, Merkez Bankası’nın Ocak ayında aldığı radikal faiz artırım kararının, özel sektör yatırımları üzerindeki yavaşlatıcı etkisi olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada, Merkez Bankasının yaptığı son faiz indirimini olumlu karşılıyor ama yeterli görmüyoruz. Enflasyon rakamlarında muhtemel bir düşmeyle, Merkez'in faizde daha cesur bir indirime gideceğini bekliyoruz. Ekonomimizin ilk çeyrek performansını göz önünde tutarak, eğer Ekonomi Yönetimimiz, iç piyasayı soğutma yönünde ilave bir karar almazsa, bu yıl, geçen yıldan daha düşük bir büyüme hedeflemiyoruz.
Bu noktada, illerimizin, hedeflerine ulaşmak için göstereceği gayret, ülkemizin hedeflerine ulaşmasının da temelini oluşturur. Türkiye’nin son yıllarda elde ettiği, siyasi ve ekonomik istikrar ile beraber gelen, huzur ve güven ortamının sonucu olan refah artışına, Karabük'ün de katkıda bulunması sevindiricidir. Dış ticaret hacmi, son 11 yılda, 24 misli artarak, 668 milyon$’a ulaşmıştır. Karabük, 2009 krizinde de, ihracatını artıran birkaç şehrimizden birisidir, tebrik ediyorum.
Bir ülkenin işadamlarından beklentisi, daha fazla yatırım, daha fazla istihdam ve sosyal gelişime daha fazla katkıdır. Biz işadamlarının bunları yapabilmek için beklediği ise; Huzur, Güven, Pozitif İstikrar, Hızlı ve Adil İşleyen bir Hukuk Sistemi'dir. Bugün, Siyasi İstikrarla gelen Ekonomik İstikrar ve hedeflerin yakalanmasıyla elde edilen Güven Ortamı, 1,5 yıldır devam eden Çözüm Süreci ve Demokratikleşme Paketiyle, geleceğe daha güvenle bakıyoruz.
Ancak, Huzur Ortamı devam ederken, aniden alevlenen şiddet olaylarından rahatsızız. Şiddetin yeniden başladığı bir dönemde, Türk Bayrağımızın bir askeri birliğimiz içinden indirilmesi tahriki manidardır. Aynı dönemde, IŞİD'in, Musul Başkonsolosluğumuzu basarak, vatandaşlarımızı kaçırması da, vahim ve kabul edilemez bir saldırıdır. Öncelikli temennimiz, Başkonsolosumuz dahil tüm vatandaşlarımızın, bir an önce, salimen kurtulmalarıdır. Bir başka temennimiz, bunların kabul edilemezliği yanısıra, aynı dönemde yaşanmasının, bir tesadüf sınırı içinde olmasıdır. Son temennimiz ise, bütün bu yaşananların, ülkemizi, sonu belirsiz bir sürece çekebilecek gelişmelerin yaşanmamasıdır. MÜSİAD olarak, Demokrasi ve Huzurun kök salması için üstümüze düşen ne varsa, yaptık, yapmaya hazırız. Etnik ve dini ayrımcılığa, ötekileştirmeye hep karşı olduk, olmaya da devam edeceğiz. Çünkü biz, öteki olmanın ne demek olduğunu iyi bilenlerdeniz".
Galada MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak’ın konuşmasının ardından katılımcılara hitap eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, "Her ekonomik faaliyetin iki temel amacı olur. Bunlardan biri ekonomiyi büyüteceksiniz. Ekonomiyi büyütürken artan değeri de vatandaşlarınız arasında mümkün olduğunca adil şekilde taksim etmeye özen göstereceksiniz. Türkiye'nin son yıllarda ekonomik büyümede dünyada hissedilir rakamları yakaladığını hepimiz memnuniyetle görüyoruz. Eğer Türk ekonomisi büyüyorsa bunda en büyük pay özel sektörümüzündür. Büyümede kamunun etkisi zaten gittikçe azalmıştır. Biz şuna inanıyoruz, Türkiye büyüyecek daha fazla ihracat yapacak, hedeflerimiz var bizim Türkiye olarak 2023 yılında Türkiye'yi dünyanın en çok kalkınmış, büyüme rakamlarını yakalamış 12 ülkesi arasına sokma hedefimiz var. Bu hedefe ulaşmanın yolu özel sektörümüzü daha canlı daha dinamik hale getirebilmek. Eğer önünde bir takım engeller varsa yatırım yapmada ve faaliyette onları da bir bir kaldırabilmektir. bu konuda son yıllarda, AK Parti iktidarı döneminde önemli işler yaptığımızı önemli adımlar attığımızı biliyorum. Ama daha yapacağımız işler var. Gerçekten ihracat rakamları son derece sevindirici. 2014 yılındayız bir takım sorular yaşıyoruz, çelme takmak isteyenler oluyor. yani meyvesiz ağaç taşlanmaz, meyveli ağaç taşlanır. Bunları biliyoruz. ama her sıkıntı da millete güvenerek, milletin iradesine güvenerek bu problemleri aştık ve aşmaya devam edeceğiz. Ekonomik büyümede mutlaka özel sektörümüz daha da teşvik edici olmalı.
Ben MÜSİAD'ın hükümetimize, hükümetimizin ekonomide sorumlu bakanlarına mesajlarını da büyük bir taktirle takip ediyorum. Diyorlar ki, 'Türkiye'de güçlü bir bankacılık var ve her bankada kar ediyor. Bankalar sadece teminata kredi vermemeli, projeye de kredi vermeli.' Diyelim güzel bir proje hazırladı girişimci, ama yeterli teminatı yok. bankalar bu istikbal vaad eden projelere de destek vermeli. Benim MÜSİAD'ın taktir ettiğim, iş alemiyle ilgili onları teşvik edecek sorunlarını çözecek işler yapıyor ama Türkiye'nin önünü açacak özellikle yöneticilere de yardımcı olacak önerileri sebebi ile de şükranlarımı sunuyorum. Bankalar sadece teminat karşılığı kredi vermemeli, projelerde teminat yoksa bile bir girişimciye yatırımcıya kredi vermeyi gündemine almalı. Ben bunu son derece doğru buluyorum. Kuşkusuz ki hükümetimiz, ekonomiden sorumlu bakanlarımız bu önerileri dikkatle takip ediyorlar. Bu konuda mutlaka adımlar atılmalıdır. Ayrıca bankalar sadece mevduat bankacılığı yapmamalı, yatırım bankacılığı yapabilmeli. Sadece size yatırılmış olan paraları kullanarak, paradan para kazanan kurumlar olmamalı" dedi.
SAMSUN (İHA) – Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, RAMS Başakşehir’e yenildikleri için üzgün olduklarını söyledi.
Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında Samsunspor evinde karşılaştığı Başakşehir’e 2-0 mağlup oldu. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, kaybettikleri için üzgün olduklarını dile getirerek, "Maçta çok pozisyon olmadı. İlk yarıda rakip daha çok topa sahip oldu. İkinci yarıya daha iyi başladık. Maçın ilerleyen dakikalarında oyuncularımızdan bazıları yoruldu. Yaptığımız iki hatadan dolayı goller yedik. Yenildiğimiz için üzgünüz. Perşembe günü Konferans Ligi’nde final maçına çıkacağız. Devre arasına kadar Mainz maçı hariç biri lig, biri kupa olmak üzere iki maçımız daha olacak. Sakat oyuncularımız var. Onlar da dönünce de sonrasında da nasıl bir performans göstereceğimize bakacağız" dedi.
Islıklama konusunda sakin kalmaya çalıştıklarını ifade eden Reis, "Tepkilere anlam veremiyorum. Taraftarlar galip gelmek istiyor. Hayal kırıklıklarını anlıyorum ama oyuncuları ıslıklamayı anlayamıyorum. Bu tepkilerin takıma fayda sağlamadığını görüyoruz. Bana tepki gösterselerdi bundan rahatsız olmazdım. Bu tepkiyle oyuncular olumsuz etkilendi. İlk defa taraftarımızla ilgili bir şikayette bulunmak istiyorum. Gösterdikleri tepkiyi anlayamadım. Keşke o tepkileri bana gösterselerdi. Sonuçta takımdan sorumlu olan benim. Hoca olarak her zaman oyuncularımı korumam gerekiyor. Taraftar olarak çok şeyi unuttuk. Geçen sene gösterilen performansı unuttular. Bu takım ligi geçen sene üçüncü bitirdi. Geçen yıl bu dönemlerde alınan puanın sadece 3 puan gerisindeyiz. Avrupa’da da 5 maçta 10 puanımız var. Son 3 maçı kaybettik ama bu dönemde kadar sakat oyuncumuzun olacağını beklemiyorduk. Birçok oyuncuyu sürekli maçlarda oynatmaya çalışıyoruz. Maç bitince oyunculara kenetlenmek gerektiğini söyledim. Çekirdek kadro tam bir aile konumunda. Birbirimizi korumak ve kenetlenmek lazım. Bana tepki gösterselerdi bunu kaldırabilirdim. Oyuncular ise çok olumsuz etkilendiler. Yorgunluk performanstaki ana sebep değil. Bugün bazı oyuncular konsantre olmada da sıkıntı yaşadılar. Bazı oyuncuların yorgun olduğunu görebildik. Yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Sene bitmeden oynayacağımız 3 maç var. Arada da oyuncular dinlenmeye çalışacak. Performans düşüşünün en büyük sebebi yorgunluk ama tek neden bu değil. Ntcham 6 hafta sakattı. Dönüşü o kadar iyi olmuyor. Yorgun olması da anlaşılabilir. Bugün ise hatalarımız nedeniyle kaybettik. 1 puan alabilirdik. İki büyük hata yaptığımız için sahadan mağlup ayrıldık. Sakat olan oyuncular da sonuçlarda etkili oldu. Eksiklerimiz nedeniyle 11’de forma savaşı kızışmadı. Oyuncuların rahat olması nedeniyle de bu sonuçları almış olabiliriz. Gençlere de şans veriyoruz. Umarım, ocak ayında tam kadroyla birlikte forma savaşı tekrardan kızışır ve tekrardan savaşmaya devam ederiz" diye konuştu.