Ne ararsan var!
- İhmal nedeniyle kasten öldürme.
- Nitelikli dolandırıcılık.
- Resmi evrakta sahtecilik
- Tehdit…
Yenidoğan çetesinin tüm konuşmaları sayfa sayfa tespit edildi. Her yerden ihbar yağıyor. Çorap söküğü gibi. Bakalım arkası ne zaman gelecek.
2023 yılında bir anne Cimere bebeklerin insanlık dışı biçimde öldürüldüğünü ihbar ediyor.
Olay anca patlıyor. Savcı tehdit edilmese bu rezaleti öğrenemeyecek miydik?
Öldürülen bebek sayısının 200 leri 300 leri hatta 500 ü bulabileceği söyleniyor.
Vahşi kapitalizmin aşağılık aktörleri yine sahnede. Aslında piyonları desek daha doğru olur. Bunların, doğru düzgün denetlenmediklerinde, kontrolden çıktıklarında, para hırsı ile ne kadar acımasız ve cür'etkar olabildiklerini hep birlikte bir kez daha tanık olduk. Siyasi bağlantılarına güvenerek, Türkiye cumhuriyeti'nin savcısını tehdit etmekten bile çekinmiyorlar. Çete liderinin en tepedeki isimlerin hepsiyle fotografı var. Bunları sosyal medyasında kullanıp, arkam sağlam mesajı veriyor.
Bu aşağılık canilerin, yeni doğmuş bebekleri ölüme terk edecek kadar gözü kara. Bunlar insan olamaz.
Basında çıkan haberlere göre yenidoğan katliamı Anadolu'ya da yayılmış. Niğde Sakarya Kocaeli ve Antalyadan da ihbarlar geliyormuş.
Siirt'e tarikata ait bir hastanede müritler hasta gibi gösterilip devlete aylık 45 milyon fatura kesilmiş. Başkalarıda var mı acaba?
Bu aşağılık mahluklar yüzünden işini layıkıyla yapan özel hastanelere de şüpheyle bakar olduk!
Bugün, bakanlıkların tarikatlar arasında nasıl paylaşıldığını sokaktaki vatandaşa sorun söylesin size. Sağlık Bakanlığına hangi tarikatın olduğunu bilmeyen var mı?
Bu kadarda olmaz dedirten rezillikler ardı ardına geliyor.
Neresinden tutsan dökülüyor.
Böyle bir rezalet başka bir ülkede olsa yer yerinden oynardı.
Sağlıklı bir toplumun temelinde ahlaki ve etik değerler vardır.
Zordur bu değerlerin korunması. Büyük hassasiyet gerektirir. Bir kez yitirirsen kolay kolay yerine koyamazsın.
Okulu olandan Eğitim Bakanı, hastanesi olandan Sağlık Bakanı otelleri olandan Turizm Bakanı yapılırsa toplum ister istemez şu soruyu kendi kendine sorar. "O koltuğa oturunca acaba kendine yontar mı?"
İşte bu soruyu sordurmamak toplumsal hassasiyetler için son derece önemli. Toplumun aklına bir kez şüphe düşerse devlete olan güven sarsılır. En kötüsüde budur.
Bu yiğit savcımız gibi yürekli insanların sayısı ne yazık ki çok az..Kendisi ve ailesi ölümle tehdit edildiği halde korkusuzca olayın üzerine gidiyor.
Bakın ne diyor.
“Kurt kapanına girerek kucağımıza düşen şahıslar, Türk adaletinin elindedir. 2400 yıllık Türk devlet geleneğine kafa tutanlar pişman olacaklar ve bizimle hiç tanışmamış olmayı dileyeceklerdir. Bana destek sunanlar ve sunmayanlar daima hafızamda olacaktır.”
Ülkeye umut oldun, alnından öpüyorum. Adalet bakanı mı arıyorsunuz? İşte!
Bunları yazmak zorundayız. Özel hastanelerde özveriyle çalışan hekimlerimizi ve tüm personeli tenzih ediyorum, tabii ki özel hastanelere de ihtiyacımız var.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım olay takdir edersiniz ki, insanla ve sistemle ilgili. Özel hastanelerin çarklarının bir şekilde dönmesi gerekiyor.
Bu çarkların sağlıklı dönmesini sağlamak devletin görevi. Denetim mekanizması doğru işletilmeli.
Çarklar dönerken insanlar maddi manevi zarar görmemeli.
Bu güzel ülkede, dünyaya gözünü yeni açmış masum bebekler, aşağılık mahluklar tarafından, para uğruna ölüme terk ediliyor, öldürülüyor, katlediliyor…Dehşetle izliyoruz.
Sonunda bunu da gördük, bakalım daha neler göreceğiz!
İlyas Erbay