Karabük Postası tarafından
12 Temmuz, 2023 13:17 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Milletvekili Cevdet Akay, Ekonomi Politikalarını Eleştirdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından TBMM’ye sunulan 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin Plan ve Komisyonu görüşmeleri sırasında konuşan Milletvekili Akay iktidarın ekonomi politikaları hakkında eleştirilerde bulundu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülüp kabul edilen Ek Bütçe görüşmeleri sırasında konuşan CHP Karabük Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Cevdet Akay, “Cumhuriyet tarihimizde hiçbir iktidar, eşi benzeri görülmemiş bir şekilde üst üste ek bütçeler getirerek hatalı politikalarını kapatmak için Meclisin kapısını çalmamıştır.” ifadelerini kullandı. "TEMELSİZ EKONOMİ TEZLERİMİZİN FATURASINI HALKIMIZA ÖDETMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ" Yanlış ekonomi politikalarının ve temelsiz ekonomi tezlerinin faturasının vatandaşa ödetilmeye çalışıldığının altını çizen Milletvekili Akay, “İktidarın sunduğu ek bütçe teklifi, özetle, yandaşı koruyan, vatandaşa maliyet yükleyen, halka eziyet çektiren, belli bir kesime kepçeyle verip ak günler yaşatan, vatandaşına da kaşıkla verip kara gün yaşatan bir bütçedir. Cumhuriyet tarihimizde hiçbir iktidar, eşi benzeri görülmemiş bir şekilde üst üste ek bütçeler getirerek hatalı politikalarını kapatmak için Meclisin kapısını çalmamıştır.” dedi. "ÜCRETSİZ DOĞALGAZ KALEMİNİ AYRI TUTSAYDINIZ, VATANDAŞIMIZ DA CEPLERİNDEN ÇIKACAK RAKAMI BİLSEYDİ" Deprem bölgesindeki elektrik ve doğal gaz faturalarının ertelenmesi ve terkini ile ücretsiz doğal gaz verilmesine ilişkin giderlerin aynı kalemde gösterilmesine tepki gösteren Milletvekili Akay, “Deprem Bölgesindeki Elektrik ve Doğal Gaz Faturalarının Ertelenmesi ve Terkini ile Ücretsiz Doğal Gaz Verilmesine İlişkin Giderler" adı altında 5 milyar 587 milyon liralık ödenek isteniyor. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak deprem bölgesindeki elektrik ve doğal gaz faturalarının komple terkininden yanaydık ve deprem bölgesindeki depremzedelere fatura dayatmasının yanlışlığı konusunda uzun süredir iktidarı uyarıyorduk. Deprem mağduriyeti ile seçim propagandasında kullandığınız ücretsiz doğal gaz maliyetini aynı kaleme sokulması hatadır. Keşke bu iki kalemi ayırsaydınız, halkımız da ücretsiz diye kendilerine verilen ve üzerinden daha altı ay bile geçmeden ceplerinden çıkacak rakamı bilselerdi.” ifadelerini kullandı. "27 MİLYAR LİRANIN 939 MİLYON LİRASI DEPREMDE ZARAR GÖREN YOLLARIN ONARIMI İÇİN KULLANILACAK" Kara Yolları Genel Müdürlüğü’nün bütçesindeki dağılım hakkında eleştirilerde bulunan Akay, “Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın hazırladığı rapora göre, depremden etkilenen ve zarar gören demir yolları hatları için 17,4 milyar lira; havalimanlarında meydana gelen hasarlar için 3,3 milyar lira; Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki hasarın maliyeti için 12,1 milyar lira kaynağa ihtiyaç duyulduğu ifade edilmiştir. Karayolları Genel Müdürlüğü için 27 milyar 319 milyon lira ödenek isteniyor fakat sadece 939 milyon lira depremde zarar gören yolların onarımı için kullanılacak.” dedi. "YANDAŞ MÜTEAHHİTLERE YAPTIRILAN BİLİMDEN UZAK, TEKNİKLE BAĞDAŞMAYAN YOLLAR YÜZÜNDEN BİNLERCE CANIMIZI KURTARAMADIK" Yandaş müteahhitlerin hataları yüzünden binlerce canın kurtarılamadığına işaret eden CHP Milletvekili Akay, “Deprem gününe gittiğimizde kara yollarının depreme ve diğer afetlere karşı dayanıklı olmadığı, bundan dolayı da çökmeler meydana geldi. Yandaş müteahhitlere yaptırılan, bilimden uzak, teknikle bağdaşmayan yollar yüzünden erken müdahaleyle kurtarılabilecek binlerce canımızı kurtaramadık. Bu müteahhitlere hesap sormak yerine, siz getirdiğiniz ek bütçeyle bir de halktan para istiyorsunuz. Bu yanlış bir uygulama. Bu yolu inşasında yanlış işlem yapan ve geçmemesi gereken yerden yol geçirerek o yolun çökmesine neden olanlardan bu hesabın ödettirilmesi gerekirdi.” ifadelerini kullanarak iktidara yüklendi. "AVRASYA TÜNELİ İÇİN HALKIMIZIN CEBİNDEN 1 MİLYAR LİRA DAHA ÇIKACAK" Avrasya Tüneli’nin garanti ödemesi için vatandaşın cebinden 1 milyar liranın çıkacağını dile getiren Milletvekili Akay, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı için istenen rakama baktık, tam tamına 5 milyar 699 milyon liralık ödeneğin olduğunu görüyoruz. Peki, bu ödeneğin nerelere kullanılacağıyla ilgili dağılıma baktığımızda Avrasya Tüneli için garanti ödemesi olarak 1 milyar lira ayrılmış. Bu garanti ödemeli uygulamalardan mutlaka vazgeçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Hakikaten halkımızın cebinden bu şekliyle muazzam bir para çıkmaktadır; döviz kuru nedeniyle, artışlar nedeniyle bu maliyetler çok yüksek tutarlara erişmektedir.” dedi. "EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI ASGARİ ÜCRETE EŞİTLENMELİ" En düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini vurgulayan Milletvekili Akay, “Kök maaşları 6 binin altında olan emeklilerimiz zam uygulamasından yararlandığı zaman 7.500 rakamının üstüne çıkamıyorlar, asgari emekli maaşının üstüne çıkamıyorlar. Bu konudaki talepleri de dikkate almamız gerektiğine inanıyorum. En azından kök ücrete uygulanan zammı 7.500 liranın üzerine ilave edilerek buradaki adaletsizliğin giderilmesi mümkün olur. Veyahut da bizim de bir önceki torba yasada gündeme getirdiğimiz şekliyle emekli ücretlerinin de taban ücreti en az asgari ücret kadar olmalıdır.” şeklinde konuştu.(Haber Merkezi)
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Atilla Çilingir tarafından
08 Ekim, 2025 11:03 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

KKTC CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE GİDERKEN…

    19 Ekim 2025 Pazar günü KKTC’de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktır. Bugüne kadar bağımsızlar da dâhil 8 adayın başvurduğu bu seçimin en güçlü iki adayı var.

    İlki halen Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Sn. Ersin Tatar, diğeri ise CTP Genel Başkanı Sn. Tufan Erhürman…

    Seçimin bu iki aday arasında geçeceği kesin. İlk Turda %50+1 oy alan yeni Cumhurbaşkanı olacak. KKTC’de yapılan anketler bu seçimin başa, baş geçeceğini gösteriyor. %14 civarında olan kararsızlar bu seçimin sonucunu belirleyecek.

    Her iki adayın seçim vaatlerine bakıldığında Sn. Tatar halkının kayıtsız şartsız egemenliğini, adada iki devletli çözümü, Sn. Erhürman ise sonu ‘’Birleşik Kıbrıs’’ olan federasyonu destekliyor.

   Ancak 1968 yılından beri adada devam eden çözüm sürecine bakıldığında federasyon odaklı hiçbir çözüm modeli kabul görmedi!

   Çünkü bu modelin içinde var olan ve Türk tarafına verilmesi düşünülen en küçük taviz dahi Rum tarafınca ret edildi.

  Yönetim, toprak paylaşımı, mülkiyet ve garanti başlıklarının içerisindeki federatif çözüm modeli ne zaman ortaya konulsa Rum tarafı çözüm masasını terk etti.

  2016-2017 yıllarında Crans Montana’da yapılan son görüşmeler devam ederken, GKRY okullarında Enosis’in yıl dönümü kutlanıyor, Rum Ortadoks Kilisesi Kıbrıs Türk tarafına azınlık haklarından başkası verilemez açıklamasını yapıyordu…

   Sözün özü Rum tarafı adanın yönetimi kendilerinde olmadığı sürece; ne federasyona ne de başka bir çözüm modeline evet demeyecektir.

  Rumların bu saplantılı davranışları üzerine özellikle Türkiye bundan böyle federasyon modelinin artık çözüm olmaktan çıktığını, adada iki yapılı devlet modelinin gerçekçi bir çözüm olacağını açıklayarak, KKTC’nin uluslararası camiada tanınması için her platformu kullanmaya başlamıştır.

  İşte 19 Ekim Pazar günü KKTC de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi yıllardır yaşanan bu sürecin Kıbrıs Türk Halkının üzerinde yapmış olduğu etkiye göre şekillenecektir.

   Yani bir tarafta federasyoncular, diğer tarafta iki devletli yapıyı destekleyenler olacaktır…

   Pekiyi, hangi tarafın adayı ipi göğüsleyecektir?

    Aslında yaklaşık 60 yıldan beri konuşulan çözüm sürecine, yapılan seçimlere bakıldığında hiçbir model sonuca etki etmeyeceğinden, halk sadece kendisine yakın gördüğü, geleceğini iyi savunacak adayı seçecektir.

  Bugünün KKTC’sinde Sn. Ersin Tatar halka en yakın, halkın içinde yaşayan bir Cumhurbaşkanlığı sergilemektedir.

  Sn. Tufan Erhürman ise 1,5 yıllık başbakanlığı ile tanınmaktadır…

   Bu arada KKTC’de unutulmaması gereken iki cumhurbaşkanlığı dönemini de hatırlatmak gerekirse; Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı’nın cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde; federasyonun savunulduğu çözüm adı altında Rum tarafına verilen teslimiyetçi tavizlerin unutulmaması, bu süreçleri yaşayan halkın 19 Ekim de oy kullanırken Rumlarla iç, içe yaşayıp yaşayamayacaklarını da değerlendirmeleri gerekir.

  Bir hatırlatmada KKTC Cumhurbaşkanlarının seçildikten sonra yapmış oldukları yeminin içeriğidir. Bu yemin metni Kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Sn. Denktaş döneminden beri değişmemiş, seçilen her cumhurbaşkanı aşağıdaki yemini yapmıştır.

    ‘’Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma; halkımın refah ve mutluluğu için çalışacağıma; her yurttaşın insan haklarından ve temel hak ile özgürlüklerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa ve yasalara bağlılıktan ayrılmayacağıma; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim."

  Daha ilk satırında ‘’yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız ve şartsız egemenliğini’’ koruyacağına dair namus ve şerefi üzerine yemin edecek olan Cumhurbaşkanı nasıl olur da sonu ‘’Birleşik Kıbrıs’’ olan Federasyon modelini yeniden halkın önüne koyacaktır?

   Ben siyasetçi değilim ama adadaki siyasi gelişmeleri yakinen takip ederim. 1985 yılında yapılan ilk genel seçimde adada görevliydim. O zamanki coşkuyu hala hatırlarım.  Ancak aradan geçen 40 yıl çok şeyi değiştirmiş, adada defalarca yapılan seçimler, hayat şartları her şeye yeni baştan şekil vermiştir.

  Bu nedenle adanın kuzeyinde de, güneyinde de yaşam çok değişmiş, halkın önceliği seçim şartlarına değil; yaşam şartlarına odaklanmıştır.

  Ada coğrafyasındaki uluslararası gelişmelerin Kıbrıs’a yansımaları da farklı olmuş, bu bölgedeki enerji yataklarının zenginliği, adanın jeostratejik konumu siyasi gelişmeleri de çok etkiler olmuştur.

  Ancak her ne yaşanırsa yaşansın önemli olan halkın kendi geleceğini nasıl görmek istediğine odaklanmıştır. Bu seçimlerin sonucunu da bu gelecek belirleyecektir.

  Kıbrıs Türk Halkı eğitim seviyesi yüksek, milli menfaatlerine öncelik veren, 42 yıldan beri özgürce ve mutlu bir şekilde yaşadıkları devletinin kıymetini bilen, seçeceği adayın niteliklerini, becerilerini, yapabileceklerini ölçümleyen bir toplumdur.

  İşte bu nedenledir ki, yeni cumhurbaşkanı bu değerler ve ölçümler çerçevesinde seçilecektir.

Atilla Çilingir

www.atillacilingir.com

05 Ekim 2025

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.