Ihlas Haber Ajansı tarafından
28 Şubat, 2024 20:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Meteorolojinin ardından uzman dağcılar da çığ tehlikesine dikkat çekti

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda yüksek kar örtüsü bulunan yerlerde çığ tehlikesi uyarısı yapılırken, uzman dağcılar da dün akşam Van’ın Başkale ilçesinde yaşanan ve 1 kişinin ölümü, 12 kişinin yaralanması ile sonuçlanan çığ olaylarının benzerlerinin yaşanabileceğine dikkat çekti.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Trabzon Tenis Dağcılık Kayak Spor Kulübü (TEDAK) Başkanı Ural Ayar, eğimin yüzde 30 olduğu, bitki örtüsünün olmadığı karlı her yerde çığ tehlikesi yaşanabileceğini belirterek kar balkonlarına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
2009 yılında Zigana Dağı’nda gerçekleşen ve 10 dağcının ölümü ile sonuçlanan çığ faciasının benzerlerinin yaşanmaması için uyarılarda bulunan TEDAK Başkanı Ural Ayar, yaşanan çığ faciasında 20 kişilik dağcılık ekibinin ekibin içinde bulunduğunu ve faciadan sağ olarak kurtulduğunu hatırlattı. Ayar, "Araba yolunda yürüyorken üzerimize çığ gelmişti ve maalesef 10 arkadaşımız o çığda hayatını kaybetti. Çığ konusunda özellikle kurumlarımızın uyarılarına dikkat etmek gerekiyor. Çığ ile ilgili eğitimler Kızılay ve AFAD gibi kurumlar tarafından veriliyor. Bunlar önemli eğitimler. Bu eğitimlerde alınan en ufak bir bilgi hayat kurtarabilir" dedi.

"İklim değişikliği sebebiyle hava ısılarının bazen çok yükselmesi bazen de çok düşmesi karlı dağlarda çığ habercisidir"
Çığın eğimi yüksek olan ve bitki örtüsü olmayan yerlerde daha çok görüldüğünü belirten Ayar "Çok kar yağdığı zaman eğimi yüksek alanlarda özellikle yüzde 30 eğim ve daha fazlasının olduğu yerlerde bitki örtüsü yoksa dikkatli olmak gerekiyor. Çığ öncesinde riskli bölgelerde bulunan vatandaşlar bitki örtüsüne dikkat etmeli. Bu tür eğimin yüksek olduğu bölgelerde ağaç kesiminin olmaması gerekiyor. Bu tarz bölgelerde bitki örtüsünü artırmak adına ağaç dikimleri gibi faaliyetlerde bulunmak gerekir. Geçtiğimiz yıllar içerisinde bazı dönemlerde bu tür çalışmalar yapılarak eskisi kadar çığ olması engellendi ancak bir çok yerde halen bitki örtüsünün olmadığı yerler var. Özellikle iklim değişikliği sebebiyle hava ısılarının bazen çok yükselmesi bazen de çok düşmesi bazı tehlikeleri beraberinde getiriyor" diye konuştu.

Çığa yakalanılırsa ne yapılmalı?
Eğimli noktalarda risk analizinin önceden tespit edilip hava değişimi olan zamanlarda bu tür yerlerde bulunmamanın önemine dikkat çeken Ayar, "Eğer bir çığa yakalanırsanız, yakalandığınız anda üzerinde kalmak için yüzme hareketi yapmak gerekir. Yüzme hareketi kişiyi çığ kütlesinin üzerinde tutmaya yardımcı olur. Eğer çığ devam ediyor ise hava boşluğu oluşturmaya çalışmak önemli. Hava boşluğu oluşturmak, hayatta kalmak için en büyük katkıyı sağlayan durumlardan bir tanesidir. Çığ anında hareketli anlar olacağı için olabildiğince kafayı yukarıya doğru getirmek önemli. Bu bir kaç doğru hareket kişiyi hayatta tutabilir. İlk yardım eğitimi almak gerekir. Çünkü çığ olduktan sonra yapılacak olan ilk müdahale çok önemli. Çığ sonrasında cep telefonu ya da sinyal ile ulaşılabiliniyorsa bu seçenekler değerlendirilebilir ve arama kurtarma çubukları ile arama tarama faaliyetleri yapılabilir" uyarılarında bulundu.

"Kar balkonlarına dikkat etmek gerekir"
Ural Ayar, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde dağlık alanların çokluğunun çığ tehlikesini de beraberinde getirdiğini ifade ederek "Eğimin yüzde 30 olduğu her yerde risk olabilir. Ağaçların olduğu yerlerde çığ olmaz. Genelde bitki örtüsü olmayan vadilere dikkat etmek gerekir. O vadiler de bitki örtüsünün olmadığı, bazen ağaçların kesildiği alanlarda da çığ olma riski yüksektir. Bizim ’Kar balkonları’ dediğimiz eğimli yerlerin üzerinde biriken kar kütlelerinin olduğu yerlere de özellikle dikkat etmek gerekir. Ses çığ riskini arttırır. Silah sesi ya da buna benzer yüksek sesler çığ tetikçisi olabilir. Ama yine de en önemli olan bitki örtüsünün varlığı" şeklinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
05 Mayıs, 2025 10:59 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

KBÜ’de Batı Karadeniz Ebeler Haftası sempozyumu düzenlendi

Karabük Üniversitesi Batı Karadeniz Ebeler Haftası Sempozyumu'na ev sahipliği yaptı.

Karabük Üniversitesi'nde düzenlenen sempozyumda, afet ve salgın dönemlerinde ebelerin toplum sağlığındaki kritik rolü ve liderlik becerilerinin önemi vurgulandı.

Hamit Çepni Konferans Salonu'nda düzenlenen etkinlik, Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı(ÜNİDES) kapsamında gerçekleştirildi.

Avucumdaki Nefes Ebelik Kulübü'nün Ebeler Haftası ve Ebeler Günü dolayısıyla organize ettiği sempzoyuma Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müslüm Kuzu, akademik ve idari personelile öğrenciler katıldı.

"Kriz Zamanlarında Ebelik: Umudu ve Yaşamı Desteklemek" temasıyla düzenlenen sempozyumda, afet ve salgın dönemlerinde ebeliğin önemi çok yönlü olarak ele alındı.

Sempozyumun açılış konuşmasını ve ilk oturumun başkanlığını Doç. Dr. Reyhan Aydın Doğan yaptı. "Ebelikte Liderlik ve Kriz Yönetimi" başlıklı ilk oturumda konuşan Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner, ebelik mesleğinin sadece olağan dönemlerde değil, afet ve kriz zamanlarında da kadınlar ve çocuklar için hayati hizmetler sunduğunu ifade etti. Özellikle 6 Şubat Depremi sonrasında ebelerin karşılaştığı zorluklara değinen Sayıner, kadınlara ve 0-6 yaş grubu çocuklara yönelik hizmetlerin büyük oranda ebeler tarafından yürütüldüğünü belirtti.

"Afetlerde Ebelik" başlıklı ikinci oturumun başkanlığını ise Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Çuvadar yaptı. Oturumda, Doç. Dr. Şahika Şimşek Çetinkaya ve Ebe Müeyesser Demir, afet ortamlarında ebelerin karşılaştıkları güçlükleri ve çözüm yollarını değerlendirdi.

Üçüncü oturumda, "Salgınlarda Ebelik" konusu ele alındı. Oturum başkanlığını Prof. Dr. Songül Aktaş ve Dr. Öğr. Üyesi Sebahat Hüseyinoğlu üstlendi. Dr. Ebe Ebru Çalışkan ve Uzman Ebe Figen Başkan Birinci, salgın dönemlerinde sahada edindikleri deneyimleri paylaşarak, ebeliğin bu süreçlerdeki önemine dikkat çekti.

Son oturumda ise"Afet ve Salgın Durumlarında Ebelik Eğitimi" konusu ele alındı. Oturum başkanlığını Dr. Öğr. Üyesi Merve Akıncı üstlenirken, Doç. Dr. Duygu Murat Öztürk ve Ebe Cenan Kömürcü, kriz ortamlarında ebelik eğitimine yönelik yaklaşımları ve geliştirme önerilerini paylaştı.

Etkinlik sonunda, konuşmacılara teşekkür belgesi takdim edildi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.