Ihlas Haber Ajansı tarafından
18 Ekim, 2024 20:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

‘Menopoz dönemini yaşam tarzı değişiklikleri ile rahat geçirmek mümkün’

Menopozun, kadınlarda adet döngülerinin kalıcı olarak sona erdiği, doğurganlığın sonlandığı doğal bir süreç olduğunu belirten Opr. Dr. Zeynep Banu Erdoğdu, “Genellikle 45-55 yaşları arasında görülür, ancak her kadında farklı yaşlarda başlayabilir. Menopoz, vücuttaki hormon seviyelerindeki değişikliklerle ilişkilidir. Bu dönemde yapılacak yaşam tarzı değişiklikleri, doktor kontrolleri ve gerekli tedavilerle bu süreci daha rahat geçirmek mümkündür” dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Zeynep Banu Erdoğdu 18 Ekim Dünya Menopoz Günü dolaysıyla bilgilendirmelerde bulundu. Menopozun, kadınlarda adet döngülerinin kalıcı olarak sona erdiği, doğurganlığın sonlandığı doğal bir süreç olduğunu belirten Opr. Dr. Zeynep Banu Erdoğdu, “Genellikle 45-55 yaşları arasında görülür, ancak her kadında farklı yaşlarda başlayabilir. Menopoz, vücuttaki hormon seviyelerindeki değişikliklerle ilişkilidir. Özellikle östrojen ve progesteron hormonlarının üretiminin azalmasıyla karakterizedir. Bu süreçte yumurtlama durur ve kadın artık çocuk sahibi olamaz” dedi.

Dr. Erdoğdu, menopozun üç temel aşamada incelenebileceğini söyleyerek şu bilgileri paylaştı:
“Perimenopoz dönemi menopozun yaklaştığı, fakat hala adet döngüsünün devam ettiği süreçtir. Östrojen seviyelerindeki dalgalanmalar nedeniyle adet düzensizlikleri, sıcak basmaları, ruh hali değişiklikleri, gece terlemeleri ve uyku bozuklukları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Perimenopoz birkaç yıl sürebilir. Menopoz, kadının ardışık 12 ay boyunca adet görmemesi ile resmi olarak başlamış kabul edilir. Bu dönemde yumurtlama durur, hormon seviyeleri belirgin şekilde düşer ve artık doğurganlık sona erer. Postmenopoz ise menopoz sonrası dönemi ifade eder. Vücut düşük östrojen seviyelerine alışırken, kemik erimesi (osteoporoz) ve kalp hastalığı gibi uzun vadeli sağlık riskleri bu dönemde artabilir. Bu nedenle bu süreçte düzenli doktor kontrolleri önemlidir.”

Menopoz belirtileri
Her kadında menopoz belirtilerinin farklı şiddette yaşanabileceğini belirten Opr. Dr. Erdoğdu, yaygın olarak görülen belirtileri şöyle sıraladı:
“Sıcak basmaları ve gece terlemeleri: Ani vücut sıcaklığı artışları, özellikle gece terlemeleri yaygındır. Uyku bozuklukları: Hormonal değişiklikler uyku düzenini etkileyebilir ve uyku kalitesini düşürebilir. Ruh hali değişiklikleri: Anksiyete, depresyon, sinirlilik gibi duygusal dalgalanmalar yaşanabilir. Vajinal kuruluk: Düşen östrojen seviyeleri vajinal dokuların elastikiyetini ve nemini azaltabilir, bu da cinsel ilişki sırasında rahatsızlığa neden olabilir. Kemik yoğunluğunda azalma: Östrojen kaybı, kemik yoğunluğunu azaltarak osteoporoza yol açabilir. Saç ve cilt değişiklikleri: Saç dökülmesi ve ciltte kuruluk görülebilir.”

“Doğru beslenme oldukça önemli”
Menopoz sürecinde yaşanan hormonal değişikliklerin yaşam kalitesini etkileyebileceğini dile getiren Opr. Dr. Erdoğdu, “Ancak doğru bakım ve yaşam tarzı değişiklikleriyle bu belirtiler hafifletilebilir. Menopoz döneminde dengeli bir beslenme önemlidir. Kalsiyum ve D vitamini yönünden zengin gıdalar tüketmek, kemik sağlığını korumaya yardımcı olur. Ayrıca, meyve, sebze, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar içeren bir diyet menopoz semptomlarını hafifletebilir. Düzenli fiziksel aktivite, hem kemik sağlığını korur hem de ruh halini iyileştirir. Hafif ağırlık kaldırma egzersizleri, yürüyüş ve yoga menopoz döneminde önerilen egzersizler arasındadır” ifadelerini kullandı.

“Biyoeşdeğer östrojenin faydaları”
Doktor tarafından önerilen östrojen veya progesteron takviyelerinin bazı kadınlar için semptomları hafifletmek amacıyla uygulanabileceğini belirten Opr. Dr. Erdoğdu, “Biyoeşdeğer östrojen, menopoz döneminde östrojen seviyelerindeki düşüşe bağlı belirtileri hafifletmek için kullanılan, vücutta doğal üretilen östrojenle kimyasal olarak birebir aynı yapıya sahip hormonlardır. Genellikle bitkisel kaynaklardan elde edilen bu östrojenler, sıcak basması, gece terlemesi ve vajinal kuruluk gibi menopoz belirtilerini hafifletmek için kullanılır. Biyoeşdeğer östrojen tedavisi, hormon dengesini yeniden sağlayarak yaşam kalitesini artırmayı hedefler, ancak bu tedavinin herkes için uygun olup olmadığı doktor tarafından değerlendirilmelidir. Ancak, hormon tedavisi herkes için uygun olmayabilir ve muhtemel yan etkiler konusunda doktorunuza danışmanız önemlidir. Menopozun duygusal etkileriyle başa çıkmak zorlayıcı olabilir. Gerekirse bir terapistten destek almak, ruh hali değişikliklerini yönetmeye yardımcı olabilir” şeklinde konuştu.

“Menopoz döneminde yapılması gereken kontroller”
Menopoz döneminde sağlık kontrollerinin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Opr. Dr. Erdoğdu, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Düzenli yapılan mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü ve jinekolojik muayeneler, muhtemel sağlık sorunlarını erken aşamada tespit etmeye yardımcı olur. Ayrıca, kalp sağlığı ve kemik sağlığına yönelik testler de bu dönemde önem kazanır. Menopoz her kadının yaşadığı doğal bir süreçtir. Bu dönemde yapılacak yaşam tarzı değişiklikleri, doktor kontrolleri ve gerekli tedavilerle bu süreci daha rahat geçirmek mümkündür.”

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
07 Mart, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük Üniversitesi otomotiv ve havacılık sektörlerinde kullanılmak üzere hafif ve yüksek dayanımlı magnezyum alaşımlarını geliştirdi

Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) TÜBİTAK takviyeli projeyle geliştirilen magnezyum alaşımlarının hem yakıt tasarruf sağlaması hem de daldaki çevresel sürdürülebilirlik maksatlarına katkı sunması bekleniyor.
KBÜ Metalurji ve Gereç Mühendisliği Kısmından Prof. Dr. Ali Güngör ve doktora öğrencisi Yousef Mustafa Salem Fhail Boom, TÜBİTAK 1002 projesi kapsamında otomotiv ve havacılık dallarında kullanılmak üzere hafif ve yüksek dayanımlı magnezyum alaşımlarını geliştirdi. Bu projeyle, hem yakıt tasarrufu sağlanması hem de sera gazı emisyonlarının azaltılması hedefleniyor.
Enerji kaynaklarının hudutlu olması nedeniyle hafif materyallere yönelik arayışların arttığını vurgulayan Prof. Dr. Ali Güngör, "Enerjiye olan talep her geçen gün artıyor. Biz de ‘Yakıt tasarrufu konusunda ne yapabiliriz?’ sorusuna tahlil arayarak hafif metaller üzerinde çalıştık" dedi. Magnezyumun bilinen en hafif metallerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Güngör, bu özelliğin kara ve hava taşıtlarında değerli avantajlar sağladığını söz etti. "Magnezyum, alüminyuma kıyasla yüzde 36, demire kıyasla yüzde 78 daha hafiftir. Bu da çeşitli araçlarda kıymetli yakıt tasarrufu sağlamaktır" diyen Güngör, magnezyumun dayanımının ve korozyon direncinin düşük olması ve şekillendirilebilme zorlukları nedeniyle endüstriyel kullanımının sonlu olduğuna dikkat çekerek bu dezavantajları gidermek için magnezyuma çeşitli elementler eklediklerini lisana getirdi. Güngör, magnezyum alaşımlarının otomotiv dalında direksiyon simidi, iç kapı iskeleti, koltuk iskeleti, şanzıman kutusu üzere birçok modülün üretiminde kullanıldığını söyledi. Magnezyumun araba sacı olarak kullanılması için 6000 serisi denilen alüminyum alaşımlarının akma dayanımına eşit olması gerektiğini anlatan Güngör, "Biz bu çalışmalarda düşük oranlarda alüminyum, çinko, kalsiyum ve manganez içeren magnezyum alaşımlarını döküm yoluyla ürettik. Akabinde uyguladığımız ısılı süreç ve sıcak haddeleme tekniklerini kullanarak, akma dayanımı 155 megapaskal, çekme dayanımı 240 megapaskal olan ve düzlem şekillendirilebilirlik özelliğine sahip magnezyum alaşımlarını üretmeyi başardık" diye konuştu. Elde edilen sonuçların, daha yüksek performanslı magnezyum alaşımlarının üretilebileceğini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Güngör, bir sonraki kademede üretim süreçlerini daha da geliştirerek patent müracaatında bulunacaklarını aktardı.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.