Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası
16 Kasım, 2023 00:48
blank
İhlas Haber A.

Maden ocağında ölen Afgan işçi olayında kan donduran ifadeler

A+ A-

Zonguldak’ta ormanlık alanda 50 yaşındaki Afgan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’nin yanmış cesedinin bulunmasının ardından derinleştirilen soruşturmada Nourtani’nin kaçak olarak işletilen ocakta fenalaşarak hayatını kaybettiği belirlendi. Ocak sahiplerinin de aralarında bulunduğu şüphelilerin battaniyeye sardıkları Nourtani’yi, kaçak ocağın ortaya çıkmaması için hastaneye götürmek yerine benzin döküp yaktığı ortaya çıktı.
Edinilen bilgiye göre, 10 Kasım günü Rat Mahallesi Kırat mevkisinde yoldan geçen bir vatandaş ormanlık alanda yanmış erkek cesedi olduğu ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Bölgedeki deliller toplanırken, benzin ile yakıldığı belirlenen cesedin yapılan otopsi incelemesinde 3 çocuk babası 50 yaşındaki kayıp Afgan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’ye ait olduğu tespit edildi.

Yanmış ceset bulmacası, kaçak ocaktaki olayı ele verdi
Soruşturmanın başlatılmasının ardından jandarma ekipleri öldürülen işçinin çalıştığı iddia edilen kaçak maden ocağı bölgesinde incelemeler yaptı. Görgü tanıklarından birisi Nourtani’nin kaçak ocakta çalıştığı esnada fenalaşarak bilincini kaybettiğini söyledi. Bunun üzerine kaçak ocağı işlettiği iddia edilen şahıs ile diğer 6 şüpheli gözaltına alındı. 6 şüpheli jandarmadaki sorgularının ardından dün sabah saatlerinde Zonguldak Adliyesi’ne sevk edildi.
Nourtani’nin ölümünde sabah saatlerinde adliyeye sevk edilen 6 şüpheliden ocak sahibi olduğu ileri sürülen Enver G. (33), Hakan K. (45) ile Ahmet A. (51) suçlamaları reddederken, nitelikli kasten öldürme suçundan tutuklandı. Tutuklanan şahıslar, Zonguldak M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderildi. Olayda gözaltına alınan diğer şüpheliler S.K. (27), E.D. (21), A.Ç. (45) ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Nourtani’nin toprağa verilmesinin ardından yürütülen soruşturmada ocakta fenalaşmasının ardından önce hastaneye götürülmesi konusunda kararlaştırılan ancak sonrasında "Maden ocağı kaçak, başımız ağrır" düşüncesi ile Vezir Mohammad Nourtani’nin akaryakıt istasyonundan 5 litre benzin alınarak yakıldığı ortaya çıktı. Şüpheliler ise sevk edildikleri mahkemedeki birbirini suçladı.

"Yolda ’Atalım’ dedi, ’saçmalamayın’ dedim"
Mahkemeden adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli A.Ç., olay sırasında kömür yüklenmesi için aracının başında beklediğini bu sırada ocakta çalışan bir kişinin dışarıya gelerek Afgan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’nin vagon ittiği sırada fenalaştığını haber verdiğini söyledi. A.Ç., içeri girdiğinde Nourtani’nin sırt üzeri yerde yattığını bunun üzerine kalp masajı yaptığını ifade ederek, "Kalp masajı yaptım. Bir kere nefes aldı. Hava alsın diye dışarı çıkarttık. Dışarıdayken taşıdığımız kişinin nefes almadığını gördüm. Ocak kaçaktı bu nedenlerle kaçak ocak suçlaması ve o kişinin mevcut halinden doğacak suçlamalar üzerime kalır diye korktuğum için 112’ye haber veremedim. Ocak çalışanları ocağın sahiplerini çağırdı. Önce Enver geldi daha sonra Hakan geldi. Onların geldiği sırada da nefes almadığını biliyorum. Hakan ve Enver hastaneye götüreceğiz, arabaya taşıyalım dediler bunun üzerine battaniye üzerine koyarak maktulü araca yükledik. Ben hastaneye götürüleceğini düşünerek arabaya binmiştim. Araçta Hakan, Enver, Hakan’ın akrabası olan Ahmet isimli kişi ve ben vardım. Yolda giderken sadece Enver bana ’atalım’ dedi. Ben de ’saçmalamayın hastaneye götürelim’ dedim. Sonrasında yolda indim" dedi.

"Cesedi araçla taşırken oturup alkol almışlar"
Mahkemece tutuklanan şüphelilerden Enver G. ise işçinin ocakta bayıldığını ve kalp masajı yapıldığını ancak yaşamadığına karar verdiklerinde battaniye ile birlikte arabaya yüklediklerini söyledi. Enver G. ifadesinde hastaneye götürmeye karar verdiklerini ancak kendisine ait araçla götürme talebini reddedince diğer şüphelilerin oturup aracın yanında alkol almaya başladığını anlattı. Daha sonra boş bir araziye girdiklerini ve maktülün araçtan indirildiğini söyleyen Enver G. ifadesinde şöyle dedi.
"Ben varınca herkes nabzına ve kalbine baktı ve yaşamadığına karar verdik. Battaniye ile birlikte arabaya yükledik. Hastaneye götürmeye karar verdik. Araca ben Hakan, Alaattin ve Ahmet bindik. Hakan yolda giderken Eray’ı aramımı istedi. Benden kendime ait aracımla hastaneye götürmemi istediler. Ben de kabul etmeyince oturup aracın yanında içmeye başladılar. Benzini Hakan almış bana herhangi bir şey söylemedi. Tekrar Hakanla buluştuk. Yanımda Ahmet vardı. Üçümüz arabaya bindik. O sırada Hakan Eray’ı arayarak Afganlının ailesini arayarak işe gelip geri gittiği şeklinde haber vermesini istemişti. Araçta benzin olduğunu da bilmiyordum. Olay yerine varınca geri geri boş bir araziye girdik. Ne yapıyorsun diye sordum araçtan indiler. Ahmet ile Hakan maktulü indirmeye çalıştı. Yavaşça yere bıraktılar. Olay yerinden geriye doğru uzaklaştığım sırada araçta kafamı koymuş ne yapacağız diye düşünüyordum. Ahmet kapıyı açarak ’ben yapacağımı biliyorum’ dedi. 10 saniye sonra bir alev gördüm. Daha sonra Hakan araca binip bir an önce gidelim dedi ve olay yerinden uzaklaştık. Ben bu aşamaların tamamında yapılanın yanlış olduğunu bağırarak söyledim. Ben alevi gördüm sırada Ahmet’i görmüştüm. Benzini kimin döktüğünü görmedim."

"Hakan’ın talimatıyla çakmağı yaktım"
Mahkeme kararınca tutuklanan şüphelilerden Ahmet A. ise olayı haber aldıklarında ocak sahibi olan kuzeni Hakan K. ile olay yerine gittiklerini anlattı. Afgan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’nin sırt üstü yattığını ve kalp masajına cevap vermediğini görünce "Alaattin bunu bir anca götürüp polis ya da jandarmaya haber verelim" dediğini anlatan Ahmet A., "ancak Hakan bunu kabul etmedi. Hakan benim infazım var burada çalıştığı öğrenilecek ocak ve işçiler kaçak bundan dolayı başımız ağrır. yapacak bir şey yok biz bunu yok edelim dedi. Ben olur mu öyle şey dedim. Afganlıyı battaniyeye koyduk Hakan’ın aracına yükledik. Daha sonra Hakan ile ben arabaya bindik. Hakan diğerlerine siz burada bekleyin dedi. Çarşıya gittik. Hakan ile birlikte petrole gittik 5 litre benzin aldık. Tekrar diğerlerinin yanına gittik. Ancak orada yoktular. Hakan bir kaç kere arayınca Enver’e ulaştı. Enver aracın yanına geldi. Enver, Hakan ve ben ölenin yüklü olduğu araca bindik. Hakan aracı sürdü. Benim bilmediğim yerlere kadar gittik. Daha sonra aracı durdurdu. Araçtan indik. Bagajdaki maktulü yere indirdik. Üçümüz taşıyarak 6-7 metre ileri götürdük. Daha sonra Hakan benden benzini istedi. Ben de benzin bidonunu getirdim. Hakan benzini Afganlının üzerine döktü. Bana da çakmağı çak dedi. Ben de onun talimatı ile çakmakla ateşi yaktım. Bu şekilde Afganlı yanmaya başladı. Daha sonra olay yerinden geldiğimiz araçla üçümüz geri döndük" dedi.

Suçu birbirlerine attılar
Şüphelilerin mahkemedeki ifadeleri ortaya çıktı. Suçlamaları kabul etmeyen Hakan K., Ahmet A.’nin "Hakan benzini maktulün üzerine döktü. Bana ’çakmağı çak’ dedi. Onun talimatıyla çaktım" ifadesine rağmen "Yolda küçük abdestimi yapmak için durdum. Enver ile Ahmet arabadan inmişti. Sonra baktım ateş yandığını gördüm. Müdahale edemedim" diyerek suçlamaları doğrulamadı.
Ahmet A.’nın benzini kendisinin döktüğünü söylemesine rağmen "Benzini kim döktü görmedim" diyen Hakan K., “Enver, ’abi senin de benim de sicilim var başımız ağrır’ diye söyledi. Ben de ’olur mu öyle şey’ diye söyledim. Amacımız hastaneye gitmekti. Araca ben Enver, Alaattin ve benim yanımdaki Ahmet bindi. Birlikte hareket ettik. Bir an önce ambulans çağırıp hastaneye götürelim dedim. Enver tereddütte kaldı. Daha sonra Ahmet. Enver ve ben üçümüz arabaya atladık. Hastaneye doğru hareket ettik. Alkollü olduğum için polislere yakalanmamak üzere ara yollardan gittim. Daha sonra bir yolda aşağı inerek küçük abdestimi yaptım. Ben küçük abdestimi yaparken arabadaki Enver ve Ahmet arabadan inmişti. Daha sonra baktığımda bir ateş yandığını gördüm. Müdahale etmek istedim ancak edemedim. Öncesinde ben evde kullanmak için benzin almıştım. Ben benzini kim döktü görmedim. Bilmiyorum" dedi.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüphelilerden E.D. ise S.K. ile birlikte Afgan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’nin kıyafetlerini sobada yaktıklarını kabul etti.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

03 Kasım, 2024 00:52
blank
İhlas Haber A.

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: “Güçlü Türkiye’nin yolu güçlü tarımdan geçer”

A+ A-

Kastamonu’da konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Güçlü Türkiye’nin yolu güçlü tarımdan geçer. Eğer siz kendi gıdanızı kendiniz temin edemiyorsanız, eğer bunu garanti altına alamıyorsanız, ‘bağımsızız’ demenizin hiçbir manası yoktur” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bir dizi programa katılmak için Kastamonu’yu ziyaret etti. AK Parti Seydiler İlçe Teşkilatı Kongresi’ne ve Devrekani ilçesinde yapımı tamamlanan Devrekani Belediyesi Kapalı Pazaryeri’nin açılış törenine katılan Bakan Yumaklı, son olarak Araç ilçesini ziyaret etti. AK Parti Araç İlçe Teşkilatı 8’inci Olağan Kongresi’ne katılan Bakan Yumaklı, partililere seslendi. Millete hizmet etme aşkı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yol arkadaşlığı yaptıklarını belirten Bakan Yumaklı, “Bizler bu millete hizmetkar olmaya geldik. Onun için bizlerde makam, mevki, unvanın hiçbir önemi yoktur, asla da olmayacak. Hizmet ederken, bunları ister kıskançlık olsun, ister muhalefet düşüncesiyle olsun, her zaman hizmetleri küçümseyen, küçük göstermek isteyen, olması gerektiği gibi algılanmasını, bilinmesini, duyulmasını istemeyen birçok kimse olacak. Biz onları umursamıyoruz. İnşallah sizlerin bizlere olan desteği, duasıyla biz hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.

“Koskoca Birleşmiş Milletler, birkaç açıklamadan öteye gidemiyor”
“101 yıllık Cumhuriyet’in büyük hedeflerle buluşması için çalışıyoruz” ifadelerine yer veren Yumaklı, “Sayın Cumhurbaşkanımız da takip edebileceğimizin çok daha ötesinde, gecesini gündüzünü vatanı, milleti için vakfetmiş, ona harcamış, harcamaya devam eden birisi. O manada rabbim hem kendisine hem bizlere hem de bütün hizmet edenlere güç, kuvvet versin. Bu topraklarda biz bin yıldır bölünmez bir bütün olduk. İstiklalimizden, kardeşliğimizden asla vazgeçmedik. Bunun en önemli göstergesi de 15 Temmuz oldu. Çanakkale’den 15 Temmuz’a kadar bu konuda en ufak bir problem gördüğümüzde hemen birleştik, kenetlendik, omuz omuza verdik ve belayı defettik. Ama her zaman böyle olmayabilir. Hazırlıklı olmak lazım. Görüyorsunuz, şu anda Türkiye’nin etrafı ateş çemberi. Eğer siz güçlü olmazsanız 50 bine yakın kadını, çocuğu, masumları gözünü bile kırpmadan katledenlerin elbet bizler için çok hayırlı düşündüğünü söylemek mümkün olmaz. O yüzden hep beraber olacağız, bir yumruk olacağız, çok güçlü olacağız. TUSAŞ’taki o hain saldırının da basit bir terör eylemi olmadığını da bilerek oradaki kardeşimizin söylediğini bir parola olarak almamız lazım. ’Hainlere inat daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz’ demişti. Çünkü biz güçlü olmak için böyle yapmak mecburiyetindeyiz. Çünkü başka bir şansımız, çıkar yolumuz yok. Elbette büyük ve güçlü Türkiye’nin önünü kesmek için kendilerince türlü oyunlar oynayacaklar. Bazı uluslararası kuruluşların da bu manada etkisini görmüş olduk. O yüzden Cumhurbaşkanımız ’Dünya 5’ten büyüktür’ diyor. Koskoca Birleşmiş Milletler, birkaç açıklamadan öteye gidemiyor. Ne kanı durdurabildiler ne de başka bir şey. Son olarak yarım yamalak gıda yardımı yapan kuruluşa yasak getirdiler. Bunların hepsi birer göstergedir. Ne yapmamız gerektiğini, nasıl çalışmamız gerektiğini, bir an bile gaflete düşmememiz gerektiğini gösteren çok önemli etkendir. Bize bir şey olmaz, o çok uzakta diye düşünmemek lazım. Dünyanın bu şartlarında her ana hazırlıklı olmak lazım” diye konuştu.

“Bağımsız Türkiye’nin vizyonu neyse onun gereğini yapmaya devam edeceğiz”
Bağımsız Türkiye vizyonu için gereken her şeyin yapılacağını vurgulayan Bakan Yumaklı, “Biz parti olarak daha adaletli bir dünya için milli, insani ve evrensel değerler etrafında siyaset yapıyoruz. Güncel olaylarda, sandalye kavgalarında AK Parti hiçbir zaman olmadı, olmayacaktır. Bir hatırlayın, 6’lı, 7’li, 8’li masada hepsi bir aradaydı. Onları bir arada tutan şey, tamamen ulaşmak istediği makam, mevki hırsıydı. O bitti, kavgaları bitti, şimdi tespih taneleri gibi dağılmış durumdalar. Çünkü memlekete dair, bu millete dair zerre kadar gelecek tahayyülleri yoktu. Çünkü biz ’ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ diyoruz, 7 gün 24 saat çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. AK Parti’nin gücü milletten gelir. 85 milyonun bize vermiş olduğu o şerefli emaneti. Taşımak, daha da yukarı çıkartmak için gayret sarf ediyoruz. AK Parti’nin samimi politikaları bu yüzden milletimizin teveccühüne mazhar oluyor. En zor zamanlarda milletimiz bir bütün anlayışı da AK Parti anlayışıdır. O yüzden Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği söz itibarıyla AK Parti’de ’ben ve bencilliğe yer yoktur’, biz vardır, beraberlik, bir olmak vardır, iri olmak, diri olmak vardır, hep birlikte Türkiye olmak vardır. Çünkü AK Parti Türkiye’nin geleceğidir. Bizler sadece bugünü değil, Türkiye Yüzyılı diyerek bu memleketin, bu vatanın gelecek yüzyılını inşa etmek üzere bu görevlere talip olduk. Sadece içeride değil, dış politikada da Türkiye’nin mücadelesini verdiği gibi teröre ve terör destekçilerine karşı kararlı politikalar yürütmeye devam edeceğiz. Bağımsız Türkiye’nin vizyonu neyse onun gereğini yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Terörü bitirmemiz, büyük Türkiye’yi inşa etmemizin olmazsa olmazlarındandır”
Terörün bitirilmesi gerektiğini söyleyen Yumaklı, “Orta Doğu’daki bu konjonktür itibarıyla terör karşısında koşulsuz bir mutabakat gerekir. Terörü bitirmemiz, büyük Türkiye’yi inşa etmemizin olmazsa olmazlarındandır. Bu konudaki son dönemlerdeki gayreti, çabayı siz yakından takip ediyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Memleketin tarım veya gıda ihtiyacı konusunda herhangi bir problemi yoktur”
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çalışmaları ile ilgili de konuşan Yumaklı, “Güçlü Türkiye’nin yolu güçlü tarımdan geçer. Eğer siz kendi gıdanızı kendiniz temin edemiyorsanız, eğer bunu garanti altına alamıyorsanız, ’bağımsızız’ demenizin hiçbir manası yoktur. Hepimiz hatırlayalım, pandemi zamanında koca koca ülkeler başka ülkelerin maskelerine hava alanlarında el koydu. Bazı şeyleri paranız olsa da alamıyorsunuz. Dolayısıyla bu memleketin tarım veya gıda ihtiyacı konusunda herhangi bir problemi yoktur, bunun sürdürülebilir olması, daha da üretimi arttırıp, sadece kendi vatandaşımızın değil, buna muhtaç olanların da ihtiyacını gidermek üzere ihracata dönük üretimlerimize devam edeceğiz” dedi.
Kastamonu ve Araç ilçesine yapılan yatırımlarla ilgili bilgi veren Yumaklı, “Kastamonu’ya son 22 yılda sadece benim bakanlığımdan yapılan yatırımların yaklaşık tutarı 34,2 milyar lira. Bunun 22 milyar lirası 128 tane su ve sulama tesisinden oluşuyor. Devam eden projelerimizin açılışlarını da yapmak mümkün olacak. Araç ilçemizde de 2.1 milyar liralık yatırımla 10 tane tesis hizmete alınmış durumda. Ayrıca, Filyos-Araç Barajı’nın 3 bin 226 hektarı sulama projesi de 2025 yatırım programına alınması da bakanlığımızca teklif edildi. İnşallah bu projenin hem Araç’a hem de etrafındaki ilçelere, illere önemli katkısı olacak” diye konuştu.

blankNöbetçi Eczaneler

Gülşen Eczanesi
Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331

Şifa Eczanesi
Şifa Eczanesi
Adres

Merkez Mahallesi İnönü Caddesi Sen Is Hanı No:1 Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-3500

Üniversite Eczanesi
Üniversite Eczanesi
Adres

Üniversite Mahallesi, Efsa Nur Sokak B-Blok No:1-A-B Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-2726

Asuman Eczanesi
Asuman Eczanesi
Adres

Fevzi Fırat Caddesi, No:51/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 413-1373

Gökçe Eczanesi
Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455