Zonguldak’ta ormanlık alanda 50 yaşındaki Afgan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’nin yanmış cesedinin bulunmasının ardından derinleştirilen soruşturmada Nourtani’nin kaçak olarak işletilen ocakta fenalaşarak hayatını kaybettiği belirlendi. Ocak sahiplerinin de aralarında bulunduğu şüphelilerin battaniyeye sardıkları Nourtani’yi, kaçak ocağın ortaya çıkmaması için hastaneye götürmek yerine benzin döküp yaktığı ortaya çıktı.
Edinilen bilgiye göre, 10 Kasım günü Rat Mahallesi Kırat mevkisinde yoldan geçen bir vatandaş ormanlık alanda yanmış erkek cesedi olduğu ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Bölgedeki deliller toplanırken, benzin ile yakıldığı belirlenen cesedin yapılan otopsi incelemesinde 3 çocuk babası 50 yaşındaki kayıp Afgan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’ye ait olduğu tespit edildi.
Yanmış ceset bulmacası, kaçak ocaktaki olayı ele verdi
Soruşturmanın başlatılmasının ardından jandarma ekipleri öldürülen işçinin çalıştığı iddia edilen kaçak maden ocağı bölgesinde incelemeler yaptı. Görgü tanıklarından birisi Nourtani’nin kaçak ocakta çalıştığı esnada fenalaşarak bilincini kaybettiğini söyledi. Bunun üzerine kaçak ocağı işlettiği iddia edilen şahıs ile diğer 6 şüpheli gözaltına alındı. 6 şüpheli jandarmadaki sorgularının ardından dün sabah saatlerinde Zonguldak Adliyesi’ne sevk edildi.
Nourtani’nin ölümünde sabah saatlerinde adliyeye sevk edilen 6 şüpheliden ocak sahibi olduğu ileri sürülen Enver G. (33), Hakan K. (45) ile Ahmet A. (51) suçlamaları reddederken, nitelikli kasten öldürme suçundan tutuklandı. Tutuklanan şahıslar, Zonguldak M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderildi. Olayda gözaltına alınan diğer şüpheliler S.K. (27), E.D. (21), A.Ç. (45) ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Nourtani’nin toprağa verilmesinin ardından yürütülen soruşturmada ocakta fenalaşmasının ardından önce hastaneye götürülmesi konusunda kararlaştırılan ancak sonrasında "Maden ocağı kaçak, başımız ağrır" düşüncesi ile Vezir Mohammad Nourtani’nin akaryakıt istasyonundan 5 litre benzin alınarak yakıldığı ortaya çıktı. Şüpheliler ise sevk edildikleri mahkemedeki birbirini suçladı.
"Yolda ’Atalım’ dedi, ’saçmalamayın’ dedim"
Mahkemeden adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli A.Ç., olay sırasında kömür yüklenmesi için aracının başında beklediğini bu sırada ocakta çalışan bir kişinin dışarıya gelerek Afgan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’nin vagon ittiği sırada fenalaştığını haber verdiğini söyledi. A.Ç., içeri girdiğinde Nourtani’nin sırt üzeri yerde yattığını bunun üzerine kalp masajı yaptığını ifade ederek, "Kalp masajı yaptım. Bir kere nefes aldı. Hava alsın diye dışarı çıkarttık. Dışarıdayken taşıdığımız kişinin nefes almadığını gördüm. Ocak kaçaktı bu nedenlerle kaçak ocak suçlaması ve o kişinin mevcut halinden doğacak suçlamalar üzerime kalır diye korktuğum için 112’ye haber veremedim. Ocak çalışanları ocağın sahiplerini çağırdı. Önce Enver geldi daha sonra Hakan geldi. Onların geldiği sırada da nefes almadığını biliyorum. Hakan ve Enver hastaneye götüreceğiz, arabaya taşıyalım dediler bunun üzerine battaniye üzerine koyarak maktulü araca yükledik. Ben hastaneye götürüleceğini düşünerek arabaya binmiştim. Araçta Hakan, Enver, Hakan’ın akrabası olan Ahmet isimli kişi ve ben vardım. Yolda giderken sadece Enver bana ’atalım’ dedi. Ben de ’saçmalamayın hastaneye götürelim’ dedim. Sonrasında yolda indim" dedi.
"Cesedi araçla taşırken oturup alkol almışlar"
Mahkemece tutuklanan şüphelilerden Enver G. ise işçinin ocakta bayıldığını ve kalp masajı yapıldığını ancak yaşamadığına karar verdiklerinde battaniye ile birlikte arabaya yüklediklerini söyledi. Enver G. ifadesinde hastaneye götürmeye karar verdiklerini ancak kendisine ait araçla götürme talebini reddedince diğer şüphelilerin oturup aracın yanında alkol almaya başladığını anlattı. Daha sonra boş bir araziye girdiklerini ve maktülün araçtan indirildiğini söyleyen Enver G. ifadesinde şöyle dedi.
"Ben varınca herkes nabzına ve kalbine baktı ve yaşamadığına karar verdik. Battaniye ile birlikte arabaya yükledik. Hastaneye götürmeye karar verdik. Araca ben Hakan, Alaattin ve Ahmet bindik. Hakan yolda giderken Eray’ı aramımı istedi. Benden kendime ait aracımla hastaneye götürmemi istediler. Ben de kabul etmeyince oturup aracın yanında içmeye başladılar. Benzini Hakan almış bana herhangi bir şey söylemedi. Tekrar Hakanla buluştuk. Yanımda Ahmet vardı. Üçümüz arabaya bindik. O sırada Hakan Eray’ı arayarak Afganlının ailesini arayarak işe gelip geri gittiği şeklinde haber vermesini istemişti. Araçta benzin olduğunu da bilmiyordum. Olay yerine varınca geri geri boş bir araziye girdik. Ne yapıyorsun diye sordum araçtan indiler. Ahmet ile Hakan maktulü indirmeye çalıştı. Yavaşça yere bıraktılar. Olay yerinden geriye doğru uzaklaştığım sırada araçta kafamı koymuş ne yapacağız diye düşünüyordum. Ahmet kapıyı açarak ’ben yapacağımı biliyorum’ dedi. 10 saniye sonra bir alev gördüm. Daha sonra Hakan araca binip bir an önce gidelim dedi ve olay yerinden uzaklaştık. Ben bu aşamaların tamamında yapılanın yanlış olduğunu bağırarak söyledim. Ben alevi gördüm sırada Ahmet’i görmüştüm. Benzini kimin döktüğünü görmedim."
"Hakan’ın talimatıyla çakmağı yaktım"
Mahkeme kararınca tutuklanan şüphelilerden Ahmet A. ise olayı haber aldıklarında ocak sahibi olan kuzeni Hakan K. ile olay yerine gittiklerini anlattı. Afgan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’nin sırt üstü yattığını ve kalp masajına cevap vermediğini görünce "Alaattin bunu bir anca götürüp polis ya da jandarmaya haber verelim" dediğini anlatan Ahmet A., "ancak Hakan bunu kabul etmedi. Hakan benim infazım var burada çalıştığı öğrenilecek ocak ve işçiler kaçak bundan dolayı başımız ağrır. yapacak bir şey yok biz bunu yok edelim dedi. Ben olur mu öyle şey dedim. Afganlıyı battaniyeye koyduk Hakan’ın aracına yükledik. Daha sonra Hakan ile ben arabaya bindik. Hakan diğerlerine siz burada bekleyin dedi. Çarşıya gittik. Hakan ile birlikte petrole gittik 5 litre benzin aldık. Tekrar diğerlerinin yanına gittik. Ancak orada yoktular. Hakan bir kaç kere arayınca Enver’e ulaştı. Enver aracın yanına geldi. Enver, Hakan ve ben ölenin yüklü olduğu araca bindik. Hakan aracı sürdü. Benim bilmediğim yerlere kadar gittik. Daha sonra aracı durdurdu. Araçtan indik. Bagajdaki maktulü yere indirdik. Üçümüz taşıyarak 6-7 metre ileri götürdük. Daha sonra Hakan benden benzini istedi. Ben de benzin bidonunu getirdim. Hakan benzini Afganlının üzerine döktü. Bana da çakmağı çak dedi. Ben de onun talimatı ile çakmakla ateşi yaktım. Bu şekilde Afganlı yanmaya başladı. Daha sonra olay yerinden geldiğimiz araçla üçümüz geri döndük" dedi.
Suçu birbirlerine attılar
Şüphelilerin mahkemedeki ifadeleri ortaya çıktı. Suçlamaları kabul etmeyen Hakan K., Ahmet A.’nin "Hakan benzini maktulün üzerine döktü. Bana ’çakmağı çak’ dedi. Onun talimatıyla çaktım" ifadesine rağmen "Yolda küçük abdestimi yapmak için durdum. Enver ile Ahmet arabadan inmişti. Sonra baktım ateş yandığını gördüm. Müdahale edemedim" diyerek suçlamaları doğrulamadı.
Ahmet A.’nın benzini kendisinin döktüğünü söylemesine rağmen "Benzini kim döktü görmedim" diyen Hakan K., “Enver, ’abi senin de benim de sicilim var başımız ağrır’ diye söyledi. Ben de ’olur mu öyle şey’ diye söyledim. Amacımız hastaneye gitmekti. Araca ben Enver, Alaattin ve benim yanımdaki Ahmet bindi. Birlikte hareket ettik. Bir an önce ambulans çağırıp hastaneye götürelim dedim. Enver tereddütte kaldı. Daha sonra Ahmet. Enver ve ben üçümüz arabaya atladık. Hastaneye doğru hareket ettik. Alkollü olduğum için polislere yakalanmamak üzere ara yollardan gittim. Daha sonra bir yolda aşağı inerek küçük abdestimi yaptım. Ben küçük abdestimi yaparken arabadaki Enver ve Ahmet arabadan inmişti. Daha sonra baktığımda bir ateş yandığını gördüm. Müdahale etmek istedim ancak edemedim. Öncesinde ben evde kullanmak için benzin almıştım. Ben benzini kim döktü görmedim. Bilmiyorum" dedi.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüphelilerden E.D. ise S.K. ile birlikte Afgan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’nin kıyafetlerini sobada yaktıklarını kabul etti.