Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

LOZAN; SEVR’İ DAYATANLARIN YÜZÜNDE PATLAYAN TOKATTIR.

Köşe Yazıları Yayın: 03.10.2016 09:02

”Tarih; vicdanımıza kazınan olayların hafızası; gerçekler ise zamanın vicdanıdır.” Bilinen dış güçlerin türlü oyunlarıyla başlatılan ‘Arap Baharı’ sonrasında, Ortadoğu’nun adeta ortasından yarıldığı, her yarımının paramparça edildiği böylesine kritik bir süreç yaşanırken, Ülkemizin baş belası P.K.K terör örgütünün, neredeyse her günümüzü zehir eden; alçak, kalleş saldırıları devam eder, her Allahın günü Şehitlerimizin haberleriyle sarsılırken, Yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen; omuz omuza direnerek, birlik ve beraberliğimizden asla ödün vermeden, iç ve dış hainlere Türk Milletinin gücünü gösterirken, Suriye’de yaşanan insanlık dramına kucak açmış devletimin yurttaşları olarak dünya âleme; ‘bizler, tıpkı ecdadımız gibi işte böylesine gönlü yüce bir millet’ olduğumuzu bir kez daha ispat etmişken, Ege’nin serin sularında boğulan ‘Aylan Bebeğe’ dahi duyarsız kalabilen sözde medeniyetin beşiği, insanlık havarisi geçinen kimi Avrupa ülkelerinin umarsızlıklarına insanlık dersi vermişken, 15 Temmuz 2016 gecesi; o salya, sümüklü meczubun yönettiği FETÖ hainlerinin; ülkemizi ele geçirmeye yönelik alçak kalkışmasını el birliği, gönül beraberliği, iman gücü, vatan sevdasıyla coşarak milletçe önlemişken, Sınırlarımızın hemen dibinde yıllardan beri ellerinde palalarla kelle avcılığı yapan, Yüce Dinimiz İslamiyet’le asla ilgisi olmayan IŞİD terör örgütünün, türlü tehditlerinin, sınırlarımıza vaki tecavüzleri, Mehmetçiklerimizce defedilmişken, Geçtiğimiz yıllarda ülkemizin özellikle siyaset arenasında yaşanmış bütün o soğukluklar kaybolmuş, 15 Temmuz Ruhu, 7 Ağustos 2016’da ”Yenikapı Ruhu” ile buluşmuş, bu birliktelik ülkemizin her yanını sarmışken; Lozan’ı gündeme taşımak neden? ”Birileri de Lozan’ı Zafer Diye Yutturdu” demek ne için? Hem de T.B.M.M’nin açılışından iki gün öncesinden! Hem de Suriye’de bulunan askerlerimizin yönü Musul istikametini gösterir, Ortadoğu coğrafyasında gözü, kulağı olan 4 büyük ülkeden Türkiye’ye yönelik ”Uluslararası hukuka aykırı davranıyor” homurtuları işitilmeye başlamışken, Lozan’ı tartışmaya açmak neden? 93 yıllık Cumhuriyet Türkiye’sinin günümüze yansıyan en önemli temel taşı Lozan’ı böylesine kritik bir dönemde siyaset malzemesi yapmak; milletçe bize hiçbir şey kazandırmayacağı gibi; Lozan aleyhine yapılan olumsuz söylemler, yorumlar, bağımsızlığımızı taçlandıran böylesine önemli bir zaferin değerinden de hiçbir şey kaybettirmeyecektir. Çünkü Lozan; ‘İstiklal Savaşını zaferle sonuçlandıran milletimizin, tam bağımsız Türkiye’yi inşasının imzasıdır.’ Çünkü Lozan; Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuranların yüz akı, misak-ı milli hudutlarımızın tarihteki yazılı belgesi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tapu senedidir. Çünkü Lozan; tarih sayfalarına bu gerçeklerle yazılmıştır, değişmez. Nasıl ki 15 Temmuz 2016; Cumhuriyet Türkiye’sinin bağımsızlığına indirilmek isteyen FETÖ hainlerinin darbesini önleyen milletimizin kanıyla, canıyla yazmış olduğu destansı bir zaferin tarihi ise, 24 Temmuz 1923’de; Büyük Türk Ulusunun Bağımsızlık Savaşını kazandıktan sonra Devletimizin kuruluş manifestosunu taçlandıran bir zaferin tarihidir. Günümüz Türkiye’sinde tarihi gerçekleri doğru okumak, bu gerçekler ışığında yorum yapmak, toplumu doğru bilgilerle aydınlatmak adına, gerçek tarihçilerimize büyük görevler düşmektedir. Böylesine kritik bir dönemde Lozan’ın tartışmaya açılması en çok da Ege’deki 12 adanın neden Yunanistan’a terk edildiği noktasında yapılmaktadır! Lozan’ın her maddesi ayrı bir zaferdir diyerek, adalar konusunu tarihin sesiyle yanıtlamak gerekirse; Osmanlı İmparatorluğu döneminde kaybedilen Balkan savaşı sonrasında İtalya ile imzalanan 1912 Uşi Anlaşmasının tarihi belgeleri buna en doğru cevabı verecektir. Zaman, zaman devletimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerini Cumhuriyet Türkiye’sinin Lozan gibi çok değerli kazanımlarını tartışmaya açarak, tarihi gerçeklerin görmezden gelinmesi, ülkemize hiçbir şey kazandırmamıştır, bundan sonrada kazandırmayacaktır. Dolayısıyla Lozan da; o dönemin gerçekleriyle, diğer zaferlerimiz gibi tarihin altın sayfalarında yerini almıştır. Önemli olan 7 Ağustos 2016 tarihinde ‘Yenikapı Semalarından Ülkemize Yansıyan Birliktelik Ruhumuzu’ kaybetmeden, bu değerli birlikteliğimizi sonsuza kadar bu ‘gazi topraklarda’ yaşatmaktır. Bir kez daha ifade etmek gerekirse; Lozan, Sevr’i dayatanların suratında patlayan bir tokat; Tarih, vicdanımıza kazınan olayların hafızası, gerçekler ise zamanın vicdanıdır. Atilla Çilingir www.atillacilingir.com www.biyografi.info/kisi-atillacilingir

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Geleceğin Baristaları ve Kahve Tutkunları KBÜ’de “Temel Barista Eğitimi” Aldı

Eğitim Yayın: 06.05.2024 04:48
İhlas Haber Ajansı

Karabük Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KABÜSEM) bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi akademisyenleri tarafından kahve sektöründe kariyer yapmayı hedefleyenler ve kahve severler için “Temel Barista Eğitimi” verildi.
KABÜSEM bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz tarafından kahveye ilgi duyan her bireye alanında önemli bir başlangıç yapmak amacıyla 17 kişiye “Temel Barista Eğitimi” verildi.
Kursiyerler, kahve sanatları ve endüstri: yetiştirme, işleme, kavurma ve sunum, makine ekipman eğitimi, temel barista hijyen kuralları, espresso alım tekniklerini kavrama, aspresso bazlı sıcak kahveler yapım ve sunum teknikleri, espresso bazlı soğuk kahveler yapım ve sunum teknikleri, 3. nesil kahve yapım ve sunum teknikleri, latte art teknikleri ve uygulamaları, milkshake, smoothie ve kokteyl grubu içeceklerin yapım ve sunum teknikleri, yöresel kahvelerin yapım ve sunum teknikleri ile gıda güvenliği ve hijyen eğitim gibi konularda toplamda 38 saat eğitim aldı.
Karabük Üniversitesi bünyesinde KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın destekleriyle kurulan atölyede Safranbolu Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ile beraber barista eğiticiliği yaptıklarını ifade eden Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz, geçekleşen eğitim süreci ile ilgili konuştu.
Yılmaz, “Burada birinci nesil, ikinci nesil ve üçüncü nesil olmak üzere kahvelerimiz var. Bunları tek tek bizzat kursiyerlerimize gösteriyoruz, yapıyoruz, yaptırıyoruz” dedi.
Yılmaz, bütün kursiyerlere ilgi gösterdiklerini dile getirerek, “Espresso makinesinde yeni olarak öğüttüğümüz kahveyi temperlemesinden, espressonu nasıl alınacağına kadar bütün aşamaları tek tek göstererek kursiyerlerimize öğretiyoruz. Aynı zamanda da ‘Süt nasıl köpürtülür, kreması nasıl alınır, latte kreması, cappuccino kreması nasıl olur?’ Bunların hepsini tek tek detaylı bir şekilde izah ediyoruz” diye konuştu.
17 kursiyerin eğitim aldığını ve taleplerin her geçen gün arttığını, farklı alanlardan ve bölümlerden kursiyerlerin olduğunu, kahveye ilgi duyan, kahve kültürünü benimsemiş herkesin ilgi ve talepte bulunduğunu söyleyen Yılmaz, “Bu kursta kahve üzerine kahve hazırlama noktasında birçok deneyimi elde ediyorlar. e-Devlet’ten taranan sertifikalarımız var. Üniversite bünyesinde bunları biz veriyoruz. Bu sertifikayla kafelerde barista olarak çok rahat bir şekilde kursiyerlerimiz çalışabiliyorlar, iş bulabiliyorlar. Şu anda kahve yeni bir trend, ciddi bir eğilim var bu alanda. Öğrenci nüfusunun yoğun olduğu yerlerde birçok kafe mevcut. İnsanlar buralara gidip zaman geçiriyorlar. Dolayısıyla bu yoğun olan kafelerde kursiyerlerimiz de çok rahat iş bulabilme imkanına sahip oluyorlar. Kalifiyeli eleman yetiştiriyoruz. Bütün kahvelerimizi her şeyi tek tek gösteriyoruz, yaptırıyoruz. Dolayısıyla onlar da deneyim kazanmak kaydıyla çok rahat bir şekilde iyi bir barista olabiliyorlar” dedi.
Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2. sınıf öğrencisi Fatma Güler, 38 saatlik bir eğitim aldıklarını ifade ederek, “Burada her çeşit kahve türünü öğrendik. Sıcakları, soğukları, frozenları, meyvelileri, smoothieleri hepsini öğrendik. Kahveleri çok seviyorum. Hepsinin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Böylelikle hocalarımızın sayesinde bir eğitime tabi tutuldum. Kahvelerin aslında zor bir şekilde yapılmadığını, kolay bir şekilde olduğunu ama el becerisi gerektirdiğini görmüş oldum. Aslında biz tüm öğrenciler için bu, avantaj oldu. Çünkü baristalık ilerideki mesleklerin başında geliyor. Herkes artık kahve içmeye başladı ve ileride büyük bir alanı kaplayacağını düşünüyorum. Bu yüzden iş imkânının daha fazla olduğunu, bu alanda ilerlemek isteyen kişilere öncülük ettiğini, hocalarımızın sayesinde büyük bir şekilde bize katkıda bulunduklarını düşünüyorum. O yüzden ileride iş hayatında önemli yere sahip olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
(YE-