Karabük Postası tarafından
27 Aralık, 2022 14:45 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Kurum Müdürleri ile  MÜSİAD Üyeleri  İstişare Toplantısı Yaptı

Karabük Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Karabük Şube Başkanı Cengiz Ünal’ın riyasetinde gerçekleşen toplantıda SGK, İŞKUR, BAKKA, KOSGEB Müdürleri, yık sonu istişare toplantısında MÜSİAD üyeleri ile bir araya geldi. Safranbolu’da gerçekleşen toplantıda Karabük SGK İl Müdürü İsmail Yıldırım, Karabük İŞKU R Müdürü Mustafa Çalış, KOSGEB İl Müdürü Serhat Saygın ve BAKKA Karabük YDO Koordinatörü Sakin Eren, kurumları ile ilgili konularda, MÜSİAD Karabük üyeleri ve Genç MÜSİA D Üyelerine bilgiler vererek, merak ettikleri konulardaki sorularına da cevap verdiler. Toplantının açılışında konuşan MÜSİA D Karabük Şube Başkanı Cengiz Ünal, 13 bini aşkın üyesi ile 60 bine yakın işletmeyi temsil eden Müstakil ve Sanayi İşadamları Derneği’nin 2 milyon kişiye istihdam sağlayan ve yurt içinde 84 Şubesi, Yurt dışında da 81 farklı ülkede hizmet veren bir sermaye platformu olduğunu söyledi. “ENERJİMİZİN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ, TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ İNŞA EDEBİLMEK İÇİN HARCIYORUZ” Üyelerin sorunlarını, görüş ve önerilerini kamu kurum ve kuruluşlara ileterek hızlı çözüm oluşturulması adına hizmet etmeye de gayret ettiklerini de kaydeden Ünal, “Bizler, ülkemizin üreterek büyüyen bir yapıya kavuşması için var gücüyle çalışan iş insanlarıyız. Enerjimizin büyük bölümünü, Türkiye’nin geleceğini, geçmişinden aldığı o kıymetli mirasla, kadim medeniyetinin gücüyle inşa edebilmek için harcıyoruz. Bütün çabamız, derdimiz ve gayemiz budur. MÜSİAD; erdem, yüksek ahlak ve güven temelinde yükselen bir iş dünyası tasavvuruyla yürütülen bir Medeniyet Davasıdır. Her birimizin, doğduğu topraklara, bu toprakların gelecek nesillerine, milletimize borcumuz var kıymetli dostlar. Attığımız her adımı, bu sorumlulukla planlamak zorundayız. Yürüttüğümüz ticari faaliyetlerin yanı sıra, güçlü fikir teatileri gerçekleştiriyor, bunların çıktılarını, ekonomi yönetimimiz, politika yapıcılar ve kamuoyuyla paylaşıyoruz. MÜSİAD, bütüncül kalkınmayı sağlayabilmenin önemli koşullarından biri olan bölgesel kalkınmada kilit noktadadır. Adnan Menderes’ten Necmettin Erbakan ve Turgut Özal’a, günümüzde ise Recep Tayyip Erdoğan’a uzanan değişim ve gelişim çizgisinde Türkiye, Anadolu insanının geleneksel değerleri ve evrensel ilkeleriyle; hem kendi geleceğinde, hem de ülkesinin geleceğinde söz sahibi olma mücadelesinde ön saflarda yer alıyoruz. Derneğin, Türkiye’de gerçekleşen sessiz devrimin öncü aktörlerinden biri olmayı başarmıştır. Ülkemiz istikrarla geleceğe yürümekte, ekonomimiz sağlam bir zeminde büyümekte, demokrasimiz de her geçen gün daha ileri standartlara ulaşmaktadır. Türkiye’nin ekonomisine, üretimine, istihdamına olduğu kadar, demokrasisine de çok önemli katkılar yapan MÜSİAD olmasaydı ülkemize önemli katkı sağlayan bir kuruluş olmazdı. Anadolu'nun sesi olabilecek, onları harekete geçirebilecek, insanlara öz güven aşılayabilecek bir ortam olamayabilirdi.” dedi. “YOL HARİTAMIZIN TEMELİNDE BİRLİK BERABERLİK VARDIR” MÜSİAD’ın sadece bir işadamları derneği değil, bir özveri, bir hedef, bir arzu ve okulu olduğunu sözlerine ekleyen Ünal,, “ Üyesi olmaktan gurur duyulan, adı geçtiğinde saygı duyulan ve dışında kalanların gıpta ile baktığı bir sivil toplum kuruluşu olan MÜSİAD, temelde bir işadamları topluluğu olmasına karşın çalışmaları, ilkeleri ve savunduğu değerler itibariyle Anadolu insanının gücünü dünyaya taşıyan gönüllü ve çok boyutlu bir STK olarak öne çıkmıştır. Ülke menfaatlerine uygun olarak mali ve ekonomik politikaların geliştirilmesinde söz sahibi olmayı, ekonomik alanda yarınlara çok daha kuvvetli bir Türkiye bırakmak için gönülden çalışmayı esas alan MÜSİA D’ın ilk tohumları İstanbul’da toprağa düştükten sonra hızlı bir şekilde Anadolu’nun dört bir yanında filiz açtı, yurtdışında çiçeklenmiştir. “ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAK ZORUNDAYIZ” Başkan Ünal’ın memleketine sevdalı iş insanları olarak, kendilerinin de üzerine düşen vazifeleri olduğunun altını çizerek, “Gördüklerimizi, işittiklerimizi aktarmanın ötesinde bizler, elimizi taşın altına koymak zorundayız. Türkiye’nin tabana en yaygın ve en yakın Sivil Toplum Kuruluşu MÜSİAD olarak bizler; yalnızca asgari ücretin belirlenme süreçlerinde veya yüksek enflasyon dönemlerinde değil, her türlü koşul altında, tek bir çalışanımızın bile alın teri ve emeğinin zayi edilmemesinin elzem olduğunu savunuyoruz. Bu bağlamda 2023 yılına ilişkin yeni asgari ücretin, başta çalışanlarımız ve işverenlerimiz olmak üzere ekonominin bütün aktörleri için hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Bununla birlikte; elbette ücret artışlarının işverene getireceği ilave yüklerin hafifletilmesi adına destek ve teşviklerin artırılmasını temenni ediyoruz. Zira işverene sağlanacak olan teşvik ve destekler, ücret artışlarıyla birlikte ciddi bir yükün altına girecek olan işverenlerimiz için kritik önemdedir. Tüm Karabüklü hemşerilerimizi birlik olmaya, beraber olmaya güçlü bir takım olarak çalışmaya davet ediyorum. Biz burada, iş insanlarımıza hizmet üreteceğiz. Özellikle, Karabük’ten ne alırız değil, Karabük’e ne yapabiliriz anlayışında olacağız. Çok kıymetli Karabüklü işadamlarımızla bir araya gelerek, ortak akılla bir konsorsiyum oluşturup, iş ve istihdama yönelik bir üretim merkezini hayata geçirebiliriz. Kısaca, üretmek için var olacağız tüketmek için değil. İnsan odaklı ve her şey Karabük için anlayışıyla hareket edeceğiz. Öteleyen ve ötekileştiren değil, birleştiren ve kucaklayan bir anlayış içerisindeyiz. Yol haritamızın temelinde birlik beraberlik vardır. Gönlümüzde açık, kapımızda açık” diye konuştu. Ünal, ayrıca önceki dönem Genç MÜSİAD kurucu başkanı Bekir Uluçay ile Av. Mustafa Köşker’e hizmetleri ve çalışmalarından dolayı teşekkür ederek, bayrak yarışında görevi devralan Av. Yunus Emre Akın ve yönetimine başarılar diledi. (Nurettin Acar)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
05 Mayıs, 2025 12:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

KBÜ’de “Din ve Maneviyat Psikolojisi” sempozyumu düzenlendi

Karabük Üniversitesinde, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü ile İlahiyat Fakültesi iş birliğinde bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Lisansüstü Öğrenci Sempozyumu, "Din ve Maneviyat Psikolojisi" başlığıyla düzenlendi.
Üniversitenin 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’nda yapılan sempozyuma öğrenciler ve akademisyenlerin yanı sıra Karabük Cumhuriyet Başsavcısı Selçuk Akman ve eşi Betül Akman, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın eşi Ebru Kırışık, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Solmaz, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulcebbar Kavak, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Lideri Doç. Dr. Zeynep Özcan, Karabük Vilayet Müftüsü Ali Erhun ile kamu kurumlarının temsilcileri, akademik-idari işçi ve öğrenciler katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Doç. Dr. Zeynep Özcan, din ve maneviyat psikolojisinin sırf akademik bir alan değil, ferdi ve toplumsal gelişimi direkt etkileyen değerli bir disiplin olduğunu vurguladı. Türkiye genelinden 105 bildiri özeti alındığını söz eden Özcan, bilimsel kıymetlendirme süreci sonrası 70 bildirinin sunuma hak kazandığını söyledi.
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulcebbar Kavak ise yaptığı konuşmada, dinin ve maneviyatın ferdi olduğu kadar toplumsal ve kültürel bir tarafı de bulunduğuna dikkat çekerek, "Camiler toplumun kalbidir, üniversiteler ise aklıdır" diyen Nurettin Topçu’ya atıfta bulundu.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Solmaz da dinî inançların insan psikolojisi üzerindeki tesirlerinin bilimsel bir bakış açısıyla ele alınmasının kıymetine değinerek, sempozyumun bu alandaki bilgi birikimine katkı sunduğunu belirtti.
Sempozyumun en çok ilgi gören oturumlarından biri "Din Psikolojisi Perspektifinden Gençlik Devri Problemleri ve Tahlil Arayışları" başlıklı panel oldu. Panelin moderatörlüğünü Prof. Dr. Hayati Hökelekli üstlenirken, Ankara Toplumsal Bilimler Üniversitesinden Prof. Dr. Asım Yapıcı, Marmara Üniversitesinden Prof. Dr. Ali Ayten, Yalova Üniversitesinden Doç. Dr. Fatma Baynal ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinden Prof. Dr. Faruk Karaca sunumlarıyla katkı sağladı.
Panelde, gençlerin dini kuşkuları, inançsızlığa yönelme nedenleri ve aile bağlarının dini gelişim üzerindeki tesirleri üzere bahisler ele alındı. Prof. Dr. Ali Ayten, gençlik periyodunun dini kimlik oluşumunda kritik bir süreç olduğunu vurgularken, Doç. Dr. Fatma Baynal gençlerin inançsızlığı gizlemesinde toplumsal baskıların tesirli olduğunu tabir etti. Prof. Dr. Faruk Karaca ise, ebeveynlerin kendi dinî bilgi ve gelişimlerini tamamlamadan çocuklarına sağlıklı bir inanç transferi yapamayacağını belirtti.
Panelin akabinde konuşmacılara teşekkür dokümanları takdim edildi.
İki gün süren sempozyum, lisansüstü öğrenciler ile akademisyenleri din psikolojisi alanında bir ortaya getirerek, şimdiki sıkıntıların bilimsel yerde tartışılmasına imkan sağladı.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.