Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

KÜÇÜK DEME LAZIM OLUR !

Manşet Yayın: 01.02.2024 13:02
KÜÇÜK DEME LAZIM OLUR !

31 Mart yerel seçimlerine; etkin durumdaki 135 siyasi parti den 36’sı katılıyor. Belediye başkanlıkları 2-3 parti arasında dağılacak.

Peki o halde, hiç iddiası olmayan, oy oranı % 1 lik dilime dahi girmeyen onca parti neden seçime katılıyor ?

İttifak sisteminin etkisi son birkaç seçimde bariz olarak kendisini gösterdi.
Büyük partilerin İttifak mecburiyeti küçük partilerin şantaj ve pazarlık gücünü artırdı!
Demek ki, Türkiye’de partiler her zaman iktidar olmak amacıyla kurulmuyor. Aksi halde, etkin durumdaki 135 siyasi partinin varlığını nasıl açıklayabiliriz.
Bizde siyasi partiler genellikle başka bir siyasi partinin içinden çıkıyor. Lider otoritesi, ego çatışmaları bölünmelere neden oluyor.
Bazı durumlarda ise siyasi krizler yeni partiler için yeni fırsatlar da yaratabiliyor.

Geçtiğimiz Ağustos ayında siyasi parti sayımız 127 idi. Bugün bu sayı 136. Görüldüğü gibi ilginç biçimde sürekli artiyor. 10 tanesinin ismini ben kendi adıma, doğru düzgün sayamam !
Bu konuda rekor Bulgaristan’da
7 milyon nüfusa sahip olan ülkede toplam kayıtlı siyasi parti sayısı 200. Bu hızla gidersek Bulgaristanı yakında geçeriz.

Ülkemiz etnik, dinsel ve ideolojik açıdan çok geniş bir yelpazeye sahip
Toplumsal ve ideolojik bölünmelerin çokluğu çok sayıda partiyi kaçınılmaz kılıyor. Gerçi artık ideoloji de anlamını yitirdi. Bizim gençliğimizde ideoloji olmazsa olmazdı.

KÜÇÜKLERİN ŞANTAJ VE PAZARLIK GÜCÜ!

Adayının kazanma şansı olmayan küçük partilerin; çekişmeli geçen, kritik seçim bölgelerinde, aday göstermesi yada göstermemesi rekabet halindeki iki büyük partiden birine seçimi kazandırırken diğerine kaybettirebiliyor.
İşte kapalı kapılar ardında pazarlığın yolu tamda bu noktada açılıyor.
Biz bu pazarlıkları farklı biçimlerde, yakın geçmişte gördük. Ülke genelinde oy oranları %1 bile olmayan, meclisi rüyasında bile göremeyen farkli partilerden 36 isim işte bu pazarlıklar neticesinde vekil olup meclise girdi.
Komedi filmi izler gibi izledik. Bol keseden Cumhur Başkanlığı yardımcılıkları bile dağıtıldı.

Demokrasimizde bu işler yeni de değil, 1977 yılındaki Güneş Motel ( 11 ler ) olayını hatırlatmaya gerek var mı?
Türk tipi demokrasi bu işte.
11 ler transfer karşılığında bakan olmuştu. Son genel seçimlerde ise ittifak karşılığında 36 isim meclise giriverdi. Demek ki, partin barajı aşamasa bile şansın yaver giderse, iyi pazarlık yaparsan, birde cömert(!) bir lidere (K.K.) denk gelirsen vekil olabiliyorsun.

Milliyetçilik söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayan biri daha vardı. Karizmatikti, uzun boyluydu. Çokta güzel konuşuyordu. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, bir tarafın lehine son anda çekiliverdi. Ortalıktan kayboldu. Kendini unutturdu. Var mı ismini hatırlayan.?

Ne karşılığında bilemem ama İstanbul İzmir gibi büyük metropollerde, sonucu küçükler
belirleyecek. Oyunu böldükleri partiye kaybettirecek, diğerine kazandıracaklar. Yani iki tarafla da pazarlık güçleri var. Düdüğü kim çalarsa artık!

İlyas Erbay

Yorumlar

  1. Taki Cantürk

    Dıral dedenin düdüğü büyük küçük ayırmayacak

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Sağlık Yayın: 05.05.2024 00:48
İhlas Haber Ajansı
‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Recep Aktimur, “Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” dedi.

Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Recep Aktimur, obezitenin psikolojiyi olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Kendi deneyimlerini aktaran Prof. Dr. Aktimur, “Bizim kendi deneyimlerimizde gördüğümüz, kişilerin psikolojik olarak kendilerini boşlukta hissettikleri zamanlarda kilo almaya eğilimli olduğudur. Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” diye konuştu.

“Obez kişiler psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında”

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını dile getiren Prof. Dr. Aktimur, “Obez bireylerde sosyal izolasyon oluşur ve bu durum obezitenin geri dönüşümsüz hale gelmesine yol açar. Obez bireyler hem fiziksel olarak hem de çok yüksek oranda görülen depresyon nedeniyle günlük işlerini yapmakta zorlanırlar, çabuk yorulurlar, kişisel bakımlarını yapmak bile onlar için çok zorlaşır. Diğer yandan obeziteye bağlı gelişen kronik hastalıklar, bireyleri bir çıkmaza sürükler ve birçok insan bu kısır döngü içinde kendine güvenini kaybeder” şeklinde konuştu.

“Obezite ameliyatı olduktan sonra psikolojik durum”

Obezite ameliyatlarından sonra kilo verme sürecinin başladığını ve uzun süre devam ettiğini belirten Prof. Dr. Aktimur, şu bilgileri paylaştı:

“Ameliyat edilen hastaların çoğunda obezite nedeniyle gelişen depresyon bulunduğundan ameliyat sonrasında kilo verme sürecinde hızlıca depresyonun gerileyeceği düşünülse de, durum her zaman bu şekilde seyretmeyebilir. Bu dönemde kilo veriyor olmanın oluşturacağı pozitif etki, ameliyat sonrası dönemde aslında önceden bir nevi tedavi yerine geçen yemek yeme alışkanlıklarının değişmesi ile negatif yönde etkilenebilir. Bu yüzden ameliyat için uygulanacak prosedürün yemek yeme konforunu çok bozmayacak şekilde seçilmesi ve hastalara cerrahi tarafından geniş destek verilmesi çok önemlidir. Biz kendi hastalarımızda uyguladığımız ‘Hızlandırılmış iyileşme protokolleri’ ile hasta konforunu artırarak, ‘liberal beslenme önerileri’ ile hastalarımızın bu süreci daha rahat geçirmesini sağlayarak ve onlara her an kendilerini koruyan ve sarmalayan bir aile içinde olduklarını göstererek bu dönemi çok daha rahat atlatmaktayız. Bu yaklaşım ile hastalarımızda ameliyat sonrası dönemde çok daha az depresyon gözlemlemekte ve mutluluk düzeyinin arttığını deneyim etmekteyiz.”

“En iyi psikolojik destek, hastaların uzman hekime rahat ulaşabilmesidir”

Doktora ulaşmanın hasta tarafından önemine değinen Prof. Dr. Aktimur, “Biz kendi protokolümüzde uyguladığımız ve çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz şekilde en iyi psikolojik desteğin, hastaların kendilerini ameliyat eden cerraha çok rahat ulaşabilmeleri olduğunun farkındayız. Doktorları ile olan sıkı ve pozitif bağlantıyı önceden ameliyat ettiğimiz hastalarımızla aralarında kurduğumuz aktif sosyal portallarla desteklemekteyiz” ifadelerini kullandı.