blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
13 Aralık, 2024 12:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 5dk
Yorum: 0

’Kralların ve mazlumların sığınağı Osmanlı’nın unutulmaz hoşgörüsü kitaplaştırıldı

Gümüşhane’de Prof. Dr. Bayram Nazır tarafından uzun yıllar süren çalışmalar neticesinde ortaya çıkan “Güvenli Liman Mazlumların ve Kralların Sığınağı Osmanlı” kitabı Osmanlı Devleti’nin mültecilere olan hoşgörüsü ve onları korumak için savaşı bile göze alan sert tutumlarını belgelerle gözler önüne sererken, günümüzün mülteci tartışmalarına da ışık tutuyor.
Gümüşhane Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Nazır tarafından uzun süren çalışmalar neticesinde kaleme alınan “Güvenli Liman Mazlumların ve Kralların Sığınağı Osmanlı” kitabı Osmanlı Devleti’nin ülkelerinden kaçarak kendisine sığınan mültecilere yönelik hassasiyetini gözler önüne seriyor.
Türkiye’de uzun yıllar gündem olan ve son olarak Suriye’de Esed yönetiminin devrilmesi ile Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesi için tartışmaların sürdüğü dönemde tamamladığı çalışmada, günümüz mülteci politikalarının Osmanlı Devleti’nin politikasıyla bire bir örtüştüğünün altını çizen Prof. Dr. Bayram Nazır, Avrupa’nın önemli krallarından Macar Kralı Tökeli İmre, İsveç Kralı Demirbaş Şarl ve Macar Kralı Rkczi Ferenc başta olmak üzere pek çok üst düzey yöneticinin de Osmanlı Devleti’nin merhametine sığındığını belirtti.
Prof. Dr. Bayram Nazır, Osmanlı Padişahı Abdülmecid’in kendisine sığınan mültecileri bırakmamak adına Avusturya ve Rusya ile savaşı bile göze aldığını ifade ederek mülteci hassasiyetinin boyutunu gözler önüne serdi.

“Osmanlı’ya matbaayı ilk mülteciler getirmiştir”
Günümüzde Avrupa’nın mülteciler konusundaki tavırlarını eleştirerek Osmanlı Devleti’nin geçmişte mültecilere yönelik gösterdiği hoşgörüye vurgu yapan Prof. Dr. Bayram Nazır, “Bu çalışmamızda 1492 yılından Osmanlı Devleti’nin yıkılışına kadar Avrupa’dan Osmanlı Devleti’ne sığınan mültecilere konu edindik. Osmanlı arşivinden ve Avrupa arşivlerinden faydalanarak hazırlamış olduğumuz bu kitapta Osmanlı Devleti’nin mültecilere gösterdiği misafirperverlik ve bu misafirperverliğin Avrupa başkentlerindeki yankıları konusunu ele aldık. Malum olduğu üzere insanlık ya da Avrupa, Batı Avrupa özellikle Suriye’deki mülteciler konusunda önemli bir sınavdan geçmektedir. Mülteciler genellikle Avrupa ülkeleri, mültecileri kendi din ve ırkından olmayanları kabul etmemiş ve onlar için duvarlar, tel örgüler örmüşken, tarih laboratuvarına baktığımızda Osmanlı Devleti kendi dininden ve ırkından olmayan insanları misafir etmiş ve bu konuda büyük fedakârlıklarda bulunmuştur. 1492 yılında Endülüs Emevi Devleti’nin yıkılmasıyla burada bulunan Yahudiler ve Müslümanlar Osmanlı Devleti’ne iltica etmişler ve Osmanlı Devleti bu insanları kabul ederek İmparatorluğun değişik bölgelerine yerleştirmişlerdir. Bu dönemde Piri Reis’ten sonra Kemal Reis Osmanlı Devleti’ne sığınmak isteyen bu mültecileri Osmanlı Devleti’ne gemilerle taşımış. Bunlar İstanbul, Selanik ve Osmanlı Devleti’nin diğer şehirlerinde yerleşmişlerdir. Sultan 2. Bayezid bu mültecileri kabul etmiş ve hatta İspanya Kralı için şöyle bir ifade kullanmıştır. ’Şaşıyorum İspanya kralının aklına kendi ülkesini fakirleştirirken benim ülkemi zenginleştiriyor’ ifadesini kullanmıştır. Bu Osmanlı Devleti’ne sığınan, İspanya’dan gelen Museviler ve Müslümanlar İstanbul’da ilk matbaayı kurmuşlar. Bizde şöyle bilinir, ilk matbaanın Osmanlı Devleti’nde 1727 yılında açıldığı kabul edilir. Oysa İspanya’dan gelen bu insanlar İstanbul’da matbaa kurmuşlar, kitaplar bastırmışlar. Latince, İspanyolca, İngilizce, Almanca kitaplar basılmış ve bunların üzerine kitapların kapağına Sultan II. Bayezid’in himayesinde basılmıştır, ifadesi kullanılmıştır” dedi.

“Krallar bile mülteci olarak Osmanlı Devleti’ne sığınmıştır”
Kralların dahi mülteci olarak Osmanlı Devleti’ne sığındığını aktaran Prof. Dr. Nazır, “Daha sonraki yüz yıllarda özellikle 1703-1730 yılında Osmanlı Devleti’nin padişahlığını yapan 3. Ahmet, 3 Avrupalı kralı Osmanlı Devleti’nde misafir etmiştir. 3 mülteci kral Osmanlı Devleti’ne sığınmıştır. Bunlardan birisi Macar Kralı Tökeli İmre Osmanlı Devleti’ne sığınıyor. Avusturya ile yapmış olduğu mücadeleyi kaybedip Osmanlı Devleti’ne sığınıyor ve İzmit’te yaşamını devam ettiriyor. 1703 yılında İzmit’te hayatını kaybediyor ve buraya defnediliyor. İki asır sonra Avusturya hükümeti ve Macar hükümetinin ortaklaşa çalışmaları sonucunda kabri Macaristan’a götürülüyor. Diğer bir kral Osmanlı Devleti’ne sığınan İsveç kralı Demirbaş Şarl’dır. 1700-1709 yılında Osmanlı devletine sığınmış. 15 günlüğüne Osmanlı Devleti’ne sığınıyor. Fakat Osmanlı devletinde 5 yıl kalıyor. Bu sığınma İsveç Kralı’nın Osmanlı Devleti’nde bulunması, Osmanlı Devleti’nde 5 yıl kalması, Osmanlı Devleti ile İsveç arasında dostluk köprülerinin kurulmasına vesile oluyor. İsveç Kralı Türkiye’de kaldığı yıllarda, Osmanlı Devleti’nde kaldığı yıllarda kara kalem çalışması yapıyor ve Osmanlı donanmasının resimlerini çiziyor. Çizmiş olduğu bu resimlere Yaramaz ve Yıldırım isimlerini veriyor bu gemilere. Hatta bugün İsveç’te bulunan iki tane geminin adı Yaramaz ve Yıldırım’dır. Bu İsveç Kralı’ndan kalan bir hatıradır. Yine Osmanlı kültürüne ait bazı kelimelerin İsveç Kralı’nın Türkiye’de kaldığı bu 5 yıl münasebetiyle İsveç diline girdiğine şahit olmaktayız. Yine 3. Ahmet döneminde Osmanlı Devleti’nin misafir ettiği başka bir kral da Macar Kralı Rkczi Ferenc’tir. 1711’de Osmanlı Devleti’ne sığınıyor ve 1735 yılında ölene kadar yani yaklaşık 25 yıl Osmanlı Devleti’nde mülteci olarak Tekirdağ’da yaşamını devam ettiriyor” diye konuştu.

“Mültecilere kucak açmamız bizim medeniyetimizin uygarlığımızın bir gereğidir”
Osmanlı Devleti’nin 19. Yüzyılda zor şartlarda olmasına rağmen mültecileri kabul ettiğini ifade eden Prof. Dr. Bayram Nazır, “Mesela Osmanlı Devleti’ne sığınan 1849 yılında Macar Milli Kahramanı ve kralı Lajos Kossuth, 7500 kişiyle beraber bakanlar kurulu askeri erkân, sivil erkân Osmanlı Devleti’ne sığınıyor ve Osmanlı Devleti bunların misafirperverliğine o kadar özen gösteriyor ki bunları korumak, muhafaza etmek için. Mesela dönemin sadrazamı Mustafa Reşit Paşa bunları misafir eden konaklara ve kişilere özel talimatlar gönderiyor ve bu talimatlarda bunlara verilecek kahvaltıdaki menülere kadar her şeye titizlikle riayet edilmesi ve buna riayet etmeyen kişilerin hakkında şiddetli cezalara başvuracağı Osmanlı belgelerinde yer almaktadır. Şimdi bizim kültürümüzde, bizim medeniyetimizde zulme uğrayan kim olursa olsun ister Hristiyan, ister Müslüman, ırkı, dini ne olursa olsun, Osmanlı Devleti ve bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti zulme uğrayan insanlara hiç sorgu yapmaksızın kabul etmiştir. Gerek batıdan, Avrupa’dan Osmanlı Devleti’ne gelen mülteciler için bunu görüyoruz. Gerekse bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uyguladığı politika, Osmanlı Devleti’nin mültecilere uyguladığı politikayla birebir örtüşmektedir. Bakın şu son derece ilginçtir. 1849 yılında Osmanlı Devleti İngiltere’ye bir mektup yazar Dışişleri Bakanlığı’ndan ve kendisine sığınan mültecilerin bir kısmı İngiltere’nin almasını ister. Fakat İngiltere’den gelen cevap da bu sene bütçede mülteciler için para ayrılmadığından bunun kabul edilemeyeceğini Osmanlı Devleti’ne bildirir. Osmanlı Devleti de 19. yüzyılda zor şartlarda olmasına rağmen bu mültecileri kabul eder ve Osmanlı belgelerinde gördüğümüz ve öğrendiğimiz kadarıyla iğneden ipliğe kadar bütün bunlar kayıt altına alınmıştır. Mültecilerin bütün ihtiyaçlarını karşılama yoluna gitmiştir. Ve bunda asla ve asla tereddüt göstermemiştir. O kadar ince hususlara dikkat edilmiş ki emin olun bugün bile bu hususlara dikkat edecek herhangi bir devletin olduğunu düşünmüyorum. Yani bizim mültecilere kucak açmamız gerek Suriyeli mültecilere ya da gerek başka ülkelerden Türkiye’ye sığınan mültecilere kucak açmamız bizim medeniyetimizin uygarlığımızın bir gereğidir. Zulme kim uğrarsa uğrasın biz onlara kucak açmışızdır” ifadelerini kullandı.

“Sultan Abdülmecid ’Tacımı ve tahtımı veririm mültecileri vermem’ demiştir”
Günümüzdeki mülteci karşıtı tartışmaların Osmanlı Devleti’nde de yaşandığını belirten Prof. Dr. Bayram Nazır, “O dönemde aynı konu tartışılmış Osmanlı Devleti meclisinde, demiş ki Osmanlı Devlet adamlarından bazıları belgelerde yazıyor. ’Biz bu insanları neden kabul ediyoruz?’ ’Bunları kabul etmenin bizi devletimize faydası ne?’ dendiğinde o zaman kahir ekseriyetle, devlet adamlarının büyük bir kısmı bu fikri reddetmişler. Zulme uğrayan kim olursa olsun Osmanlı Devleti bunları kabul etmiştir. Ve şunu özellikle belirtmem gerekiyor. Osmanlı Devleti’ne sığınan bu mültecilere Avusturya ve Rusya kayıtsız şartsız iadesini istiyor. İadesi olmadığı takdirde Osmanlı Devleti’ne savaş açmakla tehdit ediyorlar. Dönemin padişahı Sultan Abdülmecid ise şu deklarasyonu yayınlıyor. Diyor ki ’Tacımı veririm, tahtımı veririm fakat ülkeme sığınanları asla iade etmem’ diyor. Sultanın yayınlamış olduğu bu deklarasyon, bütün Avrupa başkentlerinde büyük bir heyecana yol açıyor. Macar Kralı Kossuth Kütahya’da bulunduğunda çocukları, teyzesi kendisinden sonra Kütahya’ya geliyor ve bu çocuklar yanına geldiğinde burada bir tören düzenleniyor. Macar Kralı’nın bu törende yapmış olduğu konuşmaya biz sahibiz. Osmanlı arşiv belgelerinde Macar Kralı’nın konuşması var. Kossuth konuşmasında diyor ki, ’Allah-u Teala yeryüzünü yarattığından beri böyle adaletli, merhametli, mağdurlara merhamet eden, onları koruyan böyle bir padişah daha henüz gelmemiştir. Rabbim ömrünü uzun eylesin ve düşmanlarını da kahretsin. Değil Türkistan, umum üzere bütün Avrupa ahalisi Sultan Abdülmecid’in saçının bir kılına kurban olsun’ diye bir konuşma yapıyor. Hatta yanındakiler de belgenin ifadesiyle, yüksek bir sesle, ’Amin’ diyerek feryat etmişler” bilgilerini paylaştı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
23 Kasım, 2025 00:07 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

CHP Genel Başkanı Özel, Zonguldak mitinginde konuştu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Zonguldak’ta düzenlenen mitinge katıldı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Madenci Anıtı önünde düzenlenen mitingde konuştu. Mahallî seçimlerden sonra birinci defa Zonguldak’ta halkın karşısına geldiğini söz eden Özgür Özel, "O gün meydanlarda kelam alıp kelam vermiştik. 2019’da sizlere seslendim. ‘Bu sefer sizi duyduk. Siz de bizi duyun. Kelam veriyorum. Emeğin başşehri CHP’ye yakışır’ demiştim. Siz kelam verdiniz belediye liderimiz Tahsin Erdem’i rekor oyla seçtiniz" diye konuştu.
Zonguldak’ta halk ekmek aracılığıyla ayda 75 bin ekmek üretildiğini belirten Özel, kent lokantası, anne kafe, iki başka okuma salonunun hizmete girmesinin yanı sıra halk plajlarının halkın hizmetine sunulduğunu, kültür merkezinde 640 öğrencinin eğitim gördüğünü ve 15 gün sonra da halk otobüslerinin devreye gireceğini söyledi. Özel, "Ancak bir yandan da Zonguldak’ın uzunluğunu aşmış kederleri, büyük meşakkatleri var. Belediye liderleri uğraşıyor lakin ülkeyi yönetenler bir kente sırtını dönmeye görsünler. Zonguldak evvelce bu ülkede en varlıklı birinci 10 vilayet ortasındaydı. Toplumsal gelişmişlik endeksinde artık gerilemiş 28. sıraya kadar. Bugün Zonguldak’ın nüfusu 1960 nüfusu. Yani neredeyse 25 yılda memleketi 65 yıl geriye götüren bir anlayış var " formunda konuştu.

"Bu kent her yıl Türkiye’ye en çok gelir üreten 10. şehir"
TÜİK’in Türkiye’de işsizlik oranını yüzde 15-16 olarak açıkladığını Zonguldak’ta ise yüzde 25 olarak açıkladığını söz eden Özel, "Gerçek manada neredeyse Zonguldak’ta her iki gençten bir tanesi ya işsiz ya da hak ettiği üzere bir işte devamlı bir işte çalışamıyor. Kiralık konutların fiyatı daha da beter. 17 kat artmış Zonguldak’ta. Bu kent her yıl Türkiye’ye en çok gelir üreten 10. kent. Pekala devletin alırken birinci onda aldığı bu kente verirken yaptığı yatırım nedir? 81 vilayet içinde 70. sırada. Devlete verirken birinci ondasınız. Devlet size verirken sondan onuncu sıradasınız" dedi.
İBB iddianamesiyle ilgili Özel, "İddianame bekledik. Dedik ki yargılanmak için değil, yargılamak için iddianameyi bekliyoruz. 3 bin 900 sayfa iddianame yazdılar 10 gün evvelden irtibatına başladılar tuğla üzere iddianame diye çıktı, baktı iddianameye 400 kişi yargılanıyor. Her birinin isminin altına tüm yargılananların ismini yazmış ki sayfa tutsun 500 sayfa. Bir kişi bir savda bulunmuş dört kişi hakkında sona koyup sondadır, ek birdedir, ek üçtedir diyeceğine herkes için onu altına bir daha bir daha yapıştırmış. Özetlese 40 sayfa 50 sayfada anlatacağı konuyu içinde delili olmadığı için 4 bin sayfa diyebilmek için arayan aradığını bulamasın olağan vatandaş bir şey bahtın diye uzatıp durmuşlar. Fakat şunu hepimiz gördük ki yaz boyunca iftira attılar. 8 ay boyunca iftira attılar. Para dediler, para çıkmadı. Rüşvet dediler rüşvet çıkmadı ne imaj ne ispat hiçbir şey çıkmadı" dedi.
İmralı’ya gidilmesi için yapılan oylamayı pahalandıran Özel, "Mecliste bir oylama yapıldı. Türkiye’de bütün dikkatleri oraya topladılar. AK Parti ile birlikte iki parti artık İmralı Adası’na gidecek, Abdullah Öcalan’ı ziyaret edecek. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu komiteye girerken çok tartışmalar oldu. Ne kelamlar söylediler? Ne dedik? Biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. Bizim içinde olduğumuz değil, olmadığımız komiteden korkun dedik" dedi.
"Biz DEM Parti ile görüşürken bayramlaştık diye, selamlaştık diye bize terörist diyenler artık bizi bir şeye zorlamaya çalışıyorlar" tabirlerinin kullanan Özel, "Demokrasilerde sıkıntılar demokratikleşerek çözülür. Sorun üstüne kararlılıkla giderek çözülür. Asla ve asla zorlamalarla, tartışmalarla bu halde çözülmez" dedi.
Özel, "Biz sıkıntıyı asla ve asla hiçbir halde engelleyerek, barışın gelmesini engelleyerek Kürt sıkıntısının çözülmesini engelleyerek, terörün bitmesini engelleyerek bir tavır takınacak değiliz. Cumhuriyet Halk Partisi birinci gün durduğu yerdedir. Doğruların demokrasinin sorunun tahlilinin ardındadır. Kimsenin peşine takılmak kimsenin dediğini yapmak, kimsenin planladığı planın modülü olmak zorunda değildir. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin barışının, kardeşliğinin güvencesidir" dedi.
Önümüzdeki Cuma günü Cumhuriyet Halk Partisi’nin program kurultayının yapılacağını söz eden Özel, 17 yıl sonra parti programının değiştiğini problemlere tahlil tekliflerinin getirildiğini de kelamlarına ekledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin