Safranbolu Belediye Başkanı ve CHP Adayı Elif Köse, geçtiğimiz hafta AK Parti Adayı Ali Büyüközdemir'in Proje tanıtım toplantısında eski Başkanların kendisi hakkındaki söylemlerine hem cevap verdi, hem de sert tepki gösterdi.
Safranbolu Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belediye Başkan adayı Elif Köse, Birlik Medya’nın seçim özel programına canlı yayın konuğu oldu. Kendisine yönelik yapılan eleştirilere yanıt veren Başkan Köse; “Atılan iftiralar var, gerçek dışı söylemler var. Biz ilkeli ve düzgün siyaset yapmaya devam ediyoruz. Karşı taraf kaybedeceğini anladığı için saldırmaya başladı. Daha önce siyaset böyle bir şeyse biz girmeyiz derlerdi. Ben de diyorum ki, siyaset böyle bir şey değil. Siz ortamı çirkin siyaset yapanlara bırakırsanız, maalesef onlar at koşturur. Bizim gibi siyaset yapanların sayıları artarsa, o zaman onlar kendilerine yer bulamazlar. Bu yönde umutlar çoğalmışken bu tür şeylerin yapılması çok üzücü. Biz kendimizi ifade etmeye, yalan dolanların doğru olmadığını evraklarla ispat etmeye çalışıyoruz. Dedikleri her şey ispatı olan şeyler. Komik duruma düşüyorsunuz. Ne yapacaksınız ispat edildiğinde? İnsanları görüyorsunuz, rüzgar gülü gibi. Ne tarafa eserse o yöne dönüyor. Bu nasıl bir değişkenlik anlamış değilim" dedi.
Misakı Milli Meydanında iftar çadırının kaldırılması ile ilgili de bilgi veren Köse; "Misakı Milli Meydanı, YSK tarafından miting alanı ilan edildiği için ve arkadaşlar bugünden itibaren miting yapma derdinde olduğundan dolayı iftar çadırını kaldırmak durumunda kaldık. O yüzden bütün etkinliklerimizi Tarihi Çarşı’ya taşıdık. İftar yemeklerimizi de Barış Sosyal Tesisleri’nde yapacağız" dedi.
“O ZAMAN ÇIKIP ÖZÜR DİLEYİN MUSTAFA BEY.”
Safranbolu Belediyesi eski Başkanlarından olan Mustafa Eren'in söylerine de cevap veren Başkan Köse; "Mustafa Eren gibi hem Belediye Başkanlığı yapmış hem Milletvekilliği yapmış Safranbolu’ya zamanında hizmet etmiş bir kişiye yakıştıramadım doğrusu. Mustafa Eren’e benim herhangi bir saygısızlığım bir yanlış davranışım olmamıştır. Neden böyle davrandığını neden bu kadar fevri olduğunu bilmiyorum. Haksızlık yapıyor. Diyor ki; “Yaptıklarına bir şey demiyorum ama söz verip yapmadıkları var.” Yapmadıklarımız bizim kendi kitapçığımızda var ve ben en başından beri bütün programlarda diyorum ki, şunları yaptık şunlara da şu nedenlerden dolayı yapamadık. “Bir tanesini bile yapmış olsun, özür dileyeceğim.” dedi. Ben bütün kitapçığı inceledim. Kitapçıkta yer alan vaatlerimiz arasındaki projelerin 20 tanesini yapmışız biz. Orda 30’un üzerinde proje var, 20 tanesini yapmışız. Neye istinaden bunu söylüyorsunuz? O zaman çıkıp özür dileyin Mustafa Bey. Ben söz hakkı doğuracak şeyler bile söylemek istemiyorum. Bizim ilgilendiğimiz konular çok farklı. Dertleri Safranbolu’yu yönetmek değil, dertleri koltuk sahibi olmak. Bunlara Allah fırsat vermesin de yapacakları tek şey bütün koltuklara tanıdıklarını oturtup makam arabalarını Audiden aşağı olmaması. Son model arabayı kapıya çekip, lüks yaşamak, rant elde etmek. Geçmişe dönüp baktığımda başka bir bakış açısı görmedim. Bir diğerinin- Barış Mahallesi ile ilgili bir söylem var. Barış Mahallesi imar planlarının aslında hiçbir sorunun olmadığını, benim beğenmeyip değiştirdiğimi söylüyorlar. Elimde mahkeme kararları var. Gösterebilirim. Uygulaması mahkeme tarafından iptal edildi. Zorunluluk var neden anlamıyorsunuz? Zaten bu işten anlamıyorsanız çıkıp konuşmayın. Bu süreç içinde değişen imar yönetmelikleri var.
Değişen ihtiyaçlar var. Siz imar uygulamasını yenilerken imar planlarının da bu yeni ihtiyaçlara göre revize etmeniz gerekiyor. Ha onlar olsaydı, halının altına süpürüp yapabilirlerdi belki. Kervan yolda sürülür sorun çıkarsa bakarız diyebilirlerdi. Bazı şeyleri konuşurken ya bilgi alıp konuşsunlar ya da sussunlar. Hep diyorum benim kanıtlayamayacağım hiçbir şey yok" dedi.
"ÖNCE AKLAN SONRA KONUŞ"
Eski Başkanlardan Necdet Aksoy'a "önce önündeki pisliği bir temizle, aklan, kamuoyuna öyle konuş" diye seslenen Başkan Köse; "Suçsuz da olabilirsiniz bilmiyorum ama sizi zaten suçlayan bu kente kayyum atayan iktidardı. Yani sizdiniz, biz değildik. FETÖ ile ilgili konuşmaları bende var, herkeste var. Onları sildirmek için çok uğraştılar. Biz onların yaptığı gibi çirkin siyaset yapıp “senin videonu yayıyorum” diyor muyum? Demiyorum. Niye kaşınıyorsunuz ki? Siz görevden kendi partiniz tarafından alınmışsınız. İktidarsınız ve alındınız. Demek ki gerçekten suçlusunuz. O mecliste Safranbolu Belediyesi’ni yönetme kabiliyetine sahip kimse yok muydu? Başkan yardımcınız tutuklandı. O kadar skandal şeyler ki. Bunların üstüne yattılar uyuyorlar şimdi. Safranbolu’yu ulusal basına bu kadar olumsuz haberle düşürdü diye sokağa çıkarmazlar adamı.
Kolay bir süreç değildi o. Çok kötüydü Safranbolu için. Safranbolu gibi dünya miras listesinde olan marka bir şehri siz karalıyorsunuz. Beni de görevden alabilirler. Yanlış yaparım alırlar. Ama kayyum atamak nedir? Belediye Meclisi’nde kendi içlerinde seçsin birisi onun yerine yönetsin. Kayyum bize yakışmadı. Batıda da yoktur örneği. Bize yakışmadı. O yüzden önce o sahneye çıkıp konuşanlar, kayyumun hesabını verin. Neden geldi? Kim getirdi? Amaç neydi? Necdet Bey suçsuz ise neden çıkıp özür dilemediniz? Niye bu konuda suskunsunuz? Lütfen siz de bu konuyu aydınlatın. O yüzden onların oralara çıkıp yalanlar söylemesi bizim tertemiz sürecimize laf etmesi günahtır" dedi.
“RAHATSIZ OLDUĞUNUZ ŞEY NEDİR?”
Safranbolu Belediyesinin eski Başkanlarından Mehmet Ceylan'a da sert sözlerle yüklenen Başkan Köse; "Safranbolu’nun CHP’de olmasını sindiremiyorum dedi. Sindirecek. İşine geliyorsa. Sindirememesi için nasıl bir sebep var, onu söylesin düzeltelim. Biz CHP olarak AKP döneminden daha kötü ne yapmışız?
Daha katılımcı, daha adil, daha şeffaf yönetmişiz. Bunu çekemediği için rahatsız oluyorsa rahatsız olmaya devam edecek. Bizim bilmediğimiz rahatsız olunacak bir şey varsa, gelsin yapma desin. Ben kendisine de soracağım. Rahatsız olduğunuz şey nedir? diye. O zaman CHP’yi kapatalım her yeri AKP yönetsin. Rahat eder o zaman. Kendileri HDP’yi meclise sokarken, sınır kapısında halay çekerken rahatsız olmamış mı? HDP’li bir başkan vekili meclisi yönetirken rahatsız olamamış mı? onu da sormak lazım. Rahatsızlık sadece Safranbolu’ya mı ait?
Geçen yayında dile getirdiğim canlı yayın daveti hala geçerli. Tüm adayları davet ediyorum. Projeleri konuşabiliriz. Biz bunları konuşalım. Bu projeler için lansmanlar yapıldı. Yapan var yapamayan var yani. Lansmana 10 dakika ayırıp da diğer bütün konuşmacılarının konuşmasıyla lansman geçiren adaylar da var. Orada fırsat bulamamış olabilir projelerini anlatmaya. Çok hızlı geçti. Oturalım burada tartışalım projeleri. Biz projelerin altını doldurup yola çıkıyoruz. Projelere bu oy getirir, rant getirir gözüyle bakmıyoruz. Benim projelerimden bir tanesini bile bulamazlar ki bunun kaynağı yok, yeri belli değil diyebilecekleri. Ben metrekaresine kadar söylerim" diye konuştu.
“SAFRANBOLU’NUN NİMETLERİNDEN SADECE PARASI OLANLAR YARARLANAMAZ.”
AK Parti Başkan Adayı Ali Büyüközdemir açıklamalarına cevap veren Başkan Köse;
"Ben mimar olduğum için projelerin iç kısmıyla ilgileniyorum. Mimar olarak ne yapmış demişti. Bütün yapılan işlerde benim emeğim var. Biz oturup birlikte tasarlıyoruz. Ben mimarım ve en sevdiğim işlerden bir tanesi bu. Oraya adımı yazmam mı gerekiyor? Elif Köse’nin de katkısı vardır diye. Nereden bileceksin sen, kimin çizdiğini? Benim kendi ofisim varken bile tasarım yaparım. Teknik çizim yapmam. Hala bunu yapıyoruz. İmar Müdürlüğü bana bağlı. Başka hiçbir şehirde bu böyle değil. Ben birebir iş yapıyorum onlarla. Bunu bilmiyorlar. Onların derdi belediye bütçesinden mi değil mi? buna takmışlar. Ne fark eder? Bunu soranlar da
enkaz şeklinde borç bırakmış insanlar. Kredileri hala bitmiyor. Hala kredileri devam eden Necdet Bey zamanından alan işler var. 2016’daki bütümünü bile bütçeden yapmamış kredi kullanmış. Biz ödedik. Şimdi onları o mu yapmış oluyor? Bütçeden ise ben ödedim. Onların Pazar yerini de Gerdan’ı ben yaptım demek ki. Ben ödedim. Borcu ödeyen benim. O yapmış çekilmiş kenara. Arıtma tesisine bile 1 kuruş para ödememiş. Yaptık diye övünmesinler. Necdet Bey görevden gideli 7 sene oldu. Hala daha süren kredileri var. Hala daha çöp araçlarını Ocak’ta aldı. Onların kredisini bir sonraki döneme bırakıyor diyor. Bunu söyleyecek zihniyette. Siz 2016’da çektiğiniz krediyi bile bırakmışsınız. Safranbolu’nun ilk kreşini biz yapmışız, Sosyal Tesisler’i biz yapmışız. Hazımsızlık bu. Bu güne kadar Safranbolu’da kadınlar için, çocuklar için, engelliler için hiçbir proje üretilmemiş. Biz onlara taahhüt etmişiz ve yerine getirdik. Kreş mi vardı daha önce? Şimdi 7 tane kreş açacağız diyorlar. 7 tane neden açıyorsunuz? Açsaydınız ya zamanında bir tane. Şimdi mi aklınıza geldi kreş açmak. Sosyal Tesis bir kentin olmazsa olmazıdır. Hele ki bu ekonomide. Biz halkı düşünmek zorundayız. Safranbolu’nun nimetlerinden sadece parası olanlar yararlanamaz. Biz bu hikmetleri bunu düşünerek yapıyoruz" dedi. (Ramazan Öztürk)
DÜZCE (İHA) – Dr. Öğretim Üyesi Bekir Tunca, "El hijyenine dikkat edilmemesi, toplu hayat alanlarında enfeksiyonların süratle yayılmasına neden olur" dedi.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi ve Hastane El Hijyeni Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Bekir Tunca, 15 Ekim Dünya El Yıkama Günü hasebiyle yaptığı açıklamada gerçek el yıkamanın birey ve toplum sıhhati için kıymetine dikkat çekti. El hijyeninin enfeksiyonların yayılmasını önlemede en kolay fakat en tesirli prosedür olduğunun altını çizen Tunca, "Günlük hayatta eller birçok yüzeyle temas eder ve bu sırada mikroorganizmalar basitçe bulaşabilir. Yanlışsız el yıkama, bu bulaş zincirini kırar ve hem şahsî hem de toplumsal seviyede enfeksiyon riskini kıymetli ölçüde azaltır" dedi.
"Temas, birçok enfeksiyonun etkenidir"
Grip, nezle, Covid-19, Hepatit A üzere birçok enfeksiyon etkeninin şahıstan bireye en sık temas yoluyla bulaştığını söz eden Dr. Tunca, "Günlük yaşamda ellerin sıkça temas ettiği kapı kolları, asansör düğmeleri ve toplu taşıma tutacakları üzere yüzeylerde virüsler ve bakteriler uzun müddet canlı kalabilir. Bu yüzeylere dokunduktan sonra ağız, burun yahut göz bölgesine temas edilmesi, mikroorganizmaların bedene girişini kolaylaştırır. Hastane ve sıhhat kuruluşlarında durum daha da kritiktir. Dirençli bakteriler çoklukla sıhhat çalışanlarının elleri aracılığıyla bir hastadan başkasına taşınabilir. Bu nedenle hastane enfeksiyonlarının (nozokomiyal enfeksiyonların) denetiminde el hijyeni en temel ve vazgeçilmez önlemdir" halinde konuştu.
Ellerin sabun ve suyla en az 20 saniye boyunca yıkanması gerektiğini belirten Tunca, "Avuç içleri, elin sırtı, parmak ortaları, tırnak tabanları ve bilekler sabunla uygunca ovulmalı, akabinde suyla durulanmalıdır. En sık yapılan kusurlar; sabun kullanmadan yıkamak, süreyi kısa tutmak, tırnak tabanlarını ihmal etmek ve eller yıkandıktan sonra tekrar kirli yüzeylere temas etmektir" tabirlerini kullandı.
Suya ve sabuna ulaşmak mümkünse öncelikli olarak klasik el yıkama usulünün tercih edilmesi gerektiğini lisana getiren Tunca, "Su bulunmayan ortamlarda ise en az yüzde 60 alkol içeren el antiseptikleri kullanılabilir. Lakin eller görünür formda kirliyse dezenfektan tesirli değildir, kesinlikle sabunla yıkanmalıdır" dedi.
"Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için önemli sıhhat riskleri oluşturur"
El hijyenine dikkat edilmemesinin toplum sıhhati açısından risklerine değinen Tunca, "El hijyenine dikkat edilmemesi, toplu hayat alanlarında enfeksiyonların süratle yayılmasına neden olur. Bilhassa okul, hastane ve toplu taşıma üzere ortamlarda mikroorganizmalar basitçe elden ele taşınır. Bu durum çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için önemli sıhhat riskleri oluşturur. Toplum genelinde el yıkama alışkanlığı kazandırıldığında bulaşıcı hastalıkların kıymetli bir kısmı önlenebilir" biçiminde konuştu.
Toplumun el yıkama farkındalığını artırmak için eğitim çalışmalarının gerekli olduğunun altını çizen Dr. Tunca, "Özellikle çocuklara küçük yaşta gerçek el yıkama alışkanlığı kazandırılmalı, okullarda ve sıhhat kurumlarında bu mevzu daima hatırlatılmalıdır. 15 Ekim Dünya El Yıkama Günü bu şuuru tazelemek için kıymetli bir fırsattır" dedi.