blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
28 Mayıs, 2024 12:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Kırışıklık, akne ve yara izlerine altın iğne dokunuşu

Teknolojinin sunduğu yeniliklerden biri olarak özellikle yaz aylarında kullanılabilmesiyle sıkça önerilen altın iğne uygulaması, ince kırışıklıkları azaltıp, akne ve yara izleri gibi sorunları çözerken gözenekleri küçültüp, cildi sıkılaştırıyor.
Teknolojinin sunduğu son yeniliklerden bir tanesi olarak öne çıkan altın iğne yöntemi, Kastamonu’da da hastalara uygulanmaya başlandı. Özel Kastamonu Anadolu Hastanesine getirilen son teknoloji cihazlar sayesinde altın iğne yöntemiyle akne, yara ve kesi izleri, kırışıklık ve sıkılaştırma tedavisi yapılıyor. Üzerinde bulunan 25 altın kaplama mikroiğne sayesinde ciltteki birçok sorunun iyileşmesini ve ortadan kalkmasını sağlayan son dönemlerin öne çıkan altın iğne uygulaması, birçok soruna aynı anda çözüm sunuyor. İğneli radyofrekans ya da altın iğne diye tanımlanan tedavi, derinin farklı derinliklerine inebilme özelliği sayesinde akne, akne skarı, leke, kırışıklık, çatlaklar, sarkma ve terleme gibi problemlere çözüm getirebiliyor.

“Altın iğnelerle cildin her tabakasına ulaşabiliyoruz”
Altın iğne uygulaması hakkında bilgiler veren Cildiye Uzmanı Doç. Dr. Ümran Öner, “Kullandığımız cihaz en son teknolojilerden bir tanesi olan FDA onaylı altın iğne fraksiyonel radyofrekans cihazıdır. Cihazımızda her hastamıza özel başlık kullanılmaktadır. Bu cihazın ucunda 25 tane iğne vardır. Bunlar altın kaplı iğnelerdir. Altın iğneleri cildimize uyguluyoruz. Bu uygulamada sadece elektrik çarpması gibi çok hafif bir acı hissediyorsunuz. Bu uygulamayla cildin her tabakasına ulaşabiliyoruz. Farklı derinliklerde uygulama yapabiliyoruz. Cildin ihtiyacına ve problemine göre tedavi uyguluyoruz” dedi.

“Yaz ve kış aylarında altın iğne tedavisi uygulanabilir”
Altın iğnenin kullanım alanları hakkında da açıklamada bulunan Doç. Dr. Öner, “Ciltte yağlanma, gözenekli yapı, akne izleri, ciltte sıkılaşma, antiaging gibi birçok durumda altın iğneyi kullanabiliyoruz. Cildimizdeki yağ dokusundan başlayarak derinliği azaltarak cildin en üst tabakasına kadar ilerleyebiliyoruz. Yüzeysel yaptığımızda da cilt tonunda eşitlenme, ciltteki yağlanmada dengelenmeyi görebiliyoruz. Altın iğne uygulaması her zaman yapılabilir. Yaz ve kış ayında altın iğne tedavisi uygulanabilir. Sadece işlem sonrası birkaç gün güneşten korunmak gerekiyor. İşlem sonrasında da 2-3 saatte bir mutlaka nemlendirici ve güneş kremi uygulamamız gerekiyor” diye konuştu.

“Altın iğne uygulamasını en az 3-4 seans devam edilmesini öneriyoruz”
Akne izlerinin küçük yaşlardan itibaren oluşmaya başladığı için 12-14 yaş sonrasında da hastalara rahatlıkla altın iğne uygulanabildiğini söyleyen Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Cildiye Uzmanı Doç. Dr. Ümran Öner, “Ayda bir kere 3-4 seans şeklinde düşünülebilir. İlk seansın ardından bile altın iğnenin etkileri ortaya çıkacaktır. Cildin kendisini yenilemesi 14-21 gün arasında sürdüğü için etkilerini 2-3 hafta içerisinde görmeye başlarız. Altın iğne uygulamasını en az 3-4 seans devam edilmesini öneriyoruz. Sonraki yıllarda da cildin ihtiyacına ve ciltteki problemlere göre tabii ki tekrarı yapılabilir” şeklinde konuştu.

“Aknenin erken tedavi edilmesini mutlaka öneriyoruz”
Çocuklarda ergenlik döneminde yüzlerde çıkan sivilcelerin normal karşılanmaması gerektiğini ve aknenin erken yaşta tedavi edilmesini mutlaka önerdiklerini söyleyen Doç. Dr. Ümran Öner, “Akne aslında ciltteki kıl ve yağ bezinin birlikte oluşturduğu bir ünitenin hastalığıdır. Özellikle genetik yatkınlık, beslenme şekli, cilde uygulanan ürünler etkilemektedir. Ergenlikle birlikte yağ bezlerimiz daha aktif çalışmaya başladığı için özellikle genç yaşlarda akneler başlıyor. Aknenin erken tedavi edilmesini mutlaka öneriyoruz. Çünkü özellikle kişi kendisi genetik olarak yatkınsa skar (yara izi) dediğimiz tedavisi zor olan izlerle iyileşiyor akneler. O yüzden aknenin erken dönemde tedavisini mutlaka yapmalıyız. Beslenme şeklini düzenlemeliyiz ve cildimize uygun ürünler kullanmalıyız. Bazen aileler ergenlik döneminden dolayı çocukların yüzündeki sivilceleri normal karşılayabiliyor. Tedavisine gerek olmadığını düşünüyor. Bu şekilde kesinlikle düşünmeyelim. Mutlaka çocuklarımızı dermatoloji muayenesine getirelim” ifadelerini kullandı.

“Kronik rahatsızlığı bulunan hastalara da altın iğne uygulayabiliyoruz”
Kronik rahatsızlığı bulunan hastalara da altın iğne tedavisini uygulayabildiklerini belirten Doç. Dr. Öner, “Altın iğne tedavisi herhangi bir kronik rahatsızlığı olması durumunda da uygulanabilir. Yeter ki altın iğneyi uygulayacağımız bölgede herhangi bir şekilde enfeksiyon ya da uçuk olmasın. Olması durumunda bunları tedavi ettikten sonra altın iğneyi uygulayabiliyoruz. Altın iğne tedavisi tam bir leke tedavisi değildir fakat diğer leke tedavisi yöntemleriyle kombine bir şekilde uygulayabiliyoruz. Çünkü cilt tonunu eşitlemede ve cilt tonunu açmada bizlere faydası çok oluyor. Akne ile birlikte yüzde oluşan güneş lekelerini de aynı anda tedavi uygulayarak yok edebiliyoruz. Bunlar için bizlerin kullandığı çok iyi cihazlarımız bulunuyor. Örneğin hem aknesi hem lekesi hem kılcal damarı ya da cilt problemi olan hastalarımızda daha çok BBL (Broad Band Laser) tedavisini tercih ediyoruz. Tabi altın iğne tedavisi de her iki tedavide de büyük fayda sağlıyor” dedi.
Doç. Dr. Ümran Öner, özellikle mezoterapiler, PRP ya da kırışıklığı fazla olan hastalar için altın iğne tedavisinden hemen sonra botoks uygulaması da yapabildiklerini kaydetti.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.