blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
06 Ağustos, 2024 12:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

Kırışıklık, akne ve yara izleri altın iğne ile tedavi ediliyor

Teknolojinin sunduğu yeniliklerden biri olarak özellikle yaz aylarında kullanılabilmesiyle sıkça önerilen uygulama altın iğne yöntemi, ince kırışıklıkları azaltıp, akne ve yara izleri gibi sorunları çözerken gözenekleri küçültüp, cildi sıkılaştırıyor.
Türkiye’de yaygın olarak kullanılan altın iğne yöntemi, Kastamonu’da da hastalara uygulanmaya başlandı. Özel Kastamonu Anadolu Hastanesine getirilen cihazlar sayesinde altın iğne yöntemiyle akne, yara ve kesi izleri, kırışıklık ve sıkılaştırma tedavisi yapılıyor. Üzerinde bulunan 25 altın kaplama mikroiğne sayesinde hastalar tedavi ediliyor. İğneli radyofrekans ya da altın iğne diye tanımlanan tedavi, derinin farklı derinliklerine inebilme özelliği sayesinde akne, akne skarı, leke, kırışıklık, çatlaklar, sarkma ve terleme gibi problemlere çözüm getirebiliyor.

“Altın iğnelerle cildin her tabakasına ulaşabiliyoruz”
Altın iğne uygulaması hakkında bilgiler veren Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Cildiye Uzmanı Doç. Dr. Ümran Öner, “Kullandığımız cihaz, FDA onaylı altın iğne fraksiyonel radyofrekans cihazıdır. Cihazımızda her hastamıza özel başlık kullanılmaktadır. Bu cihazın ucunda 25 tane iğne vardır. Bunlar altın kaplı iğnelerdir. Altın iğneleri cildimize uyguluyoruz. Bu uygulamada sadece elektrik çarpması gibi çok hafif bir acı hissediyorsunuz. Bu uygulamayla cildin her tabakasına ulaşabiliyoruz. Farklı derinliklerde uygulama yapabiliyoruz. Cildin ihtiyacına ve problemine göre tedavi uyguluyoruz” dedi.

“Yaz ve kış aylarında altın iğne tedavisi uygulanabilir”
Altın iğnenin kullanım alanları hakkında da açıklamada bulunan Doç. Dr. Öner, “Ciltte yağlanma, gözenekli yapı, akne izleri, ciltte sıkılaşma, antiaging gibi birçok durumda altın iğneyi kullanabiliyoruz. Cildimizdeki yağ dokusundan başlayarak derinliği azaltarak cildin en üst tabakasına kadar ilerleyebiliyoruz. Yüzeysel yaptığımızda da cilt tonunda eşitlenme, ciltteki yağlanmada dengelenmeyi görebiliyoruz. Altın iğne uygulaması her zaman yapılabilir. Yaz ve kış ayında altın iğne tedavisi uygulanabilir. Sadece işlem sonrası birkaç gün güneşten korunmak gerekiyor. İşlem sonrasında da 2-3 saatte bir mutlaka nemlendirici ve güneş kremi uygulamamız gerekiyor” diye konuştu.

“Altın iğne uygulamasını en az 3-4 seans devam edilmesini öneriyoruz”
Akne izlerinin küçük yaşlardan itibaren oluşmaya başladığı için 12-14 yaş sonrasında da hastalara rahatlıkla altın iğne uygulanabildiğini söyleyen Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Cildiye Uzmanı Doç. Dr. Ümran Öner, “Ayda bir kere 3-4 seans şeklinde düşünülebilir. İlk seansın ardından bile altın iğnenin etkileri ortaya çıkacaktır. Cildin kendisini yenilemesi 14-21 gün arasında sürdüğü için etkilerini 2-3 hafta içerisinde görmeye başlarız. Altın iğne uygulamasını en az 3-4 seans devam edilmesini öneriyoruz. Sonraki yıllarda da cildin ihtiyacına ve ciltteki problemlere göre tabii ki tekrarı yapılabilir” şeklinde konuştu.

“Aknenin erken tedavi edilmesini mutlaka öneriyoruz”
Çocuklarda ergenlik döneminde yüzlerde çıkan sivilcelerin normal karşılanmaması gerektiğini ve aknenin erken yaşta tedavi edilmesini mutlaka önerdiklerini söyleyen Doç. Dr. Ümran Öner, “Akne aslında ciltteki kıl ve yağ bezinin birlikte oluşturduğu bir ünitenin hastalığıdır. Özellikle genetik yatkınlık, beslenme şekli, cilde uygulanan ürünler etkilemektedir. Ergenlikle birlikte yağ bezlerimiz daha aktif çalışmaya başladığı için özellikle genç yaşlarda akneler başlıyor. Aknenin erken tedavi edilmesini mutlaka öneriyoruz. Çünkü özellikle kişi kendisi genetik olarak yatkınsa skar (yara izi) dediğimiz tedavisi zor olan izlerle iyileşiyor akneler. O yüzden aknenin erken dönemde tedavisini mutlaka yapmalıyız. Beslenme şeklini düzenlemeliyiz ve cildimize uygun ürünler kullanmalıyız. Bazen aileler ergenlik döneminden dolayı çocukların yüzündeki sivilceleri normal karşılayabiliyor. Tedavisine gerek olmadığını düşünüyor. Bu şekilde kesinlikle düşünmeyelim. Mutlaka çocuklarımızı dermatoloji muayenesine getirelim” ifadelerini kullandı.

“Kronik rahatsızlığı bulunan hastalara da altın iğne uygulayabiliyoruz”
Kronik rahatsızlığı bulunan hastalara da altın iğne tedavisini uygulayabildiklerini belirten Doç. Dr. Öner, şöyle konuştu: “Altın iğne tedavisi herhangi bir kronik rahatsızlığı olması durumunda da uygulanabilir. Yeter ki altın iğneyi uygulayacağımız bölgede herhangi bir şekilde enfeksiyon ya da uçuk olmasın. Olması durumunda bunları tedavi ettikten sonra altın iğneyi uygulayabiliyoruz. Altın iğne tedavisi tam bir leke tedavisi değildir fakat diğer leke tedavisi yöntemleriyle kombine bir şekilde uygulayabiliyoruz. Çünkü cilt tonunu eşitlemede ve cilt tonunu açmada bizlere faydası çok oluyor. Akne ile birlikte yüzde oluşan güneş lekelerini de aynı anda tedavi uygulayarak yok edebiliyoruz. Bunlar için bizlerin kullandığı cihazlarımız bulunuyor. Örneğin hem aknesi hem lekesi hem kılcal damarı ya da cilt problemi olan hastalarımızda daha çok BBL (Broad Band Laser) tedavisini tercih ediyoruz. Tabi altın iğne tedavisi de her iki tedavide de büyük fayda sağlıyor”
Doç. Dr. Ümran Öner, özellikle mezoterapiler, PRP ya da kırışıklığı fazla olan hastalar için altın iğne tedavisinden hemen sonra botoks uygulaması da yapabildiklerini kaydetti.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
17 Ekim, 2025 10:39 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

Tüketim Harcamalarında Karabük Geride Kaldı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılı Hanehalkı Tüketim Harcaması (Bölgesel) verilerine göre, Karabük’ün de yer aldığı TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) bölgesi, ülke genelindeki tüketim harcamalarından yalnızca %1,1 pay aldı.

. Böylece Batı Karadeniz, Türkiye genelinde en düşük harcama payına sahip bölgeler arasında yer aldı. En fazla harcama payını %24,9 ile İstanbul alırken, Karabük ve çevresinin dahil olduğu Batı Karadeniz bölgesi mütevazı tüketim oranıyla öne çıktı. Türkiye'deki hanehalkı tüketim harcamalarının yüzde 24,9'u TR1 (İstanbul) bölgesinde gerçekleşti. İkinci sırada yüzde 15,0 ile TR3 (Ege) bölgesi yer alırken, bu bölgeyi izleyen TR6 (Akdeniz) bölgesinin payı yüzde 12,1 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Hanehalkı Tüketim Harcaması (Bölgesel) verisini paylaştı. Araştırma sonuçlarına göre İBBS 1. Düzey bölgeleri itibarıyla, Türkiye'deki hanehalkı tüketim harcamalarının yüzde 24,9'u TR1 (İstanbul) bölgesinde gerçekleşti. İkinci sırada yüzde 15,0 ile TR3 (Ege) bölgesi yer alırken, bu bölgeyi izleyen TR6 (Akdeniz) bölgesinin payı yüzde 12,1 oldu. Hanehalkı tüketim harcamalarından en düşük payı ise yüzde 1,5 ile TRA (Kuzeydoğu Anadolu) bölgesi aldı. Bu bölgeyi yüzde 2,3 ile TRB (Ortadoğu Anadolu) ve yüzde 3,1 ile TR9 (Doğu Karadeniz) izledi.
Harcama türleri bazında bölgesel farklılıklar dikkat çekti.

TR1 (İstanbul) bölgesi tüm harcama türlerinde en yüksek paya sahip olurken eğitim hizmetleri harcamalarının yüzde 37,8'i, lokantalar ve konaklama hizmetleri harcamalarının yüzde 31,5'i, konut ve kira harcamalarının yüzde 27,8'i ve kişisel bakım ve çeşitli mal ve hizmetler harcamalarının yüzde 27,1'i TR1 (İstanbul) bölgesinde gerçekleşti.

Hanehalkı tüketim harcamalarından aldığı pay ile ikinci sırada yer alan TR3 (Ege) bölgesinde ise alkollü içecekler, tütün ve tütün ürünleri harcamalarının yüzde 18,2'si, mobilya ve ev eşyaları harcamalarının yüzde 16,1'i, sağlık harcamalarının yüzde 15,9'u ve lokantalar ve konaklama hizmetleri harcamalarının yüzde 15,6'sı gerçekleşti.

TRA (Kuzeydoğu Anadolu) bölgesinin gıda ve alkolsüz içecekler harcamalarından aldığı pay yüzde 2,1 olurken alkollü içecekler, tütün ve tütün ürünleri harcamalarından yüzde 1,9, giyim ve ayakkabı harcamalarından ise yüzde 1,8 pay aldı.

TRB (Ortadoğu Anadolu) bölgesinin gıda ve alkolsüz içecekler harcamalarından aldığı pay yüzde 3,4 iken giyim ve ayakkabı harcamalarından yüzde 3,3, bilgi ve iletişim harcamalarından ise yüzde 2,6 pay aldı.
Konut ve kira harcamalarına en yüksek payı TR1 (İstanbul) bölgesi ayırdı.

Bölgelerin kendi tüketim harcamaları içerisindeki dağılımlara bakıldığında ise tüm İBBS 1.Düzey bölgelerinde hanehalkı tüketim harcamalarının büyük bölümünü konut ve kira, ulaştırma ve gıda ve alkolsüz içecekler harcamaları oluşturdu. Konut ve kira harcamalarına en yüksek payı ayıran bölge yüzde 27,3 ile TR1 (İstanbul) iken en düşük payı ayıran bölge yüzde 20,1 ile TRA (Kuzeydoğu Anadolu) oldu.
Ulaştırma harcamalarına ayrılan pay TR2 (Batı Marmara) bölgesinde en yüksek oldu.

Ulaştırma harcamalarına (motorlu taşıt alımları, akaryakıt, yolcu taşımacılığı, araç bakım ve onarımı vb.) en yüksek payı yüzde 24,3 ile TR2 (Batı Marmara) bölgesi ayırırken, en düşük payı ayıran bölge yüzde 14,6 ile TRC (Güneydoğu Anadolu) oldu.

Gıdaya en yüksek payı TRB (Ortadoğu Anadolu) bölgesi ayırdı.

Hanehalkı tüketim harcamaları içinde gıda ve alkolsüz içecekler harcamaları payının en yüksek olduğu bölge yüzde 30,2 ile TRB (Ortadoğu Anadolu) iken en düşük olduğu bölge yüzde 15,9 ile TR1 (İstanbul) oldu.

Tüketim harcamalarından en fazla payı TR10 (İstanbul) İBBS 2. Düzey bölgesi aldı
Araştırma sonuçlarına göre İBBS 2. Düzey bölgeleri itibarıyla, Türkiye'deki hanehalkı tüketim harcamalarının yüzde 24,9'u TR10 (İstanbul) bölgesinde gerçekleşti. İkinci sırada yüzde 8,3 ile TR51 (Ankara) bölgesi yer alırken; bunu yüzde 6,4 ile TR31 (İzmir), yüzde 5,9 ile TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) bölgeleri izledi.

Hanehalkı tüketim harcamalarından en düşük payı yüzde 0,6 ile TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) ve yüzde 0,7 ile TRA2 (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan) bölgeleri aldı. Bu bölgeleri yüzde 0,8 ile TRA1 (Erzurum, Erzincan, Bayburt), yüzde 1,1 ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) ve TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) izledi.
Konut ve kira harcamalarına en yüksek payı TR31 (İzmir) bölgesi ayırdı.

Bölgelerin kendi tüketim harcamaları içerisindeki dağılımlara bakıldığında ise tüm İBBS 2.Düzey bölgeleri arasında konut ve kira harcamalarına en yüksek payı ayıran bölge yüzde 27,8 ile TR31 (İzmir) iken en düşük payı ayıran bölge yüzde 16,8 ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) oldu.

Ulaştırma harcamalarına TR22 (Balıkesir, Çanakkale) bölgesi en yüksek payı ayırdı.

Ulaştırma harcamalarına (motorlu taşıt alımları, akaryakıt, yolcu taşımacılığı, araç bakım ve onarımı vb.) en yüksek payı yüzde 25,7 ile TR22 (Balıkesir, Çanakkale) bölgesi ayırırken, en düşük payı ayıran bölge yüzde 10,4 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) oldu.

Gıdaya en fazla payı TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) bölgesi ayırdı.

Hanehalkı tüketim harcamaları içinde gıda ve alkolsüz içecekler harcamaları payının en yüksek olduğu bölge yüzde 33,3 ile TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) iken en düşük olduğu bölge yüzde 15,9 ile TR10 (İstanbul) oldu.

Bizi sosyal medyadan takip edin