Son dönemde çok sık duyduğumuz ve kullandığımız 3 kelime var "YANDAŞLIK, YALAKALIK ve TROLLÜK
İnsan neden Yandaş, Yalaka yada Trol olur? Tabii ki, çıkar için. Sağlıklı ve ahlaklı bir toplumda bu kelimelere yer yoktur.
Yandaş işadamlarının, yandaş gazetecilerin, yandaş sanatçıların, yandaş akademisyenlerin sayısı hiç olmadığı kadar arttı. Yandaşlığın, Yalakalığın, Trollüğün prim yaptığı bir dönemdeyiz.
Kalemini çıkarları için satan bir gazeteci sadece işine olan saygıyı değil, haysiyetini, benliğini ve topluma olan vefasını da kaybeder.
Gazetecilik sadece bir meslek değil kamu vicdanının muhafızlığıdır.
Iktidarlardan olduğu kadar, muhalefettende nemalanmaya çalışan karaktersiz insanlar türedi.
Tabii, bunlar kadar, bunlara prim verenlerde suçlu.
Yandaşlığa, yalakalığa ve trollüğe prim veren yönetimlerden ülkeye hayır gelmez.
Bunların hakikati eğip bükerek algı yaratmaya çalıştığı bir dönemde gerçekleri savunmak giderek daha da zorlaşıyor.
Bu tipler, yemlendikleri odaklar sayesinde her mecrada seslerini duyururken, gerçek gazeteciler TV' lere bile çıkamıyor. Gazetelerine reklam bile verilmiyor.
Karakterli ve dürüst insanlar bir şekilde cezalandırılıyor.
Belirli bir siyasi odaktan geçinenlerin dahil oldukları bir tür asalaklık mertebesi ortaya çıktı. "Kişiliğini ve mesleki onurunu iktidara ya da belirli bir siyasi odağa teslim etmemiş gazetecileri hariç tutuyor, saygıyla selamlıyorum."
Yazılarımda, iktidarın yanlış politikalarını eleştirirken, zaman zaman doğru bulduğum politikalarına da yer veriyorum.
İktidarın bir uygulamasını övdüm diye bana yandaş diyebilir misiniz?
Bir yazımda muhalefeti eleştirdiğim için; bir arkadaşım, "Böyle yazacaksan hiç yazma" diye sitem etmişti. Bu ülkede doğruya doğru, yanlışa yanlış demekte zor.
Bir siyasi odakla yatıp kalkan, o kaynaktan geçinen, bırakın mesleğin etik değerlerini, insanlık onuru ve haysiyetinden bile yoksun olan bu kişileri
her gece TV lerde tiksinerek izliyoruz. Yemlendikleri odaklara yaranmak için nasıl da kendilerini parçalıyorlar.
Gazeteciliği, akademisyenliği ayağa düşüren bu tipler; yalakalıkta sınır tanımıyor. Yaranmak istedikleri siyasi parti adına etrafa racon kesiyor, posta koyuyor. Karşılığını alıyor olmalılar ki, militanca tavırlarının dozunu da
giderek artırıyorlar. Sayılarıda artıyor. Emekli komutanlar bile yandaşlık yaparsam nemalanır mıyım derdinde..
Ülkenin geldiği hale bakın.
Hepsini geçtim, beni en çok üzen militanlık derecesinde yandaşlık yapan kemik yalayıcısı gazeteciler. Taraf olandan gazeteci olmaz. Bir gazetecinin kalemi yalnızca mürekkep değil, vicdan ve cesarette taşımalı. Tehditler ve baskılar altında eğilmeyen karakterli ve ilkeli bir duruş sergileyen, bunun için de bedel ödeyen gerçek gazetecilere selam olsun.
İlyas Erbay