ZONGULDAK ’ın Ereğli ilçesi kaymakamlığı tarafından tarım ve hayvancılığın sorunları ve çözüm önerilerinin görüşüldüğü toplandı düzenlendi. Zonguldak İl Tarım Müdürü Necmi Çelik toplantıya katılanlara “Çocuklarınızı şehre göndermeyin.” dedi. Kdz. Ereğli Kaymakamı Nazım Madenoğlu Başkanlığı’nda Ereğli Öğretmenevi Toplantı Salonu’nda tarım ve hayvancılığın sorunları ve çözüm önerileri görüşüldü. Toplantıya Zonguldak İl Tarım Müdürü Necmi Çelik, Sahil Güvenlik Komutanı Kıdemli Üsteğmen Berat Ergün, İlçe Müdürü Serkan Aslan, Ereğli Ziraat Odası Başkan Adil Pulat, tarım dernekleri, kooperatif temsilcileri ile bal ve tavuk üreticileri katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan toplantıda konuşan Kaymakam Nazım Madenoğlu, katılımın az olmasına sitem etti. Madenoğlu toplantının açılışındaki konuşmasında “ Katılımın maksimum düzeyde olmasını arzu ediyoruz. En azından davet ettiğimiz arkadaşlarımızın mazeretlerini ortaya koyan arkadaşlarımızı bir tarafa kalan arkadaşlarımızın tamamını gelmesini arzu ediyoruz. Daha çok sorunlar dile gelsin daha güzel sonuçlar ortaya çıksın ama ben katılan siz değerli arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. “GENÇLER KÖYDE ÇOCUKLARININ BAŞINDA KALSIN” Toplantıda söz alan Pusula Gazetesi çalışanlarından Gazeteci Bayram Tomakin, tarımla uğraşan insanlarla tarım bakanlığına bağlı kurumlar arsında iletişim sorunu yaşandığını söyledi. Kırsal bölgedeki gençlerin il dışına asgari ücret karşılığında çalışmaya giderken tarımla uğraşmaları durumunda daha fazla kazanç sağlayıp köylerinde kalabileceğini dile getiren Tomakin, insanların daha fazla teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Tomakin konuşmasında “Konulara biraz vakıf olduğumu düşünüyorum. Tarımla ilgili bizzat kendi yaşadığım ve şahit olduğum sorunların başında iletişim sorunu var. Bizim vatandaşlarımızın çoğu askerliğini yapmış geliyorlar. Asgari ücretin azıcık üzerinde işte Kocaeli’ne İzmir’e, Kırıkkale’ye yada İstanbul gibi başka yerlerde inşaatta çalışıyorlar, amelelik yapıyorlar. Halbu ki ben kendi köyüme baktığım zaman; bizim köyde hayvancılık oluyor, seracılık oluyor. Seracılık şehir merkezine oranla hava şartları biraz daha kötü olduğu için biraz daha zor oluyor ama mesela burada 4 ürün alıyorsun, orada 2 ürün alınabiliyor. Bu gençler, köyde tarım desteklense gitmeyecekler. Köyde çocuklarının başında kalacaklar. Bu sorunlar çözülebilir. Ne yapabiliriz? Benim tarımda gördüğüm en büyük sorun iletişim sorunu. Bir genç arkadaşımıza ‘Devrek’te tavukçulukla ilgili bir kurs açılmış’ dedim. ‘seni biz buraya gönderelim, senin harçlığını da verecekler, gerekirse kalma konusunda biz orada arkadaşlarımızı ararız, yardımcı da oluruz, onların yanında kalırsın’ dedik ama böyle bir tercihte bulunmadı. İkna yönünde baya bir çaba sarf ettim. İkinci sorun da bizde gelenek ve girişimcilik anlamında kültür yok. 1300 liraya Kırıkkale’ye çalışmıyor gidiyor ama Devrek’e kursa gitmiyor. Bunların aşılması için çözüm üretilmesi gerekiyor “dedi. KÖYLER GURUPLANDIRILDI Bu sözler üzerine Kaymakam Madenoğlu göreve geldiği günden bu yana köylerde tarımsal alanda yaptıkları çalışmalardan bahsedip vatandaşların daha fazla bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kaymakam Madenoğlu konuşmasında “Köylerimiz tarımsal alanda gruplandırıldı. Her köy hangi alanda başarılı olabilir? Tarımsal alanda, hayvancılık alanında, başka alanlarda, gurup gurup köylerimizi ayırdık. Sizin köyün de içinde bulunduğu köyler zannediyorum tarım hayvancılık vb konularda uygun. Bu konuda vatandaşımızı teşvik edelim. Bir köyde seracılık, hayvancılık yapmak üzere orman idaresinde başvurulmuş zannediyorum, programa alınıyor” dedi. TAVUK ÜRETİCİLERİ SORUNLARINI ANLATTI Toplantıya katılan tavuk üreticileri ise enerji maliyetleri ve kış aylarında yaşadıkları ulaşım sorunlarının çözümü için yardım talep etti. Tavuk üreticilerinden Birol Azman toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi; “Enerji maliyetimiz aşırı yüksek mesela benim elektrik faturam 45 gün içinde 900 lira geliyor. Kömürde 10-15 ton tüketiyoruz. Kömürün tonunu 465 liradan alıyoruz artı nakliye ama Erdemir’de 0,18 kömür 210 liraya geliyor. O kömürden temin etmek istiyoruz.” Kaymakam Madenoğlu tavuk üreticilerinden çok sayıda şikayet gelmesi üzerine ilçe tarım müdürüne talimat vererek, tavuk üreticileri ile en kısa zamanda toplantı ayarlanmasını istedi. ÇELİK; “ÇOCUĞUNUZU ŞEHRE GÖNDERMEYİN” Zonguldak Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Necmi Çelik ise bölgede tarımın yaygınlaşması için STK’lara önemli görevler düştüğünü söyledi. Çelik, Zonguldak bölgesinin tarım ve hayvancılığı hem toprak hemde iklim olarak çok uygun olduğunu belirterek “ Hepimize iş düşüyor burada sivil toplum örgütleri aile baba reislerine biz de devletin temsilcilerine ama hep birlikte olursak bunları aşarız. Yerinde doymak, çocuğumuzu korumak ve devletin de birinci önceliği o. Bunun için de diyoruz ki, mesela size bir öz eleştiri olarak soralım; siz kızınızı vereceksiniz bir köyünüzden bir genç serası var. Sizden talepte bulunuyor, kızını bana ver, sen ne diyorsun? ‘Yok senin şehirde bir işin olacak, onu şehre götüreceksin, sonra öyle kızımı vereceğim.’ İnanın burada seracılık yapsa 1-2 seneyle şehirde asgari ücretinin 2 katını kazanır. Bizim topraklarımız bereketli topraklar, iklimimiz çok müsait. Yani bugün Ocak ayındayız, her taraf yemyeşil. Türkiye’de ender bulduğumuz şeyler, sıcaklık ortalaması 36 dereceyi geçmiyor. Artlarımız çok, bunun için de çok çalışmamız lazım. Şimdi sözümün başında dediğim gibi %85’i fındık buranın. Bir tespit yapalım dedik hiç talep gelmeden. Fındık diksek, fidan verse ne kadar alana bunu yapabiliriz ? Bizim tespitimiz 200 bin fidan ihtiyacı var ama bugüne kadar bu ‘100 yılı aştı, fındık bahçelerimizi yenileyelim’ öyle bir talep yok. Olanla yetinme, yetmiyorsa verim olmadı. Bakmazsanız o bağ dağ olur. Fındığın dönüme 170 lira ayırıyoruz. Bugün burada ‘benim haberim olmadı, olmuyor’ diye bir tek Allah’ın kulu çıkmaz . Şunu sağlayın; çocuklarınızı şehre göndermeyin. Çocuklarınızı olduğu yerde doymayı ve de doyurmayı öğretin. Sadece sizin işiniz ‘balık tutmayı nasıl öğreneceğiz ?’ diye müracaat etmeniz. Biz size o balığın nasıl tutulacağını köyünüze gelerek, evinize gelerek tek tek anlatacağız arkadaşlar” dedi. FINDIKTA BİR NUMARAYIZ AMA İŞLEMİYORUZ Fındık üretiminde Dünya’da Türkiye’nin bir numara olmasına karşın işleme konusunda yeteri kadar gelişemediğini ifade eden Çelik, Ormanlı’da kurdukları organik fındık işleme tesisinde şu anda 80’i bayan 90 kişinin çalıştığını, ileri ki safhalarda bu tesislerin fındığı çikolata gibi ürünlerle işleyebilecek konuma gelmesi gerektiğini anlattı. Çelik konuşmasında “Dünyada fındıkta bir numarayız fakat bunu sadece üretiyoruz. Burada yıllarca fındık alıp satan şeyimiz var ekonomik desteklememiz var. Şöyle bir şey kur biz size %50 tarım desteklemesi yapalım diye ikna ettik. Bugün Ormanlı bölgesinde şu anda da 97 kişi çalışıyor.80 ‘i bağ oraya gittikçe gurur duyuyorum o fabrika bu bölgenin organik tarımını alıyor ve tamamını ihraç ediyor . Bütün fındıkçılık yapıyor dedim ki o zaman Ayfer Fındığa yanda benzin istasyonu var bunu da satın al burada işleme yap dedim ne işte çikolata başka bir şey yap ama fındığında erişim kapasitesini yükseltelim daha fazla insan çalıştıralım” dedi. Çelik tarım için dağıttıkları ve bölgede ‘Pat pat’ diye tabir edilen araçların tarım dışında kullanılmaya başlandığını belirterek, “2014 yılında bir programda televizyonda pat pat yarışması yapılıyor. ‘Eyvah’ dedim. Ben tarım müdürüyüm, yani niye eyvah? Çiftçinin aleyhine eyvah. Çünkü verilen alet, verilen makine amacı dışında bir şey için kullanılıyor. Yani bunu devlet ‘İnsanımız bundan yararlansın’ diye verdi. Birbirini öldürsünler diye vermedi” diyerek çiftçileri uyardı. BAL ÜRETİMİ DÜŞTÜ Toplantıya katılan bazı bal üreticileri ise iki yıldır bölgede bal üretiminin düştüğünü bununda iklimsel nedenleri olduğunu söyledi. Sektör olarak yaşadıkları en büyük sorunun fındık bahçelerinin ilaçlanması ve arıların da bundan etkilenmesini gösteren çiftçiler, Ereğli’de kayıtlı olan kovan sayısının 16 bin 821, arıcı sayısının da 285 kişi olduğunu dile getirdi. Zonguldak’ta üretilen balın üçte 2’sinin ise Ereğli’de üretildiği ifade edildi.