Karabük Postası tarafından
19 Mayıs, 2014 07:35 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

KDZ. Ereğli’de Çini Ve Seramik Sanatı Yaşatılmaya Çalışılıyor

ZONGULDAK ’ın Ereğli ilçesinde 2007 yılında kurulan Kaşi Seramik Atölyesi’nde çini ve seramik sanatı kurslarında öğrenciler yetiştiriliyor. Kdz. Ereğli’de 2007 yılında 250 metrekare alanda kurulan seramik atölyesinde seramik ve çini sanatı yaşatılmaya çalıyor. Çini İşleme Ustası Sümeyra Bilgin Gündoğdu, 3,5 yıldır çalıştığı atölyede kurslar düzenleyerek yeni öğrenciler yetiştirmeye çalıştıklarını söyledi. İznik Meslek Yüksek Okulu Çini İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra Kdz. Ereğli’de 2007 yılında kurulan Kaşi Seramik Atölyesi’nde çalışmaya başladığını anlatan Sümeyra Bilgin Gündoğdu, ilçeye böyle bir atölye kazandıran firma sahipleri İş Adamı Semih Çolak ile Hasan Ali Teberoğlu’na teşekkür etti. BÖLGENİN TEK SERAMİK VE ÇİNİ ATÖLYESİ Kaşi Seramik’in bölgede ki tek seramik ve çini işleme atölyesi olduğunu belirten Gündoğdu “ Kaşi Seramik 2007 yılında kuruldu. Atölye de seramikçi, alçı işi yapan ve toprakla uğraşan birçok kişi çalışmış. 3,5 yıl önce benimle tanıştılar ve burada çalışmaya başladım. Ben kendim çini işleme ustasıyım. İznik Meslek Yüksek Okulu Çini İşleme Bölümü mezunuyum. Benimle tanıştılar. Birlikte 3,5 senedir çalışıyoruz. Hem seramik çalışmalarımız hem de çini çalışmalarımız söz konusu. Ama son dönemde daha çok çiniye ağırlık verdik. Çünkü çini son zamanlarda yükselişe geçmiş geleneksel el sanatlarından bir tanesi. Kdz. Ereğli’de bu faaliyeti sürdürüyoruz. Bölgemizin tek seramik atölyesi. 250 metre karelik bir atölyemiz var. İçerisinde fırınımız, çamur karma makinelerimiz, alçı tezgâhlarımız bulunuyor” dedi. “DEKORATİF PARÇALAR YAPIYORUZ” Ofis olarak kullandıkları alanda bir aydır kurs vermeye başladıklarını ve kurslara talebin fazla olmasına rağmen yerin darlığı sebebiyle şu anda 3 öğrenci ile devam ettiklerini dile getiren Çini İşleme Ustası Sümeyra Bilgin Gündoğdu, kurslarda öğrencilere çini sanatının nasıl yapıldığına yönelik bilgiler verip çiniler üzerine çalışma yaptırdığını ifade etti. Kurslarda çıkarttıkları formlar üzerinde daha çok öğrencilerin ellerinin sitiline yada zevkine göre modeller üzerinde pratik çalışmalar yaptıklarını anlatan Gündoğdu, ortaya çıkarttıkları eserlerin tabaklar, vazolar, küpler, kül tabloları, duvar panoları gibi daha çok dekoratif amaçlı süs eşyaları olduğunu söyledi. Ortaya çıkarttıkları seramik ve çini eserlerini İstanbul ve İznik’teki mağazalar ile bölgede kendilerini tanıyan insanlara sattıklarını belirten Gündoğdu, ayrıca Kaşi Seramik firmasına ait internet sitesi üzerinden de satış yaptıklarını belirtti.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Okuyucudan Gelenler tarafından
11 Mayıs, 2025 13:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Demirden Kalplere Yazılan Bir Destan: Anneler Günü’ne Dair

Karabük… Adı, demirle özdeş; ruhu, alın teriyle yoğrulmuş bir kentin adıdır. Bu şehirde güneş, fabrika bacalarından sızan dumanlarla selamlar sabahı; çekiç sesleriyle uyanır sokaklar; her demir vuruşunda bir annenin duası işitilir göğe yükselirken. İşte böylesi mukaddes bir toprağın bağrında yeşeren annelik, yalnızca şefkat değil, bir var oluş biçimidir.

Bu mübarek şehirde, sabah ezanıyla birlikte uyanan anneler vardır ki, elleriyle ekmek yoğurur, yüreğiyle sabır… Ocağa düşen kıvılcımı dualarıyla söndürür, evladının nasibini yufka açar gibi incelikle serer önüne. Karabük’ün bütün anneleri, bu toprakların en kadim şiiridir; mısraları alın teriyle, kafiyeleri fedakârlıkla yazılmıştır.

Bugün, bu çelik yürekli kentin her hanesinde, her sokak başında, her fabrika kapısında, bir anne vardır ki, yüreğiyle zamanın ağırlığını taşır. Onlar ki demirin hararetini soğutacak kadar serin, ama evladının ateşine yanacak kadar narindir. Karabük’ün her bir annesi, bu şehrin en sağlam sütunudur; ne fırtına sarsar, ne zaman çürütür.

Ey Karabük’ün eli nasırlı, gönlü ipekten dokunmuş anaları!
Sizler ki, çekiç seslerinin arasında büyütüp evlatlarınızı, kalbinizde ezanla uyanan merhameti hiçbir zaman eksiltmediniz. Her lokmayı bölüp pay ettiniz; her yorgunluğu gülüşle örttünüz. Sizin sabrınız, demir ocaklarından daha sıcaktır; sizin sevdanız, fabrikaların dövdüğü metallerden daha sağlam…

Anneler Günü’nü, Karabük’ün bütün anneleri nezdinde, bir bayramdan öte, bir vefa yemini gibi kutluyoruz. Çünkü sizler sadece evlatlarınızı değil, bu kenti de büyüttünüz. Sizin sessiz dualarınızla ayakta kalıyor bu şehir, sizin alın çizgilerinizde yazıyor tarih.

Bugün gökyüzü biraz daha mavi, bugün duman biraz daha narin yükseliyor semaya… Çünkü bugün, bu şehrin en kıymetli cevherini kutluyoruz: Anneleri…

Ey sabrın adı, sevdanın tarifi olan analar!
Gökyüzünün en yıldızlı gecesi, toprağın en bereketli sabahı sizin adınızla başlar. Ve biz, sizden öğrendiğimiz her güzellikle eğiliyoruz huzurunuza…

Anneler Günü’nüz, demir gibi sağlam, çelik gibi parlak ve yürek kadar derin olsun…

Demirin Gölgesinde Ana Yüreği

Bir ocağın başında ağardı saçı,
Demir erirken yandı içi.
Çelikten değil, sabırdan dokunur
Karabük’te annenin bakış açısı.

Çekiç sesinde sustu nice düş,
Gözyaşı aktı, içine düşmüş.
Bir mendile sarılı sevda kadar temiz,
Ana yüreği… Demirden daha ateşli, sessiz.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.