blank
Asuman Doğan tarafından
18 Şubat, 2025 12:26 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

KBÜ’den 2026-2030 Stratejik Plan ve Risk Yönetimi Çalıştayı

Karabük Üniversitesi, gelecekteki stratejik hedeflerini belirlemek ve risk yönetimi süreçlerini daha etkin hale getirmek amacıyla "2026-2030 Stratejik Plan ve Risk Yönetimi Hazırlık Çalıştayı" düzenledi.

Yenice Ihlamur Teras'ta gerçekleştirilen çalıştaya Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın yanı sıra, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hasan Solmaz, Prof. Dr. Elif Çepni, Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Genel Sekreter Lütfü Köm, daire başkanları, akademik ve idari birimlerden temsilciler ile Yenice Belediye Başkanı Sertaş Karakaş katıldı.
Stratejik planın dinamik bir süreç olduğunu belirten Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, çalıştayda yaptığı konuşmada, "Bizim için son derece önemli bir çalışma. Bundan sonraki süreçte nasıl hareket edeceğimizi, hangi konulara öncelik vereceğimizi planlamamızı nasıl yapacağımızı içeriyor. Stratejik plan canlı bir süreç, dinamik bir süreç. Karşımıza çıkabilecek o yıllar içerisinde olası senaryolara göre de güncellenmesi ve geliştirilmesi gereken bir süreç niteliği taşıyor. Şimdiden yaptığımız çalışmalar bu sürece bir hazırlık niteliğindedir" ifadelerine yer verdi.
Karabük Üniversitesinin Türkiye'de ve dünyada en iyi üniversiteler arasında yer alması için yoğun bir şekilde çalıştıklarını dile getiren Rektör Kırışık, “Bu stratejik planla da hedefimize, gayemize ulaşmak için temel ilkeleri ve stratejimizi belirlemiş olacağız. Bu çalışmaya katkı sunduğunuz için hepinize tek tek teşekkür ediyorum. Son derece önemli bir çalışma ve kıymetli bir emek. İnşallah hep birlikte nice başarılara, nice muvaffakiyetlere ulaşmayı ve ülkemizi, milletimizi, devletimizi dünyanın en iyi konumuna getirmek için çalışmayı, gayret etmeyi sürdürüyoruz.” diye konuştu.
Çalıştay ile Karabük Üniversitesinin 2026-2030 dönemine yönelik güçlü bir stratejik plan oluşturulması hedeflenirken, aynı zamanda üniversitenin risk yönetimi süreçlerinin daha sistematik ve etkin hâle getirilmesi amaçlanıyor. Stratejik planlama ve risk yönetimi konusunda uzman akademisyenlerin ve idari personelin katılımıyla, üniversitenin geleceğine yön verecek kararlar ele alındı.
Çalıştay kapsamında, üniversitenin stratejik plan hazırlık süreçleri detaylı bir şekilde değerlendirilerek GZFT (Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler) Analizi, Misyon, Vizyon ve Temel Değerler, Stratejik Amaçlar ve Hedefler, Performans Göstergeleri ve Uygulama Planları, Risk Değerlendirme ve Yönetim Stratejileri üzerine duruldu.
Karabük Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Elif Çepni, gerçekleştirilen çalıştayda üniversitenin gelecek hedeflerine yönelik stratejik planlama süreci hakkında bilgi verdi. Çepni, 2029-2030 stratejik planını hazırladıklarını belirterek, sürecin Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yayımlanan "Üniversiteler için Stratejik Planlama Rehberi 2021" sürümü doğrultusunda yürütüldüğünü ifade etti.
Planın aşama aşama bu rehber çerçevesinde ilerlediğini vurgulayan Çepni, ekip üyelerinin süreci yakından bildiğini ve şu ana kadar her biri en az dört saat süren toplam on beş toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi. Çepni, konuşmasının sonunda çalışmalara katkı sunanlara teşekkür etti.
Çalıştayda, Karabük Üniversitesinin 2026-2030 Stratejik Plan taslağı için öncelikli hedefler ve uygulama planları belirlenirken, risk yönetimi stratejileri konusunda detaylı analizler yapıldı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
20 Mayıs, 2025 15:03 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

İHMAL EDEREK SONUNDA BÜYÜK BEKA SORUNU HALİNE GETİRDİK !

Tarımı ihmal ülkeye ihanettir. Anadolu toprakları 300 milyon nüfusa yetebilecek bir potansiyele sahipken, bugün maalesef kendi kendine yetemiyor. Tarıma dair ne varsa gübresinden tohumuna kadar ithal ediyoruz. Bunun için milyarlarca dolar ödüyoruz. Bizim kadar tarım ithalatı yapan kaç ülke var?

Demoğrafik yapımızın bozulmasından tutun sınırlarımızın dibindeki yeni oluşumlara kadar o kadar büyük beka sorunlarımız varken, birde tarımı beka sorunu haline getirdik. Tarım milli meseledir,
siyaset üstüdür.
Şimdi bu yazdıklarımı okuyunca, "Tarım ihmal edilmemiştir çiftçimizin yanındayız, çok büyük destekler veriyoruz" diyenler olacaktır.
O yüzden mi bir zamanlar bu ülkede yetişen yüzlerce ürünü yüzlerce milyar dolar ödeyerek, dünyanın her yerinden ithal ediyoruz ?

Ülkemizde tarım arazileri büyük bir hızla azalıyor, buna bağlı olarak kırsaldaki genç nüfusda azalıyor. Yüksek üretim maliyetleri nedeniyle çiftçi üretmekte isteksiz davranıyor. Nitekim yüzölçümü 78,35 milyon hektar olan Türkiye'nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı son 20 yılda 26,6 milyon hektardan 23,9 milyon hektara geriledi.

Artan ülke nüfusuna oranla artması gereken tarım arazilerimiz; son 20 yılda yüzde 9 oranında azaldı. Bunun temel nedenlerinden biri tarım arazilerinin turizm ve madencilikte kullanılması, ikinci neden tarım arazilerinin yerleşime açılması.

2002 yılında % 35 olan tarım sektöründe çalışanların oranı 2024 yılı itibariyle 14.8 e düşmüş.
Çiftçinin borcu 20 yılda 187 kat artmış. 2005 yılında 5 milyar TL olan çiftçinin borç tutarı 2025 yılında 935 milyar TL olmuş
Bu sürede çiftçiye verilen destek ise sadece 33 kat artmış.

Aşağıda sıraladığım şu maddelere parti programında yer veren ve milletimize bunların kararlılıkla, taviz vermeden uygulanacağını garanti eden bir muhalefet partisi var mı?

1.) Geçmişte, tarımda kendi kendine yeten ülkemizi; Başlatacağımız büyük tarım seferberliği ile tekrar hem kendi kendine yeten hemde tarım ürünleri ihraç eden bir ülke haline getireceğiz.
2.) Elektriği kamulaştırarak halkımızın ucuz elektrik tüketmesini sağlayacağız.
Özelleştirilen tüm stratejik kurumlarımızı ve fabrikalarımızı tekrar devlet güvencesine alacağız. Ülkemizin en büyük sorunu olan işsizliğin önüne geçmek için süratle yeni fabrikalar ve iş yerleri açacağız.
3.) Tarımla birlikte en çok ihmal edilen eğitimde gerçek bir reform yaparak çağı yakalayan dünya ile rekabet edebilen bir eğitim sistemini hayata geçireceğiz.
4.) Bilimde; teknoloji ve arge de dünya ile rekabet edebilen bir ülke olmanın yollarını açacağız.Teknik eğitime ağırlık vereceğiz.
5.) Her türlü görevlendirmede mutlaka liyakati esas alacağız.
6.) Devlet ihalelerini adam kayırmadan açık ve şeffaf bir şekilde hak eden şirketlere vereceğiz.
Ülkenin acil ve hayatı yatırımlarına öncelik vereceğiz.
7.) İsrafa şatafata, saltanata ve gereksiz harcamalara son vereceğiz.
8.) Üniversitelerimiz kendi rektörlerini kendileri seçecek.
Bilim adamlarımız özgürce korkmadan düşüncelerini ifade edebebilecekler.

  1. ) Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargıyı mutlaka hâkim kılacağız.
    10.) Düzensiz göç mutlaka önlenecek. Ülkenin demografik yapısının bozulmasına asla müsaade edilmeyecek. Ülkenin her yerinde diledikleri gibi ikamet eden, en büyük kentlerde kendilerine istedileri gibi “gettolar” yaratan ve doğumlar nedeniyle sayıları hızla artan Suriyeliler uygun şartlar sağlanarak en kısa sürede ülkelerine geri gönderilecek.

Bana göre, bu hükümlerin tamamını parti programına koyan ve kararlılıkla hayata geçirebileceğine halkı ikna edebilen bir muhalefet ne yazık ki yok! Çeşitli muhalefet partilerinin programlarında yazdıklarımın bir kısmı farklı cümlelerle mutlaka vardır. Ancak, açık, net ve gerçekçi çözüm yollarıyla yer almadığı kanaatindeyim.

İşte bu nedenle ülkede iktidar kadar muhalefet sorunu da vardır.

İlyas Erbay

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.