Ihlas Haber Ajansı tarafından
06 Ocak, 2024 10:56 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

KBÜ’de “Ahmed Yesevi ve Yesevilik Etkisi” paneli yapıldı

Karabük Üniversitesinde (KBÜ) Türk kültür ve tarihine önemli katkılarda bulunan Ahmed Yesevi’yi anma ve anlama amacıyla “Ahmed Yesevi ve Yesevilik Etkisi” paneli düzenlendi. KBÜ Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) tarafından 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu'nda düzenlenen panele İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulcebbar Kavak, TÖMER Müdürü Doç. Dr. Sema Noyan, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. KBÜ İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Gül’ün moderatörlüğünü yaptığı panele Prof. Dr. Mehmet Akkuş ve Dr. Hayati Bice onuşmacı olarak katılırken, Ahmed Yesevî'nin hayatı, düşünceleri ve Yesevilik öğretisinin Türk kültürü ve İslam dünyasındaki etkileri üzerine kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulcebbar Kavak, medeniyetlerin kurucu şahsiyetleri olduğuna işaret ederek, "İslam medeniyetinin kurucuları vahyi ve vahyi insanlara tebliğ eden peygamberlerdir. Medeniyetimiz vahiy ile şekillenmiştir ama bize bu vahyi aktaran peygamberlerdir. Peygamberlerden sonra bu görevi üstlenenler ise alimlerdir. İşte İslam tarihi boyunca ve İslam dünyasının hemen her tarafında Allah’ı ve Resulünü dinin emrini, özelliklerini, tadını ve nasıl yaşanması gerektiğini bize anlatanlar bu alimlerimiz olmuştur. Ahmet Yesevi’nin sesi, manevi feyzi Anadolu’nun her tarafında ve İslam beldelerinde dolaşmaktadır" dedi. Araştırmacı Yazar Dr. Hayati Bice, "30 yıldır hoca Ahmet Yesevi ve onun eseri Divan-ı Hikmet ile ilgili çalışmalarım var. İlk defa 1993 yılında Türkiye Diyanet Vakfında Ahmet Yesevi’nin 144 hikmetini Türkiye Türkçesine aktardım" diye konuştu. Prof. Dr. Mehmet Akkuş da Türk İslam edebiyatı alanında eski eserleri, yazma eserleri alanında çalıştığını aktararak, "Bu konuyla ilgili epey yayınlar yaptık. Bugün de bu vesileyle Karabük Üniversitesine geldik. Ahmet Yesevi hakikaten Türk dünyasının gönlünde taht kurmuş özellikle Orta Asya’da, Horasan bölgesinde yetiştirdiği sahabelerle talebeleriyle orada bulunan birtakım yöre insanlarını etkilemiştir. Daha sonraki asırlarda yüzyıllar boyunca onun eserleri olan hikmetler, Divan-ı Hikmet dediğimiz onun şiirleri hala söylenmekte, okunmakta ve tamamen gönlünden gelen has, halis, samimi bir İslami bir terennüm olan bu eserin etkisi, tesirleri hakkında hakikaten ne kadar konuşulsa azdır" dedi.

blank
Fevzi Aydın tarafından
08 Nisan, 2025 12:41 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

TEK RAKİBİ KENDİSİ…

Günümüz iktidarı, ittifakı, Türk siyasetinin son çeyrek asrına, uzun soluklu iktidarı ile damgasını vurdu…
Dönemin büyük kısmı AKP siyaseti olarak geçti…

Ardından iktidarın metal yorgunluğu, MHP ile Cumhur ittifakında, buluşturdu iktidarı…
Günümüz ana muhalefeti ise, iç muhalefetiyle uğraşmaktan, seçmenin verdiği ana muhalefet görevini bile yapamamış…

Parti içi iktidar savaşları; ana muhalefet partisini, iktidarın eksik ve yanlış politikalarını, eleştirmeye dahi vakit bırakmamış…

Her seçim ve kurultay sonrası, seçimi kaybeden ana muhalefet partisi CHP’de, parti içi muhalefet sahneye çıkarak, olağan üstü kurultay çağrısı yapması adeta gelenek hale geldi…

Yeni seçilen genel başkan, parti politikalarını ve siyasetini konuşmak yerine, önceliği partideki koltuğunu sağlam tutmak zorunda kalmış…

Millet İttifakı, Kemal Kılıçdaroğlu son dönemi ile Özgür Özel’in ilk genel başkanlığı, CHP’de yükseliş devrini başlattı…

Çeyrek asırdan sonra, ilk defa iktidarı sallayan ve ilk sıraya yerleşen CHP, çıtayı yükselteceğine, iç siyaset çıkışlarıyla gündemde…
Seçime uzun süre olmasına rağmen, ön seçimle Cumhurbaşkanı adayını erken açıklayan CHP, iktidarı panikletirken, hapse atılan Cumhurbaşkanı adayını savunmak için siyasetin dozunu yükseltti…
Geçmiş kurultaylarda yapılan eksikliklerle gündeme gelen, kayyum tehlikesini atlatmak için olağanüstü kurultaya gitmek zorunda kalan, ana muhalefet partisi CHP, siyasetin hızını kesmek zorunda kaldı…
Son çeyrek asır; geçmiş sol siyaset ile günümüz muhafazakâr ve milliyetçi siyasetin hesaplaşması olarak siyasi tarihe geçti…

İktidarın çeyrek asırlık iktidarda kalmasına, istemeyerek de olsa, ana muhalefet partisinin önemli katkıları oldu…

Günümüz sol ana muhalefet partisi yerine, merkez sağda güçlü muhalefet olsaydı, muhafazakâr-milliyetçi Cumhur ittifakı uzun soluklu iktidarda kalamazdı…

Cumhur ittifakı, siyaset sahnesinde, asılsız ağır itham ve iddialar, kayyum ve Cumhurbaşkanı adayını hapse atarak, ana muhalefeti, adeta yerle bir etmişti…

Aslında, Cumhur ittifakı, çeyrek asır iktidarda kalmasında, ana muhalefet partisi CHP’nin de önemli payı olduğu için siyaseten teşekkür etmeli…

Çeyrek asırlık siyasetin ancak son yıllarında, ana muhalefet görevini yapmaya başlayabilmiş CHP…
Şimdi ise ipler ana muhalefet partisinin eline geçti.

Ana muhalefet CHP, siyaseti iyi organize ederek, Cumhur ittifakının iktidarına son verebilecek mi…?
Yoksa yine parti içi siyaset kavgasına dönerek, iktidarı unutup, Cumhur ittifakına yol mu verecek…
Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.