Ihlas Haber Ajansı tarafından
15 Ekim, 2024 00:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

KBÜ, YÖK raporunda altı farklı kategoride başarı elde etti

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan ‘Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2024’te Karabük Üniversitesi, ‘Ulusal Kurum ve Kuruluşlar Tarafından Desteklenen Ar-Ge Projesi Sayısı’ kategorisinde Türkiye genelinde en çok proje desteklenen ilk 20 üniversite arasında yer aldı.
Raporda, Türkiye’deki 201 üniversite, "eğitim ve öğretim", "araştırma-geliştirme", "proje ve yayın", "uluslararasılaşma", "sürdürülebilirlik" ve "topluma hizmet ve sosyal sorumluluk" başlıkları altında toplam 64 farklı göstergeyle değerlendirildi.
YÖKSİS veri tabanından ve kamu ile bağımsız kaynaklardan alınan verilerle hazırlanan bu rapor, üniversitelerin yükseköğretime yaptığı katkıları ve gelişimlerini objektif bir şekilde ortaya koyuyor.
"Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2024"e göre Karabük Üniversitesi, "Ulusal Kurum ve Kuruluşlar Tarafından Desteklenen Ar-Ge Projesi Sayısı" kategorisinde Türkiye genelinde en çok proje desteklenen ilk 20 üniversite arasında yer almayı başardı.
Öte yandan KBÜ, istihdam edilen uluslararası doktoralı öğretim elemanı sayısının en yüksek olduğu üniversiteler, uluslararası öğrenci oranının en yüksek olduğu üniversiteler, uluslararası öğrenci sayısının en yüksek olduğu üniversiteler, uluslararası değişim programlarına katılan öğretim elemanı sayısının en yüksek olduğu üniversiteler ve iklim eylem endeksinde en başarılı üniversiteler arasında da yer aldı.
Karabük Üniversitesi’nin ulusal ve uluslararası düzeydeki akademik çalışmalarının kalitesini ve etkisini gösteren bu başarılar üniversitenin Ar-Ge faaliyetlerine verdiği önem, bilimsel katkıların artırılmasında önemli bir rol oynuyor. Ayrıca, uluslararası öğrenci ve öğretim elemanı istihdamındaki başarıları, üniversitenin küresel eğitim ağındaki yerini de güçlendiriyor.
Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, “Raporda Karabük Üniversitesi’nin elde ettiği başarılar, akademik gelişim sürecinde olduğumuzun bir göstergesidir. Üniversitemiz, ‘Ulusal Kurum ve Kuruluşlar Tarafından Desteklenen Ar-Ge Projesi Sayısı’ kategorisinde Türkiye genelinde en çok proje desteklenen ilk 20 üniversite arasında yer almıştır. Bu, bilimsel araştırmalarımıza ve geliştirme çalışmalarımıza olan bağlılığımızı pekiştirmektedir. Raporda, üniversitemiz yalnızca Ar-Ge alanında değil, aynı zamanda uluslararası işbirlikleri, öğretim elemanı istihdamı ve öğrenci çeşitliliği konularında da öne çıkmaktadır. İstihdam edilen uluslararası doktoralı öğretim elemanı sayısının en yüksek olduğu üniversiteler arasında yer almamız, akademik kadromuzun kalitesini ve çeşitliliğini artırma yönündeki çabalarımızın bir sonucudur. Ayrıca, uluslararası öğrenci oranı ve sayısının yüksekliği, üniversitemizin global eğitim ağı içindeki yerini güçlendirmektedir. Sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda yürütülen çalışmalar, iklim eylem endeksinde en başarılı üniversiteler arasında yer almamızı sağlamaktadır. Çevre dostu yaklaşımlarımız, hem eğitimde hem de araştırmada sürdürülebilirlik bilincinin artırılması için büyük önem taşımaktadır. Karabük Üniversitesi olarak, bu başarılar yalnızca bir başlangıçtır. Eğitim ve araştırma alanındaki hedeflerimize ulaşma yolunda daha fazla katkı sağlamak ve topluma fayda üretmek için kararlılıkla devam edeceğiz” dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Mayıs, 2025 21:35 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Öğr. Gör. Eroğlu: “Dezenformasyon artık ulusal güvenlik meselesidir”

Karabük Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Hukuk Bölümü'nden Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun artık ulusal güvenlik meselesi olduğunu ifade etti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun bir zihin manipülasyonu aracı olduğunu ve çağın en sinsi tehditlerinden biri olduğunu belirtti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dijital şiddetin bir türü olarak dezenformasyonun bireyleri, kurumları ve hatta devletleri nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde değerlendirdi.
Eroğlu, dezenformasyonun kasıtlı olarak yayılan yanıltıcı bilgilerle kamuoyunu yönlendirme amacı taşıdığını belirterek, bu kavramın günümüzde dijital şiddetin bir türü hâline geldiğini söyledi.
Birbirine kelime olarak benzeyen kavramların anlamlarının farklı olduğunu belirten Eroğlu, "Dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon kavramları sıklıkla birbirine karıştırılsa da her birinin farklı anlamlar taşıdığını ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu: "Mezenformasyon kötü niyet olmadan yapılan yanlış bilgi paylaşımıdır. Malenformasyon ise doğru bilginin, kamuoyunu yanıltmak amacıyla fikrinden koparılarak sunulmasıdır" dedi.
Yapılan araştırmalara göre yalan haberlerin, doğru içeriklere kıyasla altı kat daha hızlı yayıldığını vurgulayan Eroğlu, bunun nedeninin bireylerin bilgiye kolay erişme arzusuyla doğrulama zahmetinden kaçınmaları olduğunu söyledi.
"Dijital medya çalışanları da basın mensubu statüsüne alındı"
Dijitalleşmenin medya üzerindeki etkilerine de değinen Özçağlar, artık haberlerin büyük oranda dijital ortamda üretildiğini ve yayıldığını, bu durumun ise basın mensuplarına daha fazla sorumluluk yüklediğini belirtti. Kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak bilinen 7418 Sayılı "Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''un da bu süreçte önemli bir yasal düzenleme olduğuna dikkat çeken Özçağlar, internet haberciliğinin "süreli yayın" olarak kabul edilmesinin ardından dijital medya çalışanlarının da basın mensubu statüsüne alındığını söyledi.
Dezenformasyonla mücadelede bireylerin de sorumluluk üstlenmesi gerektiğini kaydeden Eroğlu, dijital içeriklerin hızla silinebildiğine dikkat çekerek, "Ekran görüntüsü almak ve Noterler Birliğinin e-Tespit sistemi gibi araçlar, yalan haberlere karşı delil oluşturmak açısından büyük önem taşıyor." dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.