Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

KBÜ ve Kardemir Arasında İş Birliği

Karabük Yayın: 13.02.2024 10:47
KBÜ ve Kardemir Arasında İş Birliği

Karabük Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve KARDEMİR tarafından Üniversite-Sanayi İş Birliği kapsamında gerçekleştirilen “Takım Çalışması ve İnovatif Liderlik Eğitimi” programı, Kardemir Eğitim ve Kültür Merkezinde gerçekleşti.

10-11 Şubat 2024 tarihlerinde Kardemir Eğitim ve Kültür Merkezinde yapılan programa Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Eti Maden İşletmeleri eski Genel Müdürü Serkan Keleşer, TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Lokman Kuzu, Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata, TENMAK Başkanı Prof. Dr. Abdulkadir Balıkçı, Kardemir Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Fazıl Çiftçi ile KBÜ Teknoloji Transfer Ofisi Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi İsa Avcı Ankara Medipol Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Cevat Özarpa, İŞKUR İl Müdürü Ferhat Sarıçam, KBÜ akademik personeli, KARDEMİR’de görevli yöneticiler, sektör temsilcileri katıldı.

thumbnail 4 jpg

Bu kapsamda program, 10 Şubat 2024 Cumartesi günü Karabük Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş’ın açılış konuşması ile başladı. Programın ilk gününde Eti Maden İşletmeleri eski Genel Müdürü Serkan Keleşer, TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Lokman Kuzu sunumlar yaptı. Ankara Medipol Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Cevat Özarpa’nın uygulamalı stratejik planlama faaliyeti ile son buldu.

Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın katıldığı programın ikinci gününde ise 11 Şubat 2024 Pazar günü, Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata, TENMAK Başkanı Prof. Dr. Abdulkadir Balıkçı, KARDEMİR Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Fazıl Çiftçi’nin sunumlar yaptı. Program, Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata’nın uygulamalı stratejik planlama faaliyeti ile son buldu.

thumbnail 5 jpg

“Takım Çalışması ve İnovatif Liderlik Eğitimi” programında konuşan Karabük Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, “Kardemir, Karabük’ün ekonomik yapısında önemli bir yere sahiptir. Bu fabrika, bu toprakların insanları üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Karabük’ün kültüründe ve yaşamında ayrı bir yere sahiptir. Türkiye’nin ağır sanayisinin temellerini oluşturan bir fabrikadır. ‘Fabrika kuran fabrika’ diyebiliriz. Diğer yandan, Karabük Üniversitesi, son 20 yıl içinde Karabük’ün ikinci ekonomik lokomotifi olmuştur. Bu iki kurumun daha iç içe olması ve daha fazla iş birliği yapması gerekmektedir. Bugün burada gerçekleştirilen etkinliği Teknoloji Transfer Ofisimiz gerçekleştiriyor” dedi.

Rektör Yardımcısı Karaş, Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın teşvikleriyle bu etkinliği düzenlediklerini, hedeflerinin, bu iki kurumu daha fazla iş birliği yapar hale getirmek olduğunu dile getirdi. Rektör Yardımcısı Karaş, “Teknoloji transferi, bu amaç doğrultusunda büyük önem taşımaktadır. Bir tarafta üretim var, diğer tarafta ise bilim ve araştırma var. Üretimi, AR-GE yoluyla daha inovatif hale getirerek yenilikçi ürünler ortaya çıkarmak önemlidir. Kardemir’in talebi bu. Üniversite olarak bizim istediğimiz şey de akademik, bilimsel çalışmaların çıktıya yani ürüne dönüşmesi. Bu iki istek bir araya gelmelidir. Bu etkinliklerle bu iki aksiyonu bir araya getirmeye çalışıyoruz. Üniversitemiz, bölgede gerçekten bir merkez haline gelmiştir ve bunları bir araya getirebildiğimiz ölçüde memnun olacağız ve başarılı olacağız. Bugünkü etkinlik de bu çerçevede gerçekleştirilmiştir. Umuyorum ki verimli ve başarılı olur. Düzenleyenlere teşekkür ediyorum” diye konuştu.

TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Lokman Kuzu, üniversiteler ile endüstri arasındaki bağlantı eksikliğine değindi. KARDEMİR’in üniversiteye ciddi katkıları olduğunu vurgulayan Kuzu, “İş birliklerini artırmak istiyoruz. Takım çalışması adı altında önemli bir konuya değiniliyor burada. Sosyal medya ve dijital dünyada tekilleşme oluyor. İnsanlar artık eğlencesini bile cep telefonu, tablet üzerinden yapıyor ve mahremiyet de azalmış oldu. Takım çalışması, zamanımızda lazım olan kavramlardan birisi. Çünkü her ne kadar başarılı olsanız da bir kişinin yaptığı bilim bitti, birkaç kişinin yaptığı bilim bile bitti, çok kişinin katıldığı bilimler yapılıyor. Bu tür şeyleri anlatmamız ve bunlara alışmamız lazım. Takım çalışması insanın kariyer planında olması gereken özelliklerinden bir tanesi dedi.

Üniversite-sanayi iş birliğinin artırılmasının önemine değinen Kuzu, “TUSAŞ olarak Karabük Üniversitesi ile yakın zamanda bir protokol imzaladık. Hem staj hem de iş birliği kapsamında bu protokolü imzaladık. Laboratuvarları destekleyerek iş birliklerini artırmak istiyoruz. KARDEMİR ve Karabük Üniversitesi de önemli bir kurum. Karabük’teki şehrin iki lider kurumu. Bu birliklerin artarak devam etmesi gerekiyor. Biz de bu konuda elimizden geleni yapmaya hazırız. Bugünkü etkinliğin bereket getireceğine inanıyorum” diye konuştu.

İş dünyasında liderlik ve yöneticilik arasındaki farka değinerek, liderlik eksikliğinin dünya genelinde birçok organizasyonun temel sorunu olduğunu belirten Eti Maden İşletmeleri eski Genel Müdürü Serkan Keleşer, “Dünyanın her ülkesinde, her organizasyonda en büyük sorunlardan biri liderlik konusudur. Yöneticiler bulabilirsiniz ancak gerçek bir lider bulmak her zaman zordur. Bu, dünya genelindeki şirketlerin, organizasyonların ve ülkelerin en büyük eksikliğidir. Bu yüzden liderlik konusu oldukça önemlidir ve bu konuya olan ilgi de oldukça büyük. Biz de kendi deneyimlerimizi, yaşadıklarımızı ve düşüncelerimizi kendi dilimizde aktarmaya çalışacağız” dedi.

Programın kapanışında takım çalışması yapan KBÜ akademik personeli ile KARDEMİR yöneticileri ile bir araya gelen Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, Karabük ili ve Türkiye için önemli bir kuruluş olan KARDEMİR ile yakın bir çalışma ve iş birliği gerçekleştirdiklerini belirtti.

Karabük Üniversitesi ile KARDEMİR’in iş birliği içerisinde birlikte gelişmesi ve güçlenmesini hedeflediklerini ifade eden Rektör Kırışık, “Takım Çalışması ve İnovatif Liderlik Eğitimi faaliyeti ile kurumlarımızın insan kaynaklarını geliştirmeyi ve takım çalışması başarısını artırmayı amaçlıyoruz” dedi. Rektör Kırışık, dünyada gelişmiş ülkelerin sanayide bilim merkezli bir yönetim ve üretim faaliyeti gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Ülkemizde de bilim merkezli, üniversite odaklı bir üretim geliştirme sürecini sürdürülebilir hale getirmeyi planlıyoruz. Bu süreci KARDEMİR ile birlikte yönetmek ve yürütmek istiyoruz. Özellikle KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. İsmail Demir Hocamızın sürece çok büyük katkılar ve destekler sunduğunu görüyoruz. Bu konuda kendilerine çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

KBÜ akademik personelinin yanı sıra, KARDEMİR çalışanları ve sektör temsilcilerinin de katılımıyla gerçekleşen eğitim programı, takım çalışması dinamikleri, inovatif liderlik stratejileri ve iş birliği temelli çözüm odaklı yaklaşımları ele alıyor. Bu iş birliği projesi, üniversite ile sanayi arasındaki ilişkilerin güçlenmesini sağlayarak, bölgesel kalkınmaya ve rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken: “Büyük afetlerden sonraki ilk 3-4 ay sigortalanma oranları yukarı çıkıyor, sonra da yenilenmiyor”

Ekonomi Yayın: 08.05.2024 12:48
İhlas Haber Ajansı
AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken: “Büyük afetlerden sonraki ilk 3-4 ay sigortalanma oranları yukarı çıkıyor, sonra da yenilenmiyor”

AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken, yaşanan doğal afetler ve depremlerden sonraki ilk 3-4 ay sigortalanma oranlarının yukarı çıktığını belirterek, “Sonra onlar yenilenmez. Bizim en büyük konumuz o dur. Başımıza geldiğinde değil aslında gelecekmiş gibi mutlaka bireylerin, kurumların bütçelerini ayarlamaları ve risk yönetimine odaklanmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

AXA Türkiye, 2024 sürdürülebilir gelişim ve büyüme hedeflerini acenteleriyle paylaşmak üzere “Farklıyız, Fark Yaratmakta Kararlıyız” mottosuyla çıktığı etkinlik serisinin Karadeniz Bölgesi ayağının ilkini Samsun’da ikincisini Trabzon’da gerçekleştirdi. Trabzon ve çevre illerden gelen AXA Acenteleri’nin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, bölgeye ilişkin önemli veriler paylaşıldı. Trabzon ve 25 ili içine alan bölgede 2023’de önemli bir büyüme yakalayan AXA Türkiye, yine aynı bölgede 2024 için ticari ve bireysel sigortalar dahil yüzde 80 büyüme hedefi koydu. Sunumunda AXA Türkiye’nin 2024 yılı için hedef ve stratejilerini paylaşan AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken, 2023 yılının Türk Sigortacılığı için çok zor bir yıl olduğunu dile getirerek, “Kahramanmaraş depremleriyle başlayan bir yolculuk ve o yolculukta özellikle Haziran ayına kadar çok ciddi anlamda deprem bölgesinde çalışmak durumunda kaldık. Türk Sigortacılığı adına bugüne kadar karşılaşmadığımız kadar büyük bir hasar kümesiyle karşı karşıyaydık. AXA Türkiye olarak da yaklaşık dört ayda 6 bin 500’ün üzerinde sigorta hasar tazminatı ödeme görevimizi yerine getirdik. 10 milyarı aşan bir hasar ödemesi gerçekleştirdik. Tabii sadece depremle ilişkili değil doğal afetlerin aktif olduğu bir yıl. 2022-2023’e baktığımızda deprem dışında diğer doğal afetlerin, fırtınanın, sellerin, kasırgaların ve hatta Ege bölgesinde doğa olaylarının yol açtığı hasarlar önceki yılların 5 misli. Dolayısıyla hem AXA Türkiye olarak hem de Türk Sigortacıları olarak doğal afetlerin risklerinin arttığını gördüğümüz bunun maalesef pekiştiğini gördüğümüz bir yıldı. Bu manada da açıkçası sigortalılarımıza olan tazminat bütünlüklerimizi süratle kapattığımız bir dönemi yaşadık. AXA ailesi olarak bizim biraz daha farklı ödevlerimiz vardı. Türkiye’de AXA Grubu’nun varlığı 130 yılı aşkındır sürüyor ve burada yatırımlarına da devam etme kararı aldı. 2023 yılında bir satın alma gerçekleştirdik. Bu satın alma sayesinde pazar payımız yüzde 8.4’e çıktı. 35 milyarlık bir ciroya ulaştık. Bu satın alma tabii aynı zamanda farklı iş alanlarında; sağlık sigortacılığında, otomobil sigortacılığında, tarım sigortacılığında, kurumsal sigortacılıkta bize çok destek verdi. Acente sayımızı 4 binin üzerine taşıdığımız toplamda 6 bine ulaşan çok güçlü bir organizasyona dönüştük. Bölge teşkilatlanmamızı daha da güçlendirdik. 2023 yılında yine AXA Grubu’nun Türkiye’ye olan güvenini göstermesi açısından önemli bazı gelişmeler de oldu. Hem şirketimizin büyüme tutkusu hem finansal gücü hem sermaye yeterlilik oranının güçlü halde kalması için sene sonunda 4 milyarlık bir sermaye artışı gerçekleşti. Diğer bir açıdan bakarsak müşteri, acente ve çalışanlarımızın hayatını kolaylaştırmak, sadeleştirmek için inovasyon ve teknolojiye yatırım yaptığımız bir yıl oldu. Hasar maliyetleri için yapay zekayı, büyük veriyi kullanıyoruz. Sahte hasar tespitinde mutlaka yapay zekadan istifade ediyoruz. Sağlık sigortacılığında dijital sağlık ürününü ortaya koyduk. Acentelerimizin çok kolay hayatlarını sürdürebilmesi için bir dijital acente platformu geliştirdik. Onun üzerine yatırımlarımız sürüyor. 2023 açıkçası geride kaldı. Ülke olarak çok zorlu dünya olarak çok zorlu bir yılda damağımızda tat çok az kaldı. Ama sigortacı olarak biz AXA Türkiye olarak 2024-2026 yolculuğunu çok güçlü temeller kurduğumuz, geleceğe güvenle bakabildiğimiz bir yılı kapattık diyebilirim” dedi.

“Sahada olduğumuz müddetçe sigortalanma oranının yukarı çıkacağını düşünüyorum”

Karadeniz Bölgesi’nde bireysel emeklilik ve hayat sigortacılığı açısından çok güzel tohumların atıldığını gördüğünü kaydeden Ölken, “Karadeniz Bölgesi’nde bizim 25 ilimiz var. Kastamonu’dan Hakkari’ye büyük bir üçgen. Türkiye coğrafyasının yüzde 30’u. Çeşitli özellikleri var bu illerin ama şöyle baktığımızda Türkiye’deki ortalama sigortalılık oranlarının bir miktar altında. Ön plana çıkan sigortalar otomobil sigortaları, sağlık sigortaları, konut sigortaları yani bireysel farkındalık biraz daha yukarıda. Ama KOBİ ve ticari sigortacılığın biraz daha gelişim alanı olduğunu görüyoruz. Bireysel emeklilik ve hayat sigortacılığı açısından baktığınızda da çok güzel tohumların atıldığını görüyoruz. Özellikle tasarrufa yönelen halkın bireysel emeklilikten istifade etmek noktasında Karadeniz Bölgesi’nde yani Trabzon civarındaki tüm iller Doğu Anadolu’da da illerimiz var Samsun’un batısında da illerimiz var. Tüm bu illere baktığımızda adım adım geldiğini görüyoruz. Açıkçası farkındalığı arttırmak için bizim görevimiz çok. AXA Türkiye olarak, çok güçlü bir bölge teşkilatlanmamız var. Samsun’da Trabzon’da, Erzurum’da, Van’da temsilciliğimiz var. Mutlak suretle acente ve sigortaların yanında olup gelişen riskler bunları nasıl sigortayla önleyebiliriz bunları öğretmeye, anlatmaya çalışıyoruz. Sahada olduğumuz müddetçe de ben sigortalanma oranının yukarı çıkacağını düşünüyorum. Zorunlu deprem sigortası konut ikilisini, trafik kasko ikilisini, sağlık konut ikilisini, ticari paket sigortalarıyla, KOBİ sağlık ürünlerinin bir arada hızlı gelişebileceği bir ortam var. Yeni nesil ürünlere de çok ilgi duyuyor bu coğrafya. Dijital sağlık sigortamızı çıkardık. Açıkçası uzaktan muayene, reçete yazılması gibi çok önemli tam teşekküllü bir sağlık sigortası hizmetini uzaktan yapay zekayla veya doktor görüşmeleriyle sağlıyoruz. Bu anlamda bu bölgede satışlarımız arttı. Geleceğe de umutla baktığımız bir bölge. O yüzden de daha fazla burada olmaya gayret ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Pazar payı olarak sektörün yüzde 8,5 tarafını temsil ediyoruz”

AXA Türkiye’nin 130 yılı aşkındır faaliyet gösterdiğini vurgulayan Ölken, “Pazar payı olarak sektörün yüzde 8,5 tarafını temsil ediyoruz. Çok güçlü bir sermaye yapımız var. Çok güçlü bir teknoloji yapımız var. 9 bölge teşkilatımızda birer genel müdürlük hüviyetinde teşkilatlandırdığımızı, organize ettiğimiz bölge yapılanmamız var. Satış teşkilatımız da bu bölgelerde ama teknik hasar, tahsilat gibi diğer unsurlarda bölgelerde çalışıyor. İnovasyon ve teknolojisine çok yatırım yapan bir grubuz ve en önemli özelliğimiz de şirketimizin değerleri arasında müşteri var. Müşterisini ve acentesini çok yakın dinleyen, anlamak için dinleyen, müşterinin acı noktalarında veya ihtiyaç olduğu anda çözüm ortağına dönüşüm sloganıyla hep yanında olan bir grubuz ve hedefimiz sürdürülebilir olmak. Sürdürülebilirlik sigortacılık da çok önemli. Bir günlük iş yapmıyoruz. Bugün yaptığımız poliçenin sorumluluğunu bir yıl taşımakla beraber müşteriyle yaptığınız sözleşmenin çok uzun yıllar beraber yürüdüğünü unutmayalım. Bu manada da kalıcı olmak adına önce finansal tarafımızı çok güçlü kılıyoruz. Acente teşkilatımıza ve teknolojiye yatırım yapmaya dolayısıyla müşterinin ihtiyaçlarını çözmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

“Sigortacılıkta elektrik, hibrit ve rüzgar enerjileri sektörleri 2024-2026 yolculuğunda mutlaka girişim alanları olacak”

Türkiye’de yaklaşık 5,5 milyon civarında sağlık sigortalısının olduğuna dikkat çeken Ölken, “Türkiye’de otomobil sigortacılığında yani kasko sigortacılığında daha halen sigortalanma oranı yüzde 30. Zorunlu deprem sigortasında yüzde 50-55. Konut sigortalarında yüzde 30-35. KOBİ yüzde 25-30. Yani nereden bakarsanız bireysel yatırımın da ticari yatırımın da sadece üçte biri sigortalı. Bireysel emeklilik tarafına göz atarsak bugün 15-16 milyon sözleşme var sektörde ama bunların gelişmesi imkanı var. Sağlık sigortacılığında büyük potansiyel var. Tabii ki ülkede sağlık hizmetleri çok gelişerek ve genişleyerek verilmeye devam ediyor ama tamamlayıcı sağlık, özel sağlık gibi iki ürünümüzle bütün sigorta sektöründe ciddi fırsat olduğunu düşünüyoruz. Yani şöyle ki Türkiye’de yaklaşık 5,5 milyon civarında sağlık sigortalısı var. Bunun yarısı bireysel yarısı da kurumların satın aldığı poliçeler. Bu manada önemli fırsat alanları var. Tabii sonraki yıllar için yeşil dönüşümle beraber yeşil prim diyeceğimiz, elektrikli araçlar, hibrit araçlar, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve değişen risklere karşı kurguladığımız siber sigortalar, parametrik sigortalar bu 2024-2026 yolculuğunda girişim alanları olacak mutlaka” ifadelerini kullandı.

“Doğal afetler, depremlerden sonraki ilk 3-4 ay sigortalanma oranları yukarı çıkar”

Çok güçlü bir sigorta birliğinin olduğunu belirten Ölken, “Yani Türkiye Sigorta Birliği çatısında barındırdığı hayat, hayat dışı şirketleriyle beraber güçlü bir yönetim politikasına sahip ve sigortacılığın gelişmesi adına bu bir sosyal sorumluluk bir taraftan da hem sigorta emeklilik düzenleme ve denetleme kurumuyla hem diğer tüm şirketler veya paydaşlarla eylem planlarıyla ve stratejik planlarıyla çalışıyoruz. Diğer taraftan acentelerimizin eğitimi çok önemli. Çünkü sigortacılığı, sigortayı müşteriye anlatacak en önemli isim acenteler. Öncelikle burada AXA olarak bizim yatırımımız var. Sektörde de birçok şirkette bizim arkamızdan yatırımların geldiğini görmekten mutlu oluyoruz. Gelecek fakültesini biz kurmuş durumdayız. AXA Acentem kampüsü kurmuş durumdayız. Hem online hem fiziksel yıl içinde çok ciddi sayıda eğitim veriyoruz. Acenteler geliştikçe ben tabana yayılmanın daha kolay olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda özellikle şu anda eksik olan kanuni düzenlemelere ihtiyaçlarımız var. Bu konuda sigorta şirketleri birliği çatısında çalışıyoruz. Hem sigortacılık çatı kanununun oluşması hem de eğitim sistemimizin içinde sigorta konusunun bir başlık olarak girmesi bence sigortalanma açısından farkındalık açısından önemli olacak. Maalesef şöyle bir bilgi de vermek isterim. Büyük yaşanan doğal afetler, depremlerden sonraki ilk 3-4 ay sigortalanma oranları yukarı çıkar. Sonra onlar yenilenmez. Bizim en büyük konumuz o dur. Başımıza geldiğinde değil aslında gelecekmiş gibi mutlaka bireylerin, kurumların bütçelerini ayarlamaları ve risk yönetimine odaklanmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.