blank
Asuman Doğan tarafından
04 Ağustos, 2025 11:40 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

KBÜ, 2025 Tercih Döneminde Öne Çıkıyor

Karabük Üniversitesi (KBÜ), dijitalleşen altyapısı, yenilenen akademik yapısı ve dönüşen vizyonuyla 2025 YKS tercih dönemine güçlü bir şekilde giriyor.

“Bilim Merkezli, Öğrenci Dostu Üniversite” yaklaşımıyla dikkat çeken KBÜ, uluslararası başarıları ve çağın ihtiyaçlarına uygun programlarıyla öne çıkıyor.

42 bini aşkın öğrencisiyle büyüyen Karabük Üniversitesi, akademik çeşitliliği ve güçlü araştırma ekosistemiyle Türkiye’nin önde gelen devlet üniversiteleri arasında yer alıyor. “Geleceğin mesleklerine uygun kaliteli eğitim” anlayışıyla aday öğrencilere lisans, ön lisans ve lisansüstü düzeyde kapsamlı imkânlar sunuyor.

GENİŞ EĞİTİM YELPAZESİ VE TAM DONANIMLI FAKÜLTELER

KBÜ’de 15 fakülte, 4 yüksekokul, 9 meslek yüksekokulu, 2 enstitü ve 18 araştırma merkezi yer alıyor. Üniversite bu yıl toplam 5 bin 70 yeni öğrenci alacak. Sağlık, mühendislik, sosyal bilimler, doğa bilimleri, sanat ve iletişim gibi çok sayıda alanda eğitim verilen üniversitede lisansüstü program sayısı ise 109’a ulaştı.

YENİ AÇILAN PROGRAMLARIN YOĞUN TALEP GÖRMESİ BEKLENİYOR

Karabük Üniversitesinde bu yıl ilk kez öğrenci alacak programlar arasında Doğa Koruma ve Biyoçeşitlilik Yönetimi, Bulut Bilişim Operatörlüğü, Otonom Sistemler Teknikerliği, Arka Yüz Yazılım Geliştirme ve Hibrit-Elektrikli Taşıtlar Teknolojisi gibi güncel ve yenilikçi bölümler yer alıyor. Ayrıca, yeni kurulan Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi ile Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesinin yeniden yapılandırılması, eğitimin çağın ihtiyaçlarına uygun biçimde güncellenmesini sağladı.

BİLİMSEL ÜRETİMDE YÜKSELİŞ

Son dört yılda 11 bin 434 akademik yayın ve 31 patent üreten Karabük Üniversitesi, 2025’in ilk yarısında yürüttüğü 99 yeni proje için 4,2 milyon TL Ar-Ge bütçesi kullandı.

DÜNYANIN EN ETKİLİ BİLİM İNSANLARI KBÜ’DE

Stanford Üniversitesi tarafından yayımlanan "Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları" listesinde Karabük Üniversitesinden 12 akademisyen yer aldı. Aynı listede Makine Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Samet Uslu'nun "Gasoline (Yakıt)" uzmanlık alanında dünyada en başarılı akademisyen seçilmesi, üniversitenin bilimsel kapasitesini ve uluslararası etkisini bir kez daha ortaya koydu.

DÜNYA SIRALAMALARINDA HIZLI YÜKSELİŞ

Uluslararası sıralamalarda istikrarlı yükselişini sürdüren Karabük Üniversitesi, ShanghaiRanking’e göre Makine Mühendisliğinde Türkiye 2’ncisi, SCImago’ya göre Tarımsal ve Biyolojik Bilimlerde Türkiye 1’incisi oldu. THE listelerinde bilgisayar bilimlerinde 4’üncü, sağlık bilimlerinde 7’nci sırada yer aldı. Webometrics’te 593 basamak yükselerek dikkat çeken üniversite, URAP Devlet Üniversiteleri Sıralamasında 44’üncü, genç üniversiteler arasında ise Türkiye 15’incisi oldu. 

ULUSLARARASILAŞMADA LİDER

100 farklı ülkeden 11 bin uluslararası öğrenci, 296 üniversiteyle aktif iş birliği, 134 Erasmus+ anlaşması, 16 ülkede yürütülen KA171 projeleriyle KBÜ, Türkiye’nin en uluslararası üniversiteleri arasında yer alıyor.

YÜZDE 96,6 DOLULUK ORANIYLA EN ÇOK TERCİH EDİLENLER ARASINDA

2024 yerleştirme sonuçlarına göre yüzde 96,6 doluluk oranına ulaşan Karabük Üniversitesi, Türkiye genelinde en çok tercih edilen üniversiteler arasında yer aldı. Üniversite aynı zamanda bu yıl 5 bin kişilik uluslararası kontenjanıyla da uluslararası öğrenci hareketliliğine katkı sunuyor.

ENGELSİZ VE ERİŞİLEBİLİR KAMPÜS

Kamil Güleç Kütüphanesi’nde 71 binden fazla kaynak bulunan KBÜ, “Turuncu Bayrak” ödüllü engelsiz kampüs yapısıyla her öğrencinin eşit şartlarda eğitim almasını sağlıyor.

ZENGİN SOSYAL YAŞAM VE ÖĞRENCİ KULÜPLERİ

Karabük Üniversitesinde eğitim, sadece sınıf ortamıyla sınırlı kalmıyor. 100’ü aşkın öğrenci kulübü, sosyal sorumluluk projeleri, kültür-sanat etkinlikleri ve spor faaliyetleriyle öğrencilerin kişisel gelişimi destekleniyor. Karabük Üniversitesi, Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında Türkiye birincisi oldu. 113 projeyle en fazla destek alan üniversite konumuna gelen KBÜ, öğrenci kulüplerine sunduğu destekle öne çıkıyor.

MEGA PROJELERLE FARK YARATIYOR

Karabük Üniversitesi, topluma dokunan projeleriyle de farkını ortaya koyuyor. Sosyalfest, Sağlıkfest ve Kamu Politikaları Geliştirme Merkezi (KAPGEM) gibi geniş katılımlı projelerle sosyal bilimlerden sağlığa, kamu yönetiminden teknolojiye kadar birçok alanda sürdürülebilir çözümler geliştiriliyor. 102 TEKNOFEST takımı, Hyperloop ve roket yarışmalarındaki ulusal ve uluslararası dereceler ile “Akıllı Kapsül” gibi sağlık teknolojisi projeleri, öğrencilerin potansiyelini ortaya çıkarmasına imkân sağlıyor.

MODERN VE YEŞİL KAMPÜS, YAŞANABİLİR ŞEHİR

Karabük Üniversitesi, Türkiye’nin en modern kampüslerinden birine sahip. Doğa ile iç içe kampüs yapısı, sosyal tesisleri, spor alanları ve öğrenci dostu fiziki koşullarıyla dikkat çekiyor. Karabük şehri ise güvenli, sakin ve uygun yaşam maliyetleriyle öğrenciler için avantajlı bir ortam sunuyor.

REKTÖR KIRIŞIK’TAN ADAYLARA MESAJ

Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, tercih süreciyle ilgili yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti: “Sevgili öğrencilerimiz, YKS sonuçlarınız hayırlı olsun. Zorlu bir süreci geride bıraktınız, şimdi geleceğinizi şekillendirme zamanı. Karabük Üniversitesi sadece bir yükseköğretim kurumu değil, bilimle büyüyen teknolojiyle dönüşen ve insanı merkeze alan bir gelecek vizyonudur. Dijitalleşen dünyada yapay zekâdan sürdürülebilirliğe, mühendislikten sağlığa, sosyal bilimlerden tasarıma kadar birçok alanda güçlü akademik kadromuz ve öğrenci dostu kampüs yaşamımızla sizleri bekliyoruz. Eğer siz de Bilim üretmek, geleceğin mesleklerine bugünden hazırlanmak, huzurla ve ilham verici bir şehirde yaşamak, Türkiye'nin kalkınmasına katkı sunmak istiyorsanız gelin, Türkiye Yüzyılı hedefiyle yarının dünyasını birlikte inşa edelim. Karabük Üniversitesinde yalnızca diploma değil, geleceğinize yön verecek bir vizyon kazanırsınız. İlk adımı birlikte atalım, başarı yolculuğunuz burada başlasın.”

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Atilla Çilingir tarafından
07 Ekim, 2025 09:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

KIBRIS’TA ÇÖZÜM OLUR MU?

              Kıbrıs adasında 1968 yılından beri devam eden müzakereler sürecine bakıldığında taraflar arasında yapılan görüşmelerin hiçbirisinden bir sonuç alınamamıştır.

Her defasında yeniden başlayan bu süreç öncesine bakıldığında ise, Rum tarafının kabul edilmesi mümkün olmayan talepleri, Türk tarafının hak ve hukukunu gasp eden yaklaşımıyla karşılaşılmıştır.

            Şurası öylesine açık ve nettir ki; Rumlar müzakereler döneminin hiç birisinde talep ettikleri parametrelerden bir adım dahi geri atmamıştır.

            Pekiyi Rum tarafının çözüm adına ortaya koymuş oldukları bu parametreler nedir? Hangi konu başlıklarını içermektedir?

            Rum tarafının çözüm adına ortaya koydukları, her müzakere döneminde hiçbir şekilde vazgeçmedikleri en önemli konu; Türkiye’nin ada üzerindeki garantörlük hakkının ortadan kaldırılması ve Türk askerinin adayı terk etmesidir.

           Kıbrıs’ta 1974’te yaşanan savaş sonrasında adanın güneyine göç eden Rumların yeniden kuzeye dönmeleri çözüm olabilmesi için onlar adına ikinci öncelikli konudur.

           Hiçbir müzakere sürecinde Kıbrıs Türk Halkının siyasi ve ekonomik yönden eşitliği, bağımsızlığı, ada üzerindeki yaşam hakları bu sürecin hiçbir döneminde adaletli bir şekilde görüşme masasında ele alınamamış, her defasında Rum tarafının türlü engellerine takılmıştır.

          Adada her müzakere döneminde konu edilen kapalı Maraş bölgesi, Ercan havaalanının uluslararası uçuşlara, Gazimağosa derin limanının uluslararası kullanıma açılması da; çözüm sürecine damgasını vuran konular olmuş ama her defasında Rum tarafının olumsuz yaklaşımları nedeniyle bu konularda da bir sonuç alınamamıştır.

          Günümüz dünyasına bakıldığında kendi vatanında yaşayan bir toplumun, ona komşu bir diğer toplum tarafından bu kadar izole edildiği, her türlü yaşam hakkının türlü tuzaklarla engellendiği bir coğrafya yoktur.

         Kıbrıs Türk’ü halen doğup, büyüdüğü topraklarda izole bir hayat yaşamakta, anavatan Türkiye’nin tanıması, koruyup kollamasından başka bir güvencesi bulunmamaktadır.

         Böylesi bir duruma çözüm bulunabilmesi için BM ve AB çatısı altında yapılan görüşmelerden de hiç bir sonuç alınamamış, bunun dışında bölge ve bölge dışındaki ülkelerin çözüm gayretlerinden de bir sonuç çıkmamıştır.

        Adada yaşanan bu olumsuzluklara özellikle son iki yıldır eklenen Doğu Akdeniz ve ada çevresindeki enerji yataklarının kullanımı konusuyla ilgili anlaşmazlıklar, bu çözümsüzlüğü yeni bir zemine ama özellikle emperyalist güçlerin bölgeden enerji payı kopartmaları sürecine taşımıştır.

       Artık Kıbrıs adasındaki çözüm, sadece ada üzerinde garantörlük hakları olan ülkeleri değil, bölgenin enerji yataklarının kullanımı nedeniyle Rumlarla anlaşmalar yapan diğer ülkeleri de ilgilendirmektedir.

      Kıbrıs konusuna çözüm bulmak amacıyla Crans Montana’da yapılan son müzakerelerden de bir sonuç çıkmayınca; bu defa da özellikle Doğu Akdeniz’de yaşanan enerji sorunuyla ilgili gergin bir sürece girilmiştir.

     Kıbrıs konusuyla ilgili 60 yıldan bu yana süren anlaşmazlıkların temelinde Rum tarafının kendi isteklerinin dışında hiçbir konuda çözüme yanaşmaması vardır.

      Aslında Rum tarafı AB’ye üye yapılmakla, yıllardan beri uluslararası camia tarafından Kıbrıs’ın yasal hükümeti gibi muamele görmekle adada istedikleri her şeyi elde etmişlerdir.

      Onlar için bir tek şey kalmıştır! O da yeniden adanın kuzeyine dönmek, Türkiye ve Türk askerinden kurtulmaktır. Bu nedenle adanın kuzeyinde yaşayan Türklerin neler çektikleri, onların izolasyonu, tanınıp tanınmamaları, gelecekleri, adadaki yasal hak ve hukukları onlar için bir şey ifade etmemektedir.

         Zaman; Rum tarafı için adada yaşanan süreci kendi lehlerine kullanmak amacıyla kullandıkları en önemli silah, Türk tarafı içinse geleceğin bilinmezlerini içeren problemler karmaşası olmuştur.

         Kıbrıs’ta yarım asrı çoktan aşan bu süreçte yaşananlara bakıldığında taraflar arasında mutabakat sağlayan bir çözüm olabilmesi çok zor, hatta imkânsızdır.      

        Artık Kıbrıs konusuyla ilgili çözüm olacak diye bir 60 yıl daha beklemeye ne Türkiye’nin, ne de KKTC yönetiminin bir sabrı kalmamıştır.

       Özellikle Türkiye’nin atacağı yeni/öncelikli adımların en başında adanın kuzeyinde kurulu, 42 yıldır dimdik ayakta duran KKTC devletinin uluslararası camiada tanıtılması olmalıdır.  Bu adım; yıllardan beri Rumların Kıbrıs Türk’üne uyguladığı her türlü insanlık dışı ambargolara son vereceği gibi, yıllardır çözüm sürecini engelleyen Rum tarafına da hak ettiği yanıt olacaktır.

       Böylesi bir adım, aynı zamanda Türkiye’nin Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki varlığına, bölgesel enerji kaynakları üzerindeki hak ve hukukuna ayrı bir güç katacak ama en önemlisi Kıbrıs konusunda aranan çözüm de böylece sağlanmış olacaktır.

       Atilla Çilingir

       www.atillacilingir.com

       05 Ekim 2025

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.