Karabük Postası tarafından
10 Haziran, 2021 10:09 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Kazada yaralanan çocuğu eldivenle yaptıkları balonla sakinleştirdiler

Eskipazar ilçesinde 2 aracın çarpıştığı kazada 2’si çocuk 7 kişi yaralandı. Kazada yaralanan ve ağlayan 2 yaşındaki çocuğu ambulansta görevli doktorlar cerrahi eldivenden şişirilen balonla sakinleştirdi.
Edinilen bilgiye göre kaza, Eskipazar ilçesi yeni Toki yolu üzerinde meydana geldi. Şaban Y. idaresindeki 78 EC 756 Renault marka hafif ticari araç ile İsmail Y. (32) idaresindeki 45 KB 2867 plakalı Fiat marka hafif ticari araç ile çarpıştı. Kazada sürücü İsmail Y. (32), eşi Ebru Y. (29), çocukları Eslem (5) ve Emin Y. (2) ile Hatice Y. (69), Ferdane Y. (77) ve Şaziye A. (57) yaralanırken, diğer aracın sürücü Şaban Y. ise kazayı yara almadan atlattı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen ambulanslarla yaralılar Karabük Eğitim ve Araştırma hastanesine sevk edilerek tedavi altına alındı.
CERRAHİ ELDİVENLE YAPILAN BALONLA SAKİNLEŞTİRDİLER
Kazada yaralanan ve annesi ile birlikte ambulansa konulan 2 yaşındaki Emin’i ambulansta görevli doktorlar kullandıkları cerrahi eldiveni şişerek yaptıkları balonla sakinleştirdi. Sedyede annesinin kucağında ambulanstan indirilen küçük Emin, elindeki cerrahi eldivenle yapılan balona sarılması ise dikkat çekti.
Kaza sonrası araçlar çekici yardımı ile kaldırılırken, trafik ekipleri kazayla ilgili soruşturma başlattı. (İHA)

blank
blank
Tugay Kaban tarafından
07 Ocak, 2025 10:54 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Romanlar Ayırır

× Hıristiyan takvimine göre 11. Yüzyılda Avrupa’da en önemli sanat olarak gramerin yerine mantığı geçirdiler, bu değişim, bilimin edebiyat karşısında kazanacağı zaferin mütevazı bir girizgâhıydı. Peki o tarihten sonra insan aklının nasıl zımparalandığını görebiliyor muyuz? Bunu bize gösteren romanlardır.

× Hızlandıkça Azalıyorum romanının yazarı, kendisiyle röportaj yapan Bülent Ayyıldız’ın “Neden roman yazdınız?” sualine cevap verirken şöyle bir cümle kullanıyor, “Roman yazmak istememin nedeni, kendimi insan gibi hissetmememdi.” Yakın zamanda tercümesini bitirdiğim Napolyon Savaşları isimli eserde, Napolyon’un bir sözü iktibas ediliyor, “Dünyayı değiştirmek için çağrıldım!” Napolyon, Saint Helena adasında son yıllarını geçirirken, artık “tarih” denilen şeyi elinin tersiyle bir kenara itmişti ve yapması gereken tek şey olarak (kelimelerle olmasa da) tarihten daha ayırıcı bir eser vermek için çabalamaya başlamıştı: Geride bir hayat bırakmak. Bir roman misali, kendi hayatını sundu Napolyon.

× Tarih, ölülerin dirilişidir. Tarih ayırmaz! Neyi? Her şey zıddıyla kâimdir. O zaman tarih ile alâkalı bir mevzuu çözmek istiyorsak ‘roman’a bakmamız îcabediyor. Romanın tarihini yazmaya çalışanlara bakın mesela, ne gülünç hâllere düşüyorlar. Roman, dirilerin dirilişidir. Roman ayırır. Neyi? Yaşamak düşüncesini ve ölmek düşüncesini. Hem de hayat denilen musalla taşının üzerinde.

× Bugün, dünü bile yazamıyoruz. Tarih, bizi geleceğe zorla sürüklüyor! Roman, önce bugüne sarılıyor. Tarih merkezsizdir ve merkez değildir. Merkez olan ayırır. Bugünün içinde olan. Yani roman.

× Bütün doğumlar ve ölümler romanın mevzuudur. Tarihin mevzuu ise ancak doğum yahut ölüm günleridir. Siperde ölen asker romanın çerçevesindedir, tarihin çerçevesinde ise askerî konvoylar, okul anmaları ve resmî tatiller vardır.

× Yaşamak düşüncesini, ölmek düşüncesinden ayırmak ölümü unutturmak, ölmek düşüncesini de yaşamak düşüncesinden ayırmak yaşamayı unutturmak demek değildir. Her kalp iki eşit parçaya bölünmüş olarak atmaya başlar diye söylenir. Bunu görüp okuyamayacağız fakat romanları?

× #alikoçistifa

Tugay Kaban

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.