Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Temmuz, 2024 15:28 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Kastamonu’da çift başlı buzağı doğdu

Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesinde çift başlı doğan buzağı görenleri hayrete düşürdü.
Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesi Dağ köyünde bir yetiştiriciye ait inek doğum yaptı. Doğumu yaptıramayan vatandaşlar İnebolu ilçesinde veteriner hekim olarak görev yapan Muhammed Coduroğlu’ndan yardım istedi. Veteriner hekim tarafından yapılan muayenenin ardından buzağının anne karnında hayatını kaybettiği belirlendi. Sezaryen ile gerçekleştirilen zorlu doğumun ardından buzağının çift başlı olduğu görüldü. Ölü doğan çift başlı buzağının doğumun ardından bacak ve diğer bazı uzuvlarının tam olarak gelişmediği görüldü. Buzağıyı gören vatandaşlar ise hayrete düştü.

"Gördüğümüz tablo bizi de çok şaşırttı"
Konu ile ilgili konuşan Veteriner Hekim Muhammed Coduroğlu, “Doğal tohumlama yoluyla elde edilen gebelik süresinin tamamlayan ineğimizin uzun zamandan beri hayvanın ters pozisyonda bir kısmının dışarı çıkması gerçekleştiği halde buzağının diğer kısmının çıkmadığı şeklinde bir bilgi ile hemen yola koyulduk. Yaklaşık 45 dakikalık mesafede olan köyümüze ulaştık. Yaptınız muayene sonucunda buzağının anomalili olduğunu ve maalesef öldüğünü anladık. Acilen sezaryene aldık. Gördüğümüz tablo bizi de çok şaşırttı. Çünkü aldığımız buzağı biz sadece bacakları ve kuyruğu anomalili olduğunu düşünürken yapışık şekilde çift kafalı buzağıları ameliyatta aldık. Çok uzun süren bir ameliyat sonrasında anneyi kurtarmayı başardık. Annemizin durumu gayet iyi” dedi.

“Akraba hayvanların çiftleşmesi sonucu oluşan durumlar”
Çift başlı buzağı olayının akraba hayvanların çiftleşmesi dolayısıyla gerçekleştiğini belirten Coduroğlu, “Hayvan sahibi abimize ve ailesine de geçmiş olsun dileklerinizi buranın iletiyoruz. Şimdi unutmadan da söylüyorum bu hayvanlar tohumlamadan değil tamamen doğal aşım hatta kan yakınlığı dediniz akraba hayvanların çiftleştirilmesi sonucunda ortaya çıkan durumlar. Birçok arkadaşım şimdi yazacak biliyorum hep bunlar suni tohumlamadan kaynaklanıyor diyecekler. Ama suni tohumlama çok daha güvenilir bir uygulamadır. Ameliyata eşlik eden Mustafa Acar ve Emre Ersöz arkadaşımıza çok teşekkür eder ellerine sağlık dileklerimi buradan iletirim. Hayvan sahibi abimize ve ailesine de geçmiş olsun dileklerinizi buranın iletiyoruz” diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
19 Kasım, 2025 00:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Gümüşhane’de Onbinler ve Fatih’in Karadeniz güzergâhı yeniden modellendi

Gümüşhane Üniversitesi’nde düzenlenen konferansta, MÖ 401-400’de Onbinlerin ve 1461’de Fatih Sultan Mehmet’in Karadeniz’e ulaşmak için izlediği güzergâhların bilimsel sistemlerle tekrar modellenmesi anlatıldı.
"Kadim Vakitlerin Ayak İzleri" başlıklı konferans üniversitenin Kongre Merkezi’nde yapıldı. Yürütülen çalışmada, iki tarihi yürüyüşün rotaları coğrafik işaretlemelerle tekrar belirlendi. Projeyi Prof. Dr. İsmail Köse yürütürken, Doç. Dr. Osman Emir, Prof. Dr. Yavuz Akbaş ve Prof. Dr. Metin Aksoy araştırmacı olarak; Kadiriye Koyuncu ise bursiyer olarak vazife aldı.
Konferansa Vali Aydın Baruş, Rektör Prof. Dr. Oktay Yıldız, Belediye Lideri Vedat Soner Başer, Vilayet Jandarma Kumandanı Kıdemli Albay Bilal Sarıdoğan ile akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı.
Sunumlarda, Ksenophon komutasındaki Onbinlerin dramatik dönüş seyahatiyle Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon fethi sırasında kullandığı güzergâhların büyük ölçüde örtüştüğü ve bunun bölgenin tarihî değerini ortaya koyduğu belirtildi.
Konferansta konuşan Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oktay Yıldız, "Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon fethi için izlediği güzergâhın, On Binlerin Karadeniz’e ulaşmak için takip ettiği rota ile büyük ölçüde benzerlik göstermesi tesadüf değildir. Her iki yürüyüş de Gümüşhane havzasının, Zigana’nın ve Doğu Karadeniz geçitlerinin tarih boyunca stratejik ehemmiyetini ortaya koyar. Ksenophon’un askerlerinin sarp vadilerde karşılaştığı coğrafik pürüzler, Fatih’in ordusunun da aşması gereken engellerdi. Her iki tarihi olay, bu bölgenin medeniyetler ortası bir geçiş noktası olma özelliğini güçlü biçimde teyit eder. Bugün bu güzergâhları bilimsel titizlikle incelemek, hem tarihi sürekliliği anlamak hem de coğrafyanın stratejik mirasını yanlışsız okuyarak geleceğe dair daha şuurlu adımlar atmak açısından büyük bedel taşımaktadır" dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin