Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü tarafından 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferinin 109. yıl dönümü dolayısıyla anma programı düzenlendi.
Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü tarafından 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferinin 109. yıl dönümü sebebiyle Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda “Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Programı” gerçekleştirildi. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Panelin moderatörlüğünü Doç. Dr. Mehmet Kıldıroğlu yaptı.
Doç. Dr. Mehmet Kıldıroğlu, Çanakkale Savaşlarının deniz ve kara muharebeleri olarak ayrıldığını Deniz Savaşları’nın Türk ordusunun galibiyeti ile sonuçlandığını ifade etti.
Doç. Dr. Kıldıroğlu, deniz savaşlarında elde edilen başarının bir dönüm noktası olduğunu ve bu başarının içeride ve yurtdışında etkisinin çok olduğunu dile getirdi.
Panelde Prof. Dr. Ercan Çelebi de “Çanakkale’de Kastamonulu Şehitler” isimli bir sunum gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Çelebi, Çanakkale Savaşlarında on binlerce askerin şehit olduğunu dile getirerek, bu şehitlerin kayıtları incelendiğinde en fazla şehit veren iller arasında Kastamonu’nun da yer aldığını ifade etti. Kayıtlarda Kastamonu’nun tarihte ayrı bir önemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çelebi, Kastamonu’dan savaşa katılan askerlerin büyük ekseriyatının hiç dönmediğini altını çizdi.
Doç. Dr. Tuba Dalar ise “Edebiyatımızda Çanakkale Savaşları” isimli sunumunu gerçekleştirdi. Doç. Dr. Dalar, geçmişten günümüze Çanakkale Savaşlarını konu alan pek çok eserin yayınladığını belirterek, bu eserlerde sadece savaş şartlarının yer almadığını aynı zamanda Türklerin insanı değerlerini de anlatıldığını belirtti.Dalar, Çanakkale ruhunu anlatan eserlerin Çanakkale ruhunun diri tutulması, tarih bilincinin oluşmasında bu eserlerin büyük önem taşıdığının kaydetti.
Program, katılımcılara teşekkür belgeleri taktim edilmesinin ardından sona erdi.
Akay Karabük’ün Tüm Ulaşım Sorunlarını Ulaştırma Bakanı’na Sıraladı
CHP Karabük Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Cevdet Akay, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçe görüşmelerinde Karabük’ün lojistik ihtiyaçlarını, yol sorunlarını ve bölgenin liman bağlantılarındaki eksiklikleri gündeme taşıdı.
“LOJİSTİK MERKEZ PROJESİ ONAYLANDI MI, YOKSA SADECE SUNUM MU KABUL EDİLDİ?”
Akay, Karabük için büyük önem taşıyan lojistik merkez projesiyle ilgili kamuoyunda yapılan açıklamayı hatırlatarak Karabük Lojistik Merkezi Projesinin akıbetini sorarak, “Karabük’ümüz adına büyük önem taşıyan lojistik merkezi projesi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesindeki Lojistik Koordinasyon Kurulu toplantısında resmen onaylandı’ denildi. Ancak Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu kararında bu ifade yok" dedi.
Bakanlığın resmi karar metnini okuyan Akay, “Karabük Lojistik Merkez kurulması teklifine yönelik çalışmaların tamamlanmasına müteakip Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu’na sunulması teklifi kabul edilmiştir. Yani çalışma tamamlandığında sunulması teklifi kabul ediliyor; bu proje onaylandı anlamına gelmiyor. Karabük açısından kritik olan bu projenin netleşmesini istiyoruz. 550 bin metrekarelik alanın lojistik merkeze dönüştürülmesi Batı Karadeniz için büyük fırsattır.” diye konuştu.
“FİLYOS LİMANI TAM KAPASİTE KULLANILAMIYOR, SANAYİCİ 50–60 MİLYON DOLAR EK NAVLUN ÖDÜYOR”
Akay, Filyos Limanı’nın Karabük ve bölge ekonomisi açısından stratejik önemini vurgulayarak, “Filyos Limanı’nın konteyner limanı olarak daha aktif hâle gelmesini istiyoruz. Şu an 25 milyon ton kapasitenin sadece 4 milyon tonu kullanılabiliyor. Karabük-Zonguldak arası yol standart dışı, demiryolu bağlantıları yetersiz. OSB lojistik olarak desteklenmiyor. Bölgedeki sanayiciler Gebze gibi limanlara yönelmek zorunda kaldığı için 50–60 milyon dolarlık ek navlun maliyeti ortaya çıkıyor.” dedi.
“KARABÜK’Ü YOLLARIN %66’SI DÜŞÜK STANDARTLI”
Akay, Karabük’teki yol durumunun sanayi taşımacılığı açısından kritik olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Karabük’te toplam yol ağı 385 kilometre. Bunun 255 kilometresi sathi kaplama, 127,9 kilometresi sıcak asfalt. Yani yolların %66’sı düşük standartlı. Ağır tonajlı sanayi araçları nedeniyle yollar hızla bozuluyor. Kış aylarında risk artıyor, sanayi lojistiğini olumsuz etkiliyor. Bölünmüş yol ve kaliteli yol yapımının artırılması gerekiyor. Türkiye genelinde ağır taşıt trafiği 5–6 kat artarken Karabük’e yapılan yol yatırımı %50 civarında kalmış durumda.”
“TÜM İLÇELERDE YILLARDIR BEKLEYEN YOL SORUNLARI VAR”
Akay, Karabük’ün ilçe yollarına ilişkin uzun süredir çözüm bekleyen başlıkları tek tek söyleyerek, “Yenice–Karabük yolu orman yolları ve heyelan riski nedeniyle trafiği taşımıyor. Yenice’nin turizmi ve orman köylüsü bu yoldan geçiyor. Yenice–Yortan–Hasanlar–Gökçebey yolu kazma vurulmasını bekliyor. Eflani–Karabük yolu kış şartlarında ciddi sorun yaratıyor; yolun genişletilmesi ve bakım-onarımı şart. Ovacık–Karabük bağlantı yolu dar, riskli ve tarım ürünlerinin taşınmasında büyük önem taşıyor. Safranbolu–Bartın yolu, turizm aksı için kritik. 45 kilometresinin tek şeritli olması kabul edilemez. Sanayi Organize Bölgesi–Yenice–Filyos Limanı bağlantı yolu Karabük sanayisi için hayati önem taşıyor. Eflani köy yolları, Yenice’nin orman ve yayla yolları, Safranbolu’nun kırsal mahalle yolları birçok bölgede stabilize durumda. Bu yolların asfaltlanması artık ertelenemez.” ifadelerini kullandı.
“ŞEKER KANYONU’NDA TURİZM VE KÖYLÜ MAĞDUR, BAKANLIKLARIN KOORDİNELİ ÇALIŞMASI ŞART”
Akay, Karabük’ün önemli doğal alanlarından Şeker Kanyonu’nun durumuna da dikkat çekerek, “Şeker Kanyonu’nun sorumluluğu DSİ’ye devredildi ama orman köylüleri ve bölgedeki kooperatifler ciddi sorun yaşıyor. Yol tamamlanmadığı için turizm ayağa kalkamıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı’nın koordineli biçimde ödenekleri artırarak yolu bir an önce bitirmesi gerekiyor. Karabük’teki tüm bu projelerin netleştirilmesini ve hızla hayata geçirilmesini hemşehrilerim adına talep ediyorum.” dedi.