Karabük Postası tarafından
12 Eylül, 2014 07:54 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selçuk Arslan; “Merkez Bankasının Kastamonu’ya Gelmesi Tarihi Bir Buluşmadır”

KASTAMONU Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selçuk Arslan, Merkez Bankası’nın Kastamonu’ya gelmesinin tarihi bir buluşma olduğunu söyledi. Arslan, KATSO tarafından düzenlenen ve konuşmacı olarak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın katıldığı ‘Para Politikaları’ konulu konferansta konuştu. Arslan, Kastamonulu tüccarların temeline harç koyduğu Merkez Bankası’nı ağırlamanın tarihi bir buluşma olduğunu kaydetti. Kastamonu tüccarı ve üreticisinin Merkez Bankası’nın temeline harç koyduğunu ifade eden KATSO Başkanı Arslan, Kastamonu’ya gönderilen hisse senetlerinin kısa süre içinde büyük oranda satın alındığı kaydetti. Kastamonu’nun 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başında gerek lojistik avantajları gerekse üretken insan yapısı ile Anadolu’nun en önemli ticaret merkezlerinden biri olduğuna dikkat çeken Arslan, “Dinamik ve yoğun nüfusumuz urgancılık, muytabiyecilik, nalburluk, kuşakcılık, dokumacılık gibi sanayi sektörleri yanı sıra tarım ve hayvancılık sektörü ile iç ve dış ticarette öne çıkmaktaydı. Dönemin Anadolu’yu dünyaya açan tek kapısı olan İnebolu limanı aracılığıyla Kastamonu iş dünyası, ülke ekonomisine nefes üflüyordu. Çeşitli nedenlerden dolayı bu gün her ne kadar aynı konumda olamasak da, Cumhuriyetimizin ve Merkez Bankasının kurulduğu yıllarda ülke sermayesine katkı veren Kastamonu ile Merkez Bankasının bugün burada bir araya gelmesi tarihi bir buluşmadır” dedi. Kastamonu’nun 1940’lı yıllarla birlikte, gelişmelere ayak uyduramaması nedeniyle ticaret ve sanayisinin durduğunu ve gerileme dönemine girerek göç vermeye başlayan bir vilayet konumuna geldiğini ifade eden Arslan, “Yaşadığımız duraksamayı anlatmaya şu vereceğim örnek yeterli olacaktır sanırım. 1927 yılında yapılan nüfus sayımında Türkiye nüfusu 13 milyonken ilimizin nüfusu 335 bindi. Türkiye nüfusunun 75 milyonu aştığı günümüzde Kastamonu ise hala 360 bin bandında yer almaktadır. Gerekli altyapı yatırımlarını devletten alamayan, bu yatırımları özel sektör gücüyle de yerine getiremeyen ilimiz içine düştüğü girdaptan 2000'li yıllarla birlikte çıkmaya başladı. Ulaşım ağımızdaki iyileşme, hava alanımızın hizmete girmesi, Ilgaz tünelinin açılma aşamasında olması, İnebolu limanının genişletilme amaçlı özelleştirme kapsamına alınması iş çevrelerine önemli bir motivasyon oldu. Küçük işletmelerden büyük entegre tesislere kadar bir çok firmayı barındıran sektör, binlerce vatandaşımıza da istihdam sağlamakta. Bu yıl 4'üncüsünü gerçekleştirdiğimiz Ahşap Fuarı ile masif mobilyada kısa süre içinde "ahşabın başkenti" olmayı hedefliyoruz. Tarım ve hayvancılık sektörü ile bakır, krom, linyit ve mermer yataklarını bünyesinde toplayan maden sektörü ilimizin diğer lokomotifleri arasındadır” diye konuştu. Kastamonu’nun teşviklerde 4. bölgede yer aldığını ancak Organize Sanayi Bölgesi’ne yapılan yatırımlarla yatırımcıların 5. bölge teşviklerinden faydalandığını vurgulayan Arslan, şunları kaydetti: “Bu kapsamda yatırımcılara önemli oranda SGK, Yergi ve benzeri destekler sağlanıyor. Yatırımcıların ilimizde gerek kamu gerekse sivil toplum örgütlerince çok sıcak ve samimi bir iklimde karşılandıklarını ve destek gördüklerini buradan bir kez daha duyurmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın gücüyle, duruşuyla, uyguladığı politikaları ile ülkemizin ekonomik istikrarında çok önemli bir yeri olduğunun farkındayız. Yelkenlerini doldurduğu moral ve motivasyon sayesinde çağdaş dünyanın üretim anlayışları ile yarışacak bir konuma gelmeyi şiar edinen Kastamonu’nun, Merkez Bankası ile dostluğunun gelecekte de süreceğinden eminiz”
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Mustafa Akgün tarafından
21 Ekim, 2025 13:21 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

A Parti’li Malkoç: “Çocuk Açlığı Türkiye’nin Geleceğini Tehdit Ediyor”

Anahtar Parti Merkez İlçe Başkanı Mahmut Malkoç, Türkiye’de çocuk yoksulluğunun derin bir sosyal sorun olduğunu vurgulayarak sert açıklamalarda bulundu.

Malkoç, “Türkiye’de 22 milyon çocuğun üçte biri, yani 7 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 2 milyon çocuk ise açlık sınırının altında. Aç bir çocuk ne öğrenebilir ne de hayal kurabilir” dedi.

Ücretsiz okul yemeği uygulamasının sosyal politika açısından önemine dikkat çeken Malkoç, “Ücretsiz okul yemeği sadece bir tabak sıcak yemek değil; gelir adaletsizliğinden kaynaklanan eşitsizlikleri azaltan güçlü bir sosyal destek mekanizmasıdır. Bugün dünyada 109 ülke öğrencisine en az bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek veriyor. Okul yemeğine yapılan her 1 dolarlık yatırım, ülkeye 7 ila 35 dolar arasında sosyal ve ekonomik katkı sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Malkoç, eğitimde başarı için önce tok karnın önemine işaret ederek, “Çılgın projelerle övünenler, çocuklarının aç karnına okula gittiği gerçeğini gizleyemez. Eğitim, önce tok karnına başlar” diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin