Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
17 Aralık, 2024 21:09 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Kardemir ve Özçelik-İş Arasında Toplu Sözleşme Görüşmesi

KARDEMİR AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Özçelik-İş Sendikası Genel Merkezini ziyaret etti. Özçelik-İş Sendikası Genel Başkan Yunus Değirmenci, "Beklentilerimizi dile getirdik, toplu sözleşmenin olumlu sonuçlanması için bugünden tohumlar attık" dedi.

KARDEMİR AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Özçelik-İş Sendikası Genel Merkezini ziyaret etti. Görüşmeyle ilgili açıklamalarda bulunan Özçelik-İş Sendikası Genel Başkan Yunus Değirmenci, KARDEMİR AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Demir'in, sendika yönetiminin çalışanların beklentileri noktasında yeterli bilgiye ve hassasiyete sahip olduğunun farkında olduğunu belirterek, "Afaki rakamlarla huzuru bozmayacağımızı, beklentileri karşılamak için bir süreç yürüteceğimizi söylediğimizde memnun kaldı. Kendisine bir akam vermedik. Çünkü biz de daha rakamı belirlemedik. Yetkiyi bekliyoruz. Biz görüşmede, KARDEMİR'in çalışanlarla barışık yaşamasının ilk ayağının üyelerimizin ücret beklentilerinin karşılanması olduğundan yola çıkarak hareket ettik. Her ne kadar bu görüşme şifai bir görüşme olsa da, toplu sözleşme sonucunu belirleyecek bir görüşme oldu. Çünkü haklılığımızı iyi anlattığımızı düşünüyoruz. O da bizi anladı ve haklı olduğumuzu teyit etti. Kendisi bize; 'Üç çeyrekte zarar eden bir KARDEMİR'den bunu bekliyorsunuz' dedi. Bende, farkındayız ama, biz kendi rolümüzü oynarız. İşçi bize zarardan bahsettirmez ve beklentilerini iletir ve bizde onların isteklerini almaktan vazgeçmeyiz, ticarette her zaman kar edilmiyor, kar edildiğinde biz ekstra bir şey istemediğimiz gibi zararda da isteklerimizden vazgeçmeyiz dedim. Hatta kendisine takıldık, bir ıslık çalarsak haddehane meydanı dolar, biz gençleştik ve kendimizi hazırlıyoruz dedik. Derdimizi anlattık, beklentilerimizi dile getirdik, toplu sözleşmenin olumlu sonuçlanması için bugünden tohumlar attık, dolayısıyla güzel bir görüşme oldu” dedi.

Görüşmenin bir diğer konusunun da taşeron işçilerinin kadroya geçmesi olduğunu belirten Değirmenci, "Vagon boşaltma, İnci Seramik Kaynak ile bakım ve onarımda toplam 104 arkadaşımız çalışıyor. Bu kardeşlerimize karşı hem bizim, hem de KARDEMİR yönetiminin vebali var. Bu arkadaşlarımız Ömer Faruk Öz döneminden bu yana bekliyor. Biz bu insanların haklarını gasp ediyoruz dedim. Her biri 10 yılın üzerinde çalışıyor. Yaş haddi nedeniyle KARDEMİR alımlarına da başvuru yapamıyorlar. Dolayısıyla bunların sınavsız, mülakatsız bu sözleşme sürecinde kadroya geçmesi gerekiyor, bunu çözmemiz lazım dedim. Kendisi konuya soğuk bakmadı ve masa başında bunları konuşalım ve çözmek için ne gerekiyorsa yapalım dedi. Bu arkadaşlarımızın problemini halletmek boynumuzun borcu. O çocuklardan utanıyorum. Hatta hocamıza şöyle dedim; Merkez bakımdaki iki çalışandan biri kadrolu, diğeri taşeron. Ancak ikisi de aynı işi yapıyor. Dolayısıyla bunlara söyleyecek sözü bizim amirlerimiz nasıl buluyor merak ediyorum dedim. Kendisi sağ olsun şöyle bir jest yaptı; madem bu arkadaşlar sendika için kıymetli, ne yapılacaksa masada halledelim ve bunu da sen çözmüş ol. Sende bizim için kıymetlisin dedi” şeklinde açıklamalarını tamamladı.

blank
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Aylin Sarıoğlu tarafından
13 Ağustos, 2025 13:10 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Depresyon İntiharın Başlıca Nedeni: Uzmanlardan Uyarı ve Hayat Kurtaran Öneriler

Karabük, Kaba İntihar Hızında Tehlike Sınırında!

Bölgenin Sesi Gazetesi İnternet Haber Sitesi, Türkiye’de her geçen yıl artış gösteren intihar vakalarını mercek altına aldı.

Güncel araştırmalar ve bilimsel veriler ışığında hazırlanan bu özel dosyada, intiharların ardındaki temel nedenler analiz edilirken, aynı zamanda bu acı tablonun önlenebilir bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çekilerek, çözüm yollarına da yer verildi. TÜİK verilerine göre Karabük’teki kaba intihar hızı yüz binde 7,12’ye yükselmiş durumda; bu oran, kentte ruh sağlığı alanında daha kapsamlı ve daha önleyici adımlar atılması gerektiğini ortaya koyuyor.

TÜİK, Dünya Sağlık Örgütü ve ulusal sağlık otoritelerinden elde edilen güncel veriler ışığında hazırlanan bu özel dosyada; intiharın yaş gruplarına göre dağılımı, en sık görülen psikolojik ve sosyoekonomik nedenler, risk altındaki iller ile medya etkisi gibi başlıklar kısaca ele alınıyor. Uzman görüşleriyle desteklenen bu haberde, intiharın önlenebilir bir halk sağlığı sorunu olduğu bir kez daha gözler önüne seriliyor.

Ulusal Psikiyatri Derneği Duygudurum Bozuklukları Çalışma Birimi, intihar vakalarına ilişkin çarpıcı bulgular paylaştı. Açıklamada, intihar eden veya girişimde bulunan kişilerin yaklaşık %95’inin ruhsal bir bozukluğa sahip olduğu, bu grubun %80’inin depresyon tanısı aldığı vurgulandı.

İntiharın Arkasındaki Sessiz Tehdit: Depresyon

Uzmanlar, intiharla en sık ilişkilendirilen rahatsızlığın depresyon olduğunu belirtti. Bipolar bozukluk gibi duygudurum bozukluklarında da intihar riski yüksek. Depresyon, genellikle erken evrelerinde intihara yol açabiliyor.

Bekâr, boşanmış ya da sevdiğinden ayrılmış erkeklerde intihar riski daha yüksek. Belirtiler arasında enerji kaybı (%97), uyku bozukluğu (%80), iştahsızlık, ilgi kaybı, umutsuzluk ve kaygı ön planda. Her üç depresif hastadan ikisi intiharı düşünüyor; %10 ila %15’i bu düşünceyi hayata geçiriyor.

Depresyon Tedavisinde Ne Yapılmalı?

Tedavide ilk adım hastanın güvenliğinin sağlanması. Ardından tanısal değerlendirme ve uzun vadeli iyilik halini hedefleyen bir tedavi süreci gerekiyor. En etkili yaklaşım, ilaç tedavisiyle birlikte yürütülen psikoterapi. Özellikle bilişsel, kişilerarası ve davranışçı terapi öne çıkıyor.

İleri vakalarda hastaneye yatış, hayati öneme sahip olabiliyor. Alternatif yöntemler arasında transkraniyel manyetik uyarım, EKT, fototerapi gibi uygulamalar yer alıyor.

Toplum Bilinçlenmeli, Aileler Desteğe Dahil Edilmeli

Uzmanlar, depresyonla mücadelede sadece hastaların değil, ailelerin de tedavi sürecine dahil edilmesinin önemine dikkat çekti. Toplumun depresyon belirtileri ve intihar riski konusunda daha fazla bilinçlenmesi gerektiği vurgulandı.

Kimler Daha Riskli?

TÜİK verilerine göre, intihar edenlerin büyük bölümü 15–34 yaş arasında. Erkeklerin yarısı 35 yaş altı, kadınların ise yarısı 25 yaş altı. Ayrıca 75 yaş üstü bireyler de yüksek risk grubunda.

İntihar Nedenleri: Hastalık ve Ekonomik Zorluk İlk Sıralarda

2024 verilerine göre intiharların:

  • %25’i hastalık,
  • %9’u ekonomik sıkıntı nedeniyle gerçekleşiyor.

Yaklaşık %22’sinde neden belirlenemezken%36,8’i “diğer” nedenlerle sınıflandırılıyor.

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 4.460 intihar vakası yaşandı. Karaman, intihar oranı en yüksek il olurken; Sinop en düşük oranla dikkat çekti.

Karabük, Kaba İntihar Hızında Tehlike Sınırında

Türkiye’de 2024 yılında 4 bin 460 intihar vakası yaşandığı ve intihar hızının en yüksek olduğu ilin Karaman olduğu açıklandı. TÜİK verilerine göre, Karaman (intihar sayısı 29-kaba hızı yüz binde 11, 01)’ın ardından Bartın (19), Aydın, Tunceli ve Burdur illeri yer alıyor. Karabük’te ise intihar sayısı 18, kaba intihar hızı yüz binde 7,12 olarak açıklandı.

Türkiye’de “İntihar” Aramaları Artışta

Google Trends verilerine göre Türkiye’de “intihar” kelimesinin aranma sıklığı 2004’ten bu yana artış gösteriyor. 2014, 2017 ve 2019, medyada geniş yer bulan intihar haberleriyle aramaların zirve yaptığı yıllar oldu.

Medya Dili Hayat Kurtarabilir

Uzmanlar, intihar haberlerinin medya yoluyla yayılmasının risk oluşturduğuna dikkat çekiyor. “Werther Etkisi” olarak bilinen bu durum, özellikle ünlü kişilerin intiharlarının ardından genel toplumda intihar oranlarını artırabiliyor.

Buna karşılık, çözüm ve yardım yollarını gösteren haberlerin yayılmasıyla ortaya çıkan "Papageno Etkisi", intiharları önlemede etkili olabiliyor. Avusturya’da yapılan bir araştırma, bu tür yayınların yılda ortalama 81 intiharı engellediğini ortaya koydu.

İntiharı Önlemek İçin Ne Yapmalı?

Uzmanlara göre intiharı önlemede en etkili adımlar şunlar:

  • Erken farkındalık,
  • Yakın çevrenin destekleyici yaklaşımı,
  • Profesyonel psikolojik destek,
  • Medyanın sorumlu dil kullanımı,
  • Toplumsal farkındalık kampanyaları
  • Ailelerin tedavi sürecine dahil edilmesi.

Unutulmamalı:

İntihar önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur. Yardım istemek bir zayıflık değil, cesarettir.

Bizi sosyal medyadan takip edin