Kardemir Genel Müdürü Dr. Hüseyin Soykan, Sabah Gazetesi tarafından Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Türkiye 2023 Zirvesi' kapsamındaki Savunma Sanayii panelinde konuştu. Soykan “ Savunma ve Havacılık sektörleri, tüm dünyada sanayinin gelişimi için en önemli itici güç olmuştur. Sanayileşmeden kalkınmak, çok özel durumlar haricinde, pek olası da değil, sürdürülebilir de değildir. Sanayide kullanılan yegâne malzeme ise, demir ve çeliktir. Güçlü bir çelik sanayiniz yoksa güçlü bir savunma sanayine sahip olamazsınız”dedi. Türkiye'nin 2023 vizyonu ve gelecek stratejilerinin tartışıldığı zirvenin Savunma Sanayii oturumuna Kardemir Genel Müdürü Dr. Hüseyin Soykan’ın yanısıra TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, Aselsan Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün, BMC Kara Araçları Genel Müdürü Bülent Santırcıoğlu konuşmacı olarak katıldı. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın açılış konuşması ile başlayan oturumda çeliğin savunma sanayiindeki yeri ve önemi konusunda bilgiler veren Kardemir Genel Müdürü Dr. Hüseyin Soykan dünyada geçtiğimiz yıl üretilen 1,8 milyar ton çeliğin yarısından fazlasını tek başına üreten Çin’de çelik için‘sanayinin pirinci’ denildiğini, ABD Başkanı Trump’ın, ticaret savaşlarında kullandığı ana argümanların başında çeliğin geldiğini, Avrupa Birliği’nin kökeninin, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’na dayandığını belirterek, güçlü bir çelik sanayiine sahip olmayan ülkelerin, savunma sanayiinde de zafiyetler yaşayacağına kaydetti. 1990’lı yılların sonunda ülkemizin teröre karşı operasyonları esnasında, çelik tedarik edilen birçok Batılı ülkenin Türkiye’ye ambargo uyguladığını hatırlatan Soykan, “aradan 20 yıl geçti, değişen bir şey yok. Bu sefer de Barış Pınarı harekâtımızı bahane ederek, yine askeri araçların ana bileşeni olan çelik malzemeleri göndermiyorlar”dedi. Konuşmasında bu konuda yaşanan sorunların giderilmesi için önerilerini de sıralayan Soykan, öncelikle savunma sanayisinde kullanılan çeliklerin miktar, ebat, fiziksel şekil ve kalite olarak bir envanterinin çıkarılmasının gerektiğini ve sonrasında kısa, orta ve uzun vadeli projeksiyonların ortaya konularak, çelik sektörünün savunma sanayi ile tam entegrasyonunu sağlayacak, sektör temsilcilerini bir araya getirecek ve gerekli işlemleri kolaylaştıracak bir ara yüz otoritesinin tanımlanması gerektiğini dile getirdi. Türkiye çelik sektörünün yılda 40 milyon tona yaklaşan üretimiyle, Dünyanın 8., Avrupa’da ise Almanya’dan sonra ise 2. büyük üreticisi olduğuna dikkat çeken Dr. Hüseyin Soykan, Kardemir’in savunma sanayiine yönelik çalışmaları hakkında da bilgiler verdi. Kardemir’in genç Cumhuriyetin henüz 14. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu lider kadronun vizyonuyla1930’ lu yılların sonunda faaliyete geçtiğini ve ‘fabrikalar kuran fabrika’ unvanıyla Türkiye’nin sanayi gelişiminin temel yapıtaşlarından birisi olduğunu dile getiren Soykan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına yaklaştığımız bir dönemde, yine büyük lider vizyonuyla Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ortaya koyduğu 2023 hedeflerine entegre olan ve katkı veren bir Kardemir var. Bir yandan mali ve teknik sürdürebilirliği için gerekli çalışmalar yaparken, diğer yandan ülkemizin ve milletimizin bekası için başta savunma olmak üzere otomotiv, imalat gibi kritik sektörlere girdi tedarik ediyoruz. Tank palet ve namlu çeliklerinin, askeri kara araçlarında kullanılan bağlantı elemanları çeliklerinin, aşınmaya dayanıklı muhtelif aktarma elemanlarında kullanılan çeliklerin, gemi ve denizaltılarda kullanılan dar yassı çelikler ileprofil malzemelerin ve döküm parçaların, özellikledegünümüzde çok daha kıymetli hale gelen ülkemizin ve bölgenin tek demiryolu rayı ve demiryolu tekeri üreticisiyiz.Bütün bu çalışmalarda motivasyonumuzu artıran husus ise, tarihimizde gizli. Şirketimizin kuruluş yeri olarak Karabük’ün seçilmesinde en önemli nedenlerden biriside savunma refleksi. Bu refleksle fabrika, uçakların kolay kolay bombalayamayacağı, etrafı dağlarla çevrili bir konumda olan Karabük’te kurulmuştur”dedi. Soykan sözlerini “ Şunu net biliyoruz ki, ülkemiz güvende olmadan, ne sanayi olur, ne çelik sektörü olur, nede bizler huzur içinde oluruz” diyerek tamamladı.