Karadeniz hırçınlaştı, ’denize girilmemesi’ uyarısı yapıldı
Saatteki hızı 55 kilometreyi bulan rüzgar nedeniyle Karadeniz iyice hırçınlaştı, valilik ‘denize girilmemesi’ uyarısı yaptı.
Samsun’da son günlerde etkili olan rüzgarlı hava, Karadeniz’in kabarmasına yol açtı. Samsun Valiliği bugün de dalga yüksekliğinin 1,8 metreye ulaşması beklendiğinden, vatandaşlara denize girmemeleri yönünde çağrıda bulundu.
Valilikten yapılan uyarıda, “Meteoroloji ve Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığından alınan verilere göre ilimizde rüzgar hızının 15-28 deniz miline ve dalga yüksekliğinin 1,8 metreye ulaşacağını değerlendirildiğinden muhtemel boğulma vakalarının önüne geçebilmek adına denize girilmemesi önemli duyurulur” ifadeleri kullanıldı.
Meteorolojiden yapılan uyarılarda ise “Yapılan son değerlendirmelere göre bölge genelinde havanın parçalı ve az bulutlu, Samsun, Ordu ve Tokat çevreleri ile Amasya’nın doğusunun çok bulutlu ve aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçmesi beklenmektedir. Yağışların Samsun’un doğusu ve Ordu çevrelerinde kuvvetli, yer yer çok kuvvetli olması tahmin edilmektedir. Yapılan son değerlendirmelere göre sabah saatlerinden itibaren Samsun’un doğusunda yerel olarak kuvvetli, Ordu çevrelerinde çok kuvvetli (51-75 kg/m2) sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış beklendiğinden sel, su baskını, yıldırım, heyelan, yağış anında kuvvetli rüzgar, yerel küçük çaplı dolu yağışı gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır” denildi.
Denizdeki fırtına nedeniyle bazı gemiler limana sığındı bazıları ise şehrin doğu kısmında rüzgara karşı pozisyon aldı.
Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,
Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.
Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.
Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…
Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.
Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!
Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…
Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.
Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.
3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.
Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!
Bakın bizim bir Üniversitemiz var.
Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.
Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.
Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.
Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.
Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.
Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.
Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.
Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.
Neden..?
Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.
Peki biz ne yapıyoruz..?
İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!
Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.
Lütfen kendimizi kandırmayalım.
Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,
Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.
Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,
Çok güzel, ama
Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?