Karabük’te Belediyenin Sarı Minibüslerinden Şikayet Var
Kent içi ulaşımda önemli bir yere sahip olan belediyeye bağlı sarı minibüsler, süratli seyirleri ve kasislerde yavaşlamamaları nedeniyle vatandaşların tepkisini çekiyor.
Kent içi ulaşımda sıkça tercih edilen belediyenin sarı minibüsleri, son günlerde artan hız şikayetleriyle yeniden gündemde. Vatandaşlar, özellikle merkezi güzergahlarda minibüslerin Vatandaşlar, sürücülerin kasislere yaklaşırken yavaşlamadan yollarına devam ettiklerini ve bu durumun hem araç içindekiler hem de diğer yol kullanıcıları açısından tehlike arz ettiğini ifade ediyor. Bazı vatandaşlar ise minibüs içinde yolculuk yaparken ani sarsıntılardan dolayı tedirgin olduklarını dile getirirken, Belediye arabalarının bu şekilde hoyratça kullanılmasının son derece yanlış olduğu belirttiler.
Konuyla ilgili konuşan vatandaşlar, "Sanki yarış halindelermiş gibi gidiyorlar. Özellikle çocuklu aileler için çok tehlikeli. Bir gün büyük bir kazaya sebep olacaklar diye endişeliyiz" diyerek yetkililere çağrıda bulundu. Vatandaşlar, belediyeden konuya ilişkin denetimlerin artırılmasını, sürücülere gerekli uyarıların yapılmasını ve gerekirse cezai işlem uygulanmasını talep ediyor.
YILLARDIR AYNI NAKARAT, YETER ARTIK, GEREĞİNİ YAPIN, ELİNİZİ TUTAN MI VAR?
Hazine ve Maliye Bakanımız;
"Önümüzdeki dönemde de vergi adaletini güçlendirmek ve az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlamak için çalışmalara devam edilecektir” demiş. Bu hep söylenir, fakat bir türlü uygulan(a)maz 23 yıldır ülkeyi yöneten bir iktidar var. Şimdide bu iktidarın Maliye Bakanı aynı nakaratı tekrarlıyor? Kabak tadı verdi artık!
Gelirde ve paylaşımda adaleti sağlayamadığımız sürece toplumsal barışın sağlanması mümkün değil. Gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da ilk sıradayız. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sırada yer alıyoruz. Kimin eseri bu tablo?
Zenginle fakirin aynı vergiyi verdiği bir ülkede toplumsal barıştan ve adaletten söz edilebilir mi? Ülkemizde, gelire göre vergilendirme yerine toplumun tümünün vergilendirilmesi gibi kolay bir yol tercih edilmiş. Vergi sisteminin ağırlık merkezini oluşturan dolaylı vergiler eliyle, başta sabit gelirliler olmak üzere geliri olsun ya da olmasın toplumun tümü vergilendiriliyor. En temel ihtiyaçlar için bile gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme yapılması insani ve adil olmadığı gibi, gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme uygulaması zenginle fakirin aynı vergiyi vermesine neden oluyor.
Varlıklı bir iş adamıyla, geliri olmayan bir vatandaş markette, pazarda aynı KDV’yi ödüyor. Bu mudur adalet? Dolaylı vergiler nedeniyle vergi yükü dar ve sabit gelirlinin sırtında.
Meslek gruplarının geçen yıl beyan ettikleri şu aylık brüt, ortalama gelirlere bakın. Yazık hepsi de sürünüyor!
Aktör, aktris 157 bin 265 TL
Müzisyen, ses sanatçısı ve sunucular 136 bin 900 TL
Eczacılar 66 bin 236 TL
Doktorlar 61 bin 31 TL
Kuyumcular 42 bin 360 TL
Avukatlar 33 bin 641 TL
Taksiciler 12 bin 961 TL
Bakkal ve marketler 10 bin 149 TL
Emlakçılar 5 bin 226 TL
Berberler 3 bin 633 TL
Sordunuz mu bunlara, açlık sınırının 30 bin liralara dayandığı bir ülkede bu gelirlerle nasıl yaşıyorsunuz diye? Çoğunun günlük kazançları bile bu rakamların çok üzerindedir. Özel muayenehanesi olan bir profesörün hasta başına aldığı rakamdan haberiniz var mı? Günde kaç hasta muayene ediyor, biliyor musunuz?
Şu, ikide bir milyarlarca vergi borcunu affettiğiniz müteahhitler konusuna da girip Okuyucularımın sinirini zıplatmak istemiyorum.
Hadi dediğinizi yapın. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alında alkışlayalım sizi !