Karabük’te 2017 yılında 517 ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası yaşandı
Türkiye İstatistik Kurumu istatistiklerine göre Karabük’te 2017 yılında 517 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası yaşandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Zonguldak Müdürlüğü 2017 yılı Karayolu Trafik Kaza İstatistiklerini açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Karabük ilinde 517 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi. Yine müdürlüğe bağlı Zonguldak ilinde 1.140 ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi. Bartın ilinde ise 532 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası yaşandı. 2017 yılı Ülke genelinde ise 182 bin 669 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi. Kazalarda ölenlerin yüzde 43,2’si araç sürücüleri olurken, yüzde 34,2 yolcu, yüzde 22,6'sıda yayalar oldu.
“ÖLÜMLÜ YARALANMALI KAZALAR EN FAZLA TEMMUZ EN AZ ŞUBAT AYINDA OLDU”
Türkiye’de 2017 yılında meydana gelen 182 bin 669 ölümlü yaralanmalı kazanın aylara göre dağılımına bakıldığında Temmuz ayı yüzde 11 pay ile en fazla kazanın meydana geldiği ay olurken Şubat ayı yüzde 5,6 pay ile en az kazanın meydana geldiği ay oldu. Haftanın günlerine göre bakıldığında ise ölümlü yaralanmalı kazaların yüzde 15,1 pay ile en fazla Cumartesi günü ve yüzde 13,7 pay ile en az Salı günü gerçekleştiği görüldü.
Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir! Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.
Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor; "İnsan aklı kadar görür. Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir. Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır. İnsan yığınları yalancıya kızmaz. Kendiside yalancıdır da ondan. İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der. "Yığın", "toplum" değildir. Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."
Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir.. Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.
Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.
Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur. Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz. Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!
Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler. Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez! Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!
Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz? Yığın mıyız?