Karabük Postası tarafından
11 Eylül, 2014 13:59 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Karabükspor İstanbul Başakşehirspor Hazırlıklarına Devam Ediyor

Kardemir Karabükspor Teknik Direktörü Tolunay Kafkas, Avrupa ve lig maçında iyi bir görüntü verdiklerini ancak iyi bunun kendilerine yetmediğini söyledi.  Spor Toto Süper Lig’in ikinci haftasında Cumartesi günü sahasında İstanbul Başakşehirspor ile karşılaşacak olan Kardemir Karabükspor, bu maçın hazırlıklarını Karabük Üniversitesi Ay-yıldızlı Stadı'nda sürdürüyor. Teknik direktör Tolunay Kafkas yönetiminde yapılan antrenmanda milli takımdan dönen Ahmet İlhan Özek, Akpala ve Yiğit takımdan ayrı düz koşu yaptı. Yaklaşık 1.5 saat süren çalışmada taktik ve teknik çalışma ile yarım saha çift kale maç yapan kırmızı-mavili ekibin teknik patronu Kafkas, İstanbul Başakşehirspor’u ciddiye aldıklarını saha ve seyirci avantajını kullanarak gülen taraf olmak istediklerini söyledi. “LİGİN KENDİNE GÖRE KİMYASI VAR” Ligin kendine göre bir kimyası olduğunu vurgulayan Kafkas, “Bu kimyayı tutturmak çok önemli. Oynadığımız hem Avrupa maçında hem lig maçında iyi bir görüntü verdik. Fakat iyi görüntü vermek yetmiyor. Bu hafta oynayacağımız İstanbul Başakşehir maçı da yeni kurulmasına rağmen etkili futbolcuları olan, özelikle iki üç tane ciddi oyuncusu olan bir takıma karşı oynayacağız. Fakat saha ve seyirci avantajımızı kullanmak istiyoruz. Lige nasıl başladığımız önemli değil, nasıl bitirdiğimiz önemli. Çok ciddiye aldığımız bir rakip. Sadece Başakşehir değil bütün takımları ciddiye alıp iyi konsantre olup bu maçta galibiyetle ayrılmak istiyoruz. İşimizin kolay olmadığını biliyorsunuz” dedi. "TAKIM BEKLENENİ VERDİ" Geçtiğimiz hafta sonu PTT 1. Lig ekiplerinden Osmanlıspor ile yaptıkları hazırlık maçında az süre alan oyuncuları oynattıklarını da belirten Kafkas, “Skordan çok beni oynana oyun memnun etti. Özelikle iç sahada oynayabileceğimiz ve dış sahada oynayabileceğimiz oyun anlayışı üzerinde biraz yoğunlaştık. Dış sahada oyuncularımız istenilen baskıyı yapmaya çalıştılar. Sonuç çok önemli değil ama oyun anlayışı iyiydi. Osmanlıspor gerçekten iyi bir takım kurmuş. Fakat bizim kendi adımıza almış olduğumuz dersler oldu ve takımız burada bekleneni verdi” diye konuştu. "KENDİ OYUNUMUZU OYNAMAYA ÇALIŞIYORUZ" Rakip takımların oyun anlayışını ve taktiklerini iyi analiz ettiğini de anlatan Kafkas, “Genelde kendi felsefemiz ve oyun anlaşımız var. Burada yapmış olduğumuz antrenmanları belli bir prensiplerin üzerine kurmaya çalışıyoruz. Çeşit çok ama prensipler aynı. Kendi oyunumuzu oynamaya çalışıyoruz. Rakibin de birkaç etkili oyuncusuna önem almak durumdayız. Çünkü biz çok topa sahip olan bir takım değiliz. En büyük hastalıklarımızdan bir tanesi kolay top kaybetmek. Onun içinde belli önemlerle saha çıkacağız” sözlerini sarf etti. “KALECİLİK ZOR İŞ” Fenerbahçe maçından sakatlanan Hollandalı kaleci Boy Waterman’ı yetiştirmeye çalıştıklarını ifade eden Kafkas, “Her gecen gün daha iyi gidiyor. Bu hafta olmazsa bile doktor önümüzdeki hafta oynayacağını söyledi. Bugün ve yarını beklemek lazım. Cuma günü belli olur. Akpala ve Yiğit’in maçta olan ufak bir spazmları var onlarında durumu da yarın netleşir. Genç kaleciler emek ve zaman ister. Oyuncu olsa sorun değil. Aykut Almanya’dan geldi. Ortama adapte olaması da kolay değil. Kalecilik kolay değil. Kaleciyi bir daha oynatıp bir hata daha yaparsa onu tamamen kaybederiz. Onun için çok güveniyoruz. Bir talihsiz oldu. Bu hafta Waterman oynayamazsa diğer kaleciler yer alacak. Onlara güvenmemiz lazım, aksi taktirde telafisi zor sonuçlar ortaya çıkar” ifadesinde bulundu. “A MİLLİ TAKIM DEĞERLENDİRMESİ” İzlanda'ya 3-0 mağlup olan Türkiye'yi A Milli Takım maçını da değerlendiren tecrübeli teknik adam Tolunay Kafkas, “Ben hem A milli takım oyuncusu olarak hem U19 teknik direktörü olarak hem U21 milli takım teknik direktörü olarak hem de gelişim direktörlüğü yapmış biri olarak şu ifade etmek istiyorum; oranın içini iyi bilen biriyim. Kötü bir başlangıç yaptık fakat bu her şeyin sonu değil. Ben bu oyuncuların çoğu ile çalışma imkanın buldum milli takımlarda. Gerçekten hepsi hem oyuncu karakteri ile hem de oyunculukları ile bu milli takıma çok şey verecekler. Bu milli takımı bir yerlere taşıyacak özeliklere sahipler. Yangın yapmanın bir anlamı yok. Zaman zaman hava her zaman güneşli olmuyor, kötü bir gündeydik. Ben sonuna kadar oyuncularımıza inanıyorum. Mutlaka biz bu gruptan çıkacağız ve Avrupa Şampiyonası'na 2016’da Fransa’ya gideceğiz. Bunları ben içten söylüyorum. İnanmadığım bir şeyi de kesinlikle söylemem. Bu milli takım hepimizin, her zaman iyi olduğu zaman yanında değil kötü olduğu zamanda yanında olmak zorundayız. Bizim milli takımımızın bu kötü günü atlatıp Çek Cumhuriyeti maçı ile çıkışa çekeceklerine inanıyorum” dedi.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.