Yusuf Korkmaz tarafından
24 Aralık, 2023 16:20 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 27.12.2023 16:23
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

İlber Ortaylı’dan Safranbolu’ya İtalya Benzetmesi

Safranbolu’nun UNESCO’ya dâhil edilişinin 29. yılı etkinlikleri kapsamında  Safranbolu halkına konferans veren Prof. Dr. İlber Ortaylı yaklaşık 60 yıl sonra geldiği Safranbolu’yu Hürriyet gazetesinde yazdığı köşe yazısında  değerlendirdi.

Türkiye’nin sevilen ismi, tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı Safranbolu’nun UNESCO’ya dahil edilişinin 29. Yılında vatandaşlara unutulmaz bir konferans ve bir de söz vermişti. Konferansa duyulan büyük ilgi dolayısı ile Mayıs ayında bir de imza günü yapma sözü veren İlber Ortaylı bununla da kalmayıp öğrencilik yıllarında ve Altın Safran Belgesel Film Festivali’nin birinci yılında ziyaret ettiği Safranbolu’yu Hürriyet gazetesinde ‘’Türkiye’nin İtalyası Safranbolu’’ başlığı ile kaleme aldı. Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse’yi Anadolu’da nadir rastlanan kadın belediye başkanlarından biri olarak nitelendiren Ortaylı Safranbolu tarihi ve değerlerine yer verdiği yazısında ; ‘’ lütfen fazla tahrip etmeden Safranbolu’yu bol bol gezmeye çalışalım. Bazı seminerleri, konserleri burada tertipleyelim’’ cümlelerine yer verdi. İşte Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın Hürriyet Gazetesi’nde yer verdiği Safranbolu Türkiye’nin İtalyasıdır başlıkla yazısından kısa detaylar; ‘’ Safranbolu Türkiye’nin İtalya’sıdır. Sakinleri baba konaklarında ve evlerinde oturmayı bir asalet ve görkem sorunu olarak ele alırlar. O yüzden de bugünlere kadar ulaştılar. İlçenin Belediye Başkanı Elif Köse Anadolu’da nadir rastlanan kadın belediye başkanlarından. Partilerin dışında her gün halkla iç içe olan bu gibi başkanlar beni çok ilgilendiriyor. UNESCO 17 Ağustos 1994’te burayı dünya varlığına dahil etti. Bu hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğuracak bir olay. Açgözlü sermayeyi çeker. Mesken ve arsa pahalığına arttırır. Bunlar tedbir alınacak konulardır. Safranbolu mistik havasıyla, güzel... 1912’den, Balkan faciasından beri de Batı Trakya’dan göç edenlerle yerlilerin uyumlu ortamında özgün bir kültür ortaya çıktı. Cemil İpekçi, Leyla Gencer hatta Zeliha Berksoy’un babasının Ercüment Bey’in soyu Pir Âli Paşa’dan gelen bu bölgenin insanlarıdır. Cinci Hanı kadar Pir Âli Paşa Camii ve diğer Osmanlı eserleri de şehre güzelliğini kazandırır. Lütfen fazla tahrip etmeden Safranbolu’yu bol bol gezmeye çalışalım. Bazı seminerleri, konserleri burada tertipleyelim’’ (Yusuf Korkmaz)
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Kasım, 2025 20:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Samanlıkta işlenen cinayetle ilgili yargılama devam etti

Kastamonu’da samanlıkta balta ile öldürüldükten sonra çuvala koyup dereye atılan vatandaşın vefatıyla olayıyla ilgili sanıkların yargılanmasına devam edildi.
Olay, 17 Temmuz 2023 tarihinde Kastamonu’nun Merkez ilçesine bağlı Ahlat köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye nazaran, meskenden ayrıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan 57 yaşındaki Satı Doğruoğlu’nun cenazesi, Kastamonu Vilayet Jandarma Komutanlığı grupları tarafından dere yatağında, çuval içerisinde bulundu. Takımlar, çuvalın izlerinin köyün yaklaşık 300 metre yakınındaki Behice Ç.’ye ilişkin konutun samanlığına kadar devam ettiğini tespit etti. Jandarma grupları, samanlıkta yaptıkları incelemede, 57 yaşındaki Satı Doğruoğlu’nun balta ile öldürüldükten sonra cesedinin çuvala koyulduğu ve sürüklenerek dereye atıldığını belirledi. Olayın akabinde gözaltına alınan Behice Ç. ile eşi Bayram Ç. ve oğlu Ümit Ç., isimli makamlarca tutuklandı.
Olayın akabinde şüpheliler hakkında "kasten öldürme" hatasından açılan dava, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Duruşma salonunda tutuksuz yargılanan sanıklar Bayram Ç., Ümit Ç. ile maktulün yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Bakırköy Ruh ve Hudut Hastalıkları Hastanesine sevk edilen tutuklu sanık Behice Ç. ise duruşmaya katılamadı.
Duruşmada savunma yapan Bayram Ç. ile oğlu Ümit Ç. hatasız olduklarını söyleyerek, beraatlarını talep etti.
Behice Ç.’nin avukatı Hasret Çiftçi ise, müvekkilin taciz edilmek istendiği sırada baltayla kendisini savunduğunu ve bu sebeple en üst düzeyde tahrik kararlarının uygulanması gerekğini belirterek, "Olay yasal müdafaadır, bu farklı, birde tahrik indirimi verilmesi zaruridir. Müvekkilim, 2,5 yıldır cezaevindedir. Yargılamanın uzamasından kendisinin de bir kusuru ya da kabahati yoktur. Şu etapta kanıtlar toplanmıştır, kanıt karartma durumu, kaçma kuşkusu yoktur. Kendisi konut kadınıdır. Tüm bu konular göz önüne alınarak müvekkilimin isimli denetim kuralıyla tahliye edilmesini talep ederiz" dedi.
Mahkeme heyeti, Behice Ç.’nin İstanbul İsimli Tıp 4. İhtisas Konseyinde cezai ehliyetinin olup olmadığına dair rapor alınmasını ve bu raporun dönüşünün beklenmesini kararlaştırarak, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin