Samsun’da kilosu 2 bin 500 TL’den satılan çiçek ıhlamur, havaların soğuk gitmesi nedeniyle ilgi görmeye devam ediyor.
Kış aylarının vazgeçilmez içeceklerinden olan ıhlamur, bu yıl geçen seneye oranla daha az bulunuyor. Piyasada ıhlamurun az olması ise fiyatlara olumsuz yansıdı. Geçen yıl kilosu 600 TL olan ıhlamur, bu yıl 2 bin 500 TL’den satılıyor. Aktarlar, fiyatlar yüksek olsa da vatandaşların 50 gram ve 100 gram halinde ıhlamura istek gösterdiğini söz etti.
“Ihlamurun kilosu çeşidine nazaran 1,5 bin TL ya da 2,5 bin TL’ye satılıyor”
Fiyatların yüksek olmasına karşın ıhlamur satışlarının devam ettiğine değinen aktar Murat Amanvermez, “Ihlamur fiyatları yüksek olsa da havalar soğuk olduğu için satılıyor. Bu sene geçen seneye nazaran piyasada ıhlamur daha az. Bundan ötürü da ıhlamur fiyatları çok yüksek. İnsanlarımız soğuklara dirençli hale gelmek için tüketmek zorunda kalıyor. Ihlamur fiyatları çeşidine nazaran bin 500 TL ile 2 bin 500 TL ortasında değişiyor. Vatandaşlar en çok 50 gram ya da 100 gram satın alıyor. 50 gramdan 5 porsiyon, 100 gramdan 10 porsiyon ıhlamur çıkıyor. Beşerler fiyatlardan şikayetçi lakin bütçelerine nazaran az ölçüde alıyorlar” dedi.
“Ihlamur dışındaki kış çaylarına ilgi arttı”
Ihlamurun fiyatı nedeniyle vatandaşların uygun olan başka kış çaylarını da tükettiğini belirten Amanvermez, “Ihlamurdaki pahalılık nedeniyle beşerler öteki kış çaylarına da istek gösteriyor. Zira öteki kış çayları ıhlamurdan daha ucuz. Bu nedenle hatmi çiçeği, karabaş, yasemin, adaçayı, papatya ve melisaya da ilgi arttı. En çok 100 gramı 30 TL’den satılan adaçayı tüketiliyor” diye konuştu.
Aktar tezgahlarında adaçayının kilosu 300 TL, karabaşın kilosu 600 TL, kuşburnunun kilosu 250 TL, papatyanın kilosu 600 TL, yaseminin kilosu 850 TL, hatmi çiçeğinin kilosu da 600 TL’den alıcı buluyor.
MÜJDE, 2026 YILINDA İSTİKRAR VE REFAHA KAVUŞUYOR MUŞUZ !
TBMM de 2026 yılı bütçesinin sunumunda bir müjde verildi. 2026 yılı İstikrar ve refah yılı olacakmış! Refah tüm kesimlere yayılacakmış! Bütçe bu müjde ile sunuldu.
2026 yılı bütçesinde 16 Trilyon 200 milyar lira ( 380 milyar dolar ) gelir hedefleniyormuş. Bu rakamın yüzde 61.69'u yani 10 trilyon lirası vergi gelirlerinden karşılanacak!
Umutlanmamak, mutlu olmamak mümkün değil! 2026 yılı Refah Yılı olacağına göre, demek ki, asgari ücretliler ve emekliler bu büyük gelirden tatminkar bir pay alacaklar. Nedir tatminkar pay? Tok gözlü bir beklentiyle, maaşların, özellikle de asgari ücretin ve emeklilerin maaşlarının açlık sınırının altında kalmaması. Dikkatinizi çekerim yoksulluk sınırı demiyorum. Yoksulluk sınırı 100 bin liraya dayandı. Açlık sınırı şimdilik 30 bin lira. Açlık sınırı altında ücret alan kalmazsa refaha erdik kabul edeceğiz. Hadi bakalım, verebiliyor musunuz? Madem refah yılı; asgari ücretliler ve emekliler buna bile razı. Yeter ki açlık sınırının altında kalmasınlar.
Bütçe yine ; KDV, ÖTV, MTV ve Harçlar gibi dolaylı vergilerle vatandaşın cebinden karşılanacak. Zamlar 2026 yılında da hız kesmeden devam edecek. Akaryakıttan elektriğe, doğalgaza, gıdaya, giyime, herşeye zam gelmeye devam edecek. Emlak vergileri 3 katına çıkacak. Ekim 2025 itibarıyla konut ve işleri kiralarının artış oranı %38,36 olarak belirlendi bile. 20 bin lira kira ödeyen vatandaş bundan sonra 27.627 lira, kirası 30 bin lira olanlar ise 41.508 lira ödeyecek. Açlık ve yoksulluk sınırı rakamları yine her ay yükselmeye devam edecek. İstikrar ve refah dediğin budur işte!
Vergisiz 700 bin liralık arabaya; ÖTV: 564 bin KDV: 254 bin TRT bandrolü: 5.600 Toplam vergi: 824 bin lira Araca ödenen 1.524.000 lira Bunun dünyada örneği var mı? Kendinize bir araba alırken, devlete de ikinci arabayı hediye etmiş oluyorsunuz. Üstüne bir de her depoda %40 vergi, MTV, kasko, sigorta… Bu da ayrı bir refah!
BÜTÇENİN ANA KAYNAĞI HER ZAMANKİ GİBİ YİNE VERGİ GELİRLERİ
Ne alâ değil mi? İşin en kolayı bu! Bunun için ekonomist olmaya, ekonominin başına etiketli isimler getirmeye falan gerek yok! Baktın ki, ekonomi kötü gidiyor. Bütçen açık veriyor, cari açığın, dış ve iç borcun hızla artıyor. Hiç vakit kaybetme artır vergileri. Nasıl olsa ekonominin can simidi vergi. 80 yıldır yapılan hep bu. Bunu yaparken de; en kolay hangi kesimden vergi alınıyorsa yine onlara yüklen. İSTİKRAR DA BÖYLE OLUR!
Vatandaşın üzerindeki vergi yükü nasıl azaltılır?
Vergide adalet nasıl sağlanır? * Yoksulluk nasıl yok edilir?
Ülkede refah nasıl yükselir?
Gelir dağılımında adalet nasıl sağlanır?
İşsizlikle nasıl mücadele edilir? Bunlara kafa yormaya ne gerek var! Vergi icat etmede üzerimize yok. Ne yazık ki, vergi icat etmede gösterilen maharet ülkenin kalıcı refahı için gösterilmiyor. Oysa ki, ülkemiz; insan kaynaklarıyla, verimli topraklarıyla, turizmi ile, yer üstü ve yeraltı kaynaklarıyla müthiş bir potansiyele sahip.
Devletin kamusal hizmetleri yapabilmesi için elbetteki vergiye ihtiyacı var. Buna kimsenin itirazı yok. İtiraz; kantarın ayarının kaçmasına, vatandaşın anasının ağlatılmasına!
Birçok ülke vatandaşlarından vergi alıyor. Verginin tanımı açık ve net. Bunu biliyoruz. Vergi; devletin kişilerden ve kurumlardan kanunla belirlenen şekilde kamusal hizmetlerin yapılabilmesi amacıyla alınan paralardır. Ülkemizde, verginin ağırlığı emekçi kesimin üzerinde. Devletin vergi gelirlerinin 3 te 1'i KDV'den sağlanıyor. Ücretlerinden verdikleri yetmez gibi insanlar ihtiyaçları için yaptıkları her harcamada vergi vermeye devam ediyor. Dünyada bazı ülkelerde gelir vergisi yok. Bahamalar, Bahreyn, BAE ( Birleşik Arap Emirlikleri ) Monako, Cayman Adaları,Katar. Bermuda, Kuveyt. Bu ülkeler ağırlıklı olarak yeraltı zenginlikler ve turizm gelirleri ile finanse edilen ülkelerdir. Örneğin Katar hükümeti petrol ve doğal gazdan bütçe fazlası elde ediyor ve bu da gelir vergisi ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. Aynı durum Umman ve benzeri petrol zengini ülkeler için de geçerlidir. Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri’nin eyaleti olan Nevada’nın doğal kaynakları fazla olmamasına rağmen, eyalet hükümeti turizmden gelir vergisine ihtiyaç kalmayacak kadar gelir elde etmektedir. Bahamalar ve Maldivler gibi gelir vergisi olmayan ülkeler de hükümetlerini aynı şekilde turizm gelirleri ile finanse etmektedirler. Bu ülkelerin arasında bizde olabilirdik. Sadece tarım bile bizi listeye sokmaya yeterdi. Türkiye Uluslararası Vergi Endeksinde 38 ülke arasında 7. sırada. Kamu gelirleri, vergi gelirleri, vergi dışı gelirler ve borçlanma gelirlerinden oluşuyor. Kamu gelirleri içerisinde en önemli gelir kaynağı ise vergi gelirleri. Bir ara araştırmıştım. Türkiye, çalışanların ödediği vergi oranında 38 üyeli OECD içinde 15. sırada. OECD 2021 yılı vergi raporuna göre, çalışanların ödediği ortalama vergi oranında 38 üyeli OECD içinde Türkiye 15. sırada yer alıyordu. Öyle anlaşılıyor ki, üst sıralara çıkmaya kararlıyız.
Ekonomideki temel sorunlara odaklanmaz, uzun vadeli radikal politikalar üretmezsek işimiz çok zor. Üretim ekonomisine dönmediğimiz sürece vergi yükünden kurtulmamız mümkün değil. Ne yazık ki, doğru düzgün bir ekonomi politikamız yok. Vergi gelirlerini artırarak, yine günü ve yılı kurtarmaya çalışıyoruz. Gerçek refah yine başka bahara!
Haa, unutmadan size güzel bir haber vereyim. Tarımda % 12.7 negatif büyümüşüz. Bunu kim mi söylüyor? Onuda siz bulun.