İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, CHP Genel Lideri Özgür Özel’in, yaptığı mitingde ‘Savaşa hazır mısınız?’ kelamlarına ağır bir formda eleştirerek, "Düşman toprağında mısın? Kimle savaşıyorsun? Çıkar kravatını üniforma giy derler adama. Bu türlü bir şey olabilir mi? Bunun ismi muhalefet mi? Bunun ismi siyasal şuur mi? Bu yapılabilir mi, bunun Türkiye demokrasisine, Türkiye’nin siyasetine, gelişimine katkısı var mı Allah aşkına? Bu türlü bir şey olabilir mi? Siyasi polemik olur, rekabet olur, tartışma olur lakin savaş ne demek? Sokağa çağırmak ne demek? Sokak acziyettir, beceriksizliktir." dedi.
Bakan Yardımcısı Bülent Turan, AK Parti Karabük Vilayet Başkanlığı’nı ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Türkiye’deki en büyük problemlerden bir adedinin bizim ülkemizi büyütmek, etrafımızda argümanlı bir siyasi yürüyüş haline getirme tezi varken daima ayağımızdan çeken bizi yoran muhalefetten öte düşmanlık yapan telaffuzuyla taze ve aksiyonuyla ülkenin gücü harcayan bir devir yaşadıklarını söyledi.

"Sokağa çağırmak ne demek? Sokak acziyettir, beceriksizliktir"
Turan, " Bundan muzdarip bir halimiz var Bakın bakanlık olarak endişemiz yok öteki bir şey. Lakin 85 milyonun ferdi olarak düşünüyorum vakit kaybediyoruz, polemik yapıyoruz, patinaj yapıyoruz. Bu haksızlık. Adam dün demiş ki ‘Savaşa hazır mısınız?’ bu laf kullanılacak bir laf mı Allah aşkına. Miting yapıyor, savaşacağız diyor gerekirse. Düşman toprağında mısın? Kimle savaşıyorsun? Çıkar kravatını o vakit üniforma giy derler adama. Bu türlü bir şey olabilir mi? Bunun ismi muhalefet mi? Bunun ismi siyasal şuur mi? Bu yapılabilir mi, bunun Türkiye demokrasisine, Türkiye’nin siyasetine, gelişimine katkısı var mı Allah aşkına? Bu türlü bir şey olabilir mi? Siyasi polemik olur, rekabet olur, tartışma olur fakat savaş ne demek? Sokağa çağırmak ne demek? Sokak acziyettir, beceriksizliktir. Küme lider vekili niye var, küme toplantısı niye var, mitingler niye var, meclis kürsüsü ne için var. Ne demek sokağa çağırmak? O yüzden bir daha söylüyorum, sağduyu elden bırakmayacağız. Sorumluluğumuzu elden bırakmayacağız. Biz neler gördük? Neler geçirdik? Kaygımız yok. Fakat ülkeye yazık, Vaktimize yazık, Yürüyeceğimiz yola yazık. Bu türlü bir şey olabilir mi? Adam tutmuş, sokağa çıkacakmış. Hatırlayın, vaktinde Sayın Erdoğan hapse atıldığında sokak mı dedi? Sabredin dedi, aşarız dedi, birlikte yürüyeceğiz dedi. Erbakan hoca rahmetli, partisi kapatıldı. Sokağa çıkın mı dedi? Bilakis tarihe bir hatıradır, gelir geçer dedi. Adnan Menderes asıldı. Başbakan bu ülkede idam edildi. Menderes sokağa mı çıkın dedi? Vatan sağ olsun dedi. Varsa yanlış hukuk tabanda düzeltilir. Lakin sen hukukun karşısında her mahkeme kararı karşısında sokağa çıkın denebilir miyim? Ben de çıksam ne olacak? Bu türlü bir anlayış olur mu?" diye konuştu.

"İmza kampanyasıyla adam mı salınır"
Özgür Özel’i en uygun tanıyanlardan biri olduğunu ve birlikte 10 yıl misyon yaptıklarını da kaydeden Bülent Turan, "Özgür Bey’in şu an kendi konumunu sağlamaya çalışmaktan öteki bir savı yok. Ne Ekrem bey kaygısı var, ne CHP kederi var. Yalnızca kendi koltuğunu sağlamlaştırmak, kendi tabanına hoş görünmek için yaptığı bir iş var. Kendi tabanından marjinal küme memnun olabilir. Atatürk’ün kurduğu Türkiye’yi büyüten parti bu olabilir mi? O yüzden söylüyorum, su anki yapılan iş Özgür beyin kendi koltuğunun sağlamlaştırma tezinden diğer bir şey değildir. Dün kampanya yapmışlar, Ekrem Bey’i bırakma kampanyası. Arkadaş ne vakitten beri bu ülkede imza ile mahkeme kararı veriliyor. İtirazını yap, savcıya git, avukatlarınla toplantılarını yap. İmza kampanyasıyla adam mı salınır Allah aşkına? Tersten bakalım biz de kampanya yapalım. CHP kapatılsın kampanyası yapalım. Olur mu? Kayyum atansın CHP’ye imza kampanyası verelim. Olur mu? Ya artık bir adap var, yordam var. Yok savaş mış, yok imzaymış. Arkadaş partiler, makamlar, mevkiler, misyonlar hepsi gelir ve geçer. Sıkıntı bu memlekete hizmet etmek. Problem bu ülkenin 85 milyon kardeşliğini büyütmek. Biz vilayetimize, ilçemize, beldemize hangi partiden diye bakarak mı adım atıyoruz? Nasıl iş yaptığını değerlendirirken başarısına bakarken o denli mi bakıyoruz. Bak az evvel toplantımız vardı. AK Partili Karabük Belediyesi liderimiz yanımızdaydı. CHP’li Safranbolu Belediye Başkanı hanımefendi beraber toplantı yaptık. Tıpkı şeyi söyledik. Bu ülkenin büyümesi için 85 milyon Anadolu altında kim varsa eşit hür bir arada olması için elimizden geldiğince çaba edeceğiz. Sorumsuzluk, savaş daveti üzere imza kampanyası işlerle bitmiyor ki. Boykot yapmaya kalktı. Ya diyorlar ki şu kahve dükkanı niçin boykot yapıyorsun? Bilmiyorum dedi ya. Latife yapmıyorum, bilmiyorum dedi. Gençler bağırıyordu. Ben de söyledim boykot et. Bu türlü bir anlayış olabilir mi? Neden bunu yaptın? Arkadaş bu ülkede iktidar olma savını ortaya koyduğu zanneden bir partinin başkanı bu olabilir mi ya? Israrla söylüyorum. Ezbere boykot yapan, niçin bunu yaptın dediğinde bilmiyorum diyen o şirket dedik lakin sahibi yanlışmış düzeltiyoruz diyen bir adamla bu parti yol yürüyemez. Göreceksiniz, yarın kendi hengameleri başlayacak. Kendi iç çatışmalarından, problemlerinden zati nefes alamıyorlar tabiri caizse. Özgür Bey’in de siyasi ömrünü daima bir arada göreceğiz. Biz her şeye karşın bu tezlere, problemlere, polemiklere katılmadan kendi görüşümüzü büyüterek ülkemizin yürüyüşünü büyüterek yola devam edeceğiz" diye konuştu.