Karabük Postası tarafından
18 Ağustos, 2014 15:04 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Harran Üniversitesi Rektöründen KBÜ’ne Ziyaret

Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu ve ailesi Rektör Prof. Dr. Burhanettin Uysal’a nezaket ziyaretinde bulundu. Makamda gerçekleşen kısa sohbetin ardından Rektör Uysal, Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu ve ailesi ile birlikte kampüs alanını gezerek, yapılan çalışmalar hakkında kendisine yerinde bilgiler verdi. Kampüs gezisinin ardından Üniversite  Botanik Bahçesi’ne geçilerek misafirlerimiz kendi adlarına hazırlanan ağaçlarını dikerek, Ağaç Sertifikalarını Rektör Prof. Dr. Burhanettin Uysal kendilerine takdim etti.

Ağaç dikiminin ardından düşüncelerini paylaşan Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu; “Rektörümüz Prof. Dr. Burhanettin Uysal’a teşekkür ederiz, böyle güzel bir kampüs oluşturmuş. 2007 ve daha önceki yıllarda kurulan birçok üniversiteyi zaman zaman geziyoruz ama ilk defa böyle düzenli, planlı her yönüyle yeşile doymuş bir şekilde ve ekip olarak, öğretim elemanından tutunda öğrencilerin yaşam koşullarına kadar, Karabük şartlarında imkanları en iyi şekilde sağlayan hatta büyükşehirlerde olmayan birçok imkanı burada gördüm. Stadyum altına yapılan öğrenci kulüplerinin odalarını, çalışma alanlarını gördüm ve birçok üniversitede böyle bir uygulama yoktur. Bu çalışmalar, rektör ve ekibinin önderliğinde yapılan çalışmalardır. Gördüğüm güzelliklerde öğrencilerinde büyük katkısı var. Burada öğrenci, öğretim üyesi ve Rektörümüz Prof. Dr. Burhanettin Uysal’ın önderliğinde çok güzel işler yaparak, gelecekte sadece Türkiye de değil dünyada da sayılı üniversite olma yolunda hızlı adımlar atacağına inanıyorum. Karabük Üniversitesi, geleceğin üniversitesi çünkü Yabancı Diller Yüksekokulu ile ilk defa kurulan Raylı Sistemler Mühendisliği Bölümü gibi ilk ve tek olan bölümleri ve akredite laboratuvarıyla, bence Türkiye’nin ilklerini başaran üniversitesidir. Ben şahsım adına Rektörümüz Prof. Dr. Burhanettin Uysal ve tüm çalışanlarına sağlık, mutluluk diler ve teşekkür ederim” dedi.

 

blank
blank
Tugay Kaban tarafından
07 Ocak, 2025 10:54 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Romanlar Ayırır

× Hıristiyan takvimine göre 11. Yüzyılda Avrupa’da en önemli sanat olarak gramerin yerine mantığı geçirdiler, bu değişim, bilimin edebiyat karşısında kazanacağı zaferin mütevazı bir girizgâhıydı. Peki o tarihten sonra insan aklının nasıl zımparalandığını görebiliyor muyuz? Bunu bize gösteren romanlardır.

× Hızlandıkça Azalıyorum romanının yazarı, kendisiyle röportaj yapan Bülent Ayyıldız’ın “Neden roman yazdınız?” sualine cevap verirken şöyle bir cümle kullanıyor, “Roman yazmak istememin nedeni, kendimi insan gibi hissetmememdi.” Yakın zamanda tercümesini bitirdiğim Napolyon Savaşları isimli eserde, Napolyon’un bir sözü iktibas ediliyor, “Dünyayı değiştirmek için çağrıldım!” Napolyon, Saint Helena adasında son yıllarını geçirirken, artık “tarih” denilen şeyi elinin tersiyle bir kenara itmişti ve yapması gereken tek şey olarak (kelimelerle olmasa da) tarihten daha ayırıcı bir eser vermek için çabalamaya başlamıştı: Geride bir hayat bırakmak. Bir roman misali, kendi hayatını sundu Napolyon.

× Tarih, ölülerin dirilişidir. Tarih ayırmaz! Neyi? Her şey zıddıyla kâimdir. O zaman tarih ile alâkalı bir mevzuu çözmek istiyorsak ‘roman’a bakmamız îcabediyor. Romanın tarihini yazmaya çalışanlara bakın mesela, ne gülünç hâllere düşüyorlar. Roman, dirilerin dirilişidir. Roman ayırır. Neyi? Yaşamak düşüncesini ve ölmek düşüncesini. Hem de hayat denilen musalla taşının üzerinde.

× Bugün, dünü bile yazamıyoruz. Tarih, bizi geleceğe zorla sürüklüyor! Roman, önce bugüne sarılıyor. Tarih merkezsizdir ve merkez değildir. Merkez olan ayırır. Bugünün içinde olan. Yani roman.

× Bütün doğumlar ve ölümler romanın mevzuudur. Tarihin mevzuu ise ancak doğum yahut ölüm günleridir. Siperde ölen asker romanın çerçevesindedir, tarihin çerçevesinde ise askerî konvoylar, okul anmaları ve resmî tatiller vardır.

× Yaşamak düşüncesini, ölmek düşüncesinden ayırmak ölümü unutturmak, ölmek düşüncesini de yaşamak düşüncesinden ayırmak yaşamayı unutturmak demek değildir. Her kalp iki eşit parçaya bölünmüş olarak atmaya başlar diye söylenir. Bunu görüp okuyamayacağız fakat romanları?

× #alikoçistifa

Tugay Kaban

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.