Halk Sağlığı Müdürlüğü, son zamanlarda artan grip vakıalarıyla ilgili vatandaşları uyardı. İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama şöyle: “ Grip, influenza adı verilen virüs tarafından oluşturulan, ateş, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı, kuru öksürük ile kas ve eklem ağrıları gibi belirtilerle başlayan bulaşıcı bir hastalıktır. Mevsimsel grip ülkemiz ve dünyada her yıl milyonlarca insanı etkilemekte, genel olarak bilindiğinden çok daha fazla sayıda hastane yatışları ve ölümlere neden olmaktadır. Grip virüsü, A,B ve C olmak üzere üç ana tipten oluşmaktadır. C tipi genellikle çok hafif geçirilen bir enfeksiyon şeklinde ortaya çıktığı için ciddi bir halk sağlığı problemi yaratmaz. Ancak A (H1N1 ve H3N2) ve B tipleri ise genellikle toplumda ciddi salgınlara yol açmaktadır. Grip virüslerinin üzerindeki proteinler sürekli olarak mutasyona uğrayabildiği için kişi her sene tekrar hasta olabilmektedir. Çünkü gelişen eski antikorlar yeni hastalığa karşı kısmen koruma sağlamaktadır. Virüs vücuda alındıktan sonra ortalama 1-7 gün içinde hastalık belirtileri ortaya çıkar. İlk belirti genellikle 38 derece üzerinde ateştir. Bunun yanında halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı, kuru öksürük ile kas ve eklem ağrıları ile birlikte özellikle çocuklarda bulantı ve kusma da görülebilir. Ateş ve ağrılar 2-4 gün içinde azalırken kuru öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı ve solunumla ilgili problemler ortaya çıkar. Çoğu belirti 7 gün içinde kaybolurken yorgun hissetme günlerce sürebilir. Gribe yol açan influenza virüsü çok kolay ve hızlı bulaşır. Başlıca bulaşma yoları, öksürük ve hapşırık ile etrafa saçılan damlacıkların hava yolu ile bulaşması, hasta kişiler ile direkt temas edilmesi ve hasta kişilerin ağız-burun akıntıları ile temas etmiş eşyalardır. Bu nedenle kişisel korunma önlemleri hastalıktan korunmada çok önemlidir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Hasta kişiler ile yakın temastan kaçınmalıdır. Grip benzeri bir hastalık geçirildiğinde evde istirahat etmelidir. Hastayken, hastalığı bulaştırmamak için mümkün olduğunca diğer insanlarla temas sınırlandırılmalıdır. Aksırma ve öksürme esnasında burun ve ağız kağıt mendille kapatılmalı ve kullanılan kağıt mendil çöp kutusuna atılmalıdır. Sabun ve su ile eller sık sık yıkanmalıdır. Bulaşma yollarından olan ağız, burun ve gözlere kirli ellerle temas etmekten kaçınmalıdır. Yüzeyler sık sık temizlenmelidir. Diğer bir önemli korunma yöntemi ise grip aşısıdır. Özellikle Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı tarafından, çeşitli gruplar gribin olumsuz etkileri açısından risk grubu olarak tanımlanmaktadır. Bu risk taşıyan gruplar için aşı korunmada büyük önem taşır. Bu kişilerin aşı bedelleri Sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanmaktadır. Bunlar: 65 yaş ve üzerindeki kişiler, Yaşlı bakımevi ve huzurevinde kalan kişiler, Astım dahil kronik akciğer ve kalp-damar sistemi hastalığı olanlar, Şeker hastaları, Kronik böbrek yetmezliği olanlar, Kan hastalığı olanlar, Bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar, 6 ay - 18 yaş arasında olup uzun süreli aspirin kullanan GRİP HASTALIĞININ TEDAVİSİ Grip hastalığının tedavisi, ortaya çıkan belirtilerin tedavisi şeklindedir. Ateşin düşürülmesi, burun akıntısının giderilmesi, halsizlik ve kırgınlığın giderilmesi şeklinde tedavi düzenlenir ve yatak istirahatı önerilir. Çoğu hasta 3-4 gün içinde rahatlamaktadır ve antiviral tedavi çoğunlukla gerekmemektedir. Ancak grip komplikasyon gelişme ihtimali olanlarda hekim gözetiminde antiviral tedavi başlanabilir. Bunlar tip ilaçlar da şikayetlerin ilk 2 gününde başlanırsa daha etkili olmaktadır. Antibiyotikler ise virüse etkili olmadığından gereksiz kullanım bakterilerin direnç kazanmasına neden olmaktadır. Özellikle grip döneminde mevsim özelliklerine uygun giyilmeli, bol sulu gıdalar, taze meyve ve sebze tüketilmelidir. Hastalar ile yakın temastan, ortak eşya kullanımından kaçınılmalıdır.”
