Aylin Sarıoğlu tarafından
01 Kasım, 2024 11:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Hadrianopolis’te 2. ve 5. Yüzyıl’a Ait Yeni Buluntular Ortaya Çıkarıldı

Eskipazar İlçesi’ndeki Hadrianopolis Antik Kenti'nde sürdürülen kazılarda, 5. yüzyıla ait Arbalet tipinde Fibula ve 2. yüzyıla ait nehir tanrısı betimi yer alan sikke gün yüzüne çıkarıldı.

Geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans dönemlerinde yerleşim yeri olarak kullanılan antik kentte, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Geleceğe Miras Projesi kapsamında Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş'ın Başkanlığı’nda kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor.

Kiliselerin tabanında, birçok hayvanın tasvir edildiği mozaiklerle ünlenen ve bu nedenle "Karadeniz'in Zeugması" şeklinde adlandırılan antik kentte, şimdiye kadar iki hamam, iki kilise, bir savunma yapısı, kaya mezarları, tiyatro, bir kemerli ve kubbeli yapı, anıtsal kültik niş, sur, villa, diğer anıtsal binalar ile bazı kült alanları gibi yapılar bulundu.

Kazılarda son olarak beşinci yüzyıla ait Arbalet tipinde “Fibula” ve ikinci yüzyıla ait nehir tanrısı betimi yer alan sikke gün yüzüne çıkarıldı.

Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, Hadrianopolis Antik Kenti’nde 2024 Yılı’nda sürdürülen kazılar hakkında bilgi verdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında gerçekleştirilen kazıların, Güney Nekropol ve SDJ-3 olarak adlandırılan iki noktada yoğunlaştığını belirten Çelikbaş, bu yıl önemli buluntulara ulaşıldığını açıkladı.

ESKİPAZAR ÇAYI’NIN ANTİK DÖNEMDEKİ ADI “KEZİOS” SİKKELER ÜZERİNDE KEŞFEDİLDİ

Güney Nekropol’deki mezarlarda Roma Dönemi’ne ait ölü gömme geleneklerine dair veriler elde edildiğini ifade eden Çelikbaş, "Bunlardan en dikkat çekici olanı, Roma Dönemi’nde Hadrianopolis’te basılmış bir sikke. Bu sikkede, Hadrianopolis’e ait olduğunu gösteren bir etnikonun yanı sıra, nehir tanrısı betimi yer alıyor ve altında 'Kezios' yazısı bulunuyor. Bu yazıt, antik dönemde Eskipazar Çayı’nın adının Kezios olduğunu göstermesi açısından çok değerli bir bilgi sunuyor. Bu bilgi gerçekten literatürde olmayan bir bilgi. Mezarın içerisinde bu sikkenin ortaya çıkması da bunun bir charon sikkesi olarak mezar içerisinde bırakıldığını da gösteriyor. Demek ki Hadrianopolis'te ikinci yüzyılda da yine Roma İmparatorluğu'nda charon geleneğinin devam ettiğini de bu şekilde görmüş olduk” şeklinde konuştu.

HADRİANOPOLİS’TE TARİHİ BULUNTULAR: 5. YÜZYILA AİT FİBULA 

Ayrıca, mezarlarda beşinci yüzyıla ait Arbalet tipi bir fibula gibi diğer buluntuların da keşfedildiğini kaydeden Çelikbaş, “Bu iğnelerden bir tanesi neredeyse günümüze sapasağlam ulaşmıştı. Arbalet tipinde bir iğne ve bu iğne milattan sonra beşinci yüzyıla ait bir iğne. Güney Nekropolü'ndeki bulmuş olduğumuz sikke milattan sonra ikinci yüzyıla ait. Diğer buluntular beşinci yüzyıla ait. Yani yaklaşık olarak burada Güney Nekropolü'ndeki ölü gömme geleneği yaklaşık üç yüz yıl kesintisiz bir şekilde devam etmiş. Kaya mezarlarından oluşan bir alanda bu tip mezarların içerisinde ölü kültüne ait buluntuların ortaya çıkması çok önemli. Çünkü Güney Paflagonya Bölgesi’nde nekropol kazısı yapan tek şu anda antik kent Hadrianopolis ve Hadrianopolis’te de bu mezarların içerisinde bu şekilde o dönemin hem kültürünün sanatını yansıtan hem de dini inanışı yansıtan buluntuların da ortaya çıkması gerçekten bizi hem şaşırttı hem sevindirdi. Arbalet tipindeki bu fibulanın gerçekten bu kadar güzel bir süslemeye sahip olması önemli bir madeni ve aslında baktığımız zaman bunun bir takı olarak da kullanıldığını söyleyebiliriz. Çünkü fibulalar antik dönemde sadece kumaşlarının uçları birbirine tutulmak için değil ayrıca estetik anlamda da kullanılan objelerdir. Dolayısıyla bunun bir takı obje aksesuar olarak da kullanıldığını söyleyebiliriz” diye konuştu.

“HADRİANOPOLİS ROMA İMPARATORLUĞU’NUN GÜNEY PAFLAGONYA’DAKİ KARARGÂHI”

Çelikbaş, Hadrianopolis'in Roma İmparatorluğu’nun Güney Paflagonya'daki bir karargâhı olduğunu artık kesinleştirdiklerini belirterek, “Bu sikkenin veyahut da Arbalet tipindeki bu fibulanın burada çıkmış olması nedeni ile biz artık Hadrianopolis’i Roma İmparatorluğu'nun Güney Paflagonya'daki bir karargahı olduğuna eminiz. Yani Hadrianopolis Roma İmparatorluk Dönemi’nde Güney Paflagonya'daki Roma İmparatorluğu'nun bir karargahı bir askeri üssü niteliğindeydi. Buradaki bu mezarlarda bu eserlerin ortaya çıkması burada yine bu askeri cenazelerin de buraya defnedildiğini bize işaret etmektedir.” dedi.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
09 Nisan, 2025 16:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Kürşad Bekar: “Kelkit Depremi gerekli uyarıyı yapmıştır”

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Kürşad Bekar, Gümüşhane Kelkit merkezli bugün sabah saat 06.09’da yaşanan 4.1 büyüklüğündeki sarsıntının bölge için ikaz niteliğinde bir zelzele olduğunu söyledi.
5 km derinlikte gerçekleşen sarsıntının Erzincan ve dolayısı ile Kuzey Anadolu Fay (KAF) çizgisine çok yakın bir lokasyonda gerçekleştiğini kaydeden Kürşad Bekar "Bu sarsıntı, beklenen ‘Büyük bir KAF sarsıntısına ne kadar hazırız?’ sorusunu da beraberinde getirmektedir. Maalesef bölgemizdeki kaçak ve eski yapıların fazlalığı, kırsalda her arazinin ortasına bir mesken yapılması, buna bağlı olarak yüksek eğimli yerlerde açılan yolların tabanların hassaslığını düşürmesi, kıyı şeritlerinin dolgu yapılarak insan varlığına açılması ileride yaşanacak büyük maddi ve manevi kayıpların önünü açmaktadır. Trabzon özelinde Karadeniz bölgesinin coğrafik, yağış ve topoğrafya kaideleri bu sarsıntının dolaylı tesirlerini epeyce yıkıcı hale getirmektedir. Ülkemizde olduğu üzere bölgemizde de birçok ilçe belediyemizde yer bilimci meslektaşlarımızın (jeofizik ve jeoloji) bulunmaması bu bölgelerde yapılan birçok inşaatın (mesken yahut endüstriyel yapı) yer etüt raporlarının sağlıklı denetim edilmediği gerçeğini bizlere hatırlatmaktadır. Bu mevzuda bilhassa ilçe belediyelerinin sorumluluklarını tekrar hatırlatmak isteriz. Bölgemizde yalnızca oluşacak bir sarsıntı sonrası eğime bağlı heyelanlar kelam konusu olmayıp bilhassa eski ve kalitesiz yapıların temel donatılarının su yürümesi nedeniyle paslanma ve korozyona maruz kalması ve buna bağlı olarak binaların ayakta kalabilirliğinin düşük olduğunu biliyoruz. Tüm bu binaların temel ve temele yakın kolon ve kirişlerinin ehil ve işinin ehli firmaların yapacağı jeofizik etütlerle hasarsız yapı kontrolünün kesinlikle yapılması gereklidir" dedi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.