Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

GMİS Genel Başkanı Alabaş, Uluslararası Konferans’ta Konuştu: “Maden Bakanlığı Kurulmalı”

Zonguldak Yayın: 05.12.2014 09:30
Yazar:
GMİS Genel Başkanı Alabaş, Uluslararası Konferans’ta Konuştu: “Maden Bakanlığı Kurulmalı”

ZONGULDAK 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısı ile Türkiye Madenciler Derneği tarafından “Uluslararası Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı” İstanbul’da düzenlendi.
Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferansta madencilerin yaşadığı sorunlar, çalışma koşulları, iş kazaları gibi birçok konu konuşuldu. Yurt içi ve yurtdışından gelen konuşmacılar, ülkelerindeki deneyim ve çalışmalarını paylaştı.
Özellikle iş güvenliği paketi hakkında bilgilerin verildiği konferansa Türkiye Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Atılgan Sökmen, Kanada Büyükelçisi John T. Holmes, Başkonsolos Lino Strangis, ILO İş Güvenliği ve Sağlığı Uzmanı Catherine Brakenhielm, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alabaş ile birlikte yurt içinden ve yurtdışından çok sayıda katılım oldu.
Uluslararası Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nda konuşan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş “Ülkemiz madenciliğinin sağlıklı işlemesi açısından Maden Bakanlığı kurulmalıdır” dedi.
Alabaş şunları söyledi;
“Dünya Madenciler Gününüzü kutluyor, bu toplantının ülkemiz madencilik sektörüne ışık tutmasını diliyorum. Toplantıyı düzenleyen arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Madencilik denildiğinde, özellikle kömür madenciliği denildiğinde Zonguldak ilimiz, Zonguldak kömür havzası akla gelir. 1848 yılından buyana yani 166 yıldır Zonguldak bölgemizde taşkömürü üretimi yapılmaktadır. İngiliz, Fransız, Alman başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen yabancı şirketler bölgemizde kömür üretmiştir. Bölge insanı madenciliği onlardan öğrenmiştir. Açlık, yoksulluk, sefalet içinde ağır bedeller ödenmiştir.
Bölge insanı yaklaşık 5 bin şehit vermiştir. Maden ocakları 1940 yılında tamamen devletleştirilmiştir.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında Zonguldaklı madenciler vardır. Almanya’da çok sayıda Zonguldaklı madenci çalışmaktadır. Bugünkü adıyla Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) bu 166 yıllık üretim kültürünün taşıyıcısıdır. Biz Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) olarak TTK’da örgütlüyüz. 68 yıllık birikime sahip Türkiye’nin en eski sendikalarından birisiyiz. Ayrıca Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, ülkemizin doğal zenginliklerini tespit etmesi için 1935 de kurdurduğu Maden Tetkik Arama’da (MTA) örgütlüyüz.”
“TAŞERONLAŞMAYA KARŞI ÇIKTIK”
Zonguldak kömür havzasının en acı günlerinden birisinin 263 işçinin hayatını kaybettiği 3 Mart 1992 tarihi olduğunu ifade eden Alabaş, “Sonrasında başta erken uyarı sistemi olmak üzere, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında hem havzamızda hem de madencilik sektöründe ciddi yatırımlar yapıldı ve önlemler alındı. Havzada ölümlü iş kazaları hızla geriledi. Ancak 2002 sonrasında, TTK’nın kendi işletmediği sahaları rödövans karşılığı özel işletmecilere açması ölümlü iş kazalarını da artırdı.
Aynı dönemde TTK bünyesinde yeraltında bazı işlerin taşeron şirketlere verilmesiyle ölümlü iş kazalarında Zonguldak yeniden dikkati çekmeye başladı. Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak yeniden 1800’lü yıllara dönen bu anlayışa şiddetle karşı çıktık. Yeraltı maden işletmeciliğinin ciddi yatırımlar isteyen, getirisi uzun vadeli olan ve kar marjı düşük bir sektör olduğunu, her önüne gelenin bu işi yapamayacağını, ilgililere ve kamuoyuna anlattık. Eylem, etkinlik ve basın açıklamalarıyla karşı duruşumuzu ortaya koyduk. Nitekim yaşadığımız tüm taşeron kazalarında , Zonguldak’ta, Soma’da, Ermenek’te bu eksikler vardı. Soma kazası, madencilik tarihimizin en büyük kazasıydı ve “Kar Hırsı” gibi madencilik dışı bir açıklamayla literatürde yerini aldı. Yani göz göre göre bu kazaları yaşadık ve doğal olarak “iş cinayeti” dedik. Bakınız son 11 yılda (2003-2014) kamuoyunun dikkatini çeken çok ölümlü maden kazalarında toplam 463 madenci kardeşimiz hayatını kaybetti. Hepsini rahmetle anıyorum; 1800’lü yıllara dönmekten bahsederken kastettiğimiz buydu. O yıllarda bile 301 madenci hayatını kaybetmemişti” dedi.
“BÜTÜN KAZALARDA AYNI İHMALLER VAR”
Bütün kazalarda aynı ihmaller olduğunu söyleyen GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş; “Bakınız bütün kazalarda aynı ihmaller var. Birinci neden kısa zamanda daha fazla kazanma hırsı. Madencilik sektöründeki özel şirketlerin bu işin ciddiyetini anlamadıklarını bütün dünya gördü. Bu iş, yasaların arkasından dolanılarak ya da denetimleri farklı yöntemlerle atlatarak yapılabilecek bir iş değildir.
Bu sektörü bilmeyen, sermaye gücü yetersiz olanlar bu işi yapmamalıdır. Bakınız Ermenek’te 2 aydır maaş vermeyen işveren, henüz hiç zamlı maaş vermemişken, işçilerin yemeğini ve servisini kesmiş, yakımlık kömürü vermeyeceğini söylemiş. Bu olacak iş değil, ama gerçek bu. Kazancını öncelikle düşük işçi ücretlerine, kalitesiz malzemeye bağlayan, Sendikadan korkan, iş barışından, sosyal barıştan ve verimlilik kavramından uzak işverenlerle madencilik sektörü ve ülke ekonomisi gelişmez, dünya ile rekabet edemez. Bu kazalardaki ikinci neden, asıl sorumluların hiç bir şey olmamış gibi tüm uyarılara kulaklarını tıkayarak bu düzeni devam ettirmeleridir. Bakınız hala hep aynı insanlar göz önündeler. Sanki görevleri cenaze toplamakmış gibi davranıyorlar. Yasa çıkartıyorlar, herkes kendince yorum getiriyor ve daha işin başında mahkemelik oluyoruz. İşçi sağlığı iş güvenliği önlemlerini almak ve ölümleri durdurmak yerine, göz boyayıcı bazı düzenlemeler yapılıyor, “biraz para verelim, ölmeye devam edin” deniliyor. Yasalar hazırlanırken sektör temsilcilerinin görüşleri alınmıyor ya da itibar edilmiyor. Bu iş her şeyden önce devlet ciddiyeti ister. Bu sektör bu şekilde çalışmaya devam edemez.
Biz göz göre göre ölmek istemiyoruz. Herkes kendi sorumluluklarını bilmek zorundadır. Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak her ortamda düşüncelerimizi, önerilerimizi ifade ediyor, madencilik sektörüne, ülkemize ve milletimize katkı vermeye çalışıyoruz”
“EN TEMEL ÖNERİLER”
GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, en temel önerileri de şöyle sıraladı:
“Yer altı kömür işletmeciliğinde ana kurallardan vazgeçilmemelidir. Madencilik sektöründe denetim yeterince sağlanamamaktadır. Bu nedenle denetim elemanı sayıları artırılmalıdır. Denetim kadroları deneyimli maden mühendisleriyle güçlendirilmelidir. Tüm çalışanlar sigortalı, sendikalı ve iş güvencesine kavuşturularak örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Yeraltında taşeron uygulamasına son verilmelidir. Türkiye kendi doğal kaynaklarını kullanmak, kurumsal hafızayı kaybetmemek için Türkiye Taşkömürü Kurumu ( TTK), Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ )ve Maden Tetkik Arama (MTA) gibi madencilik sektöründe deneyimli kurumlarını korumak ve geliştirmek, kendi madencilerini yaşatmak, istihdam yaratmak, üretmek ve kömür ithalatını azaltmak mecburiyetindedir. ILO’nun 176 sayılı “Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi” ülkemiz tarafından kabul edilmelidir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği çalışmaları teşvik edilmelidir. Riski yüksek kömür havzaları devlet tarafından işletilmelidir. Havza madenciliği uygulanmalı, sahalar küçük parçalara bölünmemelidir. Yeraltında çalışan maden işçileri için başlangıç ücreti, tartışmasız en az 2 Asgari ücret olmalıdır. Yılbaşında yürürlüğe girecek olan yeraltında günde 6 saat çalışma süresi, haftalık çalışma süresi 45 saat olarak kaldığı için uygulamada sorunlar yaratacaktır. Yer altı madenciliğinde haftalık çalışma süresi 37.5 saate indirilerek günlük çalışma süresi 7.5 saat, hafta tatili 2 gün olmalıdır. Soma’daki maden şehitlerinin yakınlarına tanınan haklar tüm maden şehitlerine tanınmalıdır. Maden Bakanlığı kurulmalıdır.”

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tokat’ta uçan Türk Hava Yolları biletleri yolcuyu Sivas’a kaçırdı

Teknoloji Yayın: 05.05.2024 08:48
İhlas Haber Ajansı

Sadece Türk Hava Yolları ve alt şirketinin uçuş gerçekleştirdiği Tokat Havalimanı’ndaki İstanbul seferi bilet fiyatları tepkilere neden oldu. Uçak biletlerinin Tokat’ta tek elden yürütüldüğünün altını çizen Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Gökdere; “Tokat’ta sadece Türk Hava Yolları ve alt şirketinin sefer düzenlemesi bilet fiyatlarını çevre illere göre iki katına çıkartıyor. Fiyatları pahalı bulan vatandaşların yüzde 40’lık kısmı Sivas başta olmak üzere diğer illere giderek uçmasına neden oluyor” dedi.

Eski havalimanının yanına yenisi yapılarak 25 Mart 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan Tokat Havalimanı, yeniden hizmete girdi. Aradan geçen 2 yılda havayoluna Tokatlı vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Ancak Sivas başta olmak üzere Amasya ve Samsun illerindeki uygun bilet fiyatları dikkatlerden kaçmadı. Tokat’ta sadece Türk Hava Yolları ve alt şirketinin sefer düzenlemesi bilet fiyatlarının çevre illere göre iki katına çıkarttı. Fiyatları pahalı bulan vatandaşların yüzde 40’lık kısmı Sivas başta olmak üzere diğer illere giderek havayolunu kullanmasına neden oluyor.

“Çevre illerde uçak biletleri yüzde 50 daha hesaplı”

Çevre illere göre uçak bilet fiyatlarının iş dünyası kadar vatandaşları da rahatsız ettiğini belirten Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Gökdere;, “Son zamanlarda ilimizde de gündem olan uçak bilet fiyatlarının diğer illere göre farklılık yaşaması bizleri de rahatsız ediyor. Tokat Havalimanı 2022 yılında hizmete açılan ve uluslararası standartlarda yapılmış kaliteli ve moderndir. Çevre illerimize nazaran da en iyi havalimanlarımızdan bir tanesidir. Buradaki Tokatlı ve iş dünyasını rahatsız eden konu ise uçak bilet fiyatlarının fahiş fiyatlarda olmasıdır. Çevre illerdeki uçak bilet fiyatlarının Tokat’a nazaran yüzde 50 daha hesaplı olması Tokatlıları ve iş dünyasını rahatsız ediyor. Bunu sebebinin de Tokat Havalimanı’ndan şu an da sadece bir firma ve o firmaya ait uçuş sağlaması ama komşu illerimizdeki havalimanlarında farklı firmaların uçuş sağlamasından kaynaklanan sebepten olayı Tokat ilimizdeki firmanın fahiş fiyatlarda uçuş sağlaması bizleri oldukça rahatsız ediyor. Tokat Havalimanında 2 bin 500 liraya uçuş sağlarken aynı saatteki komşu illerimizdeki uçuş bin 200 liraya sağlamaktadır. Bu neye sebep oluyor. Tokat’tan uçuş sağlayacak vatandaşlarımızın yüzde 40’ı hala komşu illerden uçuş sağlıyor” dedi.

“Türk Hava Yolları’nın fahiş fiyatları ortadan kaldırmasını istiyoruz”

Tokat’a diğer hava yolu şirketlerini davet ettiklerini söyleyen Gökdere; “Türk Hava Yolları yönetim kurulunun ayrıca genel müdürlüğünün Tokat-İstanbul arası uçuşları konusunda bu fahiş fiyatların ortadan kaldırmasını istiyoruz. Uçak seferlerinin de artırılmasını istiyoruz. İlimize diğer hava yolu şirketlerini de davet etmek istiyoruz. Buradan kazanç sağlayacağına inanıyoruz. Kazan kazan düsturuyla hem Tokatlı hemşerilerimiz kazanacak hem iş dünyamız hem de hava yolu şirketlerinin kazanacağına inanıyoruz” diye konuştu.

“Fiyatlar tek elden yürüyor”

Fiyatların tek elden yürütüldüğünü belirten Gökdere, “Tek bir firma üzerinden uçuşların sağlanması rekabet ortamını sağlamadığı için firma yetkililerinin bu konuyu Tokat nezdinde dezavantaj olarak kullanıyorlar. Fiyatlar tek elden yürüyor. Tekelleşmeyi sağlıyor. 2-3 tane hava yolu firması geldiği vakit uçuş bilet fiyatlarının da makul fiyatlara ineceğini düşünüyoruz” dedi.

“Neden vatandaşlarımız başka illerden uçuş sağlasın”

Uçuş biletlerinin diğer illere göre az olmasını istemediklerinin altını çizen Gökdere, “Adaletli bir şekilde yaklaşılmasını istiyoruz. Aynı oranda, aynı şekilde, aynı fiyatta uçmak istiyoruz. Bu da bizim en doğal hakkımız. Neden Tokat’taki vatandaşlarımızın yüzde 40’ı diğer illerden uçuş sağlasın. Kendi memleketinde uluslararası standartlardaki havalimanından neden uçmak istemesin. Bunun tek sebebi uçuş fiyatlarının fahiş fiyatlarda olmasıdır. Bu konuda da Türk Hava Yolları Yönetim Kurulunun ve Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğünün bunu hızlı bir şekilde dikkate alıp Tokatlı hemşerilerimizin de ortalama fiyattan uçuş sağlamasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Önceliklerinin özel hava yolu şirketleri ile haftanın her günü İstanbul seferlerinin düzenlenmesi olduğunu ifade eden Başkan Gökdere, “Biz sadece İstanbul uçuşlarıyla da yetinmiyoruz. Havalimanı ve Tokat şehrimize güveniyor. Tokat ili Karadeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’yu birbirine bağlayan kadim bir şehirdir. Bundan dolayı İzmir seferlerinin der gerçekleşmesini istiyoruz. İzmir’de de 250 bine yakın Tokatlı bulunuyor. İş dünyası için de çok önemlidir. İnşallah 2024 yılında da Tokat- İzmir arası uçuşlarımızın sağlanmasını bekliyoruz. İş dünyası ve Tokatlı hemşerilerimiz için de çok fayda sağlayacağına inanıyoruz. Ön fizibilite çalışmalarını yaptılar. Havalimanımızın bölge havalimanlarından çok çok üstün olduğunu belirttiler. Tokat şehrini beğendiler. Kapasite ve ön fizibilite raporlarını dosya şeklinde verdik. İnşallah hayırlı haberler bekliyoruz” şeklinde konuştu.