Ramazan Öztürk tarafından
15 Aralık, 2024 15:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Gerede Çayında ki Çevre Katliamı Karabük’ü de Korkutuyor

Bolu’nun Gerede ilçesinden doğarak 288 kilometre boyunca Filyos Çayı üzerinden Karadeniz’e dökülen Gerede Çayı’nda yaşanan çevre felaketi Karabük ve çevresini tehdit ediyor. Çayın kirlenmesine karşı harekete geçen Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu (GEÇTAP), geçtiğimiz hafta sonu Karabük Yenişehir Büyük Kulüp’te düzenlediği basın toplantısında acil çözüm çağrısı yaptı.

Gerede Çayı’nın korunması ve temizlenmesi amacıyla kurulan Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu (GEÇTAP), hafta sonu Karabük Yenişehir Büyük Kulüp’te basın toplantısı düzenledi.

Bolu/Gerede Çayı olarak başlayan ve 288 kilometrelik  bir yol katederek Filyos’tan Karadeniz’e dökülen zehirli su için Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu  Büyük Kulüpte basın toplantısı düzenleyerek “Katliama Dur Diyelim, İmdat..! Yeter Artık” dedi.

Karabük Basını’na verilen brifingde Yenice Platform üyesi Gazetemizin Köşe yazarları Mustafa Akay ve Fikret Gökçe'nin  yanı sıra Karabük Tema Vakfı sorumlusu Doç. Dr.  Murat Alan ile Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu Başkanı Mehmet Emin Aslan sunumlar yaptılar.

Karabük Basını’ndan bir çok gazetecinin yanı sıra muhtarlar ve çevreci vatandaşların da katıldığı toplantıda çevre halkının kimyasal atıkların yarattığı kirliliğe karşı çığlık attığı, imdat dediği, yeter artık diye bağırdığı bu konuda defalarca eylemler yapıldığı  hatta TBMM'de Karabük Milletvekili Cevdet Akay kanalı ile soru önergesi verildiği belirtildi.

Gerede Deresi’nin deri fabrikalarının çoğalması ile adeta zehir kustuğunu arıtma tesislerinin yetersiz olmasına karşın mevcudunun 2002 yılında bitirilmesi gerektiği halde tamamlanmadığını, bu konuda bir Vali’nin görevden alındığını belirten Platform Başkanı Mehmet Emin Aslan, “Bakanlıktan, Valiliklere, Kaymakamlıktan, Muhtarlıklara, tüm çevre birimlerine hatta platform ve derneklere çağrılar yapıyoruz, halkımız zehir soluyor, bölgede maskesiz gezilmiyor, sokağa çıkılmıyor, o zehir yarın daha da büyüyecek,  Karabük’e Zonguldak a 288 km’lik bir yol katederek ulaşacak, sorun çıkartmadan sorunu çözelim istedik, 644 gündür bir mücadele veriyoruz ama bugün, yarın ötelenerek günler geçiyor, şimdi konuyu hukuksal sorunla çözelim istiyoruz ve idari mahkemelere başvurumuzu yaptık” dedi.

Görsel slayt ile konu hakkında bilgiler veren platform Başkanı Aslan “Zehirleniyoruz, İmdat diyoruz, su hakkımızı, kul hakkını yiyorlar, bu konuda Basının desteğine ihtiyacımız var, Sayın Cumhurbaşkanımızın desteğine ihtiyacımız var. Bakanımızın yöre (Bolu-Karabük-Zonguldak) Milletvekilleri’ne ihtiyacımız var,  İnsan hakları burada ayaklar altına alınmış durumda, Dörtdivan Köroğlu Dağları’ndan 243 m3 olarak çıkan suyun %94 ü Ankara ya gidiyor kalan %6 lık bölümde ise deri fabrikalarının çoğalması ile kirletilen su,  zehir olarak akıtılıyor, şu anda ki fabrikalar bunu yapıyor ve üstüne üstelik OSB de 126 deri fabrikası daha açılacak? .. Burası için çok önce 4000 m3 lük arıtma tesisi kurulacaktı, 2022 de tamamlanması gerekiyordu, 4000 m3 lük arıtma yeterli olmamasına rağmen bir an önce o bari açılsın dedik olmadı!, sanayiye karşı değiliz, Kirliliğe karşıyız, önümüzde su ve havza savaşları var, biz suyumuzun kıymetinin bilinmesini istiyoruz hepsi bu” ifadelerine yer verdi

Platform üyelerinden TEMA Vakfı temsilcisi Doç Dr. Murat Alan ise, “Konu bölgeselliği aştı,  288 kilometrelik bir hatta ilerleyen dereler ve kirlenme neticede zehirlenme var. Konu Ülke sorunudur, bu suyun içinde olması gereken hidrojen oksijen yok. Bu akan zehrin içinde su yerine krom, asitler, ağır metallar ve bakteriler var neyi konuşacağız.” derken yine platform üyelerinden Fikret Gökçe, Cansever'in şiirindeki  "İnsan yaşadığı yere benzer. O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer. Suyunda yüzen balığa, Toprağını iten çiçeğe, Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine” dizelerini okuyarak, Karabük’teki çevre kirlenmesi ve alınan tedbirlere hatta 1940'lı yıllarda TDÇİ bugün ki adıyla KARDEMİR’in soğanlı çağı suyunu kullanırken, kurduğu koruyucu laboratuarlara değindi Gökçe;  "Şimdiden sormak ve önlem almak gerek Eskipazar OSB atıkları ne olacak? ” dedi

Gökçe’nin  Kayabaşında uzun yıllar muhtarlık yapan kır Mehmet, Karabük’te Belediye Başkanlıkları yapan Yüksel Erhal ve Sebahattin Oral’ın Çevreye verdiği önemi anlatan anıları dikkat çekti.

Yenice Platform Başkanı Gazeteci Mustafa Akay da “Biz Yenice’de katı atık bertaraf tesisi kurulmasının önüne bu platformların çalışması ile geçtik. Kurdurmadık, yine HES Projeleri’ndeki eylemlerimizi basın kanalı ile ülkeye yaydık destek aldık başardık. Karabük Basını bölgesi için hep duyarlı olmuş kamu adına üstlendiği görevi layıkı ile hep yapmıştır bugünde bu platforma sahip çıkarak yapmaktadır” ifadelerine yer verdi

En dikkat ve sonuç veren konuşmacı ise  Gerede Akçaşehir Köyü’nden Mustafa Halıcı yaptı. Halıcı “Benim Köyüm bu dereye 15 metre yakınında, köyümüzde tarım yapamaz, nefes alamaz, hayvanlarımıza bakamaz haldeyiz eğer bu pislikte bir hayvanlar su içse zehirlenir, bitkileri sulasak o bitkiler kuruyor, bunu en son tarlaya yazdım ‘İmdat Zehirleniyoruz.” diye uzaydan görünsün istedim tüm ülke basını yer verdi, şu pisliği görüp de vicdanı sızlamayan kimse olamaz, bir ara kendimi gidip külliyenin önünde yakayım belki dikkat çeker dedim ama kıymetli hocalarım olmaz diyerek engellediler. Ne yapacağız, zehirleniyoruz. Her gün ölüyoruz, hepiniz annesiniz baba-kardeş bu ülkenin bireylerisiniz eğer bu vatan ise bu vatanın durumu nedir?  Eğer bu suyu kirletmek ihanetse vatana, bu kirletenler çevre teröristi değil midir? Ben üretim yapamazsam siz sütü, eti dışardan alırsınız. Benim de üretim yapabilmem için suyumun temiz olmasını istemem suç mu? Ne yapacağız, bu kadar zulüm olmaz, köyümde sürekli kanser vakaları, tüm bu sorun 288 km kirleterek gidiyor. Ne yapmamız lazım Allah aşkına vicdan sahibi herkese soruyorum, gelin görün katliamı” dedi.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
08 Nisan, 2025 20:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Mobil Bilim Merkezi’nin ilk durağı Samsun

Ulusal Eğitim Bakanlığı’nca 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı aktiflikleri kapsamında Taşınabilir Bilim Merkezi’ni, Ulusal Mücadele’nin tarihi rotasına uygun halde Samsun, Amasya, Erzurum ve Sivas’ta öğrenci ve öğretmenlerle buluşturuyor. Öğrencilere farklı bilim alanlarında uygulamalı öğrenme tecrübesi sunan Taşınabilir Bilim Merkezi’nin birinci durağı Samsun oldu.
Mobil Bilim Merkezi, 7-8 Nisan’da Ulusal Mücadele’nin simgesi olan Bandırma Vapuru, Tütün İskelesi ve Cumhuriyet Meydanı Atatürk Anıtı’nda öğrenci ve öğretmenlerle buluştu. Daha sonra Taflan Yalı Ortaokulu’nda öğrenciler Taşınabilir Bilim Merkezi’nde 35 farklı deney seti ve eğitim gereçleriyle farklı bilim alanlarında uygulamalı öğrenme imkânı buldu.
Proje ile öğrenciler, bilimsel mevzuları interaktif bir halde öğrenme fırsatına sahip oluyor. Matematik, fizik, biyoloji, astronomi ve coğrafya üzere temel bilim alanları, Taşınabilir Bilim Merkezi’nde yer alan etkileşimli deney setleriyle daha eğlenceli ve öğretici bir hâle geliyor. Uzay terazisi, meteoroloji istasyonu, interaktif topoğrafya haritası ve plazma küresi üzere araçlar, öğrencilerin bilimi eğlenceli bir halde öğrenmesine katkı sağlıyor. Deney setleri ziyaretçilere bilimsel bahisleri uygulamalı keşfetme imkânı sağlarken, öğrencilere de yaparak ve yaşayarak öğrenme fırsatı sunuyor.
Mobil Bilim Merkezi’nin dikkati çeken özelliklerinden biri de taşınabilir planetaryumu. 180 derece eksende eğitsel sinemaları izleme imkanı bulunduran bu özel alan, öğrencilere uzay ve astronomi bahislerinde görsel ve etkileşimli bir tecrübe yaşatıyor. Öğrenciler, bu sayede hem uzay hakkında daha fazla bilgi ediniyor hem de bilimsel bahislere olan ilgilerini artırma imkânı buluyor.
Mobil Bilim Merkezi, ayrıyeten 21-25 Nisan ortasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenecek Bilim Şenliği’nde de yerini alacak.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.