Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

“Gençlik Hazinesi Konferansı” Düzenlendi

Gündem Yayın: 24.10.2014 14:29
Yazar:
“Gençlik Hazinesi Konferansı” Düzenlendi

Karabük Üniversitesi İlahiyat Kulübü organizasyonunda  “Gençlik Hazinesi” konferansı düzenlendi.

Fen Fakültesi Konferans Salonu’ndaki  konferansa; İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hür Mahmut Yücer, Üniversite Akademik, İdari Personeli ve öğrenciler  katıldı.

Konferansa kısa bir konuşma yapan İlahiyat Kulübü Başkanı Seyfullah Başyiğit “Hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Bu programı yaparak biz sizlere bir şeyler katmak istiyoruz. Dava insanı konuşmakla söylemekle olmaz, dava insanı programlar katılarak, buralardan bir şeyler elde ederek olur” dedi.

“Okuyup yazan, konuşan” kişi olarak bilinen Eğitimci-Yazar Sait Çamlıca ise, “Sanal alemde cesur, sosyal alemde pısırık gençlik var. Kimse doğuştan bunları öğrenmiyor. ‘Zamane gençliğinde iş yok, bizim zamanımızda böyle değildi’ cümlesini duyuyoruz. Okumanın iki türü vardır: Birincisi kitabi okuma diğeri toplumu okumaktır. Toplumu okuyun, kitabi anlamda da okumaya devam edin. Okuyarak kendinizi güncelleyin, geliştirin. Cahil anne, baba çocuğuna iyilik yaparken çocuğa zulmediyor, komşunun çocuğu muhabbeti hiç bitmiyor. Kıyaslama kadar kötü bir iletişim yoktur. Okuyan, düşünen üreten ahlaklı bir nesile ihtiyacımız var. Ahlak mekanizması çalışmazsa bilgi tek başına yeterli olmaz. Okumayan düşünemez, düşünemeyen üretemez. Okuyan insan düşünür, düşünen insan icat eder. Lokomotifin icadı bunun en büyük örneğidir. İcat eden kişi demliğin buharı kapağı oynatmasıyla bulmuştur. Hayal kurmayan insan hiçbir şey yapamaz. İnsan hayali, ufku kadar büyür, her alanda daha güzel kalıcı şeyler yapmak gerekir. Birçok problemimizin temelinde okuma alışkanlığının olmamasıdır. Bizde kütüphane geleneği yok. Hangi meslek grubunda olursanız olun okumaya büyük önem verilmelidir. Bizde bahaneler hazır. Okumak için zamanım mı var? En büyük kuyruklu yalan budur. Bir insan zihinsel olarak mahkum olduktan sonra dört duvarın için de ya da dışında olmasında hiçbir farkı yoktur. Bilgi için bilgi verene ihtiyacımız olmadığı bir dönemde yaşıyoruz. Düşünmek sadece beyinle bilgiyle değildir, kalple de ilgilidir. Bilgiyle beslenirken kalbi ihmal etmenin bedelini Batı toplumları şimdi yaşıyor. Büyüklerimiz eğitimi sadece gençlere özgü zannediyorlar. Diploma aldıktan sonra eğitimini tamamladığını düşünen kişi yanılmıştır. Kendisini eğitemeyen başkasını eğitemez. Okumayı zihninizi ve kalbinizi sürekli beslemeyi ihmal etmeyin kalp beslemenin yolu hastane, yetimhane ziyaret edin. Bunların insana kattığı huzur hiçbir yerde yoktur. Mutluluk sahip olmak değil, paylaşmaktır. İnsanın içine bir şey girmeyince kendi kendini yiyen organları vardır. Mide ve beyin; Mideye bir şey girmeyince vücuttaki yağları beyne bir şey girmeyince kendi kendini yemeye başlar. Midenin kendi kendini yediğinin göstergesi kaburgalarda görülür, beynin kendi kendini yediğinin göstergesi davranışlarda görülür. Midenin kendi kendini yemesi gözlerinize, beynin kendi kendini yemesi sözlerinize yansır. Okuma alışkanlığı kazanmak Üniversiteyi bitirmekten daha önemlidir. İbni Haldun Mukaddime eserinde;  ‘İnsan beyni değirmen taşına benzer içine bir şey atmazsanız kendi kendini öğütürmüş. ’der. Öğrenme durunca beyin durur. Bunun için yediğiniz ekmek içtiğiniz su gibi, aldığınız nefes gibi her gün yeni şeyler öğrenmeyi ömrünüzün sonuna kadar hayatın bir parçası haline getirin. Kıldığınız namaz gibi, tuttuğunuz oruç gibi yeni şeyler öğrenmek hayatın bir parçası ve ibadetidir. Okuyan, düşünen, üreten, ahlaklı bir toplum olma adına öğrenin.” diyerek öğrencileri sahnede konuşmaları gerektiğini vurgulayarak gönüllü öğrencilere kendilerini tanıtma fırsatı verdi.

İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Hür Mahmut Yücer; “Yeni açılan fakültemizde bu tür programları tekrar yapmak istiyoruz. Her cümle kitap kifayetindedir ve sizlerinde alacağınızı ümit ediyorum. Sait Bey’e ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum.” dedi.

Katılımcıların merak ettikleri soruların cevaplanmasının ardından, konferans hediye takdimi ve Konuşmacı yazarın kitaplarını imzalamasıyla son buldu.

Konuşmacı yazar ağaç dikimi için Üniversite Botanik Bahçesi’ne geçerek kendi adlarına hazırlanan ağaçlarını İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hür Mahmut Yücer, eşliğinde diktiler

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Adına türküler yakılan Ağasar Deresi keşfedilmeyi bekliyor

Dünya Yayın: 28.04.2024 16:48
İhlas Haber Ajansı
Adına türküler yakılan Ağasar Deresi keşfedilmeyi bekliyor

Trabzon’un Şalpazarı ilçesinde adına türküler yakılan Ağasar Deresi özellikle bahar aylarında macera tutkunlarının ilgi odağı oldu.

Orta Asya’dan Anadolu’ya göçen Çepni Türkleri’nin yoğun olarak yaşadığı Ağasar yöresine ismini veren Ağasar Deresi taş değirmenleri, tarihi taş kemer köprüsü ve yürüyüş parkuru ile keşfedilmeyi bekliyor. Ormanın içinden çıkıp gelen şırıl şırıl akan dereye ve yemyeşil doğaya hayran kaldığını belirten Melda Nisan Şahin, Ağasar Deresi’ni türkülerden duyduklarını ve ilk kez dereyi görmeye geldiklerini söyledi. Şahin “Buraya ilk defa geldim. Türkülere konu olan bu dereyi görmek istedik. Bu yüzden burayı ziyaret ettik. Çok beğendim, mutlaka tekrar geleceğim. Buradan bir patika yol vesilesi ile yukardaki su kemerine ulaşabildim, çok güzel bir manzarası var. Herkesin gelmesini tavsiye ediyorum. Buraya ulaşım çok kolay bu sebeple hafta sonu ailecek de gelinebilecek bir yer. Burada piknik de yapılabilir” dedi.

Giresun’dan yöreye gezmeye geldiğini ifade eden Nevzat Yılmaz ise “Giresun’un Görele ilçesinden geliyoruz. Buraya Acısu’da piknik yaptıktan sonra geldik. Acısu’nun da suyu meşhurdur. Ağasar Deresi ile ilgili buranın sanatçılarının türküleri vardır. ’Ağasar dereleri karışır dereme, yarim senin yüzünden kaldım ben vereme’ gibi türküleri de var. Ben herkese burayı tavsiye ediyorum. Buradaki her şey doğal. Karadeniz’in her şeyi güzeldir. Dört mevsimi biz burada yaşıyoruz” derken, Sibel Yılmaz ise “Buraya ilk defa gezmeye geldik. Görele’den buraya hem Şalpazarı’nı hem de burayı gezmeye geldik. Biraz yukarda taş köprü var bir tane, onu da görmeye çıkacağız birazdan. Bütün Karadeniz’de güzel yerler olduğu gibi burası da çok güzel herkesin buraya gelmesini tavsiye ederim” şeklinde konuştu.