Karabük Postası tarafından
11 Ekim, 2018 09:35 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Genç yazarlar okurlarıyla buluştu

Karabük Üniversitesi Kültür, Bilim, İnovasyon, Spor, Sanat Günleri (KÜLBİSS) etkinlikleri kapsamında “Karabük Üniversiteli Genç Yazarlar” adlı söyleşi programında genç yazarlar ve okurlar bir araya geldi. Sesli Düşünme Kulübü tarafından 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Ömer Faruk Dinç, Murat Güçlü, Aslı Bey, Mehmet Önder Karataş ve Tuğçe Yavuz isimli Karabük Üniversitesi öğrencileri konuşmacı olarak katıldı. Katılımcılardan “Karabulut” adlı kitabın yazarı olan Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi Ömer Faruk Dinç, polisiye ve cinayet kitapları yazmayı çok sevdiğini belirterek,  ilk yazarlık serüvenine 2016 yılında başladığını söyledi. Dinç, cinayet ve polisiye kitap yazarken basite kaçınılmaması gerektiğinin altını çizerek “Okuyucu kitabın son sayfasında katili bulmamalı. Katili kendisi düşünerek bulmalı. Önemli olan cinayeti işleyen karakterin son sayfalarda verilmesi değil, cinayeti işleyen kişiyi okuyucunun kendisinin bulabilmesidir” diye konuştu. “A ve Dem” kitabının genç yazarı Din Kültürü Öğretmeni ve 19 Mayıs Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Aslı Bey de yazarlığa İkrar Dergisi’ne şiir göndererek başladığını belirterek “Şiir şairin sırrıdır ve sadece yazılmaz, çünkü şiir insanların ardında bıraktığı iyiliklerdir.” sözlerinin kendisine ilham kattığını ifade etti. Şair kimliği ile de tanınan Bey, “Şiiri sadece bir metin olarak görmüyorum. Arkada güzel duygular bırakmak benim için önemlidir. Şiir, yaşamı anlamlı kılar.” dedi. İlk kitabı “Kırmızı Bisikletim” olan İnşaat Mühendisliği son sınıf öğrencisi Murat Güçlü ise ilk ve ortaokul yıllarında şiir kompozisyon alanında birçok derecesi olduğunu belirterek, sosyal medyada yanlışlıkla kendi şiirini paylaştığını ve belli bir kitleye ulaştığını ifade etti. Güçlü, “Kırmızı Bisikletim” adlı kitabıyla şiirden roman tarzına geçiş yaptığını aktararak  “Modern şiir yazıyorum öyleyse onların hikâyelerini de oluşturayım. Şiir yazabiliyorsak hikayeleştirebiliriz düşüncesi ile Kırmızı Bisikletim romanını yazdım.” dedi. “Halbuki” dergisinin yazarı Karabük Üniversitesi Çocuk Gelişimi son sınıf öğrencisi Tuğçe Yavuz, derginin kuruluş amacı hakkında bilgi vererek şunları söyledi: “Toyluklarımızın farkında olup kendimizi nasıl geliştirebiliriz ve her bölümden öğrenci alarak bir dergi fulyası oluşturabiliriz. Karabük Üniversitesinde neden bir dergi çıkartmayalım dedik. Gençlerin şu dönemde tutunacak bir dala ihtiyacı var kuşkusuz bunu sanatın her türlüsüyle gerçekleştirebiliriz.” Karabük Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü mezunu Mehmet Önder Karataş ise salt bir biçimde okumanın beyne zarar veren bir durum olduğunu ifade ederek konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Yalnızca okumak beyni şişmanlatır. Bu şişmanlatma yazı yazılarak terbiye edilecektir. Bir sanatkar manen açlık hissetmeli. Açlık ise mahremiyeti doğurur. Aşk ise yazıyı doğurur. Bu sebeple bu iş, aşkı esas alır.” Söyleşi konuşmaların ardından soru cevap bölümü ile sona erdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
03 Ağustos, 2025 13:13 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

SAKIN SATMA, SATARSAN VATAN HAİNİ DAMGASI YERSİN !

Son yıllarda, İsrail'in sinsi bir taktikle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde çok sayıda arazi satın aldığı görülüyor.
Bunu yaparken kurnazca uyguladıkları bir yöntem var;

  • Öncelikle çok fazla ofisi ve arsası olan iflasın eşiğine gelmiş şirketleri tespit ediyorlar.
  • Şirketi satın alarak arazi mülkiyetini de kendi üzerlerine geçiriyorlar.
  • Şu ana kadar bu yöntemle satın alınan 2 bine yakın şirket olduğu söyleniyor.
  • Siyonistler, Kuzey Kıbrıs'ta 25 bin dönüm civarında toprak satın almış durumdalar. 25 bin dönüme kaç konut yapılır, ne kadar nüfus barınır? Hesaplayın.
  • Kıbrıs’ta toprak satışının engellenmemesi halinde yavru vatanın, “Büyük İsrail Projesi”nin bir parçası olması kaçınılmaz görünüyor!
  • Kıbrısda aklıbaşında birçok vatansever; söz konusu tehlikeye karşı durmaya çalışsa da, KKTC yönetimi yasal düzenlemelerle duruma el koyma konusunda gevşek davranıyor.

Rahmetli Denktaş yaşasaydı bu oyunu daha başında mutlaka görürdü ve buna müsaade etmezdi. Denktaş'ı arıyoruz!Efsane lideri çok iyi tanıdığım için bu tespiti yapıyorum. Kendisiyle çok kez sohbet etme şansım olmuştu..
Şimdi kemikleri sızlıyordur!

Evet, Kuzey Kıbrıs’ın bağımsızlığı ciddi tehdit altında!

  • Böyle bir aymazlık, böyle bir gaflet olabilir mi?
    2014 yılında çok sayıda Yahudi’ye neden KKTC vatandaşlığı verdiniz? Hiç mi uyanmadınız?
    Şimdi bu kişiler Kuzey Kıbrıs vatandaşı oldukları için rahatlıkla istedikleri miktarda toprak alımında bulunuyor.
    Yakındır KKTC nin Filistin olması!

Kıbrısı avucumun içi gibi bilirim. Askerliğimi Lefkoşada sınırda Komando Asteğmen olarak yapmıştım. Benim de emeğim var o güzel topraklarda. Bereketlidir Kıbrısın toprakları, toprak ekildiğinde yılda bir kaç kez ürün verir, Zeytini, üzümü, inciri narenciyesi meşhurdur.
Asıl amaç farklı olsa da,
belli ki, Kıbrısın bereketli toprakları Israilin iştahını kabartmış.
Kıbrıs’ta Yahudilerin ciddi oranda toprak satın alması olayının bir başka boyutu da budur.
İsrail'in satın aldığı toprakların büyük bir kısmı tarım arazisi. Bunların başında Karpaz bölgesi geliyor. Forbes dergisinde yayınlanan bir makalede Karpaz’da toprak satın almanın avantajlarından bahsediliyor. Lefke bölgesi de Yahudilerin toprak satın aldığı yerler arasında. Sadece Lefke’de 2 bin dönüm toprak satın almışlar. Şimdi Hedeflerinde Çamlıköy, Bağlıköy, Gaziveren, Cengizköy, gibi bölgeler var.

Sevgili soydaşlarım ne çabuk unuttunuz? Biz unutmadık, asla da unutmayacağız.
Kıbrıs Türk halkı dünya insanlık tarihinin en kanlı katliamlarından nasibini aldı. En yakınlarınız, akrabalarınız, komşularınız hunharca katledildi.
1804-1974 yılları arasında çok uzun bir süre Rumların insanlık suçlarına, yaygın bir soykırıma, katliamlara ve zorunlu göçlere maruz kaldınız. Özellikle 1963- 1974 yılları arasında en kanlı, en acımasız katliamlara şahit olduk. Çocukluğumuz ve gençlik yıllarımız bu büyük üzüntüleri yaşayarak geçti. Nihayetinde, Türk Silahlı Kuvvetleri siz soydaşlarımızı kurtarmak için icra ettiği 1974 Barış Harekatı ile, Rumların bu zulmune son verdi. 1974 den buyana adada barış ve huzur hakim.

İsrail basını, KKTC deki Türk askeri varlığının adayı terk etmesi gerektiğini yazma küstahlığını gösteriyor.

Kuzey Kıbrıs’ta Siyonistlerin gayrimenkul ve arazi alımı Türkiye için yeni güvenlik sorunları yaratabilir.
Siyonist şirketler Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile petrol ve gaz arama anlaşması sağlayarak faaliyetlerine başladı bile!

Şunu asla unutmayalım Türkiye'nin savunması Kıbrıs’tan başlar.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.