Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

FETÖ’nün istismar ettiği kavramlar Kastamonu’da masaya yatırıldı

Eğitim Yayın: 13.07.2024 16:30
İhlas Haber Ajansı

Kastamonu Üniversitesi’nde, FETÖ silahlı terör örgütünün insanları etkilemek için istismar ettiği kavramların ele alındığı panelde konuşan Prof. Dr. Mehmet Atalan, örgüt üyelerinin peygamberlik sıfatlarını kullanarak etki oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.
Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü çerçevesinde düzenlenen panelde “FETÖ’nün istismar ettiği kavramlar” konusu ele alındı. Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Atalan, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Temel Yeşilyurt ve İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Albayrak konuşmacı olarak yer aldığı panelde, FETÖ silahlı terör örgütünün kavramları istismar ederek herkesi ötekileştirdiği vurgulandı.
“FETÖ’nün zihniyeti hep ötekileştirme zihniyeti üzerine kuruludur”
Panelde konulan Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Atalan, “Biz eğer Peygamber (s.a.v) ile birlikte vahiy kapısını kapatmış olsak bunların birçoğu yok olacaktı. Bizler bunlara imkan vermeyeceğiz. FETÖ, bunları kendisiyle özdeştirdiği için bizlerin de bunların hepsini kabul etmemizden dolayı çok rahat elini kolunu sallayarak ve içimize kadar sızdı. FETÖ ile ilgili bazı kaynaklarda deniliyor ki ’damarlarının içerisine kadar girdim ve hiç ses etmediler.’ Devletin içerisine sızarken o kadar mükemmel bir sızıyor ki kimse sesini çıkartmıyor. ’Devletin kuralları var ise bizler o kurallara uyarız ama namaz kılmasanız da olur, oruç tutmasanız da olur, başınızı örtmeseniz de olur’ gibi şeylerin hiçbirinin kusur olmadığını söylediler. Onun için bir Müslüman ne olursa olsun Kur’an-ı Kerim’i esas alırsa, Peygamber efendimizi de model alırsa hiçbir şey olmaz. Mesela FETÖ’nün zihniyeti, hep ötekileştirme zihniyeti üzerine kuruludur. Ötekileştirmeyi hiçbir zaman kendilerinden ayırmadılar. Kur’an farklılıklarını zenginlik olarak kabul ederi, iyiye, doğruya, güzele iletiyorsa ve Müslüman birliğini oluşturuyorsa bu bir zenginlik olarak kabul edilir. Ama ne yazık ki FETÖ, hiç durmadı. Herkesi ötekileştirdi. Kendi temelini teşkil eden, kendi düşüncesini yaymaya çalıştığı dönemlerde bile kendi ortakları, kendi paydaşları olan yazıcılar, okuyucular gibilerini de ötekileştirdiler. Halbuki kendi temelleri risale ile başlıyor, risaleler üzerine kurgulanıyor. Zamanla onları bile ötekileştiriyorlar. Diğer tarikat ya da cemaatleri ötekileştiriyorlar. Sizleri zaten kabul etmiyorlar. Sizler hep öteki kişisiniz. Eğer bizler baştan Kur’an-ı Kerim’e dayalı bir sistemi öngörseydik, Peygamber efendimizi rol model alsaydık ve Müslümanların birliğini oluştursaydık biz bunların hiçbirine ‘evet’ demeyecektik. O kadar korkunç bir şekilde içimize sızdı ki çocuklarımıza iş verdi, çocuklarımızı polis, asker yaptı ve biz bunların hiçbirine ses çıkaramadık. Hep ’hak, hukuk’ dediler ama bizler hiçbir zaman hak ve hukuk gözetmedik. Neden, çünkü çocuklarımız işe girsin. Bunların sayesinde işe girdi, bu yüzden başkasının ekmeğini yiyen onunla beraber yol alır, onun dediklerini yapar. O yüzden FETÖ’nün dedikleriyle hiçbir yere gidilmeyeceğini bilmemiz gerekirdi. Biz, ötekileştirme zihniyeti üzerine kurulu bu zihniyeti kabul etmiyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı, din şurasında bu yapının, dini bir yapı olarak kesinlikle nitelendirilemeyeceğini söylemişti” dedi.
“FETÖ’nün emrini Allah’ın emri olarak kabul edip, hiç tereddüt etmeden mutlak itaat ettiler”
“FETÖ, bizlerin düşünce özgürlüğünü kısıtladı” ifadelerine yer veren Atalan, “Bedir Savaşında sahabe gelip Peygamber efendimize, ’siz Allah’tan mı emir aldınız, yoksa kendi düşünceniz mi’ diye soruyor. Bizler de onlar gibi bir duruş gösterebilseydik, bizler onlara ‘hayır, bu kullandıklarınız İslam’a uygun değil, bu kavramlar bu şekilde olmaz, sen Allah’tan bir emir mi aldın, nereden getirdin bu emri’ deseydik, bu adamlar bunları kullanamayacaktı. Bu yapı, liderlerini hiç tereddüt etmeksizin kutsallaştırdılar, eserlerini kutsallaştırdılar, kendilerini İslam ile özleştirdiler. FETÖ’cüler kesinlikle yaptıkları her şeyin İslam’a uygun olduğunu söylediler. Hiçbir şekilde din anlayışlarının İslam ile özdeşmeyeceğini, bizim net bir şekilde vurgulamamız gerekirdi. FETÖ, amaçlarına ulaşabilmek için ’rüyadır’, ’istismardır’, buna benzer ifadeler kullandılar. ’Biz, yeryüzünü bütünüyle fethetsek bile ona takılıp kalmadan gökyüzünü fetih etmek için yollar aramalıyız’ diyorlar. Adamdaki egoya bakar mısınız. Bu yüzden bunlar her şeyi istismar ediyor. FETÖ’nün kullandığı bütün sıfatlar peygamberlik kavramıdır. Bu tür kelamlar sadece peygamberlere verilen kavramlardır. Biz, Peygamber efendimizden sonra herkesi tartışmak zorundayız ve herkesi masaya yatırmak zorundayız. Üstünlük ölçüsünü Peygamber efendimizden sonra hiç kimseye veremeyiz. Birbirimize üstün kılma hakkına sahip olmadığımızı bizlerin bilmesi gerekiyor. FETÖ’nün emrini, yani liderlerinin emrini Allah’ın emri olarak kabul ediyorlardı. Hiç tereddüt etmeden bunu kabul ettiler ve mutlak itaat ettiler. Halbuki, körü körüne bir kavime girmesini veya kişiliği sorgulamaksızın bağlanmasını Allah’u Teala yasaklar” şeklinde konuştu.
Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Temel Yeşilyurt ise, FETÖ’nün yapısının ve yapılanmasının 1970’li yıllarda başladığını belirtti. O dönemde fazla tanınmayan bu yapının, “ılımlı İslam” kavramını kullanarak kendini meşrulaştırmaya çalıştığını ifade eden Yeşilyurt, “ılımlı İslam” kavramını bilinçli olarak kullandığını söyledi. FETÖ’nün içinde yaygın olarak kullanılan kod adları ve kimlik dışında kullanılan takma adların, bu yapılanmanın gizliliğine vurgu yaptığını belirten Yeşilyurt, adalet, hakkaniyet ve liyakat gibi kavramların FETÖ açısından anlamsız olduğunu vurguladı.
Panelde son olarak söz alan Prof. Dr. Ali Albayrak da FETÖ’nün rüya kavramından nasıl yararlandığını aktardı. Albayrak, FETÖ’nün insanları nasıl şahsiyetsizleştirdiğini ve robotik bireyler haline getirdiğini anlatarak, FETÖ’nün rüya kavramını suistimal ederek, insanları gerçek dışı hayallerle kandırıp kendi amaçları doğrultusunda yönlendirdiğini belirtti.
(Vİ-MK-

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Çaldığı telefonu vermek istemeyince soyunmaya başladı

Gündem Yayın: 08.09.2024 00:52
İhlas Haber Ajansı

Karabük’te bir telefoncuya giden kadının hem kendi telefonunu zorla satmaya çalıştığı hem de vitrinden çaldığı telefonu vermek istemeyince soyunduğu anlar güvenlik kamerasına yansıdı.

Olay, Kemal Güneş Caddesinde meydana geldi. İsmi öğrenilemeyen bir kadın, telefon mağazasına girip telefonunu satmak istedi. İş yeri sahibi telefonu satın alamayacağını belirterek, kadının talebini reddetti. Defalarca telefonunu uzatarak satmak isteyen kadın bir süre sonra dükkanda taşkınlık yaparak, diğer müşterilerin araya girmesine rağmen yöneldiği cam vitrinde bulunan bir telefonu alarak dışarıya çıktı. İş yeri sahibi kadının çaldığı telefonu fark edip geri almaya çalıştı. O sırada mağaza sahibi, çalınan telefonu geri almaya çalışırken kadının bir anda soyunmasıyla neye uğradığını şaşırdı. O anlar iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.

İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan iş yeri sahibi Habib Nazari, “Kapatırken müşteri geldi bana. Müşteri geldi alışveriş yaptık. Alışveriş bittikten sonra tam kapatacaktım, o sırada kadının biri geldi. Birden telefonu fırlattı almamı istedi. Ben de baktım biraz anormal davranıyor ve alamayacağımı söyleyerek başka yere sormasını söyledim. ‘Sen alacaksın’ dedi. 2-3 kere ısrarla fırlattı telefonu. Bir kere de tam düşerken tuttum telefonu. Sonra küfür etmeye başladı. ‘Telefonu alacaksın, bana para ver’ dedi” ifadelerine yer verdi.

“Camdan bir tane telefon çaldı”

O sırada diğer müşterilerinin de dükkanın önünde olduğundan bahseden Nazari, “Sonra onlar çıkarken tam olayın sıkıntı olacağını anlayınca geri döndüler. Geri dönünce de bunu çıkartmaya çalıştılar. Kadın çıkmayıp kendini cama sürtmeye başladı. Yumruk attığı camdan bir tane telefon çaldı. Telefonu aldıktan sonra işte görür görmez ‘Telefonu ver’ dedim. ‘Ben almadım telefonu’ diyerek dışarı çıktı. Dışarı çıkınca da önceki kadın müşterime söyledim. Onlar da telefonu aldığını gördü” dedi.

“Birden soyunmaya başladı”

Daha sonra köşeye geçen şüpheli kadının telefonu almadığını iddia ederek poşeti açtığını ifade eden Nazari, “Sonra biz telefonu ver diye ısrar ederken soyunmaya başladı birden. Öyle yapınca da bizler neye uğradığımızı şaşırdık. Sırtımızı döndük. Müşteri sayesinde telefonu alabildim. Kepeği indirince ben de caddeye çıktım. Cadde de giderken bu sefer de peşimden biber gazıyla dolaşıyor. Sonra baktım olayı zapt edemeyeceğim karakola gittim. Karakolda olayı anlattım. Sonra kadını çağırdılar, konuşmaya başladılar ve beni de gönderdiler” diye konuştu.

Nöbetçi Eczaneler

Gülşen Eczanesi
Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331

Mutlu Eczanesi
Mutlu Eczanesi
Adres

Orta Sokak No:7/B Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-1124

Asuman Eczanesi
Asuman Eczanesi
Adres

Fevzi Fırat Caddesi, No:51/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 413-1373

Beşbinevler Eczanesi
Beşbinevler Eczanesi
Adres

Beşbinevler 75. Yıl Mahallesi, 70. Sokak No:39 Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-1527

Dilek Eczanesi
Dilek Eczanesi
Adres

Esentepe Mahallesi, İncekaya Caddesi, Sultan Çayırı Evleri No:78/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-5434

Gökçe Eczanesi
Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455