Ihlas Haber Ajansı tarafından
15 Ekim, 2024 00:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Facianın yıl dönümünde acılar tazelendi

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 2 yıl önceki 14 Ekim’de meydana gelen patlamada hayatını kaybeden 43 madenci, ocak başında ve ilçede düzenlenen etkinliklerle anıldı.
Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağının -320 kodunda meydana gelen faciada yaşamını yitiren 43 madenci için, Amasra Müessesinde anma programı düzenlendi. Gece vardiyasından çıkan ve sabah vardiyasına başlayacak olan maden işçilerinin de katıldığı programda, Kur’an-ı Kerim okunarak, dualar edildi. Törende, şehit madenciler anıtının önüne ise hayatını kaybeden 43 madenci anısına baret ve karanfil bırakıldı.
Amasra ilçesinde ise Amasra Belediye Başkanı tarafından gerçekleştirilen organizasyonda, hayatını faciada kaybeden 43 madencinin yakınları katıldı. Programa Amasra Belediye Başkanı Recai çakır’ın yanı sıra TBMM Başkan vekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Kurucaşile Belediye Başkanı Uğur Güneş de katıldı.
Programda konuşan Başkan Çakır, "2 yıl önce yaşadığımız facianın ardından adliye koridorlarında mücadelemiz sürüyor. Facianın yaşandığı Amasramız’da, kaybettiğimiz evlatlarımızın, çocuklarımızın ailelerine sahip çıkmak için mücadele ediyoruz. Bu acıyı en yakından yaşayan sizlersiniz. Bizim de içimiz yandı. Sizin her zaman yanınızdayız. Bir daha bu acı yaşanmaması için mücadeleden geri durmayacağız, her zaman ardınızda olacağız" dedi.
Amasra Belediyesi’nin etkinlikleri, gün içerisinde ilçede gerçekleştirilecek basın açıklaması, Kur’an-ı Kerim tilaveti, sinevizyon gösterimi gibi etkinliklerle devam edecek.

blank
İlyas Erbay tarafından
10 Nisan, 2025 14:34 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

DESTEKLE BİLE ZOR AYAKTA DURUYOR, YAZIK !

SGK açıklarını aktüeryal denge sistemiyle kapatamıyor. Gelirler giderleri karşılamaktan çok uzak. Aktüeryal denge; sosyal güvenlik sisteminin finansmanı ve sistemden hak sahiplerine sağlanacak hakların karşılıklı mali durumunu tanımlar. Dengenin bozulması, sosyal güvenlik sisteminin yetersizleşmesi ve giderek çökmesi anlamını taşır.

Türkiye'de çalışan nüfusun yeteri kadar artmaması, buna karşılık emekli sayısındaki anormal artış SGK yı fena halde zorluyor. SGK Hazine desteği ile zar zor ayakta duruyor.
Açık katlanarak artmaya devam ediyor. SGK'nın hazineye yükü son 1 yılda 2 ye katlandı. 2024 yılı Ocak ayında 7 milyar 396 milyon olan açık 2025 Ocak ayında 16 milyar 44 milyona yükseldi.
Ocak ayındaki 417 milyar liralık giderin 290 milyar lirasını emeklilere ödenen maaşlar oluşturdu.
Açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren emeklilerin aylıkları 2002 yılındaki seviyelere çıkarılsa, daha açık ifade ile gerçek enflasyon düzeyinde zam almış olsalardı; SGK nın açıkları kat kat daha yüksek olacaktı. Bu haliyle bile Hazine için büyük yük olarak görülen emekli maaşlarında artış beklemek hayal olur. Sistem maalesef aktüeryal olarak sağlıklı işletilememiştir.
Gelir ve gider dengesizliğinden bunu açıkça görüyoruz.

Kısa vadede çalışan nüfusun en az 2 katına çıkarılması mevcut sistemde mümkün değil. İstihdamı büyük oranda artıracak yani 2 ye katlayacak ciddi bir faaliyet yok!

Gelişmiş ülkelerde 3-4 çalışana bir emekli düşerken, Türkiye'de bu oran neredeyse kafa kafaya; yanılmıyorsam son verilere göre 1.3 çalışana 1 emekli düşüyordu. Çalışanlar Türkiye'de emeklileri finanse edemiyor. Gelmiş geçmiş tüm iktidarların oy kaygısıyla uyguladıkları popülist politikaların acı sonucu budur.
Ne yazık ki, bu politikalar uygulanmaya devam ediyor Son örneğini EYT de gördük.

SGK gelirlerinin yeteri kadar yüksek olmamasının önemli nedenlerinden biri de vergi toplamada ki sıkıntı. SSK yeteri kadar vergi toplayamıyor. Ülkenin kaymağını yiyen yüksek gelir sahipleri ya vergi vermiyor yada çok az veriyor. Bu da yetmez gibi bunların milyarlarca lira vergi borcu affediliyor.

Özel hastanelerin SGK ya yükü nü de unutmayalım.
Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan 2022 Sağlık İstatistikleri Yıllığı’nda yer alan veriler, AKP iktidarı döneminde kamunun sağlık hizmetlerindeki payının giderek azaldığını ortaya koyuyor. Verilere göre Türkiye genelinde hastanelerin yüzde 59’u Sağlık Bakanlığı’na bağlı, yüzde 37’si özel sektörde, yüzde 4’ü ise üniversitelerde bulunuyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den 2022’ye kadar kamu hastanesi sayısındaki artış yüzde 18.22 olarak gerçekleşirken özel hastane sayısındaki artış yüzde 111.7 olarak gerçekleşti. Özel hastane sayısı 2002’de 271 iken 2022 yılında 572 oldu.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezinin (DİSK-AR) ''Özel hastanelerin SGK'ye yükü tırmanıyor'' başlıklı araştırma bültenine göre, 2024'ün ilk altı ayında Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) özel hastanelere yaptığı ödemenin payı yüzde 153 yükseldi. Devlet ikinci basamak hastaneleri için yapılan ödemenin payı ise yüzde 53,9'a düştü.

Bu kadar çarpıklığa, programsızlığa, plansızlığa rağmen bu ülkenin kurumları nasıl ayakta duruyor? Anlamak mümkün değil.

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.