Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Enis Destan: “Burada iz bırakıp sonrasında da Bundesliga’da oynamak istiyorum”

Spor Yayın: 29.02.2024 00:36
İhlas Haber Ajansı
Enis Destan: “Burada iz bırakıp sonrasında da Bundesliga’da oynamak istiyorum”

Trabzonspor’un 21 yaşındaki forvet oyuncusu Enis Destan, Trabzonspor’la yeni kupalar kaldırmak, hedeflediği gol ve asist barajını tutturmak, Trabzonspor’da iz bırakıp sonrasında da Alman futbol ligi Bundesliga’da oynamak istediğini söyledi.

Trabzonspor’un genç forveti Enis Destan, bordo-mavili kulübün dergisine röportaj verdi. Trabzonspor’a transfer süreci ile ilgili konuşan Destan, “Altınordu’da iyi sezon geçiriyordum. O süreçte herkes gibi Avrupa’da oynama hayallerim vardı ve teklifler de gelmeye başlamıştı. Gelişmeleri ailemle, başkanımla ve hocalarımla sürekli konuşuyorduk. Tam o süreçte Trabzonspor’dan teklif geldi. Çok büyük bir kulüpten davet alırsanız ister istemez yönünüzü oraya çevirirsiniz. O sezon da Trabzonspor şampiyonluğa oynuyordu. Teklif geldikten sonra çok kısa sürede karar verdim. Geriye dönüp baktığımda doğru karar vermişim çünkü en doğru yerdeyim” dedi.

“İhtiyaç olduğunda çok kez stoper ve 6 numara da oynadım”

Küçük yaş gruplarında forvet oynadığını, Altınordu’ya da forvet olarak gittiğini belirten ancak oradaki ihtiyaçtan dolayı stoper pozisyonunda da oynadığını hatırlatan Destan, “Oradaki ihtiyaçtan dolayı stoper oynatmaya başladı beni hocam. Başarılı da oldum sanırım ki birkaç sezon öyle devam etti. Ama hocam ve başkanımla bunu hep tartıştım, forvette daha iyi olacağımı söylüyordum. Sezon başlamadan forvet oynuyor ama maçlar başlayınca ihtiyaçtan yine stopere geçiyor ve öyle devam ediyordum. En son U17’deyken sezon başında birkaç maçta yine forvet oynadım. Bu kez çok iyi performans gösterince nihayet istediğim mevkide kaldım. Ama A takıma yükseldikten sonra da, maçlarda öne geçtiğimizde ve yine ihtiyaç olduğunda çok kez stoper ve 6 numarada görev aldım. O mevkilere alışığım yani. Şimdi de ihtiyaç olunca savunmada elimden geleni yaparım. Ama en verimli olduğum yer tabii ki forvet” diye konuştu.

“Warta Poznan’da geçirdiğim süreç bana çok şey kattı”

Kiralık olarak gittiği Polonya’nın Warta Poznan takımında geçirdiği süreçle ilgili yaşadıklarıyla alakalı ise genç forvet, “İlk başta çok zorlandım ama sonrası mükemmeldi bence. Genç yaşımda bana çok şey öğretti. Psikolojik olarak adeta çöktüm. 2-3 ay çok kötüydü benim adıma ve her şeyi bırakacaktım neredeyse. Ama kulübün bakış açısı, ailem ve arkadaşlarımın yardımıyla bu süreci aştım ve sonrasında daha da güçlendim. O yaşta büyük bir tecrübe oldu o direnç ve artık hiçbir şekilde, hiçbir konuda pes etmem. Saha içi ve dışı fark etmez: Mücadele benim işim. Polonya’da yaşadıklarım hem fiziksel hem de mental açıdan bana çok şey kattı. Profesyonelliği daha iyi öğrendim. İstatistiksel olarak fazla bir şey yapamadım belki ama bence birçok açıdan büyük gelişim kaydederek geri döndüm” ifadelerini kullandı.

“Bundesliga’da oynamak istiyorum”

Enis Destan, gelecek ile ilgili hedeflerine de değinerek, “Kısa vadede çok hedeflerim var, onları başardıkça daha çok motive oluyorum ve bu beni yukarıya çekiyor. İlk etapta Trabzonspor’la yeni kupalar kaldırmak, hedeflediğim gol ve asist barajını tutturmak, bunları teker teker başarmak istiyorum. Trabzonspor’u, bu kulübü, bu camiayı çok seviyorum. Onun dışında Altınordu ve Bayern Münih’in maçlarını da merakla takip ediyorum. Burada iz bırakıp sonrasında da çok sevdiğim Bundesliga’da oynamak istiyorum” şeklinde konuştu.

“Hava toplarındaki kafa vuruşlarıma güveniyorum”

Mücadeleci bir oyuncu olduğunu anlatan ve hava toplarına ve kafa vuruşlarıma güvendiğini vurgulayan Destan, “Ama daha da gelişmem gerekiyor. Ekstra antrenmanlar önemli benim için. Sürat ve çabukluk çalışmalarına ağırlık veriyorum. Gol vuruşlarının yanı sıra bir forvet olarak duvar olmak, pasör olmak çok önemli. Antrenmanlar sonunda hocalarımla bunun analizini yapıyoruz. Ekranda izleyip neler yapıp neler yapmamam gerektiğini belirleyip ona göre çalıyorum” cümlelerine yer verdi.

“Topun oyunda kaldığı süreye değer verirdim”

Maç esnasında öne geçen veya puana ihtiyacı olan takımlardan bazılarının oyunu soğutmak ve zaman geçirmek için çok durduğunu bu yüzden de topun oyunda kaldığı sürenin kısaldığını dile getiren genç oyuncu, “Topun oyunda kaldığı süreye değer verirdim. Öne geçen veya puana ihtiyacı olan takımların bazıları oyunu soğutmak ve zaman geçirmek için çok duruyor, böylece topun oyunda kaldığı süre kısalıyor ve bu nedenle heyecan azalıyor. Nasıl bir uygulama olur bilmiyorum ama basketboldaki gibi süreleri durdurmak dahil buna bir çözüm bulunmasının futbol keyfini artıracağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Eğitimciler, “Eğitimde Şiddeti” Protesto Eti

Manşet Yayın: 10.05.2024 14:27
Eğitimciler, “Eğitimde Şiddeti” Protesto Eti

Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen, son günlerde eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını protesto ederek, Belediye eski banası önünde Basın açıklaması yaptı.

Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Karabük Şube Başkanı Zeki Öz burada yaptığı basın açıklamasında eğitimdeki şiddete dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddet olaylarını protesto etmek; şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak ve mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılması talebiyle bir araya gelmiş bulunmaktayız.

Son olarak İstanbul/Eyüpsultan’da eski bir öğrenci okul müdürü İbrahim Oktugan’a silahla saldırıda bulunmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürümüz maalesef vefat etmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz. Kısa bir süre önce de Karabük’te bir eğitim çalışanı arkadaşımız şiddetin mağduru olmuştu.Şiddet Yıllardır, kanayan bir yara hâline gelmiştir.  Tedbir alınması artık bir zorunluluktur. Zamanında sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler  alınmış olsaydı belki de bugün başka şeyler konuşacaktık. Ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır. Genel Başkanımız Ali Yalçın, Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in daveti üzerine bakanlıkta bir görüşme gerçekleştirmiş, görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yapılmıştır. Sayın bakanın davetini ve eğitimcilere şiddeti önlemek üzere yapılacağı ifade edilen çalışmaları önemli ve kıymetli görüyoruz.

UST MANSET2egitimciler2 2 jpg

Ankara’da TBMM önünde yaptığımız çağrıyı bugün burada bizlerde yapıyoruz: Artık ölümle sonuçlanmaya başlayan saldırıların son bulması için gereken adımlar ivedilikle atılmalıdır. Eğitimcilere yönelik şiddeti önleme yasası artık çıkarılmalıdır .Öğretmen, memur, hizmetli, şef şube müdürü demeden tüm eğitim çalışanlarına kamu görevlilerine yönelen şiddeti bir defa daha lanetliyoruz.

Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında tepkimizi en sert şekilde ortaya koyduk. Sendika olarak, geçen yıl hayata geçirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi sırasında ısrarlı talebimize rağmen şiddetin önlenmesine dönük gerekli düzenlemeler yapılmadı.

Şiddete karşı yasal düzenleme artık elzemdir. Bunun bir an evvel hayata geçmesinin takipçisi olacağız.

Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak ve mağdur eğitim çalışanlarına hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılmasının sağlanması için bugün (10 Mayıs) iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor. İş bırakma eylemiyle eş zamanlı olarak, 1 hafta sürecek (10-17 Mayıs tarihleri arasında) dilekçe kampanyamızı da başlatmış bulunuyoruz.

Son birkaç yılda yaşanan hadiselere bakıldığında görülecektir ki, şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, ne yazık ki yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiştir.  Eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sekteye uğratacak boyuta ulaşmıştır. Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının neticesidir. Yarın yaşanmasını istemediğimiz acılar da bugünkü ilgisizliğin sonucu olmamalıdır.

Şiddetin, eğitimi tehdit eder boyuta ulaşması, geleceğimizi tehlikeye sokacak boyuta varması, acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir.

Devlet, kasıtlı şekilde ölüme, yaralanmaya ve zarara sebebiyet verilmesini önlemekle mükelleftir. Devletin görevi caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını korumaktır. Hak ihlallerini önleyici, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması, hukuk devleti olmanın gereği olduğunu bugün burada bir kere daha hatırlatmak istiyoruz.

Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir.

Eğitim çalışanları olarak, şiddete karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını istiyor ve bekliyoruz.

Şiddetin önlenmesi bağlamında başta dezavantajlı okullar olmak üzere güvenlik görevlisi çalıştırılması artı bir zorunluluktur. Görevi başında fiziki ya da psikolojik şiddette maruz kalan eğitim çalışanlarını koruyacak bir yasa acil olarak çıkarılmalıdır. Asılsız iddialarla öğretmen ve diğer eğitim çalışanlarına iftira sosyal medya yoluyla bunları yayan, gerçekle ilgisi olmayan CİMER başvurusu yaparak çalışanların moral ve motivasyonunu bozan şahıslarla ilgili ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Yapanın yanına kar kaldığı bir anlayış asla kabul edilemez.

En büyük gayesi bu güzel ülkenin çocuklarını milletini ve memleketini seven insani değerleri esas alan bir anlayışla yetiştirmek için mücadele eden öğretmenlerimize karşı yapılan bu ve benzeri çirkin davranışı şiddetle kınıyoruz. Eğitim Bir Sen olarak bu tür vahim olaylara duyarsız kalmayacağız”