El Nakışları Hesap İşi Kursu Sona Erdi

Karabük Postası tarafından
21 Ağustos, 2014 19:59 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0
Safranbolu Kültür ve Eğitim Merkezi ( SAKEM ) kurslarından bir tanesi olan El Nakışları Hesap İşi Kursu sona erdi. Bir nakış türü olan Hesap İşi üzerine eğitim alan kursiyerler 2,5 aylık bir kurs süresinin ardından eğitimlerinin bitmesi üzerine, Safranbolu Belediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy’dan kursun yeniden açılması, devam etmesi talebinde bulundular. Son dertsen sonra pasta kesen kursiyerler,  “SAKEM kurslarının sıradan kurslar olmadığını dile getiren kursiyerler, yeni el sanatları öğrenmenin yanında, burada yeni dostluklarda kuruluyor. Bizim için bir nevi moral motivasyon oluyor. Günlük hayattaki stresimizi burada atıyoruz” şeklinde görüşlerini dile getirdiler. Safranbolu Belediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy ise, “SAKEM kurulduğu günden bu günlere gelinceye kadar oldukça kısa bir sürede adını dünya çapında duyurmayı başarmış, yerel lezzetlerin ve hediyelik ürünlerinin yanı sıra verdiği 60’ın üzerinde kurs ile de özellikle ev hanımlarının gözdesi olmuştur. Tabi ki kurslarımız devam edecek. Kursların devamı talebi her branşta geliyor. Talep oldukça da SAKEM yetkililerimiz kursların devamlılığını sağlıyor” dedi. Kursların mutlaka devam edeceği müjdesini veren Başkan Aksoy, “kurulduğu günden bu yana ilgi ve desteklerini esirgemeyen Safranbolu halkı başta olmak üzere tüm SAKEM personeline de teşekkür ediyorum” dedi.  
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Okuyucudan Gelenler tarafından
15 Mayıs, 2025 15:01 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük’ün Sessiz Tükenişi

Oscar Wilde,* “İnsanın kendiyle yüzleşmeye yüzü yoksa başkalarının hatalarıyla oyalanır durur”* der.

Karabük’ün bugün yaşadığı durumun tam tanımı budur bu söz. Çünkü bu şehirde kimse aynaya bakmıyor. Herkes suçu bir başkasına atmakla meşgul. Herkes konuşuyor ama kimse sorumluluk almıyor. Herkes bir şeymiş gibi davranıyor ama gerçekte kimse elini taşın altına koymuyor.

Bir zamanlar sanayinin gururu olan Karabük, bugün geçmişine yaslanarak geleceğini tüketen bir şehir hâline geldi. Fabrikaları olan ama işsiz gençlerle dolu, STK’ları olan ama halktan kopuk, siyasetçileri olan ama vizyondan yoksun, sermayesi olan ama yatırıma ve kalkınmaya kapalı bir şehir…

Kardemir Üretir Ama Şehri Büyütmez

Kardemir hâlâ çelik üretmeye devam ediyor. Ama bu çelik artık Karabük’ün omurgası değil. Çünkü Karabük’ün omurgası çoktan eğildi.
Kardemir, yıllardır kentle arasına mesafe koymuş durumda. Ne sosyal sorumlulukta var, ne gençlere umut olacak projelerde. Ne çalışanının sosyal refahını konuşuyoruz ne de şehrin kültürüne yaptığı katkıyı.
Kardemir, bu şehrin bağrından çıktı ama artık bu şehirle gönül bağı kalmadı. Şehri büyütmek gibi bir derdi olmayan bir dev, sadece kendi çevresini doyurur. Olan yine Karabük halkına olur.

Koltuk İçin Değil, Şehir İçin Sorumluluk Gerek

Karabük siyaseti uzun zamandır kendi kısır döngüsüne hapsolmuş durumda. Vizyon üretmek yerine var olan sorunları yönetmeye çalışıyor. Hesap soran yok, hesap veren hiç yok.
Yerel ve ulusal temsilciler, halktan uzak, halkın sorunlarından bihaber. Ankara’dan randevu alıp poz vermeyi icraat zanneden bir siyaset tarzı hâkim.
Kentsel dönüşüm duruyor, üniversite-şehir ilişkisi kopuk, gençlik çaresiz, sokaklar sessiz… Ama siyaset bu sessizliği hâlâ bir başarı sanıyor.
Karabük artık günü kurtaran değil, geleceği kuran siyasetçilere ihtiyaç duyuyor.

Sadece Servet Biriktirmekle Şehir Kalkınmaz

Karabük’te iş adamı sayısı çok, ama kent için taş üstüne taş koyan iş insanı sayısı yok denecek kadar az.
Sermaye büyüyor ama şehir küçülüyor. Herkes kendi şirketini büyütmenin peşinde, ama Karabük’ün geleceğine dair tek bir stratejik hamle yok. Ne yeni istihdam alanı var, ne teknoloji yatırımı, ne sosyal yatırım.
Şehirle birlikte büyümek değil, şehirden kopuk büyümek tercih ediliyor. Oysa şehirle bağı olmayan sermaye, ilk fırsatta bavulunu toplar, gider.

Tabela Var, Tavır Yok

Karabük’te STK’lar ya protokolün gölgesine sığınmış ya da derin bir sessizliğe gömülmüş.
Toplumu temsil etmek yerine etkisiz birer göstergeye dönüşmüş durumdalar. Halkın sorunlarını gündeme getirmek yerine, siyasetle uyumlu olmaya çalışıyorlar.
Yılda birkaç etkinlik, birkaç ziyaret, birkaç sosyal medya paylaşımıyla topluma fayda sağlandığını düşünen yapılarla karşı karşıyayız.
Gerçek sivil toplumun olmadığı yerde halkın sesi kısılır, vicdan susturulur.

Gidiyorlar, Çünkü Umutları Kalmadı

Karabük’ün gençleri üniversiteyi bitirir bitirmez gidiyor. Çünkü dönebilecekleri bir iklim yok.
Ne kültürel hayat var ne iş alanı. Ne yatırım var ne de yönlendirme.
Bu şehir, gençliğini her geçen yıl daha fazla kaybediyor. Ve kimse bu sessiz göçün farkında değilmiş gibi davranıyor.
Oysa bir şehir, gençleriyle nefes alır. Onlar gidince, şehir sadece yaşlı bir anıya dönüşür.

Yüzleşme Zamanı

Karabük artık susmamalı.
Bu şehir, hatayı başkasında aramaktan vazgeçmeli. Her kurum, her birey aynaya bakmalı.
Siyasetçi hesap vermeyi öğrenmeli, iş insanı topluma katkı sağlamayı görev bilmeli, STK’lar cesur olmalı, halk taleplerine sahip çıkmalı.
Çünkü artık zaman daralıyor. Ve bu şehir, kaderini bekleyen değil, kaderini kuran insanlar istiyor.

Eğer Karabük ayağa kalkacaksa, bu yüzleşmeyle başlayacak.
Ve bu yüzleşmeden kaçan herkes, bu şehrin çöküşüne ortak olacak.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.