Karabük Postası tarafından
18 Nisan, 2015 13:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

“Dünden Bugüne Safranbolu’da Dini Hayat” Konulu Sempozyum

Karabük Valiliği, Safranbolu Belediyesi ve Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen “ Dünden Bugüne Safranbolu’da Dini Hayat ” Konulu Sempozyumu yoğun Kktılımla gerçekleşti. Karabük Üniversitesi Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz Konferans Salonunda düzenlenen sempozyuma Vali Orhan Alimoğlu, Garnizon Komutanı J. K. Albay Samit Tokmak, Karabük Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ali Güneş, İl Emniyet Müdürü Serhat Tezsever, İl Müftüsü Halil Bektaş, Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Hür Mahmut Yücer, Karabük Üniversitesi Öğretim Görevlileri ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan sempozyum daha sonra Hafız Akın Bayrak tarafından Kur’an’ı Kerim Tilaveti ile devam etti. Karabük Üniversitesi Tasavvuf Korusu tarafından seslendirilen ilahilerin akabinde Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Hür Mahmut Yücer tarafından açılış konuşması yapıldı. Açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen Vali Orhan Alimoğlu “Günümüzde çok geçerli kavramlardan bir tanesi ekonomi diyoruz. Herşeyin temeli ekonomi ve ekonomi çok geçerli bir kavram. Birde günümüzde kişisel gelişim diye çok konuştuğumuz mesele var. Bizde kişisel gelişimini tamamlamış birçok insan var, bizlerde bu kişilerden istifade edersek işimize yarar. Kısacası bizler dünü bilirsek, neler olmuş bilirsek bugünümüzü ayarlamamızı sağlar. Sempozyum için ilimize teşrif eden hocalarımıza hoş geldiniz diyorum. Sempozyumun tertiplenmesinde emeği geçen bütün ilgililere şükranlarımızı sunuyorum.”dedi. Vali Orhan Alimoğlu’nun konuşmasının ardından başkanlığını Yalova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Özdemir’in yaptığı oturumda “İstanbul’da Safranbolulu Bir Nakşibendî-Ziyai, İsmail Necati Efendi” hakkında katılımcılara bilgiler verildi. Oturum Esat Coşan Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Necdet Yılmaz, Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yard. Doç. Dr. Kamil Yaşaroğlu ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar’ın yaptığı sunumlar ile devam etti. Sempozyumun 1. Oturumu Vali Orhan Alimoğlu’nun oturumu gerçekleştiren öğretim görevlilerine hediyelerini takdim etmesi ile sona erdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
14 Ekim, 2025 11:26 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

YILLARDIR AYNI NAKARAT, YETER ARTIK, GEREĞİNİ YAPIN, ELİNİZİ TUTAN MI VAR?

Hazine ve Maliye Bakanımız;

"Önümüzdeki dönemde de vergi adaletini güçlendirmek ve az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlamak için çalışmalara devam edilecektir”
demiş.
Bu hep söylenir, fakat bir türlü uygulan(a)maz 23 yıldır ülkeyi yöneten bir iktidar var. Şimdide bu iktidarın Maliye Bakanı aynı nakaratı tekrarlıyor?
Kabak tadı verdi artık!

Gelirde ve paylaşımda adaleti sağlayamadığımız sürece toplumsal barışın sağlanması mümkün değil.
Gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da ilk sıradayız. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sırada yer alıyoruz. Kimin eseri bu tablo?

Zenginle fakirin aynı vergiyi verdiği bir ülkede toplumsal barıştan ve adaletten söz edilebilir mi?
Ülkemizde, gelire göre vergilendirme yerine toplumun tümünün vergilendirilmesi gibi kolay bir yol tercih edilmiş. Vergi sisteminin ağırlık merkezini oluşturan dolaylı vergiler eliyle, başta sabit gelirliler olmak üzere geliri olsun ya da olmasın toplumun tümü vergilendiriliyor. En temel ihtiyaçlar için bile gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme yapılması insani ve adil olmadığı gibi, gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme uygulaması zenginle fakirin aynı vergiyi vermesine neden oluyor.

Varlıklı bir iş adamıyla, geliri olmayan bir vatandaş markette, pazarda aynı KDV’yi ödüyor. Bu mudur adalet?
Dolaylı vergiler nedeniyle vergi yükü dar ve sabit gelirlinin sırtında.

Meslek gruplarının geçen yıl beyan ettikleri şu aylık brüt, ortalama gelirlere bakın. Yazık hepsi de sürünüyor!

  • Aktör, aktris 157 bin 265 TL
  • Müzisyen, ses sanatçısı ve sunucular 136 bin 900 TL
  • Eczacılar 66 bin 236 TL
  • Doktorlar 61 bin 31 TL
  • Kuyumcular 42 bin 360 TL
  • Avukatlar 33 bin 641 TL
  • Taksiciler 12 bin 961 TL
  • Bakkal ve marketler 10 bin 149 TL
  • Emlakçılar 5 bin 226 TL
  • Berberler 3 bin 633 TL

Sordunuz mu bunlara, açlık sınırının 30 bin liralara dayandığı bir ülkede bu gelirlerle nasıl yaşıyorsunuz diye?
Çoğunun günlük kazançları bile bu rakamların çok üzerindedir.
Özel muayenehanesi olan bir profesörün hasta başına aldığı rakamdan haberiniz var mı?
Günde kaç hasta muayene ediyor, biliyor musunuz?

Şu, ikide bir milyarlarca vergi borcunu affettiğiniz müteahhitler konusuna da girip
Okuyucularımın sinirini zıplatmak istemiyorum.

Hadi dediğinizi yapın. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alında alkışlayalım sizi !

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.