Karabük Postası tarafından
13 Temmuz, 2022 07:58 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

DSİ Bölge Müdüründen Açıklamalar

Batı Karadeniz’de 25 Haziran’da meydana sel afeti sonrası Karabük, Bartın, Kastamonu ve Zonguldak’ta iyileştirme çalışmaları devam ediyor. Batı Karadeniz bölgesinde Haziran ayının son haftasında yaşanan sel afeti sonrası 5 ilde 72 saatte metrekareye 936 kilogram yağış aldı. Yaşanan sel afeti sonrası ağır hasar alan Karabük’ün Yenice ilçesinde 4 ev yıkıldı, 8 ev içinde yıkım kararı alınırken, çok sayıda menfez, sanat yapısı ve yıkılan köprüler ile çöken yollarda ulaşımın yeniden sağlanması adına çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. AK Parti Karabük Milletvekilleri Cumhur Ünal ve Niyazi Güneş ile İl Başkanı İsmail Altınöz, Yenice ilçesinde selde zarar gören alanlarda incelemelerde bulunan DSİ Bölge Müdürü Yasin Devrim’den çalışmalar hakkında bilgiler aldı. DSİ Kastamonu Bölge Müdürü Yasin Devrim, Batı Karadeniz’de yaşanan sel afeti sonrası vatandaşlara geçmiş olsun dileklerinde bulunarak, zorlu süreçte kendilerine desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a, DSİ Genel Müdürü Prof. Dr Lütfi Akca ile bakan yardımcıları ve bölge milletvekillerine teşekkür etti. “Gerekli önlemleri almasaydık daha farklı sonuçlarla karşılaşabilirdik” Devrim, bölge müdürlüklerine bağlı, Kastamonu, Karabük, Bartın ve Zonguldak illerinde taşkınlar meydana geldiğini anımsatarak, "Biz meteorolojinin yapmış olduğu uyarılar doğrultusunda 25 Haziran tarihinde riskli bölgelere makine ve personellerimizi konuşlandırdık ve gerekli çalışmaları yürüttük. Çalışmalarımızın yaşanan selin hasarını daha aza indirdiğini hepimiz gördük, biz bu önlemleri almamış olsaydık daha farklı sonuçlarla karşılaşabilirdik. Taşkın esnasında ise hızlı bir şekilde organizasyonlar sağlanarak suyun önü tüm derelerimizde ağır iş makinelerimiz ile açarak akışı rahatlattık. Tarım ve Orman Bakanımız Vahit Kirişci’nin talimatları ve Genel Müdürümüz Prof. Dr Lütfi Akca’nın direktifleri ile dış bölgelerden ağır iş makineleri bölgemize hızlı bir şekilde sevk edilerek çalışmalara başlanıldı. Batı Karadeniz Bölgesinde 25-27 Haziran tarihlerinde meydana gelen şiddetli yağışlar neticesinde 72 saatte metrekareye yaklaşık rakamlarla en yüksek; Kastamonu’da 248 kg, Zonguldak’ta 220 kg, Bartın’da 317 kg ve Karabük’te ise 151 kg yağış düşmüş olmasına rağmen çok şükür 2021 yılı Ağustos ayında yaşadığımız afette olduğu gibi büyük bir hasar ve can kaybı yaşamadık. Bunun sebebi almış olduğumuz tedbirlerin yanı sıra örneğin Bozkurt Ezine Çayı membaında kalıcı tesisler kapsamında tamamlanan bir adet geçirimli, bir adet geçirimsiz tersip bentleri ve yan derede tamamlanan geçirimsiz tersip bendi sayesinde gelen rusubatın birçoğu tutulmuş olup ilçe merkezine akışı engellenmiş, ayrıca dere yatağının genişliğinin de 28 metreden 70 metreye çıkarılması sonucu taşkının hasarı en aza indirgenmiştir. Bartın ilinde ise yapılan 3 adet Baraj (Kirazlıköprü Barajı, Kışla Sel Kapanı ve Kozcağız Barajı) taşkın sularını depolayarak Bartın şehir merkezinin sular atında kalmasının önüne geçilmiştir. Diğer taraftan taşkının etkilediği birçok yerleşim yerinde taşkın kontrol tesislerinin varlığı taşkın zararlarının artmasını önlemiştir” dedi. "Islah çalışmaları için güzergâhlar ve ihtiyaçlar belirlenecek" Yaşanan sel afeti sonrası bölge genelinde taşkınların vermiş olduğu hasarlar ile alakalı çalışmaları sürdürdüklerini de kaydeden Devrim, "Bu bağlamda Kurban Bayramı olmasına rağmen 140 adet ağır iş makinemiz ve 260 adet personelimiz ile görevimizin başında cansiperane şekilde afet yaşanan bölgelerde tıkanan köprü ve menfezlerin temizlenmesi, suyun kontrollü akışını sağlayacak şekilde dere yatağı tanzimi işleri, yıkılan köprüler ile menfezlerin yerine geçici olarak geçiş imkanı verecek yapılar yapıldı. Afetten etkilenen bölgelerde hayatı biran evvel normale döndürmek amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte ıslah çalışmaları için güzergâhlar ve ihtiyaçlar belirlenecek yapım ihaleleri gerçekleştirilerek taşkın kontrol tesisleri inşa edilecek, üst havzada ise tersip bentleri ve sel tırmıkları yapılacaktır. Bununla birlikte, yıkılan köprüler ve zarar gören yollar yeniden inşa edilecektir. Uzun vadede ise sel barajları planlanarak suyun membada geciktirilerek mansaba kontrollü intikal etmesi sağlanacaktır” ifadelerine yer verdi. (İHA)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.